Kanser vakalarında tedirgin eden artış
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Deniz Yamaç, "Toplumda görülme sıklığı giderek artan kanser hakkında tüm dünyada çeşitli araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın yaptığı çalışmalara göre kanser vakalarının giderek artış göstermesi tüm dünyada endişe uyandırıyor. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Güvendiğiniz hastanelerde tam kapsamlı taramalar ile erken teşhis ve tedavi sağlanabilir" dedi.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Deniz Yamaç, her bireyin sağlık örgütlerince önerilen tarama programlarına yönelik muayene ve tetkiklerini düzenli olarak yaptırması gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Yamaç, "Kanser, vücudun herhangi bir organ ya da dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve büyümesiyle baş göstermektedir. Erken tanı bu değişimin yaptığı değişikliklerin hastalık daha çıktığı bölgede iken yakalanması ile oluyor. Hastalık yayılmadan yakalanırsa yapılacak tedaviler başarılı oluyor. Kişi bedeninde fark ettiği değişiklikleri veya yakınmaları bir an önce doktoruna iletmesi oldukça önemlidir. Ayrıca kadınların 40 yaşından itibaren meme kontrollerini ve yıllık jinekolojik kontrollerini, erkeklerin 50 yaş itibarıyla prostat yönünden kontrollerini yaptırmaları önemlidir. Özellikle ailesinde mide bağırsak sistemi tümörü olan kişilerin 50 yaşından sonra mide bağırsak sistem kanserleri yönünden kontrolleri için gastroenteroloji uzmanlarına başvurması önerilir. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Güvendiğiniz hastanelerde tam kapsamlı taramalar ile erken teşhis ve tedavi sağlanabilir" diye konuştu.
"SAĞLIKLI BESLENİN, STRESTEN UZAK DURUN"
Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzının önemine de değinen Prof. Dr.
Yamaç, "Kanser, mücadele gerektiren zorlu bir hastalık olduğu için
elimizden geldiğince sağlığımıza dikkat ederek bu hastalıktan
korunma çabasında olmalıyız. Kilo fazlası, yaş, genetik faktörler,
alkol ve tütün kullanımı, hormonlar, bağışıklık sisteminin zayıf
olması, stres ve çevresel kirlilik gibi birçok etken kanser
hastalığına yol açıyor. Dünyada kanserle ilgili çok sayıda
araştırma yapılıyor. Araştırmalara göre, önlem alınmaz ise bundan
30 yıl sonrasında kanser hastalığında yüzde 75´lik bir artış tahmin
ediliyor. Bu çok tedirgin edici bir rakam. Genetik ve çevresel
faktörler üzerinde tüm dünyada çalışmalar sürüyor. Bireysel olarak
bizim yapabileceğimiz ise sağlıklı beslenmek ve stresten mümkün
olduğu kadar uzak düzenli yaşamak" dedi.
"MESLEK DIŞI İLGİ ALANLARI YARATMALIYIZ"
Fiziksel aktivitelerin hastalıkların önlenmesinde etkisinin oldukça
fazla olduğunu kaydeden Yamaç, "Günümüzde yaşam şartlarının
zorluğunu göz önüne alırsak, stres kanser ve kalp hastalıkları gibi
çok sayıda ciddi hastalıkları beraberinde getiriyor. Gün içerisinde
birçok işle ilgileniyor ve koşturmak durumunda kalıyoruz. Kendimize
vakit ayırmaz ve dinlenmezsek stresi yönetemiyor, mutsuz oluyor
neticesinde hem fiziksel hem de psikolojik şekilde etkilerini
yaşıyoruz. Kendimize meslek dışı ilgi alanları yaratmalıyız.
Kendimize iyi gelecek aktivitelere vakit ayırırsak yaşamın
gerginlik yaratan olayları ile daha iyi baş edebiliriz. Stresimizle
baş edemiyorsak gerekirse psikolog yardımı almak faydalı olabilir"
ifadelerini kullandı.
"HAFTADA 3-4 GÜN 45 DAKİKANIN ÜZERİNDE
YÜRÜYÜN"
Kanser hastalığının önemli etkenlerinden birinin de düzensiz ve
sağlıksız beslenme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yamaç, vücudun
gerek duyduğu nitelikte besin almamız gerektiğini vurguladı. Fazla
kalori almanın kilo artışına neden olacağını ve sonuçta obezitenin
tüm hastalıklara davet çıkardığını belirten Yamaç, "Aşırı yağlı,
tuzlu, şekerli ve asitli içecekler yerine taze meyve sebze
tüketmeli, düzenli sıvı almalı ve işlenmiş et (Salam, sucuk gibi)
yerine sağlıklı et ürünleri ve süt ürünleri tüketilmeli. Dengeli
beslenme önemlidir. Yediklerimizde sebze ve protein daha fazla
karbonhidratlı gıdalar daha az olmalı. Ayrıca spor anlamında
yapılan her türlü fiziksel aktivitenin bedensel ve psikolojik
olarak faydası vardır. Haftada 3-4 gün 45 dakikanın üzerindeki
yürüyüşler, size hem fiziksel hem de ruhsal açıdan çok iyi
gelecektir. Solunum, sindirim, sinir, bağışıklık sisteminizi mutlu
etmek istiyorsanız 'yürüyün' derim. Sabah ya da akşam zaman fark
etmeksizin günün 45 dakikasını bu aktivite için ayırmalısınız. Spor
yapan, hareket eden beden kolay kolay hastalanmıyor, bağışıklık
sisteminiz güçleniyor, daha sağlıklı uyuyor daha dinç
uyanıyorsunuz. Üstelik fiziksel aktiviteler kanser gelişiminde bir
faktör olduğunu bildiğimiz fazla kilolarla mücadele etmemizi de
kolaylaştırıyor" dedi.