Kabuğunu sakın çöpe atmayın! Narın en güçlü etkisi dışında saklı
Kışın en güçlü antioksidan kaynaklarından biri olan nar, yalnızca taneleriyle değil kabuğuyla da sağlık deposu sunuyor. Vitamin, polifenol ve punicalagin açısından zengin nar kabuğu; sivilceleri kurutuyor, bağırsak düzenini destekliyor ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlıyor. Uzmanlar, nar kabuğunun çöpe atılmaması gerektiğini vurguluyor.
Kışın en güçlü antioksidan kaynaklarından biri olan nar, yalnızca taneleriyle değil kabuğuyla da sağlık deposu sunuyor. Vitamin, polifenol ve punicalagin açısından zengin nar kabuğu; sivilceleri kurutuyor, bağırsak düzenini destekliyor ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlıyor. Uzmanlar, nar kabuğunun çöpe atılmaması gerektiğini vurguluyor.
Yapılan araştırmalar, nar kabuğunun antimikrobiyal ve antiinflamatuar etkileriyle hem cilt sağlığı hem de bağışıklık için önemli bir doğal kaynak olduğunu ortaya koyuyor. Kurutulup toz haline getirildiğinde sivilceler üzerinde iyileştirici etki gösteren nar kabuğu; sindirim, kalp ve damar sağlığı için de önemli faydalar sunuyor.
NARIN ŞİFASI: TANELERİ AYRI, KABUĞU AYRI FAYDA SAĞLIYOR
Kış aylarının vazgeçilmez antioksidan kaynağı olan nar, yalnızca meyvesiyle değil kabuğuyla da şifa veriyor. Punicalagin ve antosiyanin gibi güçlü maddeler içerdiği bilinen nar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltıyor. Özellikle C vitamini, polifenoller ve flavonoidler sayesinde bağışıklık sistemini destekliyor.
Uzmanlara göre narın kabuğunda, meyvesine kıyasla daha yoğun antioksidan bulunuyor. Bu nedenle nar tüketirken kabuklarını çöpe atmamak, onları değerlendirmek özellikle öneriliyor. Bağışıklığı güçlendiren nar kabuğu, enfeksiyonlardan korunmada doğal destek sunuyor.
SİVİLCELERE KARŞI GÜÇLÜ DOĞAL DESTEK
Narın antioksidan zenginliği, cilt üzerinde de olumlu etkiler yaratıyor. Flavonoidler ve polifenoller sayesinde sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olan nar, cildi yeniliyor ve yaşlanma belirtilerini yavaşlatıyor. Aynı zamanda nar tanelerindeki lif, bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirim sistemine destek oluyor.
Nar kabuğunun antimikrobiyal özellikleri, akne oluşumuna yol açan bakterilerin çoğalmasını yavaşlatabiliyor. Kurutulup toz haline getirildiğinde yoğurt, bal veya suyla karıştırılarak cilde uygulanan nar kabuğu maskesinin 10–15 dakika bekletilmesi öneriliyor. Ancak hassas ciltler için önce küçük bir bölgede test edilmesi gerekiyor.
KALP, DAMAR VE ENFEKSİYONLARA KARŞI DOĞAL BİR KALKAN
Düzenli nar tüketiminin kan dolaşımını desteklediği, kötü kolesterolü düşürmeye katkı sağladığı ve tansiyonu dengeleyebildiği biliniyor. Özellikle nar suyu, geleneksel tıpta öksürük azaltıcı ve boğaz rahatlatıcı olarak yüzyıllardır kullanılıyor.
Narın antiinflamatuar etkisi, vücuttaki iltihaplanmayı azaltarak romatizma benzeri hastalıkların belirtilerini hafifletebiliyor. Bazı bilimsel çalışmalar ise narın prostat ve meme kanserine karşı koruyucu etkileri olabileceğini gösteriyor. Ayrıca bazı araştırmalar nar suyunun hafızayı ve bilişsel fonksiyonları destekleyebileceğine işaret ediyor.
NAR KABUĞU NASIL KULLANILIR?
Nar kabuğunu tüketebilmek için öncelikle kabukların iyi bir şekilde kurutulması gerekiyor. Kurutulan kabuklar öğütülerek toz haline getiriliyor. 1 tatlı kaşığı nar kabuğu tozu; yoğurt, bal veya su ile karıştırılarak cilde uygulanabilecek bir macuna dönüştürülebiliyor.
Cilt maskesi uygulamadan önce aktif sivilcelere veya açık yaralara sürülmemesi, tıbbi akne tedavisi görenlerin doktora danışması öneriliyor. Uygulama sonrası ciltte hafif bir gerginlik hissi normal kabul ediliyor ancak tahriş oluşması durumunda kullanım bırakılmalı.