"Keyfi değil, koruyucu bir önlem"
Merkez Bankası'nın (MB), kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılamamasına yönelik aldığı kararı değerlendiren Finans Uzmanı Dr. Hakan Yıldırım, "Alınan karar keyfi değil, toplumun refahı için koruyucu bir önlem.
Merkez Bankası'nın (MB), kripto paraların ödeme aracı olarak
kullanılamamasına yönelik aldığı kararı değerlendiren Finans Uzmanı
Dr. Hakan Yıldırım, "Alınan karar keyfi değil, toplumun refahı için
koruyucu bir önlem. Toplumu çeşitli önlem ve müeyyideler ile
korumak ve kolay yoldan zengin olma hayalinden uyandırmak,
önemlidir" dedi.Merkez Bankası, ödemelerde kripto varlıkların
kullanılmasını engelleyen bir yönetmelik yayınladı. Buna göre,
kripto varlıklar ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde
kullanılamayacak ve bu varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı
şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacak.İstanbul
Gelişim Üniversitesi'nden Finans Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hakan
Yıldırım, piyasa oluşan fiyat balonlarının ekonomik sıkıntılara
neden olabileceği uyarısında bulunarak, "Peki, bu fiyat balonu
nedir? Fiyat balonu bir varlığın gerçek ve sanal değer arasında
sanal değer lehinde fiyatlanması olarak ifade edilebilir. Ancak
bunun tanımından ziyade nasıl oluştuğuna bakmak gereklidir. Fiyat
balonları şu ya da bu sebepten dolayı oluşsa da insanların kolay
yoldan zengin olma hayali ile beslenmektedir" diye konuştu.
"BAZI YATIRIMCILAR ALIM YAPMAKTAN VAZGEÇER"
Piyasada varlık fiyatlarına ait balonların dört aşama içinde
hareket ettiğini söyleyen Yıldırım, "Bu aşamanın ilki gizliliktir.
Gizlilik fiyatların düşük olduğu ve başlangıç fiyatı olarak ifade
edilebilen bölge veya süreç olarak ifade dilebilir. Bu süreçte
akıllı diye tabir edilebilecek yatırımcılar varlıkları almaya
başlarlar ve varlık fiyatları yavaş yavaş yukarı yönlü bir
fiyatlama davranışı içerisine girerler. İkinci aşama ise
farkındalık sürecidir. Bu süreçte artık kurumsal yatırımcılarda
sahneye çıkar ve bu bölgede fiyatlar yükselişe devam eder ve belli
bir noktadan sonra ani ancak keskin de olmayan bir düşüş yaşar.
Bunun en temel sebebi ise ilk satışların gelmesidir. İşte bu
noktaya 'ayı tuzağı' denilmekte ve burada bazı yatırımcılar çok
paniklemese de alım yapmaktan vazgeçerler. Bu sürecin son evresinde
fiyatlar medyanın ilgisi ve yapılan haberler ile yükselişe geçer"
ifadelerini kullandı.
"FİYATLARIN DEVAMLI ARTACAĞINA İNANIRLAR"
Üçüncü süreçte ise toplumun her kesiminin yatırım yapmak ve kolay
yoldan para kazanmak istediğini belirten Yıldırım, "Büyük bir coşku
ile fiyatların devamlı artacağına inanmaya başlarlar. Artık
neredeyse tüm varlığını yatırım aracına ya da büyük ilgi
gösterdikleri varlığı almak adına satma eğilimine girerler.
Fiyatlar bu süreçte aşırı bir yükseliş davranışı içine girer. Bu
süreçte varlığın fiyatı en tepe noktayı vurur ki geldiği bu en tepe
nokta ilk ve son tepe nokta olur. Artık fiyat balonu öyle bir
şişmiştir ki kimse bu balonun söneceğine inanmaz. Tabi bu süreçte
bazı akıllı yatırımcılar ya da finansal okuryazarlığa sahip
yatırımcılar yavaş yavaş karlarını çekmek için satışlar yapmaya
başlarlar. Yatırımcıların diğer kısmı ise bu baskı karşısında yavaş
yavaş düşen fiyatları pek kale almazlar. Yani bu noktada fiyatların
hep yükseleceği inancı daha ağır basar ve bu süreç dördüncü evre
olan sönme sürecini temsil etmektedir" dedi.
"FİYATLAR TOPARLANAMAZ"
Sönme sürecinde fiyatların kısa ve küçük harekete bağlı olarak
düştüğünü ancak yatırımcıların bu düşüşü inkar etmeye başladığını
belirten Yıldırım, "Bu inkar varlığın eski seviyelere geleceğine
dair inanca sahip yatırımcıların davranışından kaynaklanmaktadır.
Düşen fiyatlara karşı tam bir panik havası olmaz hatta düşen
fiyatlar sebebi ile çok büyük olmasa da kar etmek amacı ile
alımların devamına sebep olur. Ancak miktar hacim olarak düşük alış
baskıları fiyatların küçük düzeltme sürecine girmesine sebep olsa
da tekrardan düşen bir fiyat davranışı kaçınılmaz olur. Bu sayede
panik kaçınılmaz olur ve bir kısım yatırımcı satış yapmaya başlar
ve satış baskısı neticesinde dramatik bir düşüş söz konusu olur ve
fiyatlar artık toparlanamaz hale gelir. Böylelikle fiyatı yüksek
seviyede iken alım yapan yatırımcılar büyük zararlara gebe kalmış
olurlar" ifadelerini kullandı.
KOLAY YOLDAN ZENGİN OLMA HAYALİ
Alınan kararın keyfi olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Toplumun
refahı için koruyucu bir önlem. Önemli olan toplumu çeşitli
önlem ve müeyyideler ile korumak ve kolay yoldan zengin olma
hayalinden uyandırmaktır. Hatta ödemelerde kripto varlığın
kısıtlanmasının yanı sıra yatırım faaliyetleri açısından da sıkı
bir şekilde denetlenmesi elzem bir durumdur. Bazı kurumların
yatırımcılara 1: 10 kaldıraçlı kripto para alım ve satım imkanı
tanıması yatırımcıların oynaklığı yüksek olan kripto paralara karşı
daha fazla riskler almasına sebep oluyor. Yani burada risk 10 kat
daha fazla artmakla birlikte katlanabilecekleri zararlar on kat
artabiliyor. Kısaca hem kaldıraçlı bir sistem dahilinde alınıp
satılması hem de kaldıraç olmaksızın işlem yapılması yatırımcılar
için önemli riskler içerdiğinden bazı düzenlemelerin getirilmesi
gerektiği şart gibi gözüküyor" dedi.