"İhale önümüzdeki haftalarda..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki haftalarda ihaleyi yapıyoruz ve Kanal İstanbul'a başlıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde
Hizmet İhracatçıları Buluşması ve 2018 Yılı HİB Ödül Töreni ile
Haliç Kongre Merkezi'nde 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nde
konuştu.
Geçen yıl kurulan Hizmet İhracatçıları Birliğinin, Türkiye'nin bu
alandaki potansiyelinin ifadesi olduğunu dile getiren Erdoğan,
hizmet ihracatı ve pazarlarının çeşitlendirilmesi, yeni pazarlara
girilmesi ve mevcut pazarların geliştirilmesi konusunda birlikten
önemli çalışmalar beklendiğini belirtti.
Erdoğan, Türk ekonomisinin tüm alanlarıyla birlikte ihracatta hala
hak ettiği seviyenin çok gerisinde bulunduğuna işaret ederek,
"İhracatımızı 500 milyar dolara çıkarma hedefimize sıkı sıkıya
bağlıyız. Tabii bunun için öncelikle küresel rekabette bizi öne
çıkartacak şekilde mal ve hizmet üretimimizi artırmamız gerekiyor.
Dünyada her iki konuda da ayrı ayrı öne çıkmış ülkeler bulunuyor.
Bizim, Türkiye olarak ikisini birlikte gerçekleştirmemiz şarttır.
Bulunduğumuz coğrafya ve sahip olduğumuz imkanlar bize mal ve
hizmet tasarımı geliştirilmesi, üretimi, ihracatı konularında
avantaj sağlıyor." diye konuştu.
Geçen 17 yılda demokrasiden hukuka, eğitimden sağlığa, ulaştırmadan
enerjiye kadar tüm alanlarda kurulan güçlü altyapının aynı zamanda
destek ve cesaret verdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam
etti:
"Ülkemize yönelik terör tehditlerinin ve ekonomik saldırıların
artmasının gerisinde işte bu büyük potansiyelin harekete
geçmesinden duyulan rahatsızlık vardır. Ama bu büyük dirilişe, bu
büyük uyanışa, bu büyük şahlanışa Allah'ın izni ve yardımıyla kimse
engel olamayacaktır. Ülkemiz ve milletimizle ilgili senaryoları
yırtıp atarak, tuzakları parçalayıp geçerek, yolumuza devam
ediyoruz. Yaşadığımız onca badireye rağmen Türkiye'ye ve Türk
milletine bugüne kadar diz çöktüremediler, inşallah bundan sonra da
bunu başaramayacaklardır. Artık Türkiye'ye zarar vermenin bir
bedeli vardır. Ancak bu bedeli göze alanlar, karşımıza çıkabilir.
Eskisi gibi 'boş atıp dolu tutma' yöntemiyle ülkemizi
yönlendirebileceklerini sananlar, eninde sonunda bu gerçeği
kabullenmek mecburiyetinde kalacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye
hedefine hiç olmadığı kadar yakınız. Ülkemizin elde ettiği her bir
başarı, milletimizin geleceğine daha güvenle bakmasını
sağlıyor."
"Dünyada nasıl Süveyş varsa, Cebelitarık varsa, bizde de
Kanal İstanbul olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllarca Türkiye'yi kendi iç çekişmeleriyle
oyalayanların bu kez hezimete uğradığını dile getirerek, şunları
söyledi:
"Her yolu denemelerine rağmen bu kutlu yürüyüşü durduramadılar,
inşallah durduramayacaklar. İçeride, dışarıda. Özellikle de şu anda
içeride ana muhalefetin başındaki zat. Biz 'Kanal İstanbul'
diyoruz, o da çıkıyor diyor ki 'Yapamayacaksınız.' Ya biz
yapacağız. Sen ne yaparsan, biz bunu yapacağız. Bir taraftan da
müteahhitleri tehdit ediyor. 'Hangi müteahhit bu işin içerisine
girerse, bilsin ki verdiği parayı -biz geliyoruz, geldiğimiz zaman-
alamayacaktır.' diyor. Bir defa devletin ne olduğundan bihaber olan
bir zat. Ne demek yahu? Sen gelemeyeceksin zaten o ayrı bir konu
da. Devletlerde devamlılık esastır ve bir müteahhit bu işe girmiş,
anlaşmasını, sözleşmesini yapmış. Buna cevap vermeyi zait
addediyorum da böyle söylediği için bütün müteahhitlerimize,
uluslararası konumu olan müteahhitlerimize bir şey hatırlatmak
istiyorum, bakınız bu ülkede nasıl bir siyasetçi var bunu bilin.
Bu, üstelik şu anda ana muhalefetin başında. Biz inşallah şurada
önümüzdeki haftalarda ihaleyi yapıyoruz ve Kanal İstanbul'a
başlıyoruz. Bunun çalışması, 1 haftalık, 1 aylık, 1 yıllık değil,
ta belediye başkanlığımın sonlarına doğru atılmış bir adımdır. Biz
bu adımı hayata geçireceğiz. Dünyada nasıl Süveyş varsa,
Cebelitarık varsa, bizde de Kanal İstanbul olacak."
Kanal İstanbul'un çevreci özelliğinin yanı sıra Türkiye'ye
kazandıracağı haklar olduğunu bildiren Erdoğan, Selimiye'nin önünde
tankerin 7 ayı aşkın bir süre yandığını, hiçbir şey yapılamadığını
anlattı.
Erdoğan, boğazda birçok kez kuru yük gemilerinin, tankerlerin
yalılara kaç kez bindirdiğini dile getirerek, "Her an bu bir
tehlikedir ve çevrenin tehdididir. Kanal İstanbul ile bu tehditler
adeta yok seviyesine geleceği gibi bir de ülkemize ciddi manada bir
getirisi olacaktır. Bütün bunların çalışmaları yapılmış ve
Karadeniz'den Marmara'ya iniş burada farklı bir özelliğe bir de
çevreci anlayışla çevre güzelliğine de inşallah bu kanalla
İstanbul'umuz sahip çıkacaktır." dedi.
"Son dönem verilerine baktığımızda somut gelişmeleri
görebiliyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bal bal demekle ağız
tatlanmaz" sözünü anımsatarak, şunları söyledi:
"Ekonomide de sadece 'Her şey iyi, güzel, hoş." demekle çarklar
dönmüyor, tencere kaynamıyor. Bunun için somut gelişmelere, elle
tutulur, gözle görülür icraata ihtiyaç vardır. Son dönem verilerine
baktığımızda işte bu somut gelişmeleri görebiliyoruz. Ekonomik
Güven Endeksi, kasım ayında yüzde 1,7 oranında artarak 91,3 oldu.
Bu alanda son 2 aylık artış yüzde 6,2'yi aştı. Kasım ayında kurulan
şirket sayısı -hani diyor ya 'Bütün şirketler kapanıyor.'- Ben sana
resmi rakam veriyorum, dikkat et, bir önceki yıla göre yüzde 10,2
oranında artış kaydetti. Konut ve otomobil piyasalarındaki
canlanmayı herhalde görmeyen yoktur. Konut satışları kasımda yüzde
54,4 ve otomobil satışları da yüzde 3,5 arttı. Otomotiv sektöründe
ülkemize güvenip stoklarını iyi tutanlar kazanmaya devam ederken,
stokları yetersiz olanlar maalesef yok sattı. İhracatımız genel
ticaret sistemine göre 180 milyar doları bulurken, turist sayısında
50 milyonun üzerinde yeni bir rekor bekliyoruz. Mal ihracatımızda
elde ettiğimiz 180 milyar dolarlık gelirin yanı sıra hizmet
ihracatında elde ettiğimiz tarihi başarıyla cari fazla verir hale
geldik. Hizmet ihracatımız 2002'de sadece 14 milyar dolar iken, bu
yılın ekim ayı itibarıyla yıllık 53 milyar dolara kadar yükseldi.
Ekim ayı itibarıyla cari fazla rakamı 4,3 milyar dolar oldu. Mal ve
hizmet üretiminde daha rekabetçi bir ekonomiyle, pazar
çeşitliliğimizi de artırarak bu eğilimi sürdürmekte
kararlıyız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü çeyrekteki yüzde 0,9'luk pozitif
büyümeyle ülkenin yeniden büyüme dönemine girdiğini aktararak,
kapasite kullanım oranının kasımda bir önceki aya göre artmaya
devam ederek, son 15 ayın zirvesi olan yüzde 77,2'ye yükseldiğini
söyledi.
Erdoğan, ekim ayında sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına
göre yüzde 3,8, perakende satış hacminin de yüzde 5,9 artığını
vurgulayarak, "Sanayi üretimindeki artış eğilimi devam ediyor. Ekim
ayında 10,4 milyar liralık yeni yatırım için 637 proje teşvik
belgesi düzenleyerek yılın en yüksek sayısına ulaşmış olduk. Bu
yatırımlarla inşallah 23 binin üzerinde ilave istihdam oluşmasını
bekliyoruz." diye konuştu.
"Araştırma, geliştirme harcamamızın gayrisafi yurt içi hasıla
içindeki oranı tarihimizde ilk kez yüzde 1'i aştı. Geçen yılın
kasım ayında yüzde 21,6 olan enflasyon, bu sene yarı yarıya
gerileyerek yüzde 10,6 olarak gerçekleşti. Son açıklanan verilerle
hamdolsun istihdam cephesinden de olumlu haberler geldi." diyen
Erdoğan, mevsim etkilerinden arındırılmış olarak bakıldığında
istihdamın son 2 ayda 103 bin kişi ve son 4 ayda ise 212 bin kişi
arttığını, böylece işsizlik oranının son 2 aydır gerileyerek yüzde
13,9 olduğunu, önlerindeki aylarda daha iyi rakamlarla
karşılaşacaklarını kaydetti.
Erdoğan, bunlara ilave olarak ülkenin risk priminin, CDS
göstergesinin 300'ün altına inerek 280 olduğunu, bu göstergenin bir
dönem 500'lerde bulunduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Borsamız 110 bin puanın üzerine çıkarak son 1,5 yılın zirvesini
gördü. Tarihi bir rekordur bu. Tüm bu gelişmeler işlerin yolunda
gittiğini, ekonomik toparlanmanın hızlı bir şekilde sürdüğünü
bizlere gösteriyor. Meclis'te dün kabul edilen 2020 bütçesi bu
bakımdan yeni bir dönemin özellikle müjdecisidir. Çok enteresan bir
durum var tabii. Bakıyorsunuz bir tarafta iktidarı yerden yere
vurmaya çalışan var, öbür taraftan oylama yapılıyor Genel Kurul'da
kimse yok, hepsi bırakıp gitmişler ve iktidar orada gayet güzel bir
birliktelik ortaya koymak suretiyle oylamada nasıl bir oy aldığını
ispatlamıştır ama muhalefet lime lime dökülmüştür. Bu vesileyle
emeği olan tüm bakan arkadaşlarımıza, başta Cumhur İttifakı olmak
üzere, bakan arkadaşlarımızla birlikte emeği geçen tüm
arkadaşlarımıza ve sonuna kadar bu işi, yarışı sürdüren tüm grup
başkan vekili ve yanlarındaki yardımcılarına şahsım, milletim adına
teşekkür ediyorum. Bununla birlikte elbette hala çözülmesi gereken
sorunlar, atılması gereken adımlar bulunuyor. Bunların hepsinin
planını, programını yaptık. Hepsini de birer birer hayata
geçireceğiz."
"Milletimiz bize yeter"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda üstesinden gelinen sıkıntıların
sıradan rastgele sorunlar olmadığını belirtti.
Milletlerin tarihlerinde çok ender rastlanabilecek bir mücadele
sürecinden geçtiğini dile getiren Erdoğan, "Demokrasimize,
ekonomimize, güvenliğimize, huzurumuza, birliğimize,
beraberliğimize kasteden saldırıların biri bitmeden diğeri
başlıyor. Eşine benzerine rastlanmayan haksızlıklarla,
adaletsizliklerle, tehditlerle, tuzaklarla, oyunlarla karşı
karşıyayız. İşte Cenevre ve ardından Malezya. Malezya'da 17 anlaşma
imzaladık. İnşallah bu atılan imzalar takibini de yapmak suretiyle
Türkiye'nin sadece bölgesinde değil, inşallah uluslararası camiada
da nerelere geleceğini göstermesi bakımından çok önemli." diye
konuştu.
Bir yandan vatandaşlara hizmet etme, bir yandan mazlumlara ve
mağdurlara kol kanat germe, bir yandan da tüm dünyaya meydan okuma
pahasına ülkenin çıkarlarını savunmaya çalıştıklarını vurgulayan
Erdoğan, Libya ile yapılan anlaşmaya değindi.
Erdoğan, bir mutabakat metnini ortaya koyduklarını
belirterek, şöyle devam etti:
"Bir taraftan askeri güvenlik anlaşması, öbür taraftan evet
kıyılarla alakalı, denizlerdeki haklarımızla alakalı anlaşma
imzalandı. Ama bundan birileri rahatsız oluyor, gelgeç. Bir de
bakıyoruz ülkemizin içinde ana muhalefeti de onun yanında bazıları,
onlar da rahatsız oluyor. Siz kimden yanasınız? Bu memleketten, bu
milletten yana mısınız, yoksa atalarımızın bir sözü var, onu
söylemeyeyim. Yürüttüğümüz mücadelede diğer ülkelerden neredeyse
hiç destek alamıyoruz, ama milletimiz bize yeter. Biz onlarla
beraber bunu sürdüreceğiz. Milletimizin dirayeti ve dostlarımızın
duası sayesinde yolumuza devam ediyoruz. Bu kritik dönemde iş
dünyamızın ve tüm vatandaşlarımızın ülkelerine güvenmeleri, bizlere
destek olmaları özellikle önemlidir. Türkiye'yi hep birlikte
büyütecek, geliştirecek, 2023 hedeflerine ulaştıracağız.
Evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını güven ve huzur içinde
hayata geçirebilecekleri bir ülke bırakmak için çok daha çalışacak,
daha sıkı mücadele edeceğiz. Çünkü bu ülke hepimizin. Çünkü
önümüzdeki gelecek, hepimizin ortak geleceği. Bizim kendimize ait
hissettiğimiz bir başka vatanımız yoktur. Bizim gölgesine
sığınacağımız bir başka bayrağımız yoktur. Bizim günde beş vakit
duymadan huzurla yatağa gireceğimiz bir başka ezanımız yoktur.
Öyleyse taşıyla, toprağıyla, insanıyla, tüm değerleriyle ülkemize
sıkı sıkıya sarılmaktan başka çaremiz de yok demektir. Yüreğimizde
işte bu ateş yanmaya devam ettiği müddetçe Allah'ın izniyle hiç
kimse istiklalimizi ve istikbalimizi elimizden alamaz. Bunu bir
asır önce Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşımızda yapamadılar. Bunu
yapmaya 15 Temmuz'da da güçleri yetmedi. Çanakkale'de kuleler
yükseliyor. Artık 100 metreye doğru varıyorlar. Bu ne demek biliyor
musunuz? Nereyi, nereye sağlıyoruz."