Yazar Oktay Akbal 92 yaşında yaşamını kaybetti
Duayen yazar Oktay Akbal, tedavi gördüğü hastanede 92 yaşında hayatını kaybetti.
Cumhuriyet'le eşit yaştaki Oktay Akbal, yalnızca Türk
edebiyatının değil, gazetecilik ve dergiciliğinin de, yani tüm bir
yazın tarihinin en önemli isimlerinden biriydi. Kendi usta
yazarlığının taşıdığı değer bir yana, bütün bir tarihe tanıklık
etmiş, kendisinin de önemli kilometre taşlarında katkısı olan bir
duayen isim…
Akbal'ın en önemli özelliklerinden biri de aynı, öykü kitaplarından
biri olan Yalnızlık Bana Yasak'ın adı gibi bir yaşam sürmüş ve
yaşamı boyunca Türk kültür ve siyaset tarihinden önemli dostluklar
biriktirmiş bir kişi olması. Bir diğer büyük usta Tahsin Yücel,
özellikle öykülerinden yola çıkarak Akbal için, "Çağımızın en
içten, en güvenilir, en soylu tanıklarından biri" diyordu.
20 Nisan 1923 tarihinde İstanbul'da doğdu. Avukat Salih Şehabettin
Bey'in oğlu, ilk gerçekçi Türk romancılardan Ebubekir Hâzım
Tepeyran'ın ana tarafından torunudur.
Kumkapı'daki Saint Benoit Fransız Lisesi'nde başladığı
ortaöğrenimini, 1942 yılında İstiklal Lisesi'nde bitirdi. Bir süre
İstanbul Üniversitesi Hukuk (1944) ve Edebiyat (1946) fakültelerine
devam etti, ancak yüksek öğrenimini yarıda bırakarak kendini
yazarlığa verdi. 1943 ve 1944 yıllarında Servet-i Fünun Uyanış
dergisinde sekreterlik, 1947 ve 1951 yılları arasında Millî Eğitim
Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda memurluk yaptı. Fakat yaşamını asıl
anlamda gazetecilik yaparak kazanmıştır.
1939 ve 1940 yıllarında Yeni Sabah ve İkdam gazetelerinde
çevirileri ve öyküleri yayımlanmıştır. 1944 ve 1946 yılları
arasında Vakit gazetesinde eleştiriler ve tanıtma yazıları
yazmıştır. Büyük Doğu dergisinde her hafta Dünya Fikir Sanat
Hareketleri sütununu yazmış, 1951 ve 1956 yılları arasında Vatan
gazetesinde, düzeltmen, sekreter ve yazı işleri müdürü olarak
çalışmıştır. 1956'da köşe yazarlığına başlamıştır. 1985 yılından
itibaren Hürriyet gazetesi için köşe yazarlığı yapan Akbal, daha
sonra Milliyet gazetesinde çalışmıştır. Halen Cumhuriyet
gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir.
Öykü yazmaya ilkokul yıllarında başladı. Çeşitli çocuk dergilerinde
öyküleri yayımlandı. 1939'da, henüz lise öğrencisiyken yazdığı bir
öykünün İkdam gazetesinde yayımlanmasıyla edebiyat dünyasına girdi.
İkdam ve Yeni Sabah gazetelerinde hemen her gün bir öyküsü; Bin Bir
Roman, Çocuk Haftası, Yıldız gibi gazete ve dergilerde yazıları,
öyküleri ve çevirileri yayımlandı. Akbal'ın asıl anlamda öyküye
yönelmesi Sait Faik'in Semaver adlı kitabını okumasından sonra
başlamıştır.
Servet-i Fünun Uyanış dergisinde çalıştığı sıralarda başlayan eski
yeni tartışmalarının ve yeni edebiyatın içinde yer alan Akbal'ın
sanatında böylece asıl edebiyatçı dönemi açılmıştır. Kendi yaşam
deneyimlerinden, çocukluk anılarından yola çıkan, küçük kent
insanını da gözardı etmeyen duygulu öyküler yazmaya başlamıştır.
Bunlar toplumsal olaylarla ilgili gözlemlere değil, anılara ya da
düşlere dayalı, içe dönük hikâyelerdir. Akbal hikâyeleri, Behçet
Necatigil'in deyişiyle "Konulu hikâyeler değil de, belli konular
çevresinde oluşan anılar toplamıdır". Yazın çevrelerinde geniş ve
olumlu yankı yapan Önce Ekmekler Bozuldu adlı ilk kitabını 1946'da
çıkarmıştır. Onu, 1949'da Aşksız İnsanlar izlemiştir.
Garipler Sokağı ve Bizans Definesi adlı kitapları Rusçaya;
Dondurmalı Sinema Sırpçaya çevrildi. Suçumuz İnsan Olmak adlı
kitabı Erdoğan Tokatlı yönetiminde 1986 yılında filme çekildi.