'Aslında bu bir işitme engeli değil, iki dil meselesi'
Bu yıl 14 Şubat'ta kendisine ve sevdiklerine farklı bir Sevgililer Günü yaşatmak isteyenler Akbatı AVYM'de Dem Derneği işbirliği ile düzenlenen "Aşkını Başka Dilde Anlat" etkinliğinde buluştu.
Etkinliğe katılanlar, sevdiklerine duydukları aşkı işaret
diliyle anlatma fırsatı yakaladı. Dem Derneği'nin kurucusu Ayşe
Damla İşeri ise aslında bunun iki farklı dili konuşan toplumu
buluşturma meselesi olduğunu ve Aşkını Başka Dilde Anlat
etkinliğinin topluma neler kazandırdığını anlattı.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
2009 Üsküdar Amerikan Lisesi, 2013 University of Virginia
mezunuyum. Medya ve Tarih okudum. Küçüklüğümden beri hayalim
gazeteci olmaktı. Üniversiteden sonra yeni kurulan bir kanalda
çalışmaya, daha doğrusu "takılmaya" başladım. Beni sivil toplum
kurumlarıyla ve özel olarak sağırlarla çalışmaya iten şey de
içimdeki bu gazetecilik aşkını bir türlü gerçekleştirememem oldu.
Aslında hayallerimin daha farklı bir şey olduğunu anladım.
İşitme engellilerle çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Yakınlarınız arasında sağır olan var mıydı? Sizi bu alanda
çalışmalar yapmaya iten şey ne oldu?
Türkiye'de sivil toplum alanında çalışanların çoğu engelli
yakınları oluyor. O yüzden bu soruyla çok karşılaşıyorum. Ama benim
böyle bir hikayem yok.
Kısa süren gazetecilik deneyimim beni sivil toplumda bir kariyer
hayaline itti. Çalıştığım televizyon kanalı, bir protestoyu takip
etmemi istedi. Benim için çok heyecan vericiydi. Gittim. Hayatımda
ilk ve son defa dokuz adet canlı yayın yaptım. Aslında çok
kalabalık bir protesto değildi. Yürüyüş yapmak isteyen kalabalıkla
polis karşı karşıya geldi. Sonrası bildiğiniz senaryo. Buradan
öğrendiğim, ben aslında protestocu ile polis arasında olan
diyalogsuzluk problemini insanlara göstermek ve çözüm üretilmesi
için gazetecilik yapıyordum.
Gazeteciyken bire bir savunuculuk yapmak objektifliği
kaybettirebilir. Ben de bu yüzden sivil topluma geçmeye karar
verdim. Somut bir diyalogsuzluk hali ile işe başlamak gerektiğini
düşünüyordum. Araştırmalar yaparken ve bir arkadaşımın
yönlendirmesi sayesinde işaret dili kullanan bireyler ile duyan
toplum arasındaki iletişimsizlikle tanıştım. Sonrası Dem oldu
zaten.
Dem Derneği'nden biraz bahseder misiniz? Ne tür işler
yapıyorsunuz? İşitme engellilerin hayatını kolaylaştırmak adına
neler yapıyorsunuz?
Dem Derneği toplumsal diyalogsuzluk hallerimize, sosyal
girişimcilik anlayışı ile diyalog alanları oluşturan ve bu şekilde
çözüm üretmeye çalışan genç bir sivil toplum örgütü. Ele aldığımız
ilk diyalogsuzluk hali duyan toplum ile sağır toplum arasındaki
diyalogsuzluk. Hedefimiz iç içe yaşayan ancak iletişimde farklı
diller kullanan iki toplum arasında dil algısının ve bunun
beraberinde getirdiği dil ve kültür farkındalığının olduğu diyalog
alanları yaratmak.
Türk İşaret Dili (TİD) dersleri veriyoruz. Bu dersler hem bu
diyalog için ilk adım, hem de bir tanışma anı Dem'de. Bu yıl Akbatı
işbirliğinde düzenlediğimiz Aşkını Başka Dilde Anlat ise iki
toplumun beraber çalışabildiğini gösteren, duyan toplumun sağır
topluma yönelik kanıksanmış acıma duygusunu yıkan bir tanışma anı
yaratıyor. Bir de Dem'in asıl ses getirmesinin önünü açan ve
Türkiye'de sosyal girişimcilik alanında örnek gösterilebilecek
demgoodcoffee var.
"Demgoodcoffee bir kahve dükkanından ötesi"
Demgoodcoffee'yi biraz daha anlatır mısınız? Şimdilik Beşiktaş
şubeniz var, yeni şubeler açmayı planlıyor musunuz?
Demgoodcoffee kahve aracılığı iki toplum arasında keyifli bir
tanışıklık hali sağlamaya çalışıyor. Bunu günlük hayatın akışının
içerisinde göstermek önemli çünkü öyle bir toplum hayal ediyoruz.
İyi kahve ve kahve dükkanı da günlük hayatın tam ortasında yer alan
çok eski bir diyalog alanı. Aynı zamanda çalışanlar ve sağırlar
için örgütlenme ve üretme için doğal bir merkez. Bu nedenle bir
kahve dükkanının ötesiyiz diyoruz kendimiz için.
Yeni şubeler tabii ki planlıyoruz. Ne kadar çok dükkan, o kadar çok
sağır istihdamı ve o kadar farklı insan ile diyalog alanı yaratma
ihtimali demek. İş merkezleri, AVM gibi güvenli alanlarda büyüme
stratejimiz var. 2017 içerisinde bununla ilgili adımlar atmayı umut
ediyoruz.
İşitme engellilerle çalışmak nasıl bir şey?
Demgoodcoffee'nin müşterileri ne diyor?
İki farklı dilin, iki farklı kültürün ve bu sebeple iki farklı
algının bir arada çalışması, özellikle büyümeyi hedefleyen bir
başlangıç hikayesinde oldukça yavaşlatıcı ve zor. Ancak farklı
algıların beslediği diyalogların ortaya çıkması sivil topluma ve
misyonumuza tam oturuyor. Müşteriler özellikle ilk defa TİD ile
iletişim kuran biri ile tanıştığında çekinebiliyor. Ancak
sonrasında istediğimiz gibi bu iki dilli dünyaya uyum sağlıyor. En
azından sağlamaya çalışıyor.
"Bence en zoru dilleri olduğu halde
anlaşılamamak"
Sağır olmak nasıl bir duygudur sizce? Birlikte çalıştığınız
engellilerle ilgili ne tür gözlemleriniz var? İşitme engellileri
hayatta en çok zorlayan veya toplumda en çok rahatsız eden şeyler
neler?
Tam empati yapamam tabii ki. Ancak bir dil ve beraberinde algı
farkı olduğu için iletişebilmek ve düşünceyi kendi düşündüğü gibi
aktarabilmek en zorlayıcı şey. Dilleri olduğu halde anlaşılamamak
bence en zorlayıcı olanı. Bilgiye erişim noksanlığı da en rahatsız
edici şeylerden biri.
Engellilerin hayata katılımlarıyla ilgili yapılması gereken
pek çok şey var elbet. Sizce sağırlarla ilgili atılması gereken en
önemli adım nedir?
TİD'in de farklı bir dil olduğunun benimsenmesi ve sonrasında
özellikle anadili TİD olan ve bunu kullanan sağırlara toplumda yer
edinebilmeleri için her türlü bilgiye (günlük hayattan, eğitim
sistemine) erişim haklarının tanınması olur.
Engellilerle ilgili pek çok projeniz var. Akbatı'nın ev
sahipliğinde 14 Şubat Sevgililer Günü için hazırladığınız proje de
bunlardan biri. Sizce bu tür projeler engellilere ve engelli
olmayan bireylere ne tür katkılar sunuyor?
Aşkını Başka Dilde Anlat iki toplumun bir arada iki dil ile
çalıştığı bir ortam. Hem sağırlara hem de bu dili bilenlere kısa da
olsa bir tanışma alanı yarattı. Ayrıca gelen misafirlerin belki de
ilk kez sağırlarla dil algısı ile tanışmasını ve potansiyel diyalog
ortamı oluşturmasını sağladı. Tanışmak empati kurabilmenin ve
söylem değiştirebilmenin önemli bir adımıdır. Aşkını Başka Dilde
Anlat etkinliği de bunu sağladı.
Son olarak da bu tür projelere destek vermeyi düşünen
kurumlara söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Çalıştığımız alanda söylem değişikliğinin ve sürdürülebilirliğin
çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple gelir modeli olan ve
sürdürülebilirliğe katkı sağlayan ve bunun için çabalayan projelere
destek verin. Günübirlik tanıtım amaçlı ve sosyal etkisi kısa veya
uzun vadede ölçümlenemeyen projelerden uzak durun derim.
Toplum neleri değiştirmeli?
"İşitme engelli" yerine kendini "sağır" olarak tanımlayan toplumla
ve bunun nedenselliği ile tanışın. Söyleminizi değiştirin. Çünkü
sağır olmak bir gerçeklik ve bunu kaba olarak algımıza yerleştiren
şey, duyan toplumun kullandığı Türkçe ve ilgili söylemler. Bunları
kullanmaya çalışın. İlk adım bu olmalı.