Alüvyon altındaki muhteşem kentte bulunan 4 mezar şaşırttı
ANTALYA'nın Demre İlçesi'nde alüvyon altında bulunan ve 'Anadolu'nun Pompeisi' olarak nitelendirilen Myra- Andriake Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan 4 oda mezar, bilim adamlarını şaşırttı.
ANTALYA'nın Demre İlçesi'nde alüvyon altında bulunan ve
'Anadolu'nun Pompeisi' olarak nitelendirilen Myra- Andriake Antik
Kenti'ndeki kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan 4 oda mezar, bilim
adamlarını şaşırttı.
Myra- Andriake Antik Kenti kazı başkanı, Akdeniz Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Nevzat Çevik, 10 metreye kadar alüvyon altında yer alan antik
kentte 4 yıl önce çalışmalara başladıklarını aktardı. Prof. Dr.
Çevik, antik kentte Likya dönemi kaya mezarları, Roma dönemi
tiyatrosu, Bizans dönemi Aziz Nikolaus Kilisesi, çok iyi korunmuş
şapel duvarındaki fresko, Andriake liman tesisleri, Bizans dönemi
boya maddesi üretim tesisleri, su kanalları, sarnıçlar, 2 bin 300
metrekare büyüklüğündeki granariumun gün ışığına çıkarıldığını
kaydetti. Prof. Dr. Çevik, antik kaynaklara göre büyük bir Artemis
Tapınağı ile henüz duvarı kısmen görünen piskoposluk sarayı
bulunduğunu da belirtti.
ODA MEZARLARDA TARZ FARKI GÖRDÜK
Aziz Nikolaus'un 'Batık Şehir' olarak da tanımladığı Myra'da 2016
kazı çalışmalarında 4 oda mezar kazıldığını kaydeden Prof. Dr.
Çevik, Roma dönemine ait oda mezarlarda bölgede ilk kez rastlanılan
iç mimari düzenlemelerle karşılaştıklarını ifade etti. Prof. Dr.
Çevik, şunları söyledi:
"Oda mezarların iç mimarisi değişikti. İlk kez böyle bir tarz ile
karşılaştık. İçeride yerden 20 santimetre yükseklikte mermer
plakalarla kaplanmış, 3 tarafta mezar yatağı olarak düzenlenmiş bir
yapıyla karşılaştık. Ölüler doğrudan bu yataklara yatırılmış. Bir
tarz farkı vardı. Alışılan düzenlemelerde oda mezarlarda ölü
yatakları yüksek klineleri ya da ölü tekneleri biçimindeydi.
Andriake'de karşılaştığımız bu tarzın örneği çok az."
ANDRİAKE'NİN EN BÜYÜK ODA MEZARINDA ÇOK SAYIDA SİKKE
Mezarların üzerlerinde iskelet parçaları, bazı buluntuların
günışığına çıktığını kaydeden Prof. Dr. Çevik sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Altın küpeler mezar ailesinin kadın üyelerine ait. Bunun dışında
seramik eserler, cam koku kapları vardı. Bunlar bir mezarda
beklenen olağan buluntular. Kazdığımız 4'üncü oda mezar ise
granariumla sinagog arasında limana bakan seçkin bir konumdaki
Andriake'nin en büyük oda mezarı. Bu mezar diğerlerinden farklı
olarak ortasındaki tek anıtsal lahitle düzenlenmiş. Definecilerin
parça parça ettiği lahdin 33 parçasını bulabildik. Bu parçaları
sanal ortamda birleştirince çok nitelikli bir lahit olduğu
anlaşıldı. Lahdin altında bir de alt mezar odası (hyposorion)
vardı. Üst katmanda ise bu mezarın yapıldığı döneme ait olmayan
Heraclius Dönemi'ne ait (M.S. 610 - 641) çok sayıda sikke
bulduk."
LİKYA'NIN EN ÖZELLİKLİ TİYATROSU
Myra'daki çalışmalarda tiyatroya çok emek verdiklerini de anlatan
Prof. Dr. Çevik şunları alnattı:
"Tiyatro tüm bölgenin en büyük ve nitelikli binası. Uzun ve ağır
çalışmalarla tüm sahne binasını da ortaya çıkardık, kazıda çıkan
binlerce mimari bloğun yerlerini saptayarak restitüsyonunu
tamamladık. Bu alanda ve bilimde zor bir şeydir. Tam iki yıl sürdü.
Proskeneyi tamamıyla ayağa kaldırmış ve 1'inci kata ait tüm sütun,
başlık ve diğer elemanların da restorasyonlarını yapmıştık. Şimdi
buna bağlı olarak restorasyonunun yapılmasını istiyoruz. Ayağa
kalkarsa muhteşem bir tiyatro ortaya çıkacak."