Yumurtalık kanserinin sinsi belirtilerine dikkat
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, yumurtalık kanserinin sinsi belirtilerine dikkat çekti.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge,
yumurtalık kanserinin sinsi belirtilerine dikkat çekti.
Yumurtalık kanserinin erken evrede hiçbir belirti vermeden sinsice
ilerlediğine dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, karın ağrısı,
şişkinlik ve bel ağrısı gibi ortaya çıkan ilk belirtilerin de başka
hastalıklarla karıştırıldığı için hekime geç başvurulduğunu
söylüyor. Doç. Dr. Tufan Öge, bu nedenle özellikle menopoz
döneminden sonra sinsi belirtilere çok daha fazla önem vermek ve
erken tanı için zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak gerektiği
uyarısında bulunuyor.
ERKEN TEŞHİSTE YÜZDE 90 BAŞARILI SONUÇLARA ULAŞILIYOR
Kadınlarda en sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alan
yumurtalık kanseri, ağırlıklı olarak menopoz sonrasında ortaya
çıkmasına karşın genç yaştaki kadınları da etkileyebilen önemli bir
kanser türü olarak dikkat çekiyor. İstatistiklere göre, bir kadının
yaşam boyu yumurtalık kanseri geliştirme riski yüzde 1.4 olarak
gösteriliyor. Tanının erken evrede konulabilmesinin kadının yaşam
şansı açısından son derece önemli olduğunu belirten Acıbadem
Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr.
Tufan Öge, yumurtalık kanserinde erken teşhis ve tedaviyle yüzde
90'lara varan oranlarda başarılı sonuçlara ulaşılabildiğini ifade
etti. Ancak hastalığın kendine has belirtilerinin olmaması
nedeniyle hastaların üçte ikisi ortaya çıkan işaretlerin dikkate
alınmadığını ve dolayısıyla da tanının geciktiği anlatan Öge,
hastalığın evresi ilerledikçe tedavinin de zorlaştığını
belirtti.
İLK BELİRTİLERE DİKKAT
Çok sinsi bir hastalık olan yumurtalık kanseri genellikle belirti
vermeden ilerliyor ve özellikle erken evrelerinde hastanın
neredeyse hiçbir şikayeti olmuyor. Doç. Dr. Tufan Öge, hastalığa
bağlı ortaya çıkabilen ilk belirtilerin ise karında şişkinlik
hissi, hazımsızlık, kasık bölgesine basınç hissi gibi günlük
yaşamda sık karşılaşılabilen sorunlar olduğundan çoğunlukla
önemsenmediğine işaret ederek, "Genellikle de kadınlarda
sık görülen ve aynı şikayetlerle kendini gösteren irritabl bağırsak
sendromu (IBS) ile karıştırılabiliyor. Ancak bu şikayetler
nedeniyle kadın doğum uzmanına başvurmak birçok hastanın aklına
bile gelmiyor" dedi.
"YILLIK DÜZENLİ MUAYENELERİNİ YAPTIRMALARI HAYATİ ÖNEM
TAŞIYOR"
Bu konuda hastaların uyanık olmaları gerektiğini belirten Doç. Dr.
Tufan Öge, sözlerine şöyle devam etti;
"Belirtilen şikayetler uygulanan tedaviye rağmen devam
ediyorsa, mutlaka yumurtalık kanserinden şüphe edilerek kadın
hastalıkları doğum uzmanına başvurulması çok büyük önem taşıyor.
Kasık ultrasonu ve bilgisayarlı tomografi yardımıyla tanı koymak
mümkün olabiliyor. Özellikle menopoz döneminde bu şikayetleri olan
kadınların dikkatli olmaları, yıllık düzenli muayenelerini
yaptırmaları hayati önem taşıyor."
AİLEDE VARSA RİSK ARTIYOR
Yumurtalık kanserinin neden ortaya çıktığı kesin olarak
bilinememekle birlikte bazı faktörlerin etkili olduğuna dair
çeşitli görüşlerin bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Tufan Öge,
bunlardan en bilinenin ‘kesintisiz yumurtlama' olduğunu belirterek,
"Hamilelik veya doğum kontrol hapı nedeniyle yumurtlama
kesilebiliyor. Her yumurtlama sırasında yumurtalık zarında doğal
olarak hasar oluşuyor ve tamir ediliyor. Ancak yıllar içinde bu
mekanizma sürekli tekrarlanırken, bazen bilinmeyen bir uyaran ile
kanserin başlangıcını oluşturabiliyor" diye konuştu.
TEMEL TEDAVİ CERRAHİ
Ayrıca ailesel geçiş gösteren yumurtalık kanserlerinin de olduğunu
hatırlatan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Yavuz,
birinci derece yakınlarında meme, bağırsak ve yumurtalık kanseri
olan kişilerin düzenli olarak kontrollerini ihmal etmemelerinde
yarar görüldüğüne işaret ediyor. Yumurtalık kanserinde temel tedavi
yaklaşımı olan cerrahi sonrasında hastalığın yaygınlığı, yani
evresinin de belirlendiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum
Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, "Çoğu zaman cerrahiye kemoterapi
de ekleniyor. Cerrahinin riskli olduğu veya hastalığın çok yaygın
olduğu durumlarda önce kemoterapi ardından cerrahi tedavi de
uygulanabiliyor" şeklinde konuştu.
(İHA)