Yüksekdağ, cezaevinden ifade verdi
İZMİR'de katıldığı bir panelde terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, cezaevinden SEGBİS sistemi üzerinden ifade verdi. İddianameyi kabul etmediğini söyleyen Figen Yüksekdağ, "Benim işim konuşmak, siyaset yapmak. Yaşanan çatışma ve çok trajik olaylara panelde ışık tutmaya çalıştım. Konuşmamın içeriğini çarpıtan bir anlayış var...
İZMİR'de katıldığı bir panelde terör örgütü propagandası yaptığı
gerekçesiyle hakkında dava açılan HDP Eş Genel Başkanı Figen
Yüksekdağ, cezaevinden SEGBİS sistemi üzerinden ifade verdi.
İddianameyi kabul etmediğini söyleyen Figen Yüksekdağ, "Benim işim
konuşmak, siyaset yapmak. Yaşanan çatışma ve çok trajik olaylara
panelde ışık tutmaya çalıştım. Konuşmamın içeriğini çarpıtan bir
anlayış var, niyeti görülmemiş" dedi.
İzmir'deki Tepekulu Kongre ve Sergi Merkezi'nde, Ezilenlerin
Sosyalist Partisi'nin düzenlediği öz yönetim konulu panelde örgüt
propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında 1 ila 5 yıl hapis cezası
istemiyle dava açılan HDP Eş Genel Başkanı ve Van milletvekili
Figen Yüksekdağ'ın yargılanmasına, İzmir 2'nci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde başlandı. Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde bulunan Figen
Yüksekdağ'ın ilk kez ifade verdiği davanın duruşmasına
avukatlarının yanı sıra HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ile
partililer de katıldı.
CEZAEVİNDEN İFADE VERDİ
Halen tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ'ın ifadesi, SEGBİS üzerinden
alındı. Cezaevinde yanında avukatı ile ifadesini veren Figen
Yüksekdağ, evli olduğunu, çocuğu bulunmadığını söyledi. Yüksekdağ,
aylık gelirinin de 14 bin TL olduğunu ifade etti. Hakkında
düzenlenen iddianameyi reddettiğini söyleyen Figen Yüksekdağ,
"Paneldeki konu, siyasi değerlendirme, güncel siyasi konulardı. Öz
yönetim modeli, demokratik özerklik modeli tartışıldı. Siyasi
tartışma yapmak şu anda bir suç olarak görülüyor. Suç isnadı var.
Panel böyle hışma uğradı, söz söyleme özgürlüğü siyasi iktidarın
hışmına uğramıştır. Toplumsal kaosla, şiddetli kaosla karşı
karşıyayız. Sözü baskılamaktan başka bir amaca hizmet etmez. Keşke
her şey sözlerle ifade edilse, keşke Türkiye'de insanlar konuşa,
silahlar konuşulmasa" dedi.
Sözlerinin birçok kesime aykırı gelebileceğini de anlatan Figen
Yüksekdağ, demokrasilerde sözlerin birçok kesime aykırı
gelebileceğini söyledi. Yüksekdağ, şöyle dedi:
"Sözleri beğenmeyebilirler, duyunca şok olabilir, öfkeye
kapılabilirler. Bu sözler, bir panelde yaptığım konuşmada,
toplumsal gerçeklik içerisinde çıkmıştır. Bir realitedir. Bu
sözlerin özgürlüğünün alınması lazım. Söz söyleme hakkını güvence
altına alması gereken yargıdır. Söylediğimiz sözleri, iktidarın
güvence altına alması lazım. Yasamanın güvence altına alması lazım.
Ne yazık ki bu şartlarda özgürlükleri güvence altına alması mümkün
değil. Mecliste, siyaset kurumu aracılığıyla siyaset yapma hakkının
güvence altına alınması için mücadele ediyoruz. Ne yazık ki bu
yeterli olmadı. Siyaset yapmanın bedenini ağır ödemek zorunda
kalıyoruz. Bedel ödemek gerekirse, söz söyleme hakkı için bedel
ödemeye hazırız."
"CEZA ALABİLİRİZ AMA TARİHTE TAKDİR GÖRECEĞİZ"
Tarih boyunca siyasi davalar görüldüğünü de ifade eden Figen
Yüksekdağ, haklarında açılan bu davaların sonucunda sadece mahkum
olmayacaklarını, 'tarihte, takdir ve teşekkür de alacaklarını'
söyledi. Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Sözlerimin siyasetçi olarak ifade özgürlüğü içerisinde ele
alınması lazım. İfade özgürlüğü, her Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşının doğdunu andan itibaren sahip olduğu bir haktır. Her
vatandaşın hakkı olan ifade özgürlüğüne siyasetçi olarak sahip
olamıyoruz. Onlarca davadan dolayı yargılanıyorum. Bir söz ne kadar
ağır olursa olsun, kabul edilmez olursa olsun benim sözlerimin kamu
düzenini tehdit ettiğini düşünüyorsa, demek ki iyi bir düzen
kuramamışlar. Olması gereken gibi inşa edememişler."
Paneldeki konuşmadan bazı bölümlerinde kendisine hatırlatılması
üzerine sözlerine devam eden Figen Yüksekdağ, şöyle konuştu:
"Benim işim konuşmak, siyaset yapmak. Yaşanan çatışma ve çok trajik
olaylara panelde ışık tutmaya çalıştım. Operasyonel faaliyetleri
değil başka bir gerçeğin var olduğunu anlatmaya çalıştım. Bütün
tarih boyunca yönetimler hep tartışmaya açık olmuştur. Yerel
siyasetin artık daha dikkate alınır olmasını istedik. İddianamede
konuşmamın içeriğini çarpıtan bir anlayış var, niyetini görülmemiş.
Panelde ayrıca güncel konulardan değil tarihten de bahsettik.
Demokrasinin halkın güvencesi altında olmalı lazım. Keşke silahlar
değil de biz konuşsaydık, siyasette çözüm yolu bulsaydık.
Konuşmaların içerisinde halka barikat kurun, güvenlik güçleriyle
çatışın çağrısı yok."
Figen Yüksekdağ, konuşmanın sonunda da, hükmün geri bırakılması
hakkından da şimdilik yararlanmak istemediğini, duruşmaya katılarak
ifade vermek istediğini belirterek beraatini talep etti. Figen
Yüksekdağ'ın avukatları da müvekkillerinin beraratini istedi.
Avukatlar ayrıca, Figen Yüksekdağ'ın bir sonraki duruşmada
mahkemeye çağırılıp, duruşma salonunda ifade vermesini ve
milletvekili olduğu için de yargılamanın durdurulmasını istedi.
Duruşma savcısı isteklerin reddedilmesi yönünde görüş belirtti.
Mahkeme, yargılamanın durdurulması ve beraat kararı verilmesiyle
ilgili talepleri reddetti. Figen Yüksekdağ'ın duruşmaya katılarak
ifade verme talebini ise kabul etti. Duruşma da, 2 Mart 2017
tarihine ertelendi.