Yiyecek bulabilmek için ölüyorlar
Somali'de son 60 yılın en büyük kuraklığı ve iç savaş yüzünden göç edenler için kurulan kampta insanlık dramı yaşanıyor. Mülteciler, yiyecek bulabilmek için günler süren yolculuğa çıkıyor, birçoğu bu yolculuktan dönemiyor.
Somali'de son 60 yılın en büyük kuraklığı ve iç savaş yüzünden
göç edenler için kurulan kampta insanlık dramı yaşanıyor.
Mülteciler, yiyecek bulabilmek için günler süren yolculuğa çıkıyor,
birçoğu bu yolculuktan dönemiyor.
Afrika boynuzundaki ülkeleri 2011'de vuran son 60 yılın en büyük
kuraklık krizi en çok Somali'yi etkiledi. On yıllardır yaşanan iç
savaş nedeniyle de altyapısı harap olan ülkede, kuraklık büyük bir
krize dönüştü. Bu kriz nedeniyle yüz binlerce insan hayatını
kaybetti, bir o kadar insan da Somali topraklarını terk etmek
zorunda kaldı. Bunların birçoğu Kenya'da bulunan dünyanın en büyük
mülteci kampı olan Dabaab Kampı'na sığındı. Geriye kalanlar ise
ülkenin çeşitli bölgelerine göç ederek, buralardaki kamplara
yerleşti.
İhlas Haber Ajansı (İHA), Somali'nin Somaliland bölgesinin Buhotle
kasabasının güneyinde bulunan ve çok bilinmeyen Shangalle Dipalaced
Kampı'na girerek, burada yaşanan insanlık dramını görüntüledi.
Binlerce insanın ülkenin çeşitli bölgelerinden yürüyerek ya da
binek hayvanlar üzerinde, aç ve susuz, günler süren yolculukla,
geçmişlerini geride bırakarak geldiği kampta görüntülere
yansıyanlar yürekleri burktu.
ÇADIRLARI BİLE YOK
Burada, dünyanın çeşitli bölgelerinde bulunan kamplardan farklı
olarak, mültecilerin doğru düzgün bir çadırları bile yok.
Çalılardan ve kumaş parçalarından yapılmış derme çatma barınakların
göze çarptığı kampta, ne tuvalet var ne de duş yerleri. Kampta
yaşayanların çoğu kuraklık ve iş savaş nedeniyle kocasını,
kardeşini, çocuğunu kaybetmiş. Bilinmediği için insani yardımların
ulaşmadığı kampta kalan mülteciler, içme ve diğer ihtiyaçları için
suyu, yağmur sularından oluşmuş, içerisinde duş aldıkları ve
hayvanların girdiği göletten karşılıyor. Gölette, Afrika'nın
neredeyse bütün ülkelerinde karşılaşılan sarı bidonlara doldurulan
su, sırtlanarak ve büyük güçlüklerle barınaklara götürülüyor.
Kurumak üzere olan gölet, daha şimdiden mültecileri
düşündürüyor.
Günler süren yolculuk
Kasabada yaşayanların zaman zaman yiyecek verdiği kamptaki
mülteciler, çoğu zaman ise günlerce aç kalıyor. Bazı mülteciler,
ailelerinin yiyecek ihtiyacını karşılayabilmek için günler süren
yolculuğa çıkıyor. Gıda bulmak için kilometrelerce uzaklıktaki
köylere yürüyerek giden mültecilerin birçoğu bu yolu geri
dönemediği gibi kendilerinden de haber alınamıyor. Ayakta kalmayı
başaranlar ise buldukları gıdaları ailelerine ulaştırmanın buruk da
olsa sevincini yaşıyor.
İnsanlık dramını, yaşayanlar kadar olmasa da, görenlerin iliklerine
kadar hissettiği kampta yaşam mücadelesi veren mülteciler, yardım
çığlıkları atıyor.
"GIDA BULMAK İÇİN 3 GÜN YÜRÜDÜM"
Kocasını kuraklık yüzünden kaybeden ve kampta 6 çocuğuyla birlikte
barınan Abdiya Aden Abdullah (63), kuraklık nedeniyle kampa
yerleştiklerini belirtti. 2 yıldır kampta olduklarını anlatan
Abdullah, "Çok gariban ve güçsüzüz. Kimse bize
bakmıyor" dedi.
Gıda bulabilmek için 3 gün önce yolculuğa çıktığını ve yeni
döndüğünü dile getiren Abdullah, şunları söyledi:
"Çocuklarım büyüdüler ama iş yok ve çalışmıyorlar.
Yemeklerini ben bulmaya çalışıyorum. İnsanlar gıda verdiler ve
bunları yeni getirdim. Çok azını yolda yedim. Diğerlerini
çocuklarıma vereceğim."
Abdullah, kirli su içtiklerini anlatarak, gölette bidonlara
doldurdukları suyu sırtlarına alarak, çadırlarına götürdüklerini
ifade etti. Kirli su yüzünden hasta olduklarını aktaran Abdullah,
"Hayvanlarla aynı suyu içiyoruz. Bu su da yakında bitecek.
Ne yapacağımızı bilmiyoruz" diye konuştu.
"ÇOCUĞUM AKLİ DENGESİNİ KAYBETTİ"
Kocasının kendilerini terk ettiğini anlatan 4 çocuk annesi Emine
Duale Hasan (41) ise, "Bir çocuğum akli dengesini kaybetti.
Burada zor şartlar altında yaşamaya çalışıyoruz. Suyumuzu bu gölden
alıyoruz. Bazen kasabadan gıda getiriyorlar ama herkese yetmiyor.
Kocam bize bakamadığı için kaçtı. İki çocuğumun da nerede olduğunu
bilmiyorum" şeklinde konuştu.
"Sinekten bile korunamıyoruz"
Eşi fiziksel, bir çocuğu da görme engelli olan 7 çocuk annesi Ayşe
Halobokhad (49) ise, şunları kaydetti:
"Buraya çektiğimiz zorluklar yüzünden geldik.
Hayvanlarımızı bile kuraklık yüzünden kaybettik. Evimiz yok.
Suyumuzu elimizle taşıyoruz. Buradaki ailelerin çoğu evsiz,
kalabilecekleri yerleri, sinekten korunmak için örtüleri bile yok.
Bir çocuğum kör görmüyor. Babası da engelli çalışmıyor. Babası
yaşlı, bakamadığım için şehre götürdük. Buradaki insanların hepsi
muhtaç ve çaresiz."
(İHA)