Yıllarca mücadele ettiği hastalıktan nakille kurtuldu
İZMİR Halk Sağlığı Müdürlüğü'nde, Kanser Erken Tanı Merkezleri'nin kurulumu, eğitim ve işleyişi ile ilgili çalışmalar yürüten, safra yollarında darlık ve buna bağlı gelişen rahatsızlıklarla yıllarca mücadele eden 50 yaşındaki Dr. Murat Oğuz, hayatını kaybeden adı açıklanmayan bir kişinin bağışlanan organlarından karaciğer nakliyle yaşama tutundu. Nakli yapan Doç.Dr. Murat Kılıç, Türkiye'de...
İZMİR Halk Sağlığı Müdürlüğü'nde, Kanser Erken Tanı
Merkezleri'nin kurulumu, eğitim ve işleyişi ile ilgili çalışmalar
yürüten, safra yollarında darlık ve buna bağlı gelişen
rahatsızlıklarla yıllarca mücadele eden 50 yaşındaki Dr. Murat
Oğuz, hayatını kaybeden adı açıklanmayan bir kişinin bağışlanan
organlarından karaciğer nakliyle yaşama tutundu. Nakli yapan
Doç.Dr. Murat Kılıç, Türkiye'de kadavradan organ bağışının yeterli
olmadığını bağışların daha fazla olması gerektiğini söyledi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisiyken
rahatsızlığının belirtileriyle karşılaşan ve 3 yıl sonra da
rahatsızlığının tanısı konulan Dr. Murat Oğuz, yaşama küsmedi. Dr.
Oğuz, her fırsatta tutkunu olduğu doğa sporu yaparak moralini
yüksek tuttu. Safra yollarında darlık ve buna bağlı gelişen
rahatsızlıklarla yıllarca mücadele eden Dr. Murat Oğuz, yaklaşık 10
yıl önce nakil listesine alındı. Son 2 yılda İzmir'de oturan ve
Halk Sağlığı Müdürlüğü'nde, Kanser Erken Tanı Merkezleri'nin
kurulumu, eğitim ve işleyişi ile ilgili çalışmalar yürüten Dr.
Oğuz, hayatını kaybeden ve adı açıklanmayan bir kişinin
organlarının yakınları tarafından bağışlanmasıyla büyük mutluluk
yaşadı. Çiğli'deki İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölümü
Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç, başarılı bir ameliyatla nakli
gerçekleştirdi.
KADAVRADAN BAĞIŞ YETERLİ DÜZEYDE DEĞİL
Türkiye'de kadavradan organ bağışının yeterli düzeyde olmadığına
dikkat çeken Doç.Dr. Kılıç, şöyle dedi:
"Merkezimizde yılda 140 kadar karaciğer nakli yapmaktayız. 5 yıl
içinde de 800 karaciğer nakli gerçekleştirdik. Yaptığımız
nakillerin büyük çoğunluğunu canlı vericilerden olan nakiller
oluşturuyor. Yüzde 80- 85 oranında canlı vericiden, yüzde 15 kadar
da kadavradan nakil yapıyoruz. Türkiye genelinde de durum bu
şekilde. Bunun nedeni, kadavra bağışlayanların az olması. Ayrıca
karaciğer hastalıkları böbrek gibi bir diyaliz sistemi olmadığından
bekleme şansı olmayan hastalar. Kötü durumdayken canlı vericiden
nakil olursa çoğu kurtulmakta bu sebeple canlı vericiler daha
ağırlıklı."
"KADAVRA BAĞIŞI ARTMALI"
Türkiye'de kadavradan organ bağışının artması gerektiğini dile
getiren Doç. Dr. Kılıç, organ nakline bakış ve bilinci arttırmaları
durumda kadavradan bağış oranının da artacağını kaydetti. Doç.Dr.
Kılıç, şunları söyledi:
"Avrupa ve ABD ülkelerini örnek alırsak orada canlı bağışlar yüzde
25, kadavra bağışları yüzde 75 oranında. Her ülkede canlıdan nakil
yapılıyor, bu da bir ihtiyaç. Bizde ise oran terse dönmüş durumda.
Kadavra bağışları canlı bağışların iki üç katı olsa yüzde 75 gibi
olsa çok daha sevindirici olur. Çok kötü durumdaki hastalara canlı
vericiden nakil yapabiliriz ama kadavra bağış ve nakiller ülkemizde
maalesef az durumda. Son yaptığımız kadavra nakildeki hastamız da
doktor, 25 yıllık bir hastalığı var. Bu hastalık nedeniyle
karaciğer sirozu olmuş bir hastamızdı. Çok uzun süre karaciğer
bekleme listesindeydi. Zor bir bekleyiş oldu, bu dönemde
kaybedebilirdik ancak sonunda uygun bir organ çıktığı için
kendisine nakil yapabildik. O nedenle şanslı bir hastamız, biz de
iyi bir sonuç aldığımız için sevindik."
"YILLARCA HASTALIKLA MÜCADELE ETTİM"
Henüz öğrencilik yıllarında tanışıp yıllarca mücadele ettiği
hastalığından kurtulmanın sevincini yaşayan Dr. Murat Oğuz,
ameliyatı yapan ekibe teşekkür etti. Dr. Oğuz, yıllardan bu yana
aynı hastalıkla mücadele ettiğini anlatırken şöyle dedi:
"Çeşitli hastalıklar ve ağır ataklar geçirdim. Ankara'daki Yüksek
İhtisas Hastanesi'nde 50'den fazla müdahaleyle safra yollarımın
açılması için balon uygulaması yapıldı. Yıllarca hastalıkla
mücadele ettim. Son 10 yıldır karaciğer nakli bekliyordum. 2 yıl
öncesinde de artık hastalığım bayağı ilerledi. Geçen 6 Ağustos'ta
sürpriz bir şekilde çağrıldım ve buradaki doktorlarım sağ olsunlar
çok iyi bir ameliyatla beni hayata döndürdü. Şu anda kendimi çok
iyi hissediyorum. Ülkemizde kadavra bağışları çok fazla değil.
Sadece bunun için yakınlarımıza organlarını bağışlamaları konusunda
telkin yapmamız yeterli olacaktır. Organların bağışlanması
durumunda 4-5 kişinin hayatını kurtaracaklar. Umarım benim gibi
şanslı insanların sayısı ilerleyen dönemlerde artar. Organ beklemek
çok sıkıntılı bir süreç. Kronik bir hastalık süreci yaşadım. Kronik
hastalıklarda yaşamınızdan vaz geçmemeniz lazım. Hayatı
yaşayabildiğiniz ölçüde iyi yaşamaya çalışmak, hastalığı unutarak
kendinizi doktorlara emanet etmeniz gerekiyor. Ben de öyle yaptım.
Özellikle doğa sporlarıyla ilgilendim. Eskiden kısmen dağlara
çıkardım, bir süredir hastalığım nedeniyle çıkamıyorum, eğer
kendimi iyi hissedersem biraz daha aktif bir hayat sürüp doğaya
daha fazla vakit ayırmak istiyorum."