Yıldırım’dan Ege’deki gerilime ilişkin açıklama
Başbakan Binali Yıldırım, Ege Denizi'ndeki gerginlikle ilgili Yunanistan ve Türkiye Genelkurmay Başkanlarının mayıs ayında Brüksel'de bir araya geleceğini ve sahadaki bu sorunların daha da tırmanmaması için gerekli tedbirleri karşılıklı görüşeceklerini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Ege Denizi'ndeki gerginlikle ilgili
Yunanistan ve Türkiye Genelkurmay Başkanlarının mayıs ayında
Brüksel'de bir araya geleceğini ve sahadaki bu sorunların daha da
tırmanmaması için gerekli tedbirleri karşılıklı görüşeceklerini
söyledi.
Başbakan Yıldırım, Belarus ve Almanya ziyareti öncesinde Esenboğa
Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 10
Şubat'ta Afrin operasyonunda düşen ve iki askerin şehit olduğu ATAK
helikopteriyle ilgili soruya Yıldırım, "Helikopterin
düşürüldüğüne yönelik herhangi bir belirti yok. Bütün ihtimalleri
göz ardı etmeden bir kaza kırım heyeti oluşturuldu. TSK bünyesinde
çalışma devam ediyor, henüz tamamlanmış değil" yanıtını
verdi.
Yunanistan Başbakanı Çipras ile yaptığı görüşmeye ilişkin de bilgi
veren Yıldırım, "Ege Denizi, Yunanistan ile aramızda bir
dostluk denizi olmalıdır. Ege'de iki ülkenin paylaşacakları,
ayrışacakları konulardan daha fazladır. Ege'nin Türkiye ve
Yunanistan'ın refahı için daha verimli bir şekilde kullanılmasının
gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ege'de zaman zaman baş gösteren
gerilimler, sorunlar yeni değil. Çipras'a her türlü sorunu
diyalogla çözebileceğimizi, gerginliklerden uzak kalınmasının iki
ülke ilişkileri açısından daha hayırlı olacağını söyledim. Sahada
birtakım karşılıklı ithamlar var. İhlallerin gerek havada, gerek
denizde, karasularında yapıldığına yönelik bir gerginlik veya
çatışma riski tek taraflı olmaz. Bir ihlal varsa karşı tarafta da
ihlal olur. Bu ihlallerin olmaması için sadece Türkiye'nin dikkatli
olması gerekmiyor. Yunanistan'ın sahadaki aktörleri de daha
dikkatli olmalı. Hukuka uygun olarak hareket etmeleri, itilaf
alanlarından uzak durmaları gerekir. Son günlerde Kardak
kayalıklarıyla başlayan bu gerilimde bazı ihlaller olmuş ve
karşılık verilmiştir. Bundan sonrası daha sakin, sürekli iletişim
hattının açık olmasıyla siyasi ve diplomatik alanda çözülmesi
yönünde bir mutabakata vardık" diye konuştu.
Yunanistan ve Türkiye'nin Genelkurmay Başkanlarının Brüksel'de bir
görüşme yapacağına dikkat çeken Yıldırım, görüşmeye ilişkin şunları
söyledi:
"İki ülkenin Genelkurmay Başkanlarının görüşmesi önceden
kararlaştırılan bir konuydu. Son günlerde sahada yaşanan
gerginliklerden dolayı Yunanistan Başbakanı bu görüşmenin NATO
marjında Brüksel'de yapılmasının daha doğru olacağı yönünde bir
teklifte bulundu ve bunu kabul ettik. Önümüzdeki aylarda Mayıs
ayında NATO Genelkurmay Başkanları toplantısı olacak. Bu çerçevede
iki ülkenin Genelkurmay Başkanları bir araya gelerek sahadaki bu
sorunların daha da tırmanmaması için gerekli tedbirleri konuşmuş
olacaktır. Eğer konuşmazsanız yanlış kanallardan yanlış bilgiler
devreye girer. Bunun sonucu da her iki taraf için arzu edilmeyen
bir noktaya gelebilir. Kıbrıs Adası civarında petrol hidrokarbon
araştırmaları teşebbüsünün doğru iş olmadığını, Ada'daki çözümün
nihayetlendirilmeden bu tür girişimlerin ve özellikle itilaflı
alanlarda sürdürülmesinin olumsuz sonuçlara sebep olacağını
Çipras'a ifade ettim."
AK Parti-MHP İttifak Komisyonu çalışmalarının tamamlanması ile
ilgili olarak da Yıldırım, "Yapılan çalışmalar öncelikle
yerel seçimler değil, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili
seçimi ile ilgili. Bu konuda her iki partinin görevlendirilen
heyeti çalışmalarını tamamladı. Parti liderleri tarafından son
şekli verilecek ve böylece mutabakat metni kamuoyu ile
paylaşılacak. Mutabakat metninin iki kısmı var. Bir tanesi, yasal
değişiklikler var. Bu da seçimden bir yıl önce yapılması gereken
değişiklik. Esasen Anayasa'da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı
seçimi ile ilgili hususlar bir değişiklikle karara bağlanmış. Asıl
yapılması gereken, yerel seçimlere yönelik hükümler olması lazım.
Mesela, yerel seçimlerde seçme seçilme yaşının 18'e düşürülmesine
yönelik bir düzenleme yapmak gerekiyor. Aksi halde seçebilir ama
aday olamaz. Bunlara benzer bazı yerel seçimleri ilgilendiren
düzenlemeler var. Doğrudan ittifakın konusu olmamakla beraber
seçimden bir yıl önce çıkarılması gereken hususlar var. İttifakın
diğer bir bölümü de partiler arasında yapılacak bir protokoldür.
Yasal düzenleme dışında ittifak yapan partiler arasında da bir
mutabakat metni kararlaştırmaları gerekebilir. Bu iki hususta
önümüzdeki günlerde kesin karara bağlanmış olacak. Mutabakat
konusunda bir itilaf söz konusu değildir. Bundan sonra yapılacak
çalışmalar yasalarla uyum ve bu çerçevede iki partinin nasıl yol
yürüyeceğine yönelik belirlemeler olacak" açıklamasını
yaptı.
Başbakan Yıldırım, Belarus ve Almanya ziyaretine ilişkin şu
bilgileri verdi:
"Ziyaretimiz kapsamında Belarus'ta başbakan, cumhurbaşkanı
ve meclis başkanları ile baş başa ve heyetlerarası ziyaretler
gerçekleştireceğiz. Aynı zamanda da iş formu toplantısı yapacağız.
Belarus ziyareti kapsamında birçok ikili anlaşma da imzalamış
olacağız. Belarus bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk tanıyan ülke
Türkiye'dir. Ülkemiz arasındaki ilişkiler büyük bir ilerleme
kaydetmektedir. Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile ilişkilerde ciddi
anlamda ivme kazandırılmıştır. Ziyaretim esnasında ekonomik iş
birliği ve yatırımın daha da geliştirilmesi için alınabilecek
tedbir ve kararları gözden geçireceğiz. Belarus ziyaretinin
arkasından Almanya'ya ziyarette bulunacağım. Burada da Almanya
Başbakanı Merkel ile bir görüşme gerçekleştireceğiz. İki ülke
arasında var olan bütün alanları enine boyuna görüşme fırsatımız
olacak. Almanya, AB'nin en büyük üyesidir ve bu bakımdan da
Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki döneminde de Almanya'nın
rolü devam edecektir. İkili ilişkilerimiz ve bölgesel
ilişkilerimizi, Suriye'de devam eden Zeytin Dalı Harekatı dahil
birçok konuyu kapsamlı şekilde ele alacağız. Bu temaslarımızın
sonunda da Münih Güvenlik Konferansı'na katılacağız. Küresel
güvenliğin ele alındığı, bölgesel güvenlik tehditlerinin
değerlendirildiği önemli bir platform. Konferansta Suriye'de
yaşanan göç meselesi ve terörle mücadele meselesi, Türkiye'nin
Suriye alanından kaynaklanan güvenlik sorunları konusunda bir
konuşma gerçekleştireceğiz. Böylece temaslarımızı tamamlayıp Cuma
günü yurda dönmüş olacağız."
(İlker Turak/İHA)