“Yeni nesli tarihimizin kökleriyle buluşturmakta zorlanıyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Maalesef yeni nesilleri kendi kültürümüzün, tarihimizin, medeniyetimizin kökleriyle buluşturmakta zorlanıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Maalesef yeni
nesilleri kendi kültürümüzün, tarihimizin, medeniyetimizin
kökleriyle buluşturmakta zorlanıyoruz" dedi.
2017 Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende yaptığı
konuşmada Cumhurbaşkanlığı ödüllerinin milletin ve devletin kültür
ve sanat imkanlarına teşekkürünün bir nişanesi olarak verildiğini
belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir ülke kültür sanat
alanında zirveye çıkamamışsa, diğer alanlardaki başarılarının
hiçbirini kalıcı hale getirme imkanı da yoktur. Kendi tarihini
başkalarından öğrenen bir millet, mazisiyle atisi arasında güçlü
bir köprü kuramaz. İlhanımı kendi özünden almadığı bir sanat,
kültür abideleri üretemeyen bir milletin, dünya çapında eserler
ortaya koyması mümkün değildir. Rahmetli Erol Güngör bu konuda,
‘Türkiye'de bugün hala bağımsız bir kültür şahsiyetinden söz
ediliyorsa bunun bizim eski kültürümüzün her türlü hoyratlık
karşısında direnecek kadar kuvvetli olmasına borçluyuz'
diyor" dedi.
Kültürün bir yönüyle medeniyetin toplumla buluşmasını ifade
ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Eğer kültürümüzün geleceğini
görmek istiyorsak bakacağımız yer gençlerimizin çocuklarımızın
dünyasıdır. Onların gönül dünyasına, diline ve hayallerine
erişemeyen bir kültür, müzelerde kütüphanelerin tozlu raflarında
kalmaya mahkumdur. Bu yüzden zaman zaman siyasi iktidar olmakla,
hatta bağımsız bir ülke olmakla, kültürel iktidar arasındaki farkı
işaret ediyoruz. Her ne kadar birileri bunu kendi kısır
siyasetlerinin dar dünyaları içinde yorumluyorsa da aslında biz
topyekün milletimizin geleceği konusundaki endişeleri dile
getiriyoruz. Maalesef yeni nesilleri kendi kültürümüzün,
tarihimizin, medeniyetimizin kökleriyle buluşturmakta zorlanıyoruz.
Sanatın ve kültürün küresel etkisinde siz sadece alansanız, sadece
tüketenseniz erimeye başlıyorsunuz. Tam tersine siz kendi
kültürünüz ve sanatınızın gücüyle küresel düzeyde etki
sahibiyseniz, o zaman tunçtan bir heykel gibi pırıl pırıl
parlayarak bir cazibe merkezi haline geliyorsunuz. Biz görkemli
geçmişse layık bir gelecek inşa etmeliyiz diyoruz. Bunu da ancak
yeni nesillerin gönüllerini ve dimağını doyuracak kültür sanat
ürünleri ortaya koyarak yapabiliriz. Bu kapsamda eğitim öğretime
özel önem veriyoruz. Açıkçası geçtiğimiz 15 yılda bu alanlarda arzu
ettiğimiz ilerlemeyi kaydedemediğimiz bir gerçektir. Türkiye'nin
ekonomide üç kat büyüdüğü bir dönemde kültür ve sanat alanında hala
hayıflanmalar içinde olmamızdan da üzüntü duyuyorum. İnşallah
önümüzdeki dönem kültürü sanatı eğitimi ilk sıralara
taşıyacağız" diye konuştu.
2017 CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLTÜR SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ
2017 Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri kapsamında resim
alanında Selahattin Kara, müzik alanında Göksel Baktagir,
geleneksel sanatlar alanında Ali Toy, sinema alanında Yavuz Turgul,
tarih alanında İlber Ortaylı, vefa ödülüne ise merhum Nurettin
Topçu layık görüldü. Resim alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat
Büyük Ödülü'ne layık görülen Selahattin Kara, "Bir ressam
olarak Türk resmine hizmet etmek ve ülkemin kültürel hazinesine
katkıda bulunmak benim idealimdir" dedi.
Müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne layık
görülen Göksel Baktagir, "Her şey yaratanın sınırsız
hazinesi. Tüm kainatta sınırsız olan sesler yaratanın hazinesi.
Allah lütfetti, Allah'a teşekkür ediyorum öncelikle. Bu kıymetli
ödülü benim ilk hocam Muzaffer Baktagir adına, sanat hayatımda
dönüm noktası olan bağlı bulunduğum Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun kurucusu hocam Necdet
Yaşar adına, güzel ailem adına, müziğini oluşturduğum değerli
sanatkar arkadaşlarım adına alıyorum" diye konuştu.
Geleneksel sanatlar alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük
Ödülü'ne layık görülen Ali Toy, "Bu ödülün şahsıma
verilmesini çok önemsiyorum ve çok teşekkür ediyorum. Ben tarihi
köklerimize bakarak, temel geometrik formları kullanarak yeni bir
şeyler yapmaya çalıştım. Bunları yaparken yabancı akımlardan,
fikirlerden uzak durdum, tamamen kendi köklerimizden hareketle bir
şeyler yapmaya çalıştım. Bunların da beğenilip taktir edilmesi
benim için çok önemli" şeklinde konuştu.
Sinema alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne layık
görülen Yavuz Turgul rahatsızlığı nedeniyle ödül törenine
katılamazken, Turgul'un görüntülü mesajı salonda izlettirildi.
Turgul mesajında, "Sinemamız her seferinde kendi
küllerinden yeniden doğmasını bildi. Şenlik tekrar başladı. Bu
inanan insanların sayesinde oldu. Onlarla aynı mesleği paylaşmaktan
gururluyum. Bu nedenle bu ödülü bin bir zorlukla savaşarak
geçmişten günümüze köprü olan, emaneti sadakatle taşıyan tüm sinema
sevdalılarına adıyorum" ifadelerini kullandı.
Tarih alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne layık
görülen Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Hatalarımla ve sevabımla
bu memleketin ürünüyüm" diyerek eğitim hayatına ilişkin
bilgi verdi. Ortay, "Bugün bu ödülün bana taktim
edilmesinden son derece onurlandım. Birkaç sene evvel böyle bir
ödülün bana lütfedilmesi beni bu derecede onurlandırmazdı. Kendimi
çok mutlu hissetmezdim. Cumhurbaşkanlığı ödülünün verdiği onur
başka bir şey ama onu alanın kıvanç duyması başka bir şey. Birkaç
yıldır bu ödülün daha iyi tevdi edildiğini gördüm. Eğer bu ödül bu
platformda Yaşar Kemal ile Alev Alatlı'yı bir yere getirebiliyorsa
bunun bir anlamı vardır. Bütün dünyada bu gibi ödüller verilir ve
en yüksek makamın verdiği ödül münevverleri birbirine
kaynaştırmalı. Milletin ortak malı olarak topluma taktim etmeyi
bilmelidir" dedi.
Birinci Cihan Harbi'nde üç zaferin üstüne dördüncüsünün mütarekeden
sonra yapıldığını belirten Ortaylı, "Medine-i Münevvere'yi
namusu ve şerefi ile savunarak sahneden çekilen bir kolordumuz var.
Fahrettin Paşa'yı ve şühedayı anıyoruz. Bunun ne olduğunu
anlamayanlar sadece bu kültüre yabancı kalanlar değiller. İçimizde
de anlamayanlar var, ama anlamaları lazım. Bu gibi zaferleri ‘eski
eser hırsızlığı' diye tavsif eden insanların etraflarında her an
cereyan eden eski eser hırsızlığından haberleri olmadığı açık. Bu
gibi taramaları, bu gibi savunmaları, savaşları taktir etmesi
gereken insanların hiçte taktir etmedikleri ve değişmeye niyetleri
olmadıkları maalesef Ortadoğu'nun halinden belli. Eğer biz olmasak
adalet hiç ışığını gösteremeyecekti" diye konuştu.
Vefa Ödülü'ne layık görülen merhum Nurettin Topçu'nun yeğeni Ayşe
Nermin Topçu ise, "Bu ödülü bundan 30 sene önce öğrencim
olan Sayın Cumhurbaşkanı gibi yüksek bir mevkiye gelen bir
öğrencimin elinden almak onurların en güzeli" şeklinde
konuştu.
(Derya Yetim - Yağmur Yıldız/İHA)