Yazıcı’dan Kılıçdarolu’na: Demek ki beyni küfürle dolu
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Türkiye'de her salı günü CHP Grubunda bir hakaret borsası var. Bir insanın kafasında ya fikir olur ya küfür olur. Demek ki beyni küfürle dolu" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı,
"Türkiye'de her salı günü CHP Grubunda bir hakaret borsası
var. Bir insanın kafasında ya fikir olur ya küfür olur. Demek ki
beyni küfürle dolu" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Anadolu Yayıncılar
Derneği tarafından organize edilen Anadolu Sohbetleri programına
katıldı. Yazıcı, Anadolu Yayıncılar Deneği Başkanı Sinan Burhan ve
medya kuruluşlarının Ankara temsilcilerinin gündeme ilişkin
sorularını cevapladı.
AK Parti kongresinin Haziran'da yapılacak olmasının erken seçim
işareti olarak değerlendirildiğinin sorulması üzerine Yazıcı,
"Siyasetin efsanesine dönüştü bu soru. Çok soruluyor ama
niye soruluyor onu anlamakta zorlanıyorum. Türkiye gibi bir ülkede
seçimler niye erken yapılsın. Biz 15-16 yıldır Türkiye'yi
yönetiyoruz ve iktidara geldiğimiz günden bu yana seçimlerin hep
zamanında yapılması konusunda büyük bir özen içerisindeyiz. Kararlı
bir duruşumuz var. Seçimlerin zamanında yapılması önemlidir.
Seçimin öne alınmasını gerektirecek hiçbir sebep gözükmüyor. Her
şey normal seyrinde devam ediyor. Biz de hazırlıklarımızı 2019
yılında Mart ayında yapılacak yerel seçimler ve Kasım ayında
yapılacak milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimlerini esas almak
suretiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Seçimler zamanında
yapılacak" şeklinde konuştu.
"HER İKİ PARTİNİN TABANLARINDA DA BU İTTİFAK
BİRLİKTELİĞİNİN BİR HEYECAN OLUŞTURDUĞUNU BİZ DE
GÖZLEMLİYORUZ"
AK Parti-MHP ittifakının tabanda coşkuyla karşılandığı
belirtilerek, "Sizin aldığınız geri dönüşler
nasıl?" sorusu üzerine Yazıcı, 2017 yılının Türkiye'de
siyasi anlamda ve hukuksal anlamda en büyük reform hareketinin
anayasa değişikliği olduğunu anlatarak, "2017 yılında
gerçekleştirilen 18 maddelik değişiklik bir sistem hükümet modelini
değiştiriyor. Bir hükümet modelini anayasa değişikliğiyle
cumhurbaşkanı hükümet sistemine dönüştürülüyor. Cumhurbaşkanı
seçilebilmek için en az 50+1 oy almak zorunlu. Bu sistem aynı
zamanda Türkiye toplumunda sosyolojik açıdan tabanları birbirine
yakın geçişkenlik çok kolay olan siyasi partileri de regüle ediyor.
Regülasyon sağlıyor. Her iki partinin tabanlarında da bu ittifak
birlikteliğinin bir heyecan oluşturduğunu biz de gözlemliyoruz.
Bizim kongrelerimize onların temsilcileri katılıyor, esnaf ziyareti
yaparken karşılaşıyoruz vatandaşlar bu ittifakı önemsediklerini
Türkiye açısından hayırlı sonuçlara vesile olacağını beyan
ediyorlar. Bundan de memnuniyet duyuyoruz"
değerlendirmesinde bulundu.
"FETÖ BORSASI KURULDU GİBİ SÖYLEMLERLE İFADE ETMEK FETÖ İLE
MÜCADELEYİ ZAAFA UĞRATIR"
‘FETÖ borsası kuruldu' yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine
Yazıcı, 15 Temmuz'da FETÖ olarak nitelenen terörist örgütün
Türkiye'nin sadece kamu alanına değil sosyal, ekonomik alanına
değişik katmanlara, değişik yöntemler uygulamak suretiyle
yerleştiğini gördüklerini belirterek, "Bunun birden elinizi
uzatıyorsunuz çekip hepsini toparlayıp attım dışarı demeniz mümkün
değil. Biz bu mücadeleyi hukuk kuralları içerisinde sürdürüyoruz.
Bu mücadele çok yaygın olduğu için değişik kesimleri çok fazla
unsurları da içerir olması dolayısıyla bazı söylentiler bize de
geliyor. Esas olan bunun önlenmesidir. Söylenmesinden önemli böyle
bir şey varsa bunu önleyecek süreçleri devreye sokmaktır. Böyle bir
şeyin kanıtları, bilgileri, belgeleri var oldukça hükümet
yetkililer, parti duraksar mı burada, mümkün değil böyle bir şey.
Hepimiz bu konuda hassasiyet içerisindeyiz. Hassasiyetten öte,
teyakkuz halindeyiz. Toplum açısından bu örgütün bütün alanlardan
temizlenmesi geleceğimiz açısından hayati derecede önemlidir.
Bunları bu şekilde tartışmanın, borsası kuruldu gibi söylemlerle
ifade etmek FETÖ ile mücadeleyi zaafa uğratır. Spekülatif bir
bakıştır. Duyduklarımıza şayet inanıyorsak üzerine örtme lüksümüz
yok, asla yok. Böyle bir hakkımız da yok. Mücadeleyi sıfır
toleransla ama hukuk kuralları içerisinde sürdürüyoruz"
ifadelerini kullandı.
"BİTTİ DEMEK FEVKALADE YANLIŞTIR. AMA MÜCADELEDE İVME
KAYDETMEDİK DEMEK DE HAKSIZLIK OLUR"
Yazıcı, FETÖ ile mücadele konusunda bakanların açıklamalarının
hatırlatılması üzerine, "FETÖ ile mücadelede bu örgütün
kullandığı yöntemleri deşifre etmek suretiyle gelinen noktada çok
başarılı olduğumuzu söylemem gerekir. Hem yargılamalar açısından
hem idari işlemler açısından. Eleştiriliyoruz niye OHAL yönetimi
uyguluyorsunuz diye. OHAL yönetimi vesilesiyle bu mücadeleyi bu
kadar etkin sürdürebilmişiz. Kamuda ayıklama konusunda daha etkin
bir mücadele tarzı geliştirebilmişiz. Kendilerini kamufle edenler
var, kripto olarak nitelenen kesimler var. Bitti demek fevkalade
yanlıştır. Ama mücadelede ivme kaydetmedik demek de haksızlık olur.
Mücadelede çok etkin bir yerdeyiz. Bu mücadele devam ediyor. Bitti
artık yok demek de bu işi zaafa uğratır" dedi.
SAADET PARTİSİ İLE İTTİFAK
AK Parti'nin Saadet Partisi ile ittifak konusunda kapısını açık
tutup tutmadığı sorusuna Yazıcı, "İttifaka bizim bakışımız,
Türkiye'yi kuşatıcı, 81 milyon vatandaşı kapsayıcı, daha güçlü bir
Türkiye, hukuk devleti kurallarının egemen olduğu bir Türkiye,
kuvvetlerin ayrıldığı yasama, yürütme, yargının ayrıldığı güçlü bir
Türkiye hedefliyoruz. Bu hedef konusunda 'ben de varım' diyen
herkese, her kuruma bu ittifak alanı açık. Ama bu açıklığı ifade
ederken kimsenin peşine de ısrarla düşecek halimiz yok. Bunlar
belki çok da erken mi konuşuluyor bilmiyorum. Bu ittifak
düzenlemesi 2019 yılında Kasım ayında yapılacak milletvekili ve
cumhurbaşkanı seçimiyle alakalı bir düzenlemedir. Çok erken
konuşuluyor, erken tartışılıyor. Daha çok zaman var"
açıklamasında bulundu.
Saadet Partisi ve AK Parti tabanlarının birbirlerine çok yakın
olduğunun hatırlatılması üzerine Yazıcı, "Yakın.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'de siyasal alanı regüle
ediyor. En az 50+1 olduğuna göre sosyolojik olarak birbirine yakın
siyasi parti tabanlarında geçişkenlikler olacak" şeklinde
konuştu.
"BİR SUHULET, RAHATLAMA VAR. ÖZELLİKLE ANKARA
ÖLÇEĞİNDE"
AK Parti'nin yerel seçim stratejisinin nasıl olacağı ve Ankara,
İstanbul gibi illerde belediye başkanlıkları için hangi isimlerin
ön plana çıktığı sorusuna Yazıcı, şunları kaydetti:
"Bu konu partimizin yetkili kurullarında tartışılmış değil.
Daha önce olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de çok başarılı
olarak seçimlerden çıkmayı hedefliyoruz. Bu hedefi sağlayacak hangi
unsurlar gerektiyse hangi elemanları nasıl konuşlandırmamız
gerekiyorsa onları oturup tartışıp, ona göre inşa süreci
gerçekleştireceğiz. Ama şimdiden ‘x' şurada ‘y' şurada ‘z' şurada
olacak diye böyle bir planlamamız yok. Yönetimi bizde olan
belediyelerin dışında yönetimini almayı hedeflediğimiz belediyeler
var. Bunlara yoğunlaşacağız."
Ankara, İstanbul gibi şehirlerdeki belediye başkanlarının
değişiminin ardından geri dönüşlerin nasıl olduğunun sorulması
üzerine Yazıcı, "Bir suhulet, rahatlama var. Özellikle
Ankara ölçeğinde ifade edeyim, bir rahatlama var"
dedi.
AK Parti-MHP ittifakının karşısında muhalefet cenahında ittifak
kurma çalışmalarının sürdüğü ve son zamanlarda Abdullah Gül'ün
isminin çok gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine Yazıcı,
"Hiçbir bilgim yok. Siyaseten birikimli deneyimli bir
arkadaşımız. Onun bu ülkenin çıkarlarıyla geleceğiyle ilgili
konularda büyük hassasiyet içerisinde olduğunu düşünüyorum. Tavrını
duruşunu ona göre belirleyecektir kanaatindeyim"
değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE'DE HER SALI GÜNÜ CHP GRUBUNDA BİR HAKARET BORSASI
VAR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sanatçılarla birlikte
askerlere moral ziyaretine ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Yazıcı,
şöyle konuştu:
"Türkiye' de her salı günü CHP Grubunda bir hakaret borsası
var. Bir insanın kafasında ya fikir olur ya küfür olur. Demek ki
beyni küfürle dolu. Karıştırıyor da meseleyi, Cumhurbaşkanımızla
alakalı kendisine 250 binlik tazminat açıldığını söylüyor, ben ne
açtım diyor 5 paralık dava diyor. Onu hakarete dönüştürüyor. Şunu
bilmiyor, tazminat davası açan davalıdan tazminat ister. Kendisine
karşı yapılmış hakaretin bedelini ister. Kendisine yapılmış hakaret
5 paralık hakaret. Bunu bile kavrayamıyor. Cumhurbaşkanına hakaret
aracı haline getiriyor. Küfürbaz bir adam oldu çıktı, üzüntü
verici. Allah'ın verdiği beynini küfretmek için kullanıyor. İyi
şeyler söylemek, proje üretmek için kullanabilirdi. Demek ki ondan
yoksun. Bu da Türkiye siyaseti açısından üzüntü verici. Çünkü
demokrasiler iktidarıyla, muhalefetiyle vardır. Siyaseti aslında
değerler üzerinden değil, projeler üzerinden yapılan
rekabettir."
İttifak ruhunun zedelenmemesi adına yerel seçimlerde nasıl bir yol
izleneceği sorusuna Yazıcı, "Bu işin siyasal kültürü
oluşuyor. MHP ile milletvekili cumhurbaşkanı seçiminde yapacağımız
ittifak bir kültür siyasal kültür oluşturuyor. Eminim ki oluşan bu
kültür daha da güçlü hale gelecek yerel seçimlerde o ruh iki her
tarafı da kontrol eder durumda olacak diye düşünüyorum"
ifadelerini kullandı.
"BİZ BELEDİYE BAŞKANLARINI İŞ OLSUN DİYE GÖREVDEN ALIYOR
DEĞİLİZ"
"Belediye başkanlarının görevden alma süreci tamamlandı
mı?" sorusuna Yazıcı, "Biz belediye başkanlarını
iş olsun diye görevden alıyor değiliz. Her tasarrufun arkasında onu
gerekli kılan doneler var. İnşallah olmaz ama benzer bir tasarruf
yapmayı gerekli kılan bir vaka ortaya çıkarsa bunu hazmedelim
demeyiz" dedi.
"ÜÇ ÖNEMLİ ÜLKENİN SURİYE'DEKİ GELİŞMELERE İLİŞKİN ZİRVE
YAPMASI..."
Bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani'nin bir araya
geleceği 3'lü zirveyle ilgili soruya Yazıcı, şunları kaydetti:
"Biz bir yerle ilişkilerimiz yoğunlaşıyorsa başka yerle
uzaklaşıyoruz anlamına gelmez. Biz ilişkilerimizi
çeşitlendiriyoruz. Bu coğrafyada en yakın ülkeleriz. Türkiye,
Rusya, İran bu üç önemli ülkenin Suriye'deki gelişmelere ilişkin
zirve yapması Avrupa'dan uzaklaştığımız Amerika'dan çok daha uzağa
düştüğümüz anlamına gelmez. Onlarla da ilişkilerimiz sürüyor. Biz
çok ilkeli bir siyaset yürütüyoruz. İnsanlığın kazanımı değerler
var egemen olmuş, insan hakları, siyasi katılım hakları, egemenlik
hakları Paris'te neyse Bağdat'ta odur. Londra'da neyse Şam'da da
odur. Değişmiyor bizim için. Ama Avrupalı Amerikalı dostlarımıza
göre terör örgütünün tanımı zamana göre özneye göre değişiyor.
Onlarla ayrı düştüğümüz konular bunlar. Ama bu coğrafyada yaşanan
olayların sonlanması bakımından bugünkü zirve önemli."
Yazıcı, Türkiye'nin büyümesinin hazmedilemediğini, ülkeyi zaafa
uğratmak için her türlü enstrümanın kullanıldığını da sözlerine
ekledi.
"OHAL İSTENEN ARZU EDİLEN BİR YÖNETİM BİÇİMİ DEĞİL. AMA BİR
ANAYASAL YÖNETİM BİÇİMİDİR"
Son MGK'da OHAL'in uzatılmasına dönük tavsiye kararı çıkmadığı
hatırlatılarak, bu ay OHAL'in kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusuna
Yazıcı, "Hiç bilgim yok. Cuma günü MKYK toplantımız var,
belki orada bilgi verirler bize. OHAL istenen arzu edilen bir
yönetim biçimi değil. Ama bir anayasal yönetim biçimidir. Bunu
gerekli kılan koşulların ortadan kalkıp kalkmadığını en yakinen
bilecek olan hükümettir. Hükümet, bu sebepler ortadan kalkmışsa ona
göre davranır. Daha zaman var bu konu konuşulmadı. Değerlendirmeler
bu söylediğim çerçevede dillendirilecek diye düşünüyorum"
ifadelerini kullandı.
(Pelin Üzek Kılıç - Nurullah Geylani/İHA)