Yazar Akhanlı'ya Kırmızı Bülten
EMİNÖNÜ'nde 1989 yılında soyulmak istenen döviz bürosu sahibinin öldürülmesiyle ilgili "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada delil yetersizliğinden beraat eden ve Yargıtay'ın bu hükmü bozması üzerine yeniden yargılanan yazar Erdoğan Akhanlı hakkında, kırmızı bülten düzenlenmesine...
EMİNÖNÜ'nde 1989 yılında soyulmak istenen döviz bürosu sahibinin
öldürülmesiyle ilgili "Anayasal düzeni silah zoruyla
değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada delil
yetersizliğinden beraat eden ve Yargıtay'ın bu hükmü bozması
üzerine yeniden yargılanan yazar Erdoğan Akhanlı hakkında, kırmızı
bülten düzenlenmesine ve gıyabi tutuklama kararı çıkartılmasına
karar verildi.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından İstanbul 11. Ağır Ceza
Mahkemesinde yapılan ilk duruşmaya, 8 Aralık 2010 tarihli duruşmada
tahliye edildikten sonra gittiği Almanya'da yaşayan tutuksuz sanık
Erdoğan Akhanlı'yı temsilen avukatları katıldı.
AVUKAT KANAR: BOZMA KARARI YASAYA UYGUN DEĞİL
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 27 Şubat 2013 tarihli bozma ilamının
okunduğu duruşmada söz alan Akhanlı'nın avukatlarından Ercan Kanar,
Yargıtay bozma ilamının bozma kararının usul ve yasaya uygun
olmadığını, mahkemece verilen beraat kararının dosya kapsamına ve
bilimsel gerçekliğe uyduğunu ifade etti.
KIRMIZI BÜLTEN GIYABİ TUTUKLAMA
Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Faruk Söker ise, hukuka uygun
olduğunu belirttiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma kararına
uyulmasını talep etti. Davaya ilişkin ara kararını açıklayan
mahkeme heyeti, bozma ilamının aleyhe olması ve sanığın
beyanlarının da tespit edilmesi gerektiği gerekçeleriyle,
Akhanlı'nın yurt dışında aranabilmesi için kırmızı bülten
düzenlenmesine hükmetti. Sanık Akhanlı hakkında kırmızı bültenle
aranabilmesi için gıyabi tutuklama yazısı hazırlanmasına da karar
veren heyet, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulup uyulmayacağı
konusunda değerlendirmenin sanık Akhanlı'nın beyanlarının
alınmasının ardından yapılmasına hükmetti. Heyet, duruşmayı
erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, 20 Ekim
1989'da Eminönü'nde bir döviz bürosunun 3 kişi tarafından soyulmaya
çalışıldığı ve olayda döviz bürosu sahibi İbrahim Yaşar Tutum'un
öldürüldüğü belirtildi. İddianamede, Halk Kurtuluş Güçleri (HKG)
isimli örgütte sorumlu düzeyde yer alan Erdoğan Akhanlı'nın
talimatları doğrultusunda örgüte gelir elde etmek amacına yönelik
olarak İbrahim Yaşar Tutum'un döviz bürosunun soyulduğu ve Tutum'un
öldürüldüğü öne sürülürken, Akhanlı'nın, suç tarihinin 1989 yılı
olması nedeniyle eski Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında,
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir
kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve Büyük Millet Meclisini
iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs
etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle
cezalandırılması talep ediliyordu.
YARGITAY "BERAAT" KARARINI BOZDU
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Ekim 2011 tarihli duruşmada
verdiği kararla, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin
mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı
vicdani kanaat oluşturur deliller elde edilemediği, suçun sanık
tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleriyle Erdoğan
Akhanlı'nın beraatini kararlaştırmıştı. Davanın temyiz edildiği
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 27 Şubat 2013 tarihli ilamıyla, sanık
Akhanlı hakkında verilen "beraat" kararını,
sanığın suç tarihinde terör örgütü üyesi olması ve eski TCK'nın
146/1. maddesinin tartışılması gerektiği sebepleriyle bozmuştu.
Ceza dairesinin ilamında, Akhanlı hakkında, eski TCK'nın 146/1.
maddesine göre, müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği de ifade
edilmişti.
TÜRKİYE'YE GELDİĞİNDE TUTUKLANMIŞTI
İstanbul Askeri Cezaevinde 1985-1987 yıllarında yatan Erdoğan
Akhanlı, 1992 yılında Almanya'ya yerleşmişti. "Kayıp
Denizler", "Denizi Beklerken",
"Gelincik Tarlası" ve "Kıyamet Günü
Yargıçları" adlı kitapları bulunan Akhanlı, 2001'de Alman
vatandaşlığına geçmiş ve Artvin'de rahatsızlanan babasını
görebilmek için 10 Ağustos 2010 tarihinde Almanya'dan Türkiye'ye
dönüş yapmıştı. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki pasaport kontrolü
sırasında gözaltına alınan ve tutuklanarak Tekirdağ Cezaevine
konulan Akhanlı, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince görülen
davanın 8 Aralık 2010 tarihli ilk duruşmasında, mevcut delil durumu
ve suç vasfının değişme ihtimali göz önüne alınarak tahliye
edilmişti.
SG (MK)