Yaylacıların Kato’daki zorlu mesaisi başladı
Hakkari'de küçükbaş hayvan besiciliği yapan vatandaşlar, bahar mevsimiyle birlikte Kato Dağı eteklerine çıkarak yılın ilk süt sağımına başladı.
Hakkari'de küçükbaş hayvan besiciliği yapan vatandaşlar, bahar
mevsimiyle birlikte Kato Dağı eteklerine çıkarak yılın ilk süt
sağımına başladı.
Hakkari'nin Kaval köyünde küçükbaş hayvan besiciliği yapan
vatandaşlar, bahar mevsimiyle çatışma ve operasyonların eksik
olmadığı Kato Dağı eteklerine çıkarak yılın ilk süt sağımına
başladı. Ev işlerinin yanı sıra yüksek rakımlı yaylalarda otlatılan
koyunlar, bölgede 'Berivan' olarak adlandırılan kadınlar tarafından
sağılıyor. Sağım alanında çift yönlü olarak tel örgülerle
oluşturulan koridorda sıraya dizilen yüzlerce koyun ve keçi,
erkeklerin de yardımıyla tek tek sağılıyor. Oldukça meşakkatli olan
koyun sağımı, yayladaki soğuk hava nedeniyle şimdilik günde bir
kere yapılıyor. Sağılan koyun ve keçiler, meraya bırakıldıktan
sonra kalan sütle bu yıl doğan kuzular emziriliyor.
"HAVALAR ISININCA DAHA YÜKSEK YAYLALARA
ÇIKACAĞIZ"
Yaylada uzun yıllardır çobanlık yapan Musa Duman isimli vatandaş,
terör nedeniyle 1993 yılında köylerinden göç etmek zorunda
kaldıklarını ifade etti. Geri geldikleri köylerinde tekrardan
hayvancılık yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Duman,
"1993 yılında terör nedeniyle köylerimiz boşaltıldı.
Birçoğumuz batı illerine göç etmek zorunda kaldık. Şimdi serbest
edildiği için köylerimize tekrardan geri döndük. Hayvancılıkla
uğraşmaya devam ediyoruz. 4 gün önce 'Berivan'larımızla yaylaya
geldik. Havalar ısınınca daha yüksek yaylalara çıkacağız.
Hayatımızdan memnunuz ve yaşamak istiyoruz. Tek geçim kaynağımız
hayvancılık. Köy ve yaylalarımızda rahatça hayvancılık yapmak
istiyoruz. Üzerimizde herhangi bir baskı ve yasak yok. Çok mutluyuz
ve inşallah böyle devam eder" diye konuştu.
Kato Dağı eteklerinde 'Berivanlık' yapan ve Kürtçe konuşan Halime
Kaval ise hayvancılıkla uğraştıklarını ve bahar mevsimiyle tekrar
yaylalara çıktıklarını söyledi. Kaval, "Köy halkıyla
sabahın erken saatlerinde yaylaya çıkıyoruz. Günümüz piknik tadında
geçiyor. Bazıları için buradaki işimiz oldukça zor görünüyor
olabilir, ama bize göre pek zor değil. Koyunlarımızdan elde
ettiğimiz sütleri eve götürüyoruz. Sütten yoğurt, peynir ve
tereyağı elde ediyoruz. Yıllarca şehir hayatında yaşadık.
Köylerimiz serbest edilince tekrardan geri geldik. Şehir
gürültüsünden ve işsizlikten bunaldık. Ata toprağımız bize tatlı
geliyor. İnşallah daha güzel günler görürüz" şeklinde
konuştu.
(Mimar Kaya / İHA)