Yargıtaydan milyonlarca işçiyi ilgilendiren karar
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza atarak, işçinin eksik ödenen ücreti almasının ücretin düşürüldüğünü zımni olarak kabul ettiği anlamına gelmeyeceğine hükmetti. Kararda, işçinin rızası alınmadan ücretinin düşürülemeyeceğine dikkat çekildi.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza atarak,
işçinin eksik ödenen ücreti almasının ücretin düşürüldüğünü zımni
olarak kabul ettiği anlamına gelmeyeceğine hükmetti. Kararda,
işçinin rızası alınmadan ücretinin düşürülemeyeceğine dikkat
çekildi.
Sağlık Bakanlığına bağlı bir kurumda taşeron firmada çalışan
işçinin maaşı işveren tarafından düşürüldü. Bir süre düşük maaşla
çalışan işçi mahkemeye başvurup, rızası dışında ücretinin
düşürüldüğünü öne sürdü. Mahkeme davayı reddince devreye giren
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Daire,
işçinin altı iş günü içerisinde yazılı olarak kabul etmediği
çalışma şartlarındaki değişikliğin işçiyi bağlamayacağına, işçinin
eksik ödenen ücreti almasının ücretin düşürüldüğünü zımni olarak
kabul ettiği anlamına gelmeyeceğine hükmetti. Kararda, işçinin
rızası alınmadan ücretinin düşürülemeyeceğine dikkat çekildi.
Ankara'da, Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir kurumda taşeron firma
bünyesinde çalışan işçi, 2011 yılından itibaren ücretinin rızası
dışında düşürüldüğünü ileri sürerek ücret fark alacağının davalıdan
tahsiline karar verilmesi talebiyle Ankara 1. İş Mahkemesi'ne
Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açtı. Bakanlık avukatları,
mahkemedeki savunmada davacının işçileri olmadığını, işin anahtar
teslim alt işverene verildiğini belirterek davanın reddine karar
verilmesini istedi. Mahkeme, davanın reddine karar verdi. Karar
davacı vekili tarafından temyiz edildi.
Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi,
davacının fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında
uyuşmazlık bulunduğuna dikkat çekti. Yargıtay kararında, 4857
sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinde yer alan "İşveren, iş
sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel
yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan
çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye
yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir" hükmü
hatırlatıldı. 4857 sayılı Kanun'un 62. maddesinde düzenlenen
ücretlerde indirim yapılamayacağı yasağı, işverenin tek taraflı
indirim yapamamasıyla ilgili olduğu vurgulandı.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Davalı asıl işveren
Sağlık Bakanlığına ait işyerinde, alt işveren işçisi olarak çalışan
davacı işçi, ücretinin rızası olmadan düşürüldüğünü ileri sürerek,
eksik ödenen ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep
etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden de, davacının ücretinde
azalma olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının dava tarihine
kadar kendisine ödenen ücret miktarına itiraz etmediği, ödemeleri
ihtirazı kayıt koymadan kabul ettiği ve böylece taraflar arasında
ücretin düşürülmesi konusunda zımnen anlaşma sağlandığı
gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ne var ki, 4857 sayılı Kanun'da
açıkça düzenlendiği üzere, çalışma şartlarında değişiklik konusunda
işçinin rızasının yazılı alınması şart olup, işçi tarafından altı
işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi
bağlamaz. Bu halde, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın
reddedilmesi hatalı olmuştur. Davacının ücretinin düşürülmesine
ilişkin yazılı beyanı bulunmadığı anlaşıldığı takdirde fark ücret
alacağı hesaplanırken asgari ücrete yapılan artış oranları dikkate
alınmaksızın davacının düşürülmeden önceki son ücreti esas
alınarak, bu ücret ile ödenenler arasındaki farklar tespit edilerek
dava konusu alacak hüküm altına alınmalıdır. Temyiz olunan kararın
bozulmasına oy birliğiyle karar verildi."
(Süleyman Aydın/İHA)