'Vatanımızı asla bölemeyecekler'
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim vatanımızı asla bölemeyecekler. Bu vatan topraklarında biz sizlere asla bir parçayı, bir şehidimizin kanının yoğurduğu parçayı vermeyiz, teslim etmeyiz." dedi.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim vatanımızı
asla bölemeyecekler. Bu vatan topraklarında biz sizlere asla bir
parçayı, bir şehidimizin kanının yoğurduğu parçayı vermeyiz, teslim
etmeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde,
Cumhurbaşkanlığı personeliyle iftarda bir araya geldi.
Türkiye'nin, terör örgütlerinin hedefinde bir ülke olarak ağır bir
imtihandan geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Terörün, terör
örgütlerinin, terör eylemlerinin üstesinden geleceğimizden en küçük
bir şüphem yok. Er veya geç Allah'ın izniyle bu işin üstesinden
geleceğiz." dedi.
Türkiye'nin asla bölünmeyeceğini ifade eden Erdoğan, şöyle
konuştu:
"Bizim vatanımızı da asla bölemeyecekler. Kendi kendilerine
böyle hayal aleminde dolaşanlar, gezenler var. Boşuna
dolaşıyorsunuz. İşte buyurun, bütün bu yapılan operasyonlar niçin
yapılıyor? Bu vatan topraklarında biz sizlere asla gelip de bir
parçayı, bir şehidimizin kanının yoğurduğu parçayı vermeyiz, teslim
etmeyiz. Vermeyiz ve veremeyiz, böyle bir yetkimiz
yok."
"Durmak yok, temizleyeceğiz"
Devlet içinde ikinci bir yapılanmaya gidenlerin ortaya
çıkarılacağını bildiren Erdoğan, "Daha çok var, binlerce
var. Bunların da hepsi ortaya çıkarılacak, bunların üzerinde
çalışıyoruz, durmak yok, temizleyeceğiz. Cumhurbaşkanlığına da
girmişlerdi, belki hala da vardır. Onların üzerinde de çalışıyoruz,
söyleyeyim, ya kendileri istifa eder giderler, nereye giderlerse
gitsinler ama burayı lekeleyemezler. Ve geldiğimiz andan itibaren
yaptığımız iş zaten o temizlik harekatıdır." dedi.
"Ne yapsanız boş..."
Türkiye'nin 2023 hedeflerine mutlaka ulaşacağını vurgulayan
Erdoğan, "Bu terör örgütleri üzerinden bizi tedip
edeceklerini sananlara sesleniyorum, ne yapsanız boş. Türkiye'nin
2023 hedeflerine mutlaka ulaşacağını buradan duyuruyorum. Burası
Cumhurbaşkanlığı makamı." diye konuştu.
"Bu sivil insanların ne günahı vardı?"
Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen terör saldırısına
ilişkin, şunları kaydetti:
"Şimdi Yeşilköy'ü gelip bunlar bombaladı, ne günahı vardı o
insanların? Çocuk, kadın, yaşlı... Yerlisi var, yabancısı var. Bu
sivil insanların ne günahı vardı? Hem kendini patlatıyorsun hem de
o insanlar bu sebeple orada ölüyorlar. Bunun insani, vicdani
herhangi bir yanı var mı? İslami herhangi bir yanı var mı? Yok.
Bunlar ne Müslümanı ya? Bunlar ila cehenneme zümera ya, oraya
gidici bunlar. Bunlar cehennemde yerlerini hazırlamışlar. 'Bir
kişinin ölümüne neden olmak tüm insanlığın ölümüne neden olmaktır.'
diyor bizim dinimiz. Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız?"
"Türkiye'nin asıl felaketi hedeflerinden vazgeçmesi
olur"
Türkiye'nin hedef ve ideallerine ulaşmasının önemine işaret eden
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin asıl felaketi bu terör olayları değil,
hedeflerinden ve ideallerinden vazgeçmesi olur. İşte biz bundan
vazgeçmeyeceğiz. Milletimizi böyle bir felaketle asla yüz yüze
bırakmayacağız. Bu vesileyle dün İstanbul'da kaybettiklerimiz başta
olmak üzere, terör olaylarında verdiğimiz tüm şehitlerimize
Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da Rabbim'den
acil şifalar diliyorum."
"Türkiye de Rusya da İsrail de kazanmalı"
Erdoğan, İsrail ile Mavi Marmara gemisi saldırısı sonrası sorunlu
olan ilişkileri düzeltme yolunda önemli adımlar atıldığını
bildirdi.
Atılan adımların, Türk milleti ve Filistinliler için hayırlı olması
dileğinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yalnız buradan bir açıklama yapmak durumundayım; Türkiye
Cumhuriyeti olarak biz hangi adımı atıyorsak atalım bu adım
bilinmelidir ki her zaman karşılıklı milletlerin kazanımına dayalı
bir adımdır. Hiçbir zaman hiçbir adımı tek taraflı düşünmedik.
'Kazan-kazan' esasına dayalı olarak hep bu adımları atmışızdır.
Yani Türkiye de kazanmalı, Rusya da kazanmalı. Türkiye de
kazanmalı, İsrail de kazanmalı. Buralardaki hassasiyetimiz bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir."
Bazılarının İsrail ile ilgili olayları farklı şekilde kaşıdıklarını
ifade eden Erdoğan, "Biz İsrail ile olan ilişkilerimizi
niye kesmiştik? Olay malum. Peki duruşumuzda o günden bugüne
herhangi bir değişiklik oldu mu? Olmadı. Ama şimdi Sayın Obama'nın
araya girmesiyle başlayan yeni süreç... 3 başlık talebimiz vardı.
Bunun bir tanesi özürdü. Bunun özür olayını bizzat Sayın Obama'nın
yanında, o zamanlar İsrail Başbakanı zaten ifade ettiler ve o madde
gerçekleşti. Ama o günden bugüne 3 yıl içerisinde arkadaşlarımızın
İsrail tarafıyla görüşmeleri oldu. Bunları bu akşam ben niye
anlatıyorum, çünkü hedef saptıranlar var, duymayıp uyduranlar var.
Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarım bunları bilsin
istiyorum." dedi.
"Kanın rakamı olur mu?"
İsrail ile ilişkilerde yaşanan son gelişmeleri eleştirenlere
seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olayı yaşayan benim, olayı yaşayan benim özel
temsilcilerim fakat sen neyi duydun, neyi gördün, neyi bildin?
Söylemediğim şeyleri söylenmiş gibi gösterenler var. Çünkü bunlar
akşam başka, sabah başka konuşurlar, böyle hareket ederler. İkinci
başlığımız neydi bizim? Dedik ki tazminat. Görüşmeler yapıldı, 20
milyon dolar 10 şehidimiz için tazminat olarak belirlendi. Şimdi
çıkmışlar onlara farklı şeylerle, 'Olur mu 20 milyon, ne demek, siz
daha fazlasına layıksınız.' Bu kanın rakamı olur mu? Şu anda
yapılan görüşmeler neticesinde böyle bir tazminata karar verilmiş.
Alır veya almaz ama biz burada uluslararası bazda bir adım
atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı
götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya
gerekli yardımı, Gazze'ye bugüne kadar hep yaptık, yapıyoruz.
Filistin'e yaptık, yapıyoruz ama bunları da yaparken bizler bir
yerlere gövde gösterisi olsun diye değil, her şeyi uluslararası
diplomasi neyse bu diplomasi içinde yaptık, yapıyoruz. Bundan sonra
da yapacağız. Bunları davul zurna çalarak değil, edebi, adabı
içerisinde yaptık, yapıyoruz."
Erdoğan, cuma günü Mersin'den İsrail'e 14 bin ton insani yardım
malzemesi yüklü geminin kalkacağına işaret ederek, gemide gıdadan
giyeceğe ve çocuklara verilecek hediyelere kadar birçok malzeme
bulunduğunu kaydetti.
Gazze'de 200 yataklı bir devlet hastanesinin bitirildiğini
vurgulayan Recep Tayyip Erdoğan, hastanenin şu anda tıbbi
teçhizatlarının döşendiğini, daha sonra da açılışının yapılacağını
bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in okullar konusunda verdiği söze
dikkati çekerek, "İsrail'in Türkiye üzerinden bu tür
yardımların girmesine müsaade edeceğini" vurguladı.
"En önemli sıkıntı enerji"
"En önemli sıkıntının enerji" olduğunun altını
çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Enerji noktasında, 'İster İsrail tarafından enerji
verilebilir veya Almanlar tarafından geçmişte orada yapılmış olan
santralden bu enerjiyi verebiliriz.' dediler. Şu anda ekibimiz, o
santrali kontrole gidecek, çünkü eski bir santral. Dolayısıyla
Enerji Bakanlığımızın göndereceği ekip orada kontrolleri yapacak.
Talep daha fazla olabilir ve ondan sonra bu devam edecek. Burada
çok daha alternatifli enerji noktasında imkanlar sağlayalım.
Bunların da görüşmeleri ayrıca yapılıyor. Bir diğer konu su. Doğru
dürüst su bulamıyorlar. Su imkanı yok. Dedik ki bir denizden
artıma, iki sondaj. Her ikisine de 'evet' dendi ama bu arada 'Biz
İsrail'den de su verebiliriz.' dediler. Bu konuda yine şu an
itibarıyla detaylarına girmeyeyim, oradan da su vermek suretiyle bu
3 çeşitlendirme olmuş olacak. Ve okul, hastane daha farklı yerlerde
yapma konusunda bir sıkıntı yok. En büyük sıkıntı mesela çimento
sıkıntısıydı. Bu konuda da kendileri kapıları açacaklarını
söylediler."
"Bunları kimse yutmaz"
"Birileri çıkıyor, televizyonlarda yorumlar yapıyor. Bazı
siyasi partilerin başkanları çıkıyor, bakıyorsunuz tamamen tersine,
olumsuz, yalan, yanlış her şeyi söylüyor. Bunları kimse
yutmaz." diyen Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi bunlar
yapıldıkça ne yapacaksınız. Şimdi cuma günü bu gemi kalkıyor,
gidecek. Bundan sonra bu bir rutine de bindirilecek. Enerji, su...
Bütün bunlar çözüldükçe ne yapacaksınız? Biz şu anda Dışişleri
Bakanlığı Müsteşarımız imzasını attı, karşı taraf attı.
Biliyorsunuz İsrail Bakanlar Kurulu'ndan da bu metni geçirdiler.
Şimdi aynı şekilde biz de Meclisimizden bunu geçirmek suretiyle bu
anlaşmayı tamamlamış olacağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Oradan meydan okumanın anlamı ne? Gelin de bize Meclis'te
anlatın. Başbakan anlatıyor, ben anlatıyorum. Sen anlamıyorsan,
özürlüysen ben ne yapayım. Zaten Parlamento'da anlatılacak olanlar
bunlardan farklı şeyler değil, bunu anlatacaklar."
ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnanıyorum ki bu her iki anlaşma, her iki adım, şu
sıkıntılı günlerimizde bizim için inanın çok farklı bir adım oldu.
Bunun bereketlenerek gelmesi en büyük temennimdir. Türkiye'yi
önümüzde çok daha aydınlık günler bekliyor. Turizmde bakın bugün
bütün sektörün ileri gelenleri açıklamalarını yapmaya başladılar.
Herkesin bir beklentisi var. Yapmaya gel, yapmaya. Sorumluluk
makamındasın. Sorumluluk makamında olan yıkmaya gelir mi? Bu ülke
hepimizin. Hepimizin olan bu ülkede çıkıp da yani salı günleri sana
verilen o mikrofondan böyle hakaret etmen, Cumhurbaşkanına hakaret,
Başbakana hakaret, bunlar sana bir şey kazandırmaz. Yaklaşık 10
yıldır o partinin başındasın, devamlı geri gidiyorsun. Patinaj,
başka bir şey yaptığın yok. Zaten biraz bu meselede şöyle kendini
bir hesaba çeksen, hesap uzmanısın ya 'Ben bu işi başaramadım'
deyip çekip gitmen lazım."