Uzun süre iyileşmeyen lezyonlara dikkat
Deri kanseri vakalarının, bozulan çevresel faktörlerin de etkisiyle son yıllarda arttığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümün'den Prof. Dr. Koray Coşkunfırat, Türkiye'de deri kanserlerinin sıklığına ilişkin sağlıklı istatistiki verilerin olmadığını belirtti.
Deri kanseri vakalarının, bozulan çevresel faktörlerin de
etkisiyle son yıllarda arttığını belirten Medical Park Antalya
Hastane Kompleksi Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümün'den
Prof. Dr. Koray Coşkunfırat, Türkiye'de deri kanserlerinin
sıklığına ilişkin sağlıklı istatistiki verilerin olmadığını
belirtti.
Prof. Dr. Coşkunfırat, deri kanserinin esas nedeninin güneşten
gelen ultraviyole ışınları olduğunu bildirerek, "Mor ötesi
ışın veren elektrik lambaları ve bronzlaştırıcı suni ışık
kaynakları da deri kanserlerine neden olabilir. Ultraviyole
ışınlarına karşı dünyayı koruyan ozon tabakasının incelmesinin de
deri kanserlerinde ciddi bir artışa neden olduğu bilinen bir
gerçektir" şeklinde konuştu.
"YOĞUN GÜNEŞ RİSK NEDENİ"
Prof. Dr. Coşkunfırat, açık tenlilerin, derilerinde kolayca
çillenme olanların, fazla sayıda beni olanların, ailesinde deri
kanseri bulunanların, açık havada fazla zaman geçirenlerin,
ekvatora yakın bölgelerde, yıl boyunca yoğun güneş ışığına maruz
kalanların yanı sıra herhangi bir sebeple radyoaktif ışın tedavisi
görenlerin, yıllarca iyileşmeden kalan açık yaralara sahip
olanların, katran, zift gibi kimyasal maddelere kronik şekilde
maruz kalanların cilt kanseri olma riskinin olduğunu belirtti.
Genel olarak beyaz ve pembe renkli küçük bir kitle, yüzeyi düzgün,
parlak veya çukur, kuru, pullu, kırmızı bir nokta, kabuklu yan yana
küçük kitleler ya da bir yara izine benzeyen beyaz bir yama
şeklinde görülebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Coşkunfırat,
"2-4 haftada iyileşmeyen, kanama ve ağrı yapabilen bu
türdeki lezyonların kanser olabileceklerini düşünmek gerekir. Bu
nedenle mutlaka doktor kontrolü gereklidir" dedi.
"VÜCUDUNUZDAKİ BENLERİ KONTROL EDİN"
Herhangi bir bende ortaya çıkan değişikliklerin kanserleşme
açısından uyarı kriterleri olarak kabul edildiğine vurgu yapan
Prof. Dr. Coşkunfırat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bende kenar düzensizliği, değişik renk tonlarında
olma, üzerinde kabuklanma, kanama, kaşıntı, çevresinde kızarıklık,
kıllanma artışı, boyutunda anormal bir artış olması gibi
değişiklikler tespit edildiyse, benler cerrahi olarak çıkarılarak
malign melanoma açısından histopatolojik incelemeye tabi
tutulmalıdır."
"KANSER KÜÇÜKSE AYAKTA TEDAVİ EDİLEBİLİR"
Cilt kanserlerinde tedavinin kanserin tipine, büyüme evresine ve
yerleşim yerine göre değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Coşkunfırat,
"Eğer kanser küçük ise işlem ayaktan, lokal anestezi
altında kolayca yapılabilir" diye konuştu. Küçük ve az
tehlikeli tiplerde kazıma veya elektrik akımıyla kanser hücrelerini
yok etme işlemleri de yapılabildiğini belirten Prof. Dr.
Coşkunfırat, "Ancak bu metotların tedavi açısından
güvenilirliği az, iz bırakma ve deformasyon yapma ihtimalleri
fazladır" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK KİTLELERDE CERRAHİ İŞLEM GEREKLİ"
Kanser büyükse, lenf nodlarına ya da vücudun başka bir bölgesine
yayılmışsa büyük cerrahi işlemlere ihtiyaç duyulabileceğini
sözlerine ekleyen Prof. Dr. Coşkunfırat, "Deri
kanserlerinde muhtemel diğer tedavi seçenekleri; kanser
hücrelerinin dondurularak tahrip edilmesi, radyoterapi ve
kemoterapidir" dedi. Prof. Dr. Coşkunfırat, tedaviye
başlamadan önce bu yöntemlerin mutlaka doktorla beraber
değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"NÜKSTEN KORUNMAK SİZİN ELİNİZDE"
Deri kanserleri nüksedebileceğini belirten Prof. Dr. Coşkunfırat
sözlerini şöyle tamamladı:
"Nüks riskini azaltmak veya ortaya çıkabilecek nüksün
riskini azaltmak mümkündür. Bunun için, yaz aylarında özellikle de
saat 11.00 ila 15.00 arası saatlerde güneşe maruz kalmaktan
kaçının. Ultraviyole ışınlarının su ve buluttan geçip kum ve kardan
yansıyabileceğini unutmayın. Açıkta kalan deri bölümleri için en az
15 güneş koruma faktörlü kremler kullanın."
(İHA)