Tuz mağarası yeni bir pencere aralıyor
Iğdır'ın Tuzluca İlçesinde bulunan ve 55 dönümlük bir araziyi kaplayan Tuz Mağarası'nın, koah, astım, nefes darlığı, alerji ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılması için çalışma başlatıldı.
Iğdır'ın Tuzluca İlçesinde bulunan ve 55 dönümlük bir araziyi
kaplayan Tuz Mağarası'nın, koah, astım, nefes darlığı, alerji ve
cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılması için çalışma
başlatıldı.
Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Tuz
Mağarasını sağlık turizmine kazandırarak, Türkiye'den yurt dışına
giden hastalar için biran önce faaliyete geçmesi gerektiğini
belirtti. Alma, "Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk
Cumhuriyeti'nde bulunan tuz mağarası ve terapi merkezini gezip
gördük. Dünyanın birçok yerinden koah ve astım hastaları gitmekte
ve kısa sürede tedavi olmaktalar. Bunun üzerine, Sayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Nahçıvan'da bulunan tuz
terapi merkezinin bir benzerinin Türkiye'de oluşturulması için
talimatı var. Bizde bundan esinlenerek, tuz terapi merkezi kurmayla
ilgili arkadaşlarla yoğun bir mesai harcayarak geziler yaptık.
Türkiye'de ilk, dünya çapında uluslararası tuz terapi kongresi
düzenledik. Özellikle Rusya, Romanya, Polonya, Almanya ve
Ukrayna'dan birçok bilim adamının katılımıyla, 3 gün süren tuz
terapi kongresi gerçekleştirdik. Çok başarılı oldu ve şuanda kitap
yayın evimizin ilk yayın sayısı olarak basıma geçti"
dedi.
Terapi çeşitlerine değinen Rektör Alma, "Speleo
Terapi" denilen mağara terapisi, "Halo
Terapi" ise otel ve evlerde bulunan suni tuz odalarına
deniliyor. Avrupa'da yeni çıkan bir sistem olan ve Nanopartiküller
halinde sprey yapılarak teneffüs ediliyor. Koah ve astım
hastalarına çok iyi gelen bir tedavi metodudur. Çok organik olup
maliyet gerektirmeden hastalıktan kurtulmuş oluyorsunuz. Özellikle
tuzun içinden çıkan elektronlar havada ki oksijenle karışarak ozona
dönüşüp, ozonun mekanizmasıyla hastalarda bir düzelme oluyor. Aynı
zamanda mantar hastalarına ve ciltteki kanser yaralarına çok iyi
geldiği söyleniyor. Türkiye'de, bu konu hakkında çalışan
hocalarımız mevcut. Son zamanlarda yaptığımız çalışmalarla kristal
tuz odaları ortaya çıktı. Tuzluca'daki mağarada 1 odamız vardı ama
şuan oda sayısı 5'e çıktı. Eski dönemde Ermenilerin açtığı
pencerelerden sızan yağmur suları gölet oluşturduğu için o
göletlerden buharlaşan tuzlar, sarkıt dikit oluşturmuş durumda ve
bu odalar bembeyaz kristallerden oluşuyor. Saf kristal tuz
mahiyetinde ki bu tuz odaları, ilerde kullanılabilecek konuma
getirmek üzere çalışmalar başlamış durumdadır" şeklinde
konuştu.
Bakanlıktan izin alındığını ve en kısa sürede çalışmaların
başlayacağını belirten Rektör Alma, "Maden İşleri Genel
Müdürlüğünden izin almak için, Tuzluca kaymakamlığı, İl Özel
İdaresi ve maden işletme firması ile protokol yaparak 1 ay önce
Bakanlığa gönderdik. Bakanlıktan bir heyet gelip inceleme yaptı.
Geçen hafta Ankara'da yaptığım görüşme sonucunda, raporu yakında
göndereceklerini ve hatta raporun şuan yolda olduğunu öğrendik.
İzin raporu gelir gelmez en kısa zamanda yeni yuva, mağara ve
odalar açmak şartıyla, önce eko sonra sağlık turizmine açmayı ve
yaklaşık 5-6 ay içerisinde bunu tamamlamayı planlıyoruz"
ifadelerini kullandı.
(İHA)