Türkiye'yi cehenneme çeviren IŞİD'çiler 2 yıl adım adım izlenmiş
TERÖR Örgütü IŞİD'in çeşitli illerde düzenlediği ve onlarca kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıları organize eden kişilerin, 2012 yılından itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca adım adım izlendiği ortaya çıktı. Polisin fiziki ve teknik takibinde olan IŞİD militanlarının, bu süreçte örgütsel faaliyetler yürüttüğü, ormanlık alanlarda eğitim yaptıkları, paintball maçlarıyla silahlı eğitim...
TERÖR Örgütü IŞİD'in çeşitli illerde düzenlediği ve onlarca
kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıları organize eden
kişilerin, 2012 yılından itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca adım adım
izlendiği ortaya çıktı. Polisin fiziki ve teknik takibinde olan
IŞİD militanlarının, bu süreçte örgütsel faaliyetler yürüttüğü,
ormanlık alanlarda eğitim yaptıkları, paintball maçlarıyla silahlı
eğitim gördükleri, alternatif bayram ve cuma namazları kıldıkları,
örgüte eleman temin ettikleri belirlendi. Polisin 2 yıllık
takibinde olan ve neredeyse her adımlarında fotoğraflanan 19
kişiden bazıları bombalı saldırı veya saldırı girişimlerinin
ardından tutuklandı, örgütün sözde emiri Yunus Durmaz canlı bomba
olarak kendini patlattı, hakkında arama ve tutuklama kararı
çıkarılan 8 örgüt mensubu ise Suriye'ye kaçtı.
İç savaşın başlamasının ardından Suriye'de rejime karşı savaşmaya
başlayan IŞİD'in adı, Adıyaman'da çok sayıda gencin bu ülkeye
gitmesiyle duyulmaya başladı. Adıyaman'dan giderek Suriye'de IŞİD
saflarına katılan gençler, daha sonra canlı bomba olarak eylem
yapacakları belirtilerek gündeme geldi. Bu sırada etkinliği artan
IŞİD'e Türkiye'nin değişik illerinden katılım artarken,
Adıyaman'dan örgüte gidenler 5 Haziran 2015'te Diyarbakır, 20
Temmuz 2015'te Suruç ve 10 Ekim 2015'te Ankara'da gerçekleştirilen
bombalı saldırılarda rol aldı.
ANKARA SALDIRISIYLA GÖZLER GAZİANTEP'E DÖNDÜ
Ankara Gar Meydanı'nda yapılan saldırının ardından canlı bombaların
başkente Gaziantep'ten gittiği ortaya çıktı. Bunun üzerine güvenlik
güçlerince IŞİD'e yönelik başlatılan operasyonlarda çok sayıda kişi
gözaltına alınırken, saldırıları Yunus Durmaz'ın organize ettiği
saptandı, ancak kendisine ulaşılamadı. Sürdürülen operasyonlarda
polis, Yunus Durmaz'ın örgütün sözde Türkiye emiri olduğunu ve
kardeşi Hacı Ali Durmaz ile hareket ettiğini belirledi.
Ulaşılamayan ve başlarına 5.5 milyon lira ödül konularak aranan
Yunus ve Hacı Ali'nin ağabeyleri Ökkeş ve Cihan Durmaz'ın ise,
IŞİD'in Suriye'deki yöneticileri arasında yer aldığı ortaya çıktı.
Durmaz kardeşlere ulaşılmaya çalışırken, 19 Mart günü İstanbul'da
canlı bomba saldırısını yapan Mehmet Öztürk'ün ve 1 Mayıs'ta
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik 3 polisin şehit olduğu bomba
yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıyı yapan İsmail Güneş'in
Gaziantepli olduğu belirlendi. Tüm saldırılarda adlarına rastlanan
Durmaz kardeşlerin izine geçen 19 Mayıs günü ulaşıldı. Düzenlenen
operasyonda Yunus Durmaz intihar yeleği ile kendini patlatırken,
Hacı Ali Durmaz sağ ele geçirildi. Bu arada Gaziantep'te Emniyet
Müdürlüğü'ne yönelik saldırıyı yapan terörist İsmail Güneş'in
amcasının çocukları olan Ahmet ve Talha Güneş'in de Suriye'de
IŞİD'in yönetim kadrosunda yer aldığı gerçeğine ulaşıldı.
POLİS 2012'DEN İTİBAREN TAKİBE BAŞLAMIŞ
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü terör ve istihbarat birimleri 2012
yılında o dönem El Kaide olarak bilinen, ancak daha sonra IŞİD'e
yöneldiğini belirlediği yapı içerisinde yer alan kişileri takibe
aldı. Polis, aralarında canlı bomba olarak kendisini patlatan Yunus
Durmaz, Gaziantep saldırısını yapan İsmail Güneş'in amcasının oğlu
Ahmet ve Talha Güneş, Nusret Yılmaz, Abdulmutallip Polat, Erman
Ekici'nin de bulunduğu 19 kişinin savcılık izniyle telefonlarını
dinlemeye aldı, fiziki olarak takibe başladı. Polisin 2012 yılının
ortasında başlayıp, 2014 yılının ilk aylarına kadar sürdürdüğü
fiziki ve teknik takip sırasında El Kaide üyesi olup, daha sonra
IŞİD'e tabi olan şüpheliler adım adım izlendi, her anları
fotoğraflandı. Polisin 2 yıl süren takibi sırasında elde edilen
bilgiler ve fotoğraflar, savcılığın terör örgütü üyeliği suçundan
geçen Mart ayında açtığı ve 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek
olan dava dosyasında yer aldı.
ASKERİ VE SİLAHLI EĞİTİM
Polisin yaklaşık 2 yıl sürdürdüğü fiziki takip sırasında örgüt
mensuplarının her adımı izlendi. Polisin fotoğraflı olarak yaptığı
fiziki takipte örgüt üyeleri Yunus Durmaz, Ahmet Güneş,
Abdulmutallip Polat, Nusret Yılmaz ve diğerlerinin kentteki 2 ayrı
dernekte sık sık örgütsel toplantılara katıldıkları kaydedildi.
Örgüt mensuplarının 15 Eylül 2012'de El Kaide soruşturmasına tabi
tutulan bir kişinin kızının düğününe katılarak IŞİD flaması
taşıdığı belirtildi. 18 Kasım 2012 tarihinde ise Yunus Durmaz,
Nusret Yılmaz, Abdulmutallip Polat ve Ahmet Güneş'in de aralarında
olduğu 25 kişinin kamuflaj elbisesi giyerek örgütsel eğitim amaçlı
paintball maçı yaptıkları, 3 Kasım 2012 ve 10 Şubat 2013'te
örgütsel bağları güçlendirmek için halı saha maçı yaptıkları, 16
Aralık 2012'de 30- 35 kişi ile birlikte Burç ormanlık alanında
örgütsel eğitim amaçlı düz koşu ve şınav çektikleri, yanlarında
getirdikleri küçük çocuklara örgütsel eğitim yaptırdıkları, 13
Şubat 2013'te Suriye'de ölen Hikmet Aslan'ın Yeşilkent mezarlığında
yapılan cenazesine katıldıkları, 15 Mart 2013'te bir düğüne
katılarak flama sallayıp, tekbir getirerek gelin arabasının
peşinden gittikleri, 31 Mart 2013'te örgütsel amaçlı ormanlık
alanda toplantı düzenledikleri, 13 Ağustos 2013'te Suriye'deki
çatışmalarda ölen Ali İhsan Yeter'in taziyesine katıldıkları, 27
Eylül 2013'te örgütsel amaçlı kermes düzenledikleri, 16 Şubat
2014'te Suriye'de ölen Mehmet Kanlı için kurulan taziye çadırını
ziyaret ettikleri saptandı.
ALTERNATİF BAYRAM VE CUMA NAMAZI KILMIŞLAR
Polis takibi sırasında IŞİD üyelerinin sık sık örgütsel toplantılar
yaptıkları, derneklerde küçük çocukları eğittikleri ve imamların
arkasında namaz kılmayı reddettikleri belirlendi. Fiziki olarak
yapılan takipte IŞİD üyelerinin 25 Aralık 2012 günü bayram olmasına
rağmen bir gün sonra 26 Aralık günü Yunus Durmaz, Ahmet Güneş'in de
aralarında olduğu 70 kişinin alternatif bayram namazı kıldıkları
belirlendi. Yine örgüt üyelerinin 2 ve 16 Ağustos ile 25 Ekim 2013
günü örgütsel faaliyet amacıyla toplandıkları dernekte alternatif
cuma namazı kıldıkları saptandı.
DERİ VE PARA TOPLADILAR
Polisin yaptığı telefon dinlemelerinde örgüt üyelerinden Nusret
Yılmaz'ın 15 Ağustos 2012'de İ.H.K. adındaki kişiyle IŞİD'in
finansmanında kullanılmak üzere para topladığının anlaşıldığı
belirlendi. Teknik takipte, IŞİD üyelerinden Ahmet Güneş'in ise 25
Aralık 2012'de örgüt finansmanında kullanılmak üzere toplanılan
derileri örgüt adına satmakla ve piyasa araştırması yapmak üzere
bazı kişilerle konuştuğu saptandı. Yine polis takibinde IŞİD
şüphelilerinin bölge illerine giderek örgütsel çalışmalar yaptığına
yer verildi.
Polisin fiziki ve teknik takibinde Yunus Durmaz ile Nusret
Yılmaz'ın 4 Ekim 2012 tarihinde Adana'dan örgütsel faaliyetlerde
kullanmak üzere Adana'dan malzeme getirdikleri, otogarda bu
kişileri Ahmet Güneş ve Erman Ekici'nin karşıladığı bilgisi
paylaşıldı.
8 KİŞİ HALEN SURİYE'DE
Polisin takibe aldığı 19 şüpheliden 8'i, 2015 yılı içerisinde
IŞİD'e yönelik operasyonlarda tutuklandı. Polisin takibinde olan ve
daha önce Suriye'ye gidip geldiği saptanan örgüt üyelerinden
Mustafa Diken ile Halil İbrahim Kiraz ise 1 Mayıs günü 3 polisin
şehit olduğu Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik IŞİD'in
sorumlularından olan Ahmet ve Talha Güneş kardeşlerin kuzeni İsmail
Güneş'in bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırının ardından
gözaltına alınarak tutuklandı.
Örgütün sözde Türkiye emiri olan Yunus Durmaz ise polis
operasyonunda üzerindeki intihar yeleğini infilak ettirip
parçalanarak öldü. Polisin 2 yıl boyunca izlediği örgütün diğer
üyeleri; Ahmet Güneş, Talha Güneş, Nusret Yılmaz, İlyas Kaya,
Cebrail Kaya, Abidin Aygün, Kürşat Akçiçek ve İsmail Pektaş'ın ise
halen IŞİD silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda Suriye'de
silahlı faaliyetlerde bulundukları için soruşturma kapsamında
yakalanamadı.
MART AYINDA İDDİANAME HAZIRLANDI
Cumhuriyet Savcılığı tarafından 19 sanıklı IŞİD üyeleri için geçen
4 Mart günü 19 sanık hakkında 'Terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla
iddianame hazırladı. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul
edilen iddianamede sanıklar hakkında 2012 yılında soruşturma
başlatıldığı bazılarının 2015 yılında tutuklandığı belirtilerek,
dosyaların birleştirildiği görüldü. İddianamede; şüphelilerin terör
örgütüne eleman kazandırmak amacı ile örgütsel ders, toplantı,
etkinlik düzenlemek ve katılmak, internet siteleri aracılığı ile
örgüt propagandası yapmak, mevcut anayasal düzeni tekfir etmek, bu
doğrultuda çocukların okula gönderilmeyerek medrese adı altında
oluşturulan örgütsel eğitim verilen yere göndermek, oluşturulan
sözde alternatif okulda eğitim verme çalışmalarını
gerçekleştirdikleri, bu faaliyetlerini kendi yandaşlarına ve
gizlilik içerisinde gerçekleştirdikleri belirtildi.
BİAT ETMEYENLERİ CEZALANDIRIYOR, TÜRKİYE'Yİ TAĞUT (KAFİR)
GÖRÜYORLAR
Savcılığın değerlendirmesinde şüphelilerin, El Kaide/DEAŞ silahlı
terör örgütünün amaçları doğrultusunda örgütsel hiyerarşi
içerisinde bilerek ve isteyerek faaliyet gösterdikleri, kendi
aralarında kadı, komutan ve yönetici seçerek İslami esaslara dayalı
devlet kurmayı amaçladıkları belirtildi. Bu doğrultuda kendilerine
biat etmeyenleri çeşitli şekillerde cezalandırdıkları, Türkiye
Cumhuriyeti'ni tağut (kafir) devleti olarak gördükleri, örgütün
amaçları doğrultusunda değişik yer zamanda bir araya gelmek
amacıyla çeşitli etkinlikler düzenledikleri, seçimlerde oy
kullanmadıkları, çocuklarını okula gönderen, devletin kadrolu
imamlarının arkasında namaz kılan, askerlik görevini yapan
insanları kafir olarak adlandırdıkları kaydedildi. Atatürk'e, ilke
ve inkılaplarına karşı oldukları, sempatizan kişileri ders
halkasına dahil etmek suretiyle belirli günlerde kendi amaçları
doğrultusunda kurdukları derneklerde yapılan dini sohbet ve dersler
ile dini açıdan belirli bir duygu yoğunluğu işleyerek örgüte
kazandırmaya çalıştıkları anlaşıldı. Örgüte lojistik malzeme ile
örgütün finansmanında kullanılmak üzere deri ve para toplayarak
örgütün çatışma bölgelerinde bulunan kamplarına gönderdikleri,
kullanmış oldukları telefonlarda örgütsel faaliyetlerini gizlemek
için başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanarak telefon hattı
temin ettikleri ve kendi aralarındaki konuşmalarda genellikle
şifreli konuşmayı tercih ettikleri, şüphelilerin böylelikle El
Kaide/DEAŞ silahlı terör örgütüyle kurdukları organik bağ
içerisinde hareket ederek örgütün hiyerarşik düzeni içerisinde
bilerek ve isteyerek gizlice faaliyet yürüterek üzerilerine atılı
suçları işlediklerinin anlaşıldığını ve cezalandırılması
gerektiğine yer verildi.
IRAK EL KAİDE'SİNDEN 'İSLAM DEVLETİ'NE
Kamuoyunda IŞİD olarak bilinen örgüt, ilk olarak Ebu Musab El
Zerkavi'nin Usame Bin Laden'e bağlılık sözü vermesiyle 2004 yılında
Irak El Kaidesi adıyla kuruldu. El Zerkavi'nin 2006 yılında ABD'nin
düzenlediği operasyon sonucu ölmesinin ardından örgüt liderliğine
Ebu Ömer El Bağdadi geçti. Ebu Ömer El Bağdadi liderliğe geçtikten
sonra 15 Ekim 2006'da Irak İslam Devleti'ni kurdu. Ebu Ömer El
Bağdadi'den sonra ise liderliğe Ebu Bekir El Bağdadi geçti. 2013
yılı Nisan ayında Ebu Bekir El Bağdadi, Irak ve Şam İslam
Devleti'ni kurduklarını duyurdu. Radikal selefi görüşler
doğrultusunda bir devlet kurmayı amaçlayan örgüt, 2014 yılı Haziran
ayında ismindeki 'Irak ve Şam' ifadesini kaldırılarak 'İslam
Devleti' adını kullanmaya başladı ve Ebu Bekir El Bağdadi'yi sözde
halife ilan etti. Son dönemlerde gündeme gelen DEAŞ; Arapça'da Irak
Şam İslam Devleti anlamına gelen 'ad-Dawlah al-ıslamiyah fil-'ıraq
Wa ash-Sham' kelimelerinin kısaltması ile oluşturulan ifade olarak
biliniyor.