"Türkiye’nin sorunu cari açık değil teknoloji açığı"
İzmir'de sanayicilerle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 16 Nisan'da oylanacak anayasanın zaman kayıplarına son vererek, ülkeye istikrar ve hız kazandıracağını söyledi.
İzmir'de sanayicilerle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Faruk Özlü, 16 Nisan'da oylanacak anayasanın zaman
kayıplarına son vererek, ülkeye istikrar ve hız kazandıracağını
söyledi.
Bir dizi etkinlik için dün İzmir'e gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Faruk Özlü, bugün de Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları
Derneğinin organize ettiği kahvaltıda sanayicilerle buluştu.
Önümüzdeki dönemlerde Kemalpaşa'ya birçok yeni yatırımın geleceğini
ifade eden Bakan Özlü, "Bu yatırımların önemli bir kısmının
da orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde yapılacağını
düşünüyorum. Bu teknolojiler sayesinde gerçekleşecek yatırımlar
teşvikte 4. veya 5. bölgenin yararlandığı desteklerden
yararlanabiliyor. İzmir'e yakışan yüksek teknolojidir. İzmir,
sanayimize öncülük eden şehirlerimizden birisidir. Ancak İzmir'in
teknoloji konusunda da ülkemizde öncülük etmesi gerektiğini
düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin ulaşacağı seviyeye teknoloji ile
ulaşacaktır. Tüm hedefimiz yüksek teknolojili ürünler üretmeye
odaklanmaktır. Bundan 15 sene önce düşük teknolojide üretim
yaparken, düşük gelir seviyesine sahip bir ülkeydik. Bugün
ağırlıklı olarak orta teknoloji seviyesinde üretim yapan orta gelir
seviyesine sahip bir ülkeyiz. Yarın yüksek gelir seviyesine sahip
ülke olacaksak orta-yüksek veya yüksek teknolojiye doğru geçişi
muhakkak başarmalıyız" dedi.
"TÜRKİYE'NİN SORUNU CARİ AÇIK DEĞİL, TEKNOLOJİ
AÇIĞI"
Türkiye'de aslında cari açık diye bir sorun olmadığını anlatan
Faruk Özlü, "Türkiye'de teknoloji açığı diye bir sorun
vardır. Bu sorunu çözmek hepimizin temel görevidir. Ne zaman ki
teknoloji açığını çözeriz, o zaman Türkiye'nin ne cari açığı kalır,
ne dış ticaret açığı kalır. Teknoloji üretmek kadar teknolojiyle
üretmek de çok önemli. Ne üretirseniz üretin, en basit bir ürünü
bile üretirken, üretim sistemlerinde yüksek teknoloji kullanmanız
gerekecek. Robotlarla, yapay zekalarla, sensör teknolojileriyle, 3
boyutlu yazıcılarla donatılmış akıllı fabrikalarda üretim
yapmalıyız. Üretimin her aşamasında dijital teknolojileri
kullanmalıyız. Bunu yapamazsak üretimde verimlilik sağlayamayız.
Bunu yapamazsak, maliyetleri aşağı doğru çekemezsek ve kalitemizi
yükseltemez doğal bir şekilde rekabet edebilir bir durumda
olamayız. 4. Sanayi Devrimi diye isimlendirilen bu yeni döneme
hepimizin hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuyla ilgili kamudan,
özel sektörden temsilcilerinin katılımıyla Sanayide Dijital Dönüşüm
Platformunu kurduk. Bu platform sayesinde, bu dönüşümü sağlamak
için gerekli adımları belirleyeceğiz ve hep birlikte
uygulayacağız" diye konuştu.
"ARTIK TÜRKİYE'NİN BİR SIÇRAMA YAPMASI
GEREKİYOR"
Önümüzdeki hafta 2016'nın son çeyreğine ve yılın tamamına ilişkin
büyüme rakamlarının açıklanacağını kaydeden Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Özlü, "Öncü göstergeler, bu yılın ilk
çeyreğinde de büyümenin yaşadığını gösteriyor. İnşallah 2017 yılı
geçtiğimiz yıla göre çok daha hızlı büyüdüğümüz bir yıl olacak.
Özellikle referandum sonrasında ivmemizi daha da arttıracağımızı
düşünüyorum. Türkiye, uzun ve hızlı bir büyüme döneminin
eşiğindedir. Referandumla birlikte, siyasi ve idari yapılanma
tamamen uyumlu hale gelecek. Şunu çok iyi anlamalıyız ki
Türkiye'nin son 15 yılda elde ettiği başarılar sisteme rağmen
kazanılmış başarılardır. Mevcut sistem bir ülkeyi doğru, etkin ve
hızlı bir şekilde yönetmeye, büyütmeye ve geliştirmeye uygun
değildir. Bugüne kadar birçok sorunla boğuşarak bu noktaya kadar
geldik. Artık Türkiye'nin bir sıçrama yapması gerekiyor. Artık
sorunlarla boğuşmaya vaktimiz yok. Artık herhangi bir konuda zaman
kaybına tahammülümüz yok. Bizim ihtiyacımız olan net, açık, yalın
ve sade bir sistemdir. Kimin görevi nedir, nerede başlar ve nasıl
icra edilir, hangi kurumun sınırı, yetkisi, sorumluluğu nereye
kadar uzanır bunların belli olduğu, bunların tartışılmadığı,
bunların ayağımızı pranga olmadığı bir sisteme ihtiyacımız var.
Özellikle yürütme ile ilgili konularda hızlı karar alabilen ve
bunları hızlı bir şekilde uygulayabilen bir Türkiye'ye ihtiyacımız
var" şeklinde konuştu.
"REFERANDUM ÜLKEYE HEM İSTİKRAR HEM DE HIZ
KATACAK"
Geçtiğimiz yıl hazırlanan Ar-Ge reform paketiyle ilgili süreç
üzerinden örnek veren Bakan Özlü, "Buradaki maddelerden
biri araştırma merkezi kurmak için gerekli personel sayısının
30'dan 15'e düşürmekti. Bunun gibi uygulaması basit ama önemli
sonuçları olacak olan bir düzenlemeyi Bakanlıkta biz çalışıyoruz,
ardından bunu Bakanlar Kuruluna götürüyoruz, arz ediyoruz. Daha
sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilgili komisyonlarda
görüşüyoruz. Çoğu zaman tek komisyon yetmiyor Plan ve Bütçe
Komisyonunda da aynı konu görüşülüyor. Ardından genel kurula
geçiyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmesi de
yetmiyor bunu bir de Cumhurbaşkanı'nın onaylaması gerekiyor. Şimdi
sizlere soruyorum; böyle basit bir düzenleme için, yani Ar-Ge'de
çalışacak personel sayısının 30'dan 15'e indirilmesi için bu kadar
prosedüre gerek var mı? Bizim vaktimiz, iş dünyamızın zamanla
yarışan insanlarının, sanayicimizin vakti bu kadar mı önemsiz? İşte
16 Nisan referandumu bu yüzden çok önemli. Bu örnek sadece bir
sıkıntıya işaret ediyor. Referandumda oylayacağımız anayasa
değişikliği, tüm bu sıkıntılara son veriyor. Bu referandum ülkeye
hem istikrar katacak hem de hız katacak" diye konuştu.
Anayasa değişikliğine en güçlü desteğin iş dünyasından geleceğine
inandığını ifade eden Özlü, "İş dünyası hesabı, kitabı iyi
bilir. Bu değişikliğin ülkeye nasıl bir fayda vereceğini ve hangi
zararları bertaraf edeceğini iş dünyamız çok iyi analiz
edecek" ifadelerini kullandı.
(Ali Gözeten - Sinan Yeniçeri / İHA)