Türkiye’de 3 milyon kişi hepatit B hastası
Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, "Ülkemizde Hepatit B virüsü sıklığı yüzde 4, Hepatit C virüsü sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 3 milyon Hepatit B ve 600 bin Hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir" dedi.
Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak,
"Ülkemizde Hepatit B virüsü sıklığı yüzde 4, Hepatit C
virüsü sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 3 milyon Hepatit B ve 600
bin Hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir"
dedi.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hepatit Birliğ) tarafından
"Dünya Hepatit Günü" olarak belirlenen 28 Temmuz
günü, bütün dünya ile birlikte ülkemizde de HepYaşam Derneği
öncülüğünde düzenlenen ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD)
tarafından desteklenen etkinliklerle ele alınacak. Viral
hepatitlerin (özellikle Hepatit B ve Hepatit C) önemine dikkat
çekmek ve farkındalığı arttırmak için düzenlenecek etkinlikler, 28
Temmuz Salı günü Kadıköy İskele Meydanı'nda saat 11.00'de
başlayacak. Gün boyu devam edecek etkinlik kapsamında, Hekimler
tarafından halka bilgilendirme yapılacak; ayrıca hastalıklarla
ilgili broşür dağıtımı, çocuklara yönelik sürprizler, şapka rozet
vs. dağıtımı yapılacak.
VİRAL HEPATİTLER GERÇEKTEN DÜNYANIN BAŞINA BELA MI?
Tüm dünyada yaklaşık 400 milyon hepatit B, 170 milyon da hepatit C
taşıyıcısı veya hastası bulunmakta olduğunu belirten Viral
Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, bu
iki virüsün Ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olduğunu
belirtti. Prof. Dr. Tabak şöyle devam etti: "Ülkemizde HBV
sıklığı yüzde 4, HCV sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 3 milyon
hepatit B ve 600 bin hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir.
Hepatit C hastalarımızın tanı koyulduğunda yüzde 20'sinin ileri
evrede yani sirotik olması çok acı bir gerçektir. Tüm dünyada bir
yılda 1.5 milyona yakın kişi Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüsünün
(HCV) yol açtığı kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak
gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir.
Bugün, kronik hepatit B tedavi ile kontrol altına alınabilir,
kronik hepatit C de tedavi edilebilir bir hastalık konumuna
gelmiştir. Ancak Hepatit C'nin tedavi maliyeti
yüksektir."
Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu aşıyla korunulabilir bir hastalık
olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tabak, Sağlık Bakanlığı'nın 1998
yılından itibaren hepatit B aşısını çocukluk aşı programına almış
olduğunu, yüzde 90'ların üzerinde başarı ile bu programına devam
etmekte olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Tabak ayrıca, "Kronik hepatit B'nin önlenmesi
açısından VHSD olarak Bakanlığın aşılama çalışmalarını destekliyor
ve ileriye dönük çok önemli bir etkinlik olarak görüyoruz. Aşı
kapsamı dışında kalan kişilerin de bireysel olarak aşılanması
konusunda yeni bir program başlatılmasını arzuluyoruz. Yaklaşık 25
yıldır hepatit B veya hepatit C'ye bağlı kronik hepatitler tedavi
edilebilmektedir. Kronik hepatit B tedavisinde değişik sayıda
tedavi söz konusu olup, hastalar günde 1 tablet ile tedavi
edilebilmektedir. Fakat tedaviler çok uzun süreli olması önemli
dezavantajıdır. Yirmibeş yıl önce başlayan Hepatit C tedavisinde
hastalarımızın yarısı 1 yıl süren ve çok fazla yan etkileri olan
tedaviye çok iyi yanıt verirken, bugün geliştirilen yeni tedavi
yöntemleri ile 3 ay gibi kısa sürede hastalarımızın nerede ise
tamamı tedavi edilebilmektedir. Fakat bu yeni tedaviler çok iyi
sonuçlar vermesine ve ülkemiz dahil tüm dünyada ruhsat almasına
karşın maalesef bugün için hastalarımız bu ilaçlara
ulaşamamaktadır" dedi.
HEPATİT C HASTALIĞININ ARTACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR
HEPYAŞAM (Hepatitle Yaşam Hasta ve Hasta Yakınları Bilgilendirme ve
Dayanışma Derneği) Başkanı Dr. Hilal Ünalmiş Duda ise, Hepatit C
ile ilişkili hastalık yükünün önümüzdeki birkaç on yıl içinde
artacağının öngörülmekte olduğunu belirterek, tedavi edilen
hastalarda siroz ve kansere bağlı ölümleri önemli ölçüde
azaltmakta, tedavinin gecikmesinin de uzun dönemde maliyetleri
artırmakta olduğunu söyledi.
Dr. Hilal Ünalmiş Duda ayrıca, "Bizlerin ve hastalarımızın
sorunlarını gündeme getirerek sağlık otoritelerine sesimizi
duyurmaya çalıştığımız bu günde sorunlarımızı şu şekilde
özetleyebiliriz" dedi:
- Halen hastalarımız açısından damgalanma ve ayrımcılık devam
etmektedir.
- Hastalarımızın tanı alma oranı yaklaşık yüzde 20'lerdedir. Bunun
anlamı kronik hepatitleri olup da tanısını bilmeyen milyonlarca
hasta hastalıkları sessizce siroza ve karaciğer kanserine
ilerleyerek, hastalıklarını kan ve cinsel yol ile bulaştırarak
aramızda yaşamaya devam etmektedirler.
- Ülkemizde HBV hastaları, dünya standartları ölçüsünde tedavi
imkanına kavuşmuşlardır.
- Hepatit B tedavisinde tedaviye ulaşamama sorunu olmamakla
beraber, hepatit C de maalesef yeni tedavilere ulaşamama büyük bir
sağlık sorunu olarak karşımızdadır. Erken evre hepatit C hastasında
bu durum fazla önemli olmamakla beraber; siroz gelişmiş, karaciğer
nakli yapıldıktan sonra nüksetmiş veya daha önceki tedavilere yanıt
vermemiş hastalarda bu sorun artarak devam etmektedir.
- İleri evre Kronik hepatit C'si olan bu hastalarımız tedavileri
hepatit C'den çok daha masraflı olan kanser hastalarından veya
romatolojik hastalardan daha değersiz değillerdir ve bu hastalara
da tedaviye erişim bakımından gerekli ihtimam ve kolaylık
gösterilmelidir.
- Mevcut tedavi seçenekleri, zor hasta gruplarında ihtiyacı
maalesef karşılamamaktadır.
(İHA)