"Türkiye için birinci derecede tehlikeli terör örgütü FETÖ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda bizim için birinci derecede FETÖ var. Çünkü FETÖ yayılmacı bir anlayışla ülkemde şu anda çok farklı bir konumda ve birinci derecededir ve birinci derecede olan bu FETÖ'yü süratle temizlemenin gayreti içerisindeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda bizim için
birinci derecede FETÖ var. Çünkü FETÖ yayılmacı bir anlayışla
ülkemde şu anda çok farklı bir konumda ve birinci derecededir ve
birinci derecede olan bu FETÖ'yü süratle temizlemenin gayreti
içerisindeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan ziyareti öncesinde
bir Hindistan televizyonunda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda
bulundu. AK Parti'nin yapılan eleştirilerin aksine, Türkiye'deki
her kesimi kucaklayan bir siyasi hareket olduğuna değinen Erdoğan,
"Çok geniş katmanlı, halkını kucaklayan, halkına gerçekten
anlayışla yaklaşan ve hiçbir din, dil, bu noktada düşünce, hak,
özgürlükler, herhangi bir ayrım yapmaksızın bu geniş kucaklama
anlayışı bizi Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52'ye taşıdı. Parti
olarak ise sürekli yükselen ve yüzde 50'ye kadar dayanan oy aldık.
Parlamentoda ise hiçbir zaman yüzde 60'ın altına düşmedik. Bu bir
şeyi gösteriyor; demek ki halkını bölen-parçalayan değil halkını
kucaklayan bir siyasi hareket. Bölen-parçalayan olsa, halkımız bizi
demokratik bir rejim içerisinde böyle bir yere taşır mı,
taşımaz" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Pakistan ve Hindistan arasındaki ilişkilerin her geçen gün
daha da iyiye gittiğini görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Hindistan ve Pakistan arasındaki "Keşmir" sorunu
olarak bilinen konunun kendilerini üzdüğünü kaydeden Erdoğan,
"Bu, her iki ülkenin de aslında üzüntü duyduğu bir konudur.
Bunların aşılması bana göre dünya barışına önemli bir katkı
sağlayacaktır. Yaklaşık 70 yıldır çözülemeyen bu sorunu çözmek,
inanıyorum ki; her iki ülkenin de lehine olacaktır. İstediğimiz tek
şey var. Biz dost kazanacağız ve dostlarımızı artıracağız. Bu
bölgede Hindistan bizim dostumuz, Pakistan da bizim dostumuz.
Ayrıca, bizim kadim dostluğumuzu perçinleyen bazı şeyler var.
Nedir? Örneğin dini noktada Hindistan'la da bizim dostluğun yanında
aynı şekilde Müslüman kardeşlerimiz var, Pakistan'da da bizim
Müslüman kardeşlerimiz var. Bizim hepsiyle bu diyalogumuzu onları
bir köprü kılmak vasıtasıyla geliştirmemizde büyük faydalar
olduğuna özellikle inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE KÜRT VATANDAŞLARIMIZLA SORUNUMUZ
YOK"
Erdoğan, Keşmir sorunu ile Türkiye'deki "Kürt
meselesi"ni mukayese eden soru üzerine şu cevabı
verdi:
"Bunlar birbirine benzer halde kıyaslarsak yanlış yaparız.
Şimdi bizim Türkiye'de Kürt vatandaşlarımızla sorunumuz yok, bunu
birbirine karıştırmayalım. Bizim bir terör örgütüyle sorunumuz var,
anlatabiliyor muyum? Yani şu anda Keşmir sorunuyla alakalı konu bu
değil. Orada bir defa farklı bir olay var, orada toprak sorununa
varıncaya kadar birçok sorunlar var. Dolayısıyla Pakistan kendi
tezlerini devlet olarak ileri sürdüğü zaman kendine göre haklı,
Hindistan kendi tezini ileri sürdüğü zaman kendine göre haklı.
Fakat bizim Türkiye'de özellikle topraklarımızın içerisinde ‘Biz
Kürtler adına ortadayız' diye çıkan bir PKK terör örgütü var.
Keşmir olayının içerisinde böyle bir durum yok. Dolayısıyla böyle
bir terör örgütü veyahut da karşımızda böyle bir devlet söz konusu
değil."
"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR"
Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür" sözünün kabul
görüldüğü takdirde, Hindistan'ın da Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyine (BMGK) daimi üye olacağını dile getirerek,
"Benim, ‘Dünya beşten büyüktür' tezim dünyada kabul gördüğü
gün yeri gelecek Hindistan da daimi üyeler içerisinde yer alacak.
Ama benim tezime göre artık geçici üye yok. Şu anda daimi artı
geçici olmak üzere toplam 20 üye var. Bu 20 üye her 2 yılda bir
yenilenmeli, dolayısıyla dünyadaki 196 ülke Birleşmiş Milletlerde
sürekli olarak Güvenlik Konseyinde temsil hakkını
kullanmalı" ifadelerini kaydetti.
"BİZİM LAİKLİK ANLAYIŞIMIZ TÜM İNANÇ GRUPLARINA EŞİT
MESAFELİDİR"
Laiklik tartışmaları hakkında kendi laiklik tanımını yapan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim laiklik tanımımı ne kara
Avrupa'sında göreceksiniz ne Anglosakson'da göreceksiniz, bunları
ben doğru bulmuyorum, çünkü hepsinin uygulamaları ortada. Yani
inançları sebebiyle dışlananları görüyorum bu sistemlerin
içerisinde ve bunun dürüst davranılmadığını görüyoruz. Şuanda
Avrupa'da yaşananlar ortada. Şimdi bu yanlışın içerisine bizim
düşmememiz lazım. Biz partimizi kurduğumuzda, bunu programımızda
gayet güzel bir şekilde işledik. Peki, nedir laiklik? Bize göre
laiklik, tüm inanç gruplarının inancını devletin güvence altına
almasıdır ve devlet tüm inanç gruplarına eşit mesafededir. Bizim
laiklik anlayışımızda bu, asla ayrım yapılamaz. İster Müslüman
olsun, ister Budist olsun, ister ateist olsun, kim olursa olsun,
herkes inandığını inandığı gibi yaşayabilmelidir, buna kimsenin de
müdahale etmemesi gerekir. Benim kurucusu olduğum partimin
programında da bu, bu şekilde vardır" diye konuştu.
AB ile Türkiye arasında yaşanan gerilimli sürece değinen Erdoğan,
"Bir zamanlar 15 üyesi varken Avrupa Birliği'nin o zamanki
fasıllarının sayısı 15'ti ve daha sonra bu fasılları bir anda 35'e
çıkardılar. O zamanlar fasılların açılması ve kapanması söz
konusuyken, 35'e çıkarttıktan sonra aç-kapatı da ortadan
kaldırdılar, sadece açsa bile kapamayı yapmaz hale getirdiler. Şu
anda biz 14 fasılda, bir tanesi açılıp kapanmıştır, ama diğer 13
tanesi sadece açılmıştır, ama kapanmamıştır. Bu bir şeyi
gösteriyor, ‘boşuna uğraşma Türkiye, biz sizi buraya alacak
değiliz'" dedi.
"Hangi ülke acaba 54 sene Avrupa Birliği kapısında
bekletildi" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir gerekçeleri yok. Biz Kopenhag siyasi kriterlerinin
hepsini şu anda ülkemizde yaşıyoruz, ekonomik olarak şu anda Avrupa
Birliği üyesi ülkelerin birçoğundan çok iyi konumdayız. Ülkenin
bütün coğrafi konumuyla çok iyi bir konumdayız, stratejik olarak
çok önemli bir yerdeyiz. Kaldı ki, Türkiye aynı zamanda NATO'nun
üyesi ve NATO'da önemli bir görevi ifade ediyor. Böyle olmasına
rağmen, tabi Avrupa Birliği'nde böyle bir durumla karşı karşıya
kalması düşündürücüdür."
"TÜRKİYE'DE HANGİ TELEVİZYON, HANGİ GAZETE
KAPATILDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya özgürlüğü ve tutuklu gazeteciler
hakkında yapılan eleştirilere, "Bilmiyorum buradaki medya
gruplarını incelediniz mi? Hangi televizyon kapalı, bütün
televizyonlar çalışıyor mu? Medya gruplarına baktığınız zaman
yazılı medya, şu anda en çok satan şöyle medya organlarına
baktığınız zaman, bizim aleyhimizde bunca yazan gazeteler var, bize
saldıran köşe yazarları var ve şu kampanya boyunca her türlü
hakareti yapanlar oldu, hangisi kapandı? Bize geldiği zaman ‘yargı
bağımsızdır' diyen Batılılar, ‘yargı özgürdür' diyen Batılılar
bunları gördüler mi? Hayır, görmediler. Her türlü saldırıyı
yaptılar. Fakat böyle bir kara propagandayla ülkemizdeki hükümeti,
bizleri zan altına sokmak istiyorlar, yaptıkları iş bu; böyle bir
şey söz konusu değil" diye cevap verdi.
"FETÖ, YARIN HİNDİSTAN YÖNETİMİNE DE SIZAR"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hindistan'da ciddi bir
örgütlenmesi olduğunun belirten Erdoğan, "Yarın
Hindistan'ın da yönetimine bunlar sızarlar, onu da söyleyeyim. Yani
bunu hafife kesinlikle Hindistan yönetimi almamalıdır diye
düşünüyorum ve böyle bir devlete karşı darbe girişimini hafife
almak asla zaten düşünülecek bir şey değildir"
açıklamasında bulundu.
"TÜRKİYE İÇİN BİRİNCİ DERECEDE TEHLİKELİ TERÖR ÖRGÜTÜ
FETÖ"
Türkiye için birinci derecede tehlikeli terör örgütünün FETÖ
olduğuna değinen Erdoğan, "Şu anda bizim için birinci
derecede FETÖ var. Çünkü FETÖ yayılmacı bir anlayışla ülkemde şu
anda çok farklı bir konumda ve birinci derecededir ve birinci
derecede olan bu FETÖ'yü süratle temizlemenin gayreti
içerisindeyiz. Türkiye'nin içinde şu anda bir de PKK var ve PKK'nın
Kuzey Suriye'deki yerleşimi var, PYD, YPG, bunlarla da mücadelemiz
var. DEAŞ daha sonradan çıkmış olan bir terör örgütü, bizim onunla
da ayrıca mücadelemiz var. Biz şu ana kadar 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı
Suriye'de etkisiz hale getirdik, bu mücadeleyi veren biziz,
koalisyon güçlerinin filan DEAŞ'a karşı böyle vermiş olduğu bir
mücadele yok" değerlendirmelerinde bulundu.
(Caner Ünver / İHA)