Türk siyasetçilere yasak koyan Avrupa’yı topa tuttu
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Avrupa ülkeleri, Türk Bakanların Türk toplumu ile bir araya gelmesinden korkuyor" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Avrupa ülkeleri, Türk
Bakanların Türk toplumu ile bir araya gelmesinden
korkuyor" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, memleketi Yozgat'ta 15 Temmuz Demokrasi
ve Milli Birlik Günü programına katıldı. Şehitlik ziyaretinin
ardından Meydan Yeri Caddesi'nde açılan "Milli İradenin
Yükselişi" sergisini ziyaret eden Bozdağ, daha sonra basın
mensuplarının sorularını yanıtladı. İlk olarak 15 Temmuz Darbe
Teşebbüsü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ, 15 Temmuz'un darbenin de darbecilerin de defterinin
dürüldüğü bir tarih olduğunu söyledi. 15 Temmuzların bir daha
Türkiye'de yaşanmamasını dileyen Bakan Bozdağ, "15
Temmuz'da şehadete ulaşan bütün şehitlerimizi dua ile yad ediyorum.
Ayrıca bu vatanı bize emanet eden bütün şehitlerimizi de rahmet ve
minnetle yad ediyorum. Gazilerimize sıhhatli uzun ömür diliyorum.
15 Temmuz 2016'da FETÖ kurucusu, yöneticisi, terörist ele başı
Fetullah Gülen'in onayladığı, plan ve program dahilinde onun
talimatıyla Türk Silahlı Kuvvetler içerisindeki FETÖ'cü teröristler
ve onlara eklemlenen bazı unsurlarca başlatılan ve icraya konulan
darbe teşebbüsü, aziz milletimizin ölümüne demokrasiye, insan
haklarına, cumhuriyete ve anayasal düzene, seçilmiş cumhurbaşkanına
ve hükümetine, meclisine sahip çıkması sonucu başarısız
kılınmıştır. Türkiye'de milletimiz Kurtuluş Savası yıllarında
Atatürk'ün arkasında birlik olarak nasıl Anadolu'nun 4 bir yanını
işgal etmiş olan İngilizlere Fransızlara, Yunanlılara, Ruslara bu
toprakları dar edip düşmanı Anadolu'dan çıkarıp yeni bir devlet
kurmuşlarsa büyük Türkiye'yi oluşturmuşlarsa millet o gün
Atatürk'ün arkasında bütün imkansızlıklara rağmen ölümü göze alarak
bir olmuş, beraber olmuş ve düşmanı yenmeyi başarmışsa aradan geçen
100 yıl sonra bu kez de Türkiye'nin lideri cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'ın ben milleti üzerine güç tanımıyorum.
Halkımı meydanlara çağırıyorum, gelin oraya onlara da tanklarıyla
toplarıyla meydanlara gelsinler. Ne yapacaklarsa orada yapsınlar
çağrısına uymuş liderinin arkasında bütün görüş farklılıklarını bir
tarafa bırakarak yekvücut olmuş. Ölmeyi şehadet mertebesine
ulaşmayı göze almış ve bu nedenle de o gün birlikte olan Türk halkı
darbecileri yendiği gibi o darbecileri yemleyen, onlara görev veren
ve Türk milletinin üzerine salan onların arkasındaki uluslararası
karanlık güçleri onların tasmasını tutanları yenmiştir"
dedi.
"TÜRKİYE'DE BUNDAN SONRA KİM NE MAKSATLA OLURSA
OLSUN…"
15 Temmuz akşamı halkın darbecileri yendiğini söyleyen Bakan
Bozdağ, "O gün halk kazanmıştır, darbeciler kaybetmiştir.
Türk milleti kazanmıştır. Türk milletinin bağımsızlığı, iradesini
yok etmek isteyen güçler kaybetmiştir. 15 Temmuz milletin
demokrasiye, milli iradeye, hukuk devletine ve seçilmişlere ölümüne
sahip çıkma iradesinin somut bir göstergesidir. Türkiye'de ilk defa
bir darbe teşebbüsü halkın iradesiyle yenilmiştir. Halkın gücü
tankın, topun, silahın ve dış güçlerin ve bunları kullanan hepsinin
gücünün üzerine çıkmıştır. Halk darbeyi alt etmiştir. Artık bir şey
kesindir. Türkiye'de bundan sonra kim ne maksatla olursa olsun
millete rağmen bir icraat yapabilme imkanı yoktur. Türkiye'de 15
temmuz bir milat olmuştur. Neyin miladı. Cumhuriyet ve
demokrasinin, milli iradenin hukuk devletinin ortak değerleri
arasında yer aldığının miladı olmuştur. Zaman zaman kendilerini
cumhuriyetin, demokrasinin hamisi muhafızı gören çevreler var.
Başkalarını da cumhuriyet düşmanı olmakla itham edenler var. 15
Temmuz göstermiştir ki artık cumhuriyette, demokrasi de, hukuk
devletinin de herhangi bir azınlığın malı değildir. Herhangi bir
gurubun muhafızlığına veya bir kişinin ihtiyacı yoktur. Çünkü
demokrasinin cumhuriyetin ve hukuk devletinin sahibi 80 milyon aziz
Türk milletidir. Muhafızda bekçisi de aziz Türk milletidir. O
nedenle bundan sonra Türkiye'de demokrasiye, cumhuriyete, milli
iradeye kastedenler bir yeri TRT'yi, genel kurmayı, meclisi ele
geçirerek veya bir şehirde güç sahibi olarak Türkiye'de bunları yok
etme imkanı bulamayacaktır. 80 milyon insanı tek tek ele geçirmeden
Türkiye'nin ne organları kurumları ne de anayasal düzeni ne de
milletin sahip olduğu ortak değerleri kimse yok edemeyecektir. 15
Temmuz bu anlamda darbenin de darbecilerin de defterinin dürüldüğü
tarih olmuştur" şeklinde konuştu.
"BUNLAR GÜYA DEMOKRAT"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz Darbe Kalkışması'nın yıl
dönümü dolayısıyla gurbetçi Türklerle bir araya gelmek isteyen
Bakanlara izin vermeyen Avrupa ülkelerine de tepki göstererek,
"Avrupa Birliği üyesi ülkeler; demokrasi, ifade hürriyeti,
insan hakları gibi konularda her zaman kendilerini daha yukarıda
gösteriyorlar ve Türkiye'yi ve Türkiye gibi ülkeleri sürekli itham
ediyorlar. Türkiye'de şuanda olağanüstü hal doğru mu? Ana muhalefet
lideri Ankara'dan İstanbul'a adaleti istismar yürüyüşü yaptı bir
hakkı kötüye kullandı. Ama Türk hükümeti, Türkiye'nin güvenlik
güçleri olağan üstü hal olmasına rağmen ne yaptı, bütün bu sürecin
demokrasinin içerisine işlemesi için ve güvenlik içinde yürümesi
için her türlü güvenlik tedbirini aldı. Ben şimdi onlara
sesleniyorum; Türkiye'de OHAL var ve Türkiye'deki uygulama bu. Siz
Türkiye'yi gazeteciler, falanlar, filanlar işledikleri suçlar
nedeni ile yargılanıyor diye suçluyorsunuz. Demokrasimizi, hukuk
devletimizi, yargımızı itham ediyorsunuz. Ama Almanya'da
Türkiye'nin cumhurbaşkanını, sayın cumhurbaşkanımızın Türk toplumu
ile bir araya gelmesine izin vermediniz" açıklamasında
bulundu. Türk bakanların son dönemde Avusturya, Hollanda gibi
ülkelerde de Türk toplumu ile bir araya gelmesine izin
verilmediğini hatırlatan Bozdağ, "Şimdi bunlar güya
demokrat, bunlar güya insan haklarının zirvede olduğu ülkeler,
bunlar güya ifade özgürlüğünün Türkiye'den daha ileride olduğunu
iddia edilen ülkeler. Ben soruyorum işlenmiş bir suç var mı, yok,
işlenen bir suç var mı yok. Peki ne olacak gittiğinde bir bakan
kendi topluluğu ile bir araya gelip onlarla konuşup hasbihal
edecek, onlara mesajlarını iletecek" ifadelerini
kullandı.
"Almanya'sı, Avusturya'sı, Hollanda'sı, Türk bakanların
oradaki Türk toplumundan bir araya gelmesinden niye
korkuyorlar" diyen Bozdağ, korkunun nedenini şöyle
açıkladı:
"Benim kanaatim şu; esasında korkmalarının ana nedeni Türk
toplumunun Türkiye'ye olan muhabbetlerinin güçlenmesidir. Yani Türk
liderler, bakanlar, siyasetçiler Avusturya, Hollanda, Almanya gibi
yerlerde Türk toplumu ile bir araya gelirse biz buradaki Türkleri
asimile edemeyiz, Türkiye'ye olan muhabbetlerini yok edemeyiz diye
endişe ediyorlar. Onun için Avrupa Parlamentosunun kararına dayanak
teşkil eden raporda da orada hiç çekinmeden Türkiye'nin Avrupa'daki
Türk diasporasından ilgilenmesinden rahatsız olduğunu beyefendiler
raporlara geçiriyorlar. Yani Türkiye'nin yurt dışında yaşayan
soydaşları ile akrabaları ile vatandaşları ile ilgilenmesi bütün
uluslararası hukuk tarafından teminat altına alınmış Türkiye'ye bir
ödevdir. Başka ülkelerde kendi soydaşları ile akraba toplulukları
ile ilgileniyorlar. Önemli olan bu ilginin uluslararası hukukun
çizdiği çerçeve içerisinde yürümesi ve sağlıklı bir şekilde
işlemesidir. Bu güne kadar Almanya'ya veya Avusturya, Hollanda gibi
Türk toplumuna karşı düşmanlığı körükleyen ve Türk toplumunu
temsilcilerinin orada kendilerini ifade etmesine izin vermeyen
yönetimler hangi olumsuzluğu görmüşlerdir."
"ONLAR KAYBEDER, BİZ KAYBETMEYİZ"
"Hamburg'da düzenlenen G-20 zirvesinde çıkan olaylara
dikkat çeken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Yakanlar,
yıkanlar Türkler mi? Yakanlar yıkanlar kimler, onlar kendileri daha
iyi biliyor. Terör örgütlerine, teröristlere her türlü kucağı
açıyorlar, meşru hükümete ve meşru hükümetin temsilcilerine
uluslararası hukuka rağmen kapıları kapatıyorlar. Onların
hükümranlık hakları olabilir ama herkesin riayet etmesi gerekin de
bir diplomatik nezaket var, diplomatik teamül var, kurallar bunlara
uymaları gerekiyor. Maalesef Avrupa'da yükselen Türk düşmanlığı,
İslam düşmanlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık gibi
hastalıklar o ülkelerin yönetimlerini de etkilemiş görünüyor. Benim
tavsiyem Türk düşmanlığına, İslam düşmanlığına, yabancı
düşmanlığına, ırkçılığa ve bu hastalığa yakalanmış olan herkese
karşı ortak mücadele şarttır. Ve bu mücadeleyi yapmazlarsa onlar
kaybeder, biz kaybetmeyiz" diye konuştu.
(Bahadır Muhlis Gökgül / İHA)