Tüm camilerde ’Kudüs’ hutbesi okundu
Türkiye genelindeki tüm camilerde bugün Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan "Kapanmayan Yaramız: Kudüs" konulu cuma hutbesi okundu.
Türkiye genelindeki tüm camilerde bugün Diyanet İşleri
Başkanlığınca hazırlanan "Kapanmayan Yaramız:
Kudüs" konulu cuma hutbesi okundu.
Başkanlığın sitesinde de yayımlanan Cuma Hutbesinde, İsra
suresinden bahsedildi. Hutbede, "Kudüs, bizim
gözbebeğimizdir. Kudüs, bizim tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs, nice
peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismiyle ve çevresiyle
mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehirdir. Kudüs, Kutsi Şerif'tir.
Diğer adıyla Beytü'l-Makdis'tir. Binlerce yıldır birçok medeniyete
beşiklik yapan Kudüs ve çevresinde Hz. İbrahim, Hz. Yakub, Hz.
Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa gibi nice peygamberler yaşamıştır.
İsra ve Mirac olayı ile Kudüs'ün son kutlu misafiri Efendimiz
Muhammed Mustafa (s.a.s) olmuştur. İslam'ın ilk kıblesi Mescid-i
Aksa da Kudüs'tedir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin
müjdesi ve emanetidir. Kudüs, her müminin gönülden bağlandığı ve
aziz bildiği bir şehirdir. Kudüs, herhangi bir toprak parçası
değildir. Kudüs, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında
yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ve insanlığın ortak
meselesidir" denildi.
Kudüs'ün Hz. Ömer'in fethiyle huzura kavuştuğunun belirtildiği
hutbede, "Müslümanlar, Kudüs'te uzun yıllar adaletli bir
yönetim sergilemişlerdir. Herkesin canına, malına, inancına saygı
duymuşlardır. Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların
çözümünde İslam'ın adaletine sığınmışlardır. Ama Darü's-selam, yani
barış ve huzurun merkezi olan Kudüs uzun zamandır mahzundur,
yıllardır kan ağlamaktadır. Kudüs, bugün kapanmayan yaramız,
dinmeyen sızımızdır. Kudüs, her türlü saldırıya maruz kalarak
barışın şehri olmaktan çıkmıştır. Peygamberler diyarında silahlar
susmamaktadır. Masum insanlar acımasızca katledilmektedir"
ifadeleri yer aldı.
"İNSANLIĞI, KADİM GELENEĞİ VE ULUSLARARASI HUKUKU HİÇE
SAYAN PERVASIZ BİR ANLAYIŞ…"
Kudüs ve çevresinde yaşayanların, baskı, şiddet ve yalnızlaştırma
gibi insanlık dışı uygulamalara maruz bırakıldığının bildirildiği
hutbede, şunlar kaydedildi:
"İnsanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca
kastedilmekte, kimlik ve kişilikleri, onur ve haysiyetleri hedef
alınmaktadır. Gözbebeğimiz olan Mescid-i Aksa'dan daha dün müminler
alıkonmuşken bugün ise Kudüs, işgal edilmeye çalışılmaktadır.
İnsanlığı, kadim geleneği ve uluslararası hukuku hiçe sayan
pervasız bir anlayış, Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapma gayreti
içerisindedir. Bilinmelidir ki; böylesi fütursuzca girişimler,
Kudüs ve çevresini huzursuzluk ve çatışma yurdu haline
getirecektir. Bu tür kabul edilemez teşebbüsler, sağduyuya ve
insanlığın vicdanına vurulan büyük bir darbedir. Huzuru, barışı ve
güvenliği yok etmeye yönelik tehlikeli bir adımdır."
"HER BİRİMİZE DÜŞEN VAZİFE, BU TÜR OLUMSUZLUKLARA ASLA RIZA
GÖSTERMEMEKTİR"
İnsanlığın şiddet, zulüm, savaş ve göç gibi olumsuzluklar nedeniyle
büyük acılar yaşadığının vurgulandığı hutbede, "Bütün
bunlara ilaveten Kudüs'e yönelik basiret ve ferasetten uzak, insaf
ve vicdandan mahrum bu teşebbüsler, sağduyu sahibi her insanı
endişeye sevk etmiştir. Bütün bunlar karşısında her birimize düşen
vazife, bu tür olumsuzluklara asla rıza göstermemektir. Dünyanın
neresinde olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın, yanlışa ve
haksızlığa boyun eğmemektir. Şu bir gerçektir ki; bugün İslam
coğrafyasının, kardeşlerimizin ve insanlığın maruz kaldığı tüm
felaket, zulüm ve mağduriyetlerden çıkaracağımız dersler vardır.
Geliniz, bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi
pekiştirelim. Birbirimizin saygınlığını ve haklarını koruyalım.
İçinde bulunduğumuz zorluklardan, acılardan, mahrumiyetlerden
kurtulabilmek için her birimiz olanca gücümüzle çalışalım.
İnancımızı, değerlerimizi yaşayalım ve gelecek nesillerimize
öğretelim" denildi. Hutbenin devamında şu ifadelere yer
verildi:
"Aziz milletimiz, tarih boyunca Kudüs'le, Mescidi Aksa ile
ve Filistinli mazlum kardeşlerimizle gönül bağını hiçbir zaman
koparmamıştır. Bundan sonra da koparmayacaktır. Bizler bu bilinçle
bu Cuma vaktinde Rabbimize el açıp şöyle niyaz ediyoruz: Allah'ım!
Bizi yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde
hisseden ve onlara yardım için maddi-manevi varlığını seferber eden
samimi Müslümanlar eyle! Bizi basiretsizlerden, ferasetsizlerden,
vicdansızlardan, zalimlerden yana eyleme! Allah'ım! Kudüs'ü ve
İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında ifsat
edenlere ve barışı baltalayanlara fırsat verme! Şu mübarek Cuma
günü hürmetine dualarımızı kabul eyle Allah'ım!"
(İHA)