Tuğrul Türkeş’ten zemzem suyu cevabı
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Babamın mezarına her kim ki gül suyu, zemzem döktüyse Allah onlardan razı olsun. Bugün görev yaptığım arkadaşlarım, lütfedip, incelik gösterip başta Sayın Davutoğlu olmak üzere diğer üç başbakan yardımcısı da babamın mezarına teşrif edip bir Fatiha okuduysa Allah onlardan razı olsun diyebilirim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Babamın mezarına her
kim ki gül suyu, zemzem döktüyse Allah onlardan razı olsun. Bugün
görev yaptığım arkadaşlarım, lütfedip, incelik gösterip başta Sayın
Davutoğlu olmak üzere diğer üç başbakan yardımcısı da babamın
mezarına teşrif edip bir Fatiha okuduysa Allah onlardan razı olsun
diyebilirim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Türkeş, Başbakanlık Yeni Bina'da ilk basın
toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkeş,
hakkınızdaki disiplin sürecine ilişkin, "Partiye
savunmanızı yaptınız mı? Disiplin süreci tamamlanır ve ihracınız
gündeme gelirse bundan sonra nasıl hareket edeceksiniz?"
sorusuna, "Oradaki sağdan soldan yanaşmış, devşirilmiş,
kökten gelen değil daldan aşı olmuşlar benle ilgili karar
veremezler. Devlet Bey'den talebin 1 ay zaman var, 4 Ekim'de
kongreyi toplarlar, biz kendi camiamıza sorarız. 'Tuğrul, MHP'yi
iktidar yaptı, Tuğrul, ülkücülere iş, aş, ekmek kapısı açıyor
devlette, biz de buna kızdık, biz sistemi kilitlemek istiyorduk,
gelin ey ülkücü camia, gelin ey milliyetçiler, gelin ey dünden
bugüne MHP'ye gönül vermişler, buna bir karar verelim, Tuğrul'u
atalım mı, atmayalım mı' bir onlara soralım. Orada üç partinin
mandalını aşındırıp ikisini batırmış, gelmiş adam, saygısız
soyadımı da bilmiyor herhalde... Kaç tane parti gezdi,
cahil" yanıtını verdi.
"DEVLET BEY'İN ÖFKESİNİN DİNMESİ LAZIM"
MHP'den milletvekili aday adaylığı için başvuru yapıp
yapmayacağının sorulması üzerine Türkeş, "Hayır, şu safhada
Devlet Bey'in öfkesinin dinmesi lazım. Kendisi davet ederse
değerlendiririm. Daha önceki belki bilmediğimiz bir şeydir. Ben hiç
kendi keyfime gidip adaylık müracaatında bulunmadım. 2007
seçimlerinde Sayın Genel Başkan telefon etti ve büyük bir ısrarla
dedi ki 'Bu ayrılık yeter, gel, Meclis beraber girmemiz lazım'
dedi. Dosyamı sağ olsun hazırlatmıştı. Ben sadece bir imza koyup
gerekli evrakı verdim. 2011'e geldi, tekrar Sayın Genel Başkanımı
ziyaret ettim. 'Ben milletvekilliğini müktesep hak olarak görmem.
Devam ediyor muyuz yoksa Tuğrul bir dönem çalıştın sağ ol mu
diyorsunuz bana bu bilgiyi alayım' dedim. O da 'hayır hayır sen
evrakını ver devam edeceğiz' dedi, öyle devam ettim. 2015 7
Haziran'ı öncesinde de tekrar sordum, kendisi 'evrakını hazırla
hatta çarşamba sabahı beraber dilekçelerimizi vereceğiz' dedi ve
genel başkanımızın takdiri doğrultusunda verdim. Onun için bugün de
benim kendi aklıma göre gidip oraya kaşeden dosya koymam söz konusu
değil. Genel Başkanım beni gerekli görürse daha önceki üç seferde
yaptığı gibi o beni çağırır ben de gider dosyamı veririm"
ifadelerini kullandı.
"SEN KİMİN PARTİSİNDEN KİMİ ATIYORSUN?"
Türkeş, hakkındaki partiden atılacağı iddialarına yönelik soru
üzerine ise, "Beni oradaki sarhoşlar ve çakallar partiden
atacaklarını söylüyorlar. Sen kimin partisinden kimi atıyorsun.
Buna tabanın karar vermesi gerektiğini söylüyorum. Türkiye bir
seçime gidecek o seçimden önce MHP tabanının bu konuda net tavrını
sergilemesi gerektiğine inanıyorum. O bakımdan bugün ben çağrı
yapıyorum. 1 ay sonrası için yeterli zaman vardır. Olağanüstü bir
kongre toplarlar ondan bahsediyorum" dedi.
"İKİ SARHOŞ ÜÇ BEŞ ÇAKALI SİZLER BULACAKSINIZ"
"İki sarhoş, üç beş çakal' diyerek kimleri
kastediyorsunuz?" sorusuna Türkeş, "İki sarhoş, üç
beş çakalı kastediyorum. Bir hafta içerisinde benim hakkımda laf
etmeye kalkan iki sarhoş, üç beş çakaldan bahsediyorum. Basın
bildirilerini, açıklamaları ve gazete röportajlarına bakarsanız
hangi iki sarhoş ve üç beş çakal olduğunu sizler
bulacaksınız" yanıtını verdi.
"BU DÖNEMDE BİR TAŞ BİNAYLA UĞRAŞMAYI GEREKLİ
GÖRMÜYORUM"
"MHP'nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gitmem yönünde bir
kararı var. Daha önce iki MHP'li yöneticinin Cumhurbaşkanlığı
Sarayı'nda görüştüğü belirtilmiş hatta onun siz olduğunuz iddia
edilmişti. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna
cevap veren Türkeş, "Devlet Bey'in de gizli görüştüğü
söyleniyor, onlar açıklık kazanmadı. Kaldı ki de bir tek ben
gitmedim, Koray Aydın Bey de Meclis Başkanvekili olarak Sayın
Cumhurbaşkanını ziyaret etti. Türkiye'nin anarşi ve terör çemberine
düştüğü bir dönemde 6.5 milyon işsizimiz var, bunun 3.5 milyon
üniversite mezunu. Bu dönemde bir taş binayla uğraşmayı gerekli
görmüyorum" şeklinde konuştu.
"ANAYASA YOKSUNLARI..."
Başbakan Yardımcısı Türkeş, "Hakkınızda çeşitli iddiaları
ile getirildi. Bakanlık istediğiniz söylendi. AK Parti'de devam
edeceğinize yönelik bir ihtimal var mı?" sorusuna ise şu
yanıtı verdi:
"Anayasa yoksunları. Ben koalisyona girmedim. Onlar hukuka
uymuyorlar, önce atmaya karar veriyorlar sonra hukuku mu
uyduruyorlar diyorsunuz. Ben MHP'de bunun yapılacağına ihtimal
vermem. İnşallah da öyle bir şey yapmazlar ama benim yargı yolum
açıktır. Niye beni atmak isteyenlere sormuyorsunuz. Yani 'ben hala
MHP'deyim' diyorum. 'Gel buradan aday ol demeyip de hukuku
uydurayım, partiden atarım' diyen adam, benim AK Parti'den aday
olmak istediğimi düşünüyordur herhalde. Benim halihazırda öyle bir
düşüncem yok."
"MHP YÖNETİMİ 7 HAZİRAN'DAN BERİ İSTİŞAREYE
KAPANDI"
"Kurultay çağrısı yaptınız, 'liderlik dile getirmedim'
dediniz. Yöneticilere yönelik ifadelerden dolayı partide bir
yönetim sorunu olduğunu düşünüyorsunuz. Değişim olması yönünde bir
çağrınız var mı?" sorusuna Türkeş, "Halen Sayın
Genel Başkanım orada oturmak istediği arzusunu yinelediğine göre
demek ki bir liderlik meselesi değil. Bu safhada sadece benim
yaptığım işin taban tarafından değerlendirilmesi gerekir. Ha ama
saygıdeğer genel başkanım bunu bir liderlik yarışı haline getirmek
isterse onun takdiridir. Onu o zaman değerlendirir. MHP yönetimi, 7
Haziran'dan beri istişareye kapandı. Şu anda benim gündemimde o
yok" karşılığını verdi.
"BABAMIN MEZARINA GELDİ DİYE HİÇ KİMSEYİ
SUÇLAYAMAYIZ"
Türkeş, "Başbakan Ahmet Davutoğlu ile beraber babanızın
mezarını ziyaretinizden sonra mezarın zemzem suyuyla yıkandığı
gündeme geldi. Bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak
mı?" sorusuna ise, "İyi etmişler. Babamın mezarına
her kim ki gül suyu, zemzem döktüyse Allah onlardan razı olsun.
Bunu niye siyasi bir tartışma haline getirdiler. Bunu da
anlayabilmiş değilim. Orası benim babamın mezarı. Bugün görev
yaptığım arkadaşlarım, lütfedip, incelik gösterip başta Sayın
Davutoğlu olmak üzere diğer üç başbakan yardımcısı da babamın
mezarına teşrif edip bir Fatiha okuduysa Allah onlardan razı olsun
diyebilirim. Bunu nasıl bir tartışma haline veyahut nasıl bir öfke
haline getiriyorlar bunu anlayabilmiş değilim. Sayın Başbakanla bir
sohbetimiz sırasında kendisi arabayla geçtiği zaman rahmetli babam
gibi birçok yerde sadece babamla ilgili değil İstanbul'da eski çok
kıymetli, dini abide, şahsiyetler dahil, birçoğunun kabrinin
yanından geçerken kendisi dua okuduğunu ifade etmiştir. Oradan
çıkan bir sohbetin neticesinde Anıtkabir çıkışında 'bir gidip
Fatiha okuyalım' dediler, lütfettiler, şeref verdiler. Babamın
mezarına geldi diye hiç kimseyi suçlayamayız ancak onlara
müteşekkir oluruz. Ama gül suyu ve zemzem suyu dökenler aynı
nispette müteşekkirim" ifadeleriyle cevap verdi.
"MÜHİM BİR TEHDİT YOK"
"Görevi kabul etmenizin akabinde tehdit alıyor musunuz?
Bunlarla ilgili hukuki bir süreç başlattınız mı?" sorusuna
Türkeş, "Hayır. İnternet sitelerinde üç beş önemli şeyler
var, mühim bir şey yok" yanıtını verdi.
"BU SORUNUN MAGAZİNE GİRİP GİRMEDİĞİNİ
TARTIŞIRIZ"
"MHP'li yöneticiler sizle ilgili açıklama yaparken
soyadınızı kullanmadan isminizle hitap ediyorlardı. Partideki
asansörden isminiz silindi. Nasıl düşünüyorsunuz?" sorusu
üzerine Türkeş, "Bu sorunun magazine girip girmediğini
tartışırız. Onun için ben de cevap verip vermemeyi
tartışırım" dedi.
"ESKİ DÜKKANDA DEDİKODU BU MU?"
Tuğrul Türkeş, "Sayın Alparslan Türkeş'in büstü dışında
eşyalarınızı önceden toplamışsınız. Sanki resmi mektubun
gelmesinden daha önce toplandığınız yönünde iddialara var, ne
düşünüyorsunuz?" yönündeki soruya, "Bizim eski
dükkanda öyle mi diyorlar. Bizim eski dükkanda dedikodu bu mu?
Genel sekreter, söylemeyeyim adını, önce kendi odasını duvar kağıdı
filan dekore ettirmiş, 'kendi odasındaki dekorasyonu beğenirse
genel başkan yardımcılarının da odalarını boyatacağız veyahut duvar
kağıdı yapacağız' dediler. Devlet Bey'in ceketinin arkasında ek
zannettiğimiz şahsiyetten bahsediyorum. Ondan sonra benim duvarda
haritalarım vardı, onları çerçeve değişimine yolladım ama partideki
yeni dekorasyon konusundaki ilgili arkadaşların zevkine herhalde
hitap etmiş olmayacak ki duvar ne boyandı ne de duvar kağıdı oldu.
Bir iki aydır ondan sebep beklemekteyim. Şimdi bunu bir bahane
olarak göstermek istiyorlarsa yani beni atsalar dahi isim
vermeyeceğim ama bu konuda zil takıp oynayanların hiçbiri Türk
siyasetinde Yıldırım Tuğrul Türkeş'in ifa ettiği görevleri
göremezler. Maharetleri, marifetleri var idiyse Devlet Bey'in
arkasında kareye girmek yerine konuşsalardı bugüne kadar. Onun için
de hiç öyle bahane üretmesinler. Efendi odasını süslendikten sonra
bizim odalara da boya yaptırsaydı haritaları geri asacaktım. O
zaman da bu iddialar olmayacaktı" yanıtını verdi.
"7 HAZİRAN'DAN BERİ HER ŞEYE 'HAYIR' DEME MEVSİMİ
BAŞLADI"
"Bakanlık teklifini almadan önce MHP'nin siyasi gidişine
yönelik endişeniz olmuş muydu?" sorusuna şu yanıtı
verdi:
"Birçok defalar oldu. Şu anda birçoğunu saklıyorum ama bir
başlık açayım. Türkiye'de bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olacağı ve
halk tarafından seçim yapılacağı önceden beri biliniyordu. Bu
konuda MHP'nin kendine yakışır, kendine has bir aday çıkartması
gerektiğini birçok kereler hem arkadaşlarımla sohbetlerimde hem de
saygıdeğer genel başkana ilettim. MHP'ye yakışır, Türk
milliyetçiliğini temsil eden, iyi bir cumhurbaşkanı adayı olması
gerektiğini ifade ettim. Bu tip birçok konuda istişareler bugüne
kadar yaptık ama 7 Haziran itibarıyla her ne sebepleyse istişare
kapandı ve her şeye hayır deme mevsimi geldi, fikrimiz sorulmadı,
sorulsaydı kendilerine fikirlerimizi söylerdik, paylaşırdık.
İkincisi, Ankara'da olduğum halde bana haber verilmeden yapılan
Başkanlık Divanları'nda ne konuşulduğuna dair bir fikrim yok. Onun
için Anayasal bir hükümet olan seçim hükümetiyle ilgili 'gir,
girme' diye herhangi bir tebligatın yapıldığı, özel sohbetin
yapıldı veyahut da MHP Grubu'nun toplandığı hiçbir ortam
olmadı."
"HAYIR' DEME ALIŞKANLIĞINDAN OLMUŞ OLABİLİR"
Dün akşam Meclis'te 11 bağımsız bakanın yemin töreni sırasında
"Hiçbir şekilde HDP ile yan yana gelmeyiz' diyen MHP, yemin
konusunda HDP beraber 'hayır' oyu kullandı. Bunun sizin bakanlığı
kabul etmenizin rövanşı olarak yorumlandı. Ne
düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Türkeş, "Bu
'hayır' deme alışkanlığından olmuş olabilir" dedi.
AK Parti'ye geçip geçmeyeceğine yönelik soruya Türkeş, "Şu
ana kadar Adalet ve Kalkınma Partisi'den bana yönelmiş böyle bir
davet ve talep olmadığı gibi ben de her fırsatta MHP mensubu
olduğumu, Başbakan Yardımcılığı görevini, MHP milletvekili olarak
yaptığımı ve saygıdeğer genel başkanımızın daha önceki üç seçimde
olduğu gibi bana ihtiyaç duyması halinde MHP'den müracaat
edebileceğimi ifade ettim" yanıtını verdi.
"Sizin attığınız adımlardan sonra MHP'nin oyunda nasıl bir
oynama bekliyorsunuz?" sorusu üzerine şu ifadeleri
kullandı:
"Bu benimle alakalı değil. Bunu MHP'nin şu anda yönetimde
olduğunu düşünen şahsiyetlerine sormanız gerekir. Geçenlerde bir
iki televizyon programları vardı, onlara da uyarı notları yolladım.
İki üç tane programa katılan saygıdeğer konuşmacı, 'Efendim Tuğrul
Türkeş MHP'nin oyunu ne kadar böler, ne kadar oradan oraya transfer
eder' diye konuşma yapıyor. 'Ben hala MHP'deyim, MHP'li olarak
başbakan yardımcılığı yapıyorum' dediğim yerde MHP'nin oyu şayet
bölünecek idiyse veyahut ileride bölünecek ise bu soruyu 'Tuğrul'u
MHP'den atalım' diyenlere sormanız gerekir. Bana niye soruyorsunuz,
benle bir alakası yok."
(İHA)