TRT’nin programına katıldı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan olarak ilk seçimi olduğunu fakat 2011 yılında Konya'da ve 15'e yakın yerde mitinglere katıldığını belirterek, "İlk şehrin Erzurum ve Sivas olmasına özel bir itina gösterdik" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan olarak ilk seçimi olduğunu
fakat 2011 yılında Konya'da ve 15'e yakın yerde mitinglere
katıldığını belirterek, "İlk şehrin Erzurum ve Sivas
olmasına özel bir itina gösterdik" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sivas'ta, TRT'nin programına katılarak,
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör'ün
sorularını cevapladı.
Başbakan olarak ilk seçimi olduğunu fakat 2011 yılında Konya'da ve
15'e yakın yerde mitinglere katıldığını hatırlatan Davutoğlu,
"Fakat Başbakan olmak tabii ayrı bir sorumluluk. İlk şehrin
Erzurum ve Sivas olmasına özel bir itina gösterdik. Bunun nedeni
ise üç adımda cumhuriyetimizin kuruluşunun sembolik bir anlamı
vardı. Erzurum'da çok büyük bir katılım yaşandı. Sivas'ta da aynı
şekilde. Katılım kadar önemli olan coşku. Yaklaşık bir saat
öncesinden vatandaşlar toplanmaya başladı. Hiçbir yorgunluk emaresi
olmadan coşku aynı şekilde devam etti" dedi.
'Diğer siyasi partilerin bir kısmı meydanlara inmedi. AK Parti'nin
miting programı erken mi başladı?' sorusuna Davutoğlu, "81
vilayetimize gitmek istiyordum. AK Parti'nin farkı bu. CHP'nin
miting yapacağı yer kısıtlı. Gerekli heyecanı oluşturamayacakları
düşüncesiyle. MHP ve HDP belli yerlerde yoğun örgütlü. Onların yükü
olumsuz anlamda hafif. Biz ise her yerde varız. Şöyle bir plan
yapmıştım. Kongrelere gideceğim. Şimdi miting için 72 il planladık.
Gönül isterdi ki 81 vilayete de gidelim. Zaman olursa hepsine gitme
düşüncemiz var. AK Parti ile onlar yarışamazlar. Erzurum'a bugün
bir çağrıda bulunmuştum. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun,
bu demokrasi mücadelesine girmiş herkes saygındık. Hepimizin
barışçıl bir kampanyaya ağırlık vermemiz lazım" diye cevap
verdi.
'Yurtdışında geçtiğimiz seçimlerde gereken katılım belki
sağlanamadı. Bu kez nasıl bir katılım bekliyorsunuz?' sorusu
üzerine Davutoğlu,
"Dışişleri Bakanı olduğum dönemlerde, söz vermiştik. Yurt
dışındaki vatandaşlarımıza seçme hakkının verilmesi. Randevu
sistemi getirdik. Dışişleri Bakanlığındayken de bütün teşkilatı
seferber ettik. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk uygulamaydı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi yaz dönemindeydi. Daha fazla olmasını
isterdik ama mümkün olmadı. Bu seçimde daha fazla olmasını
bekliyoruz. Yurt dışına gideceğim. Londra'da Berlin'de
vatandaşlarımızla buluştum, devam da edecek" dedi.
Davutoğlu, 'Muhalefetin vaatleri kaynak olmadığı için mi anlamsız?'
sorusuna, "Kılıçdaroğlu, öyle bir yoksulluk düşüncesi
oluşturmaya çalışıyor ki bunun hiçbir matematiksel karşılığı yok.
Vaatlere gelince. Bu ilk defa olmuyor. 90'lı seçimlerde iki anahtar
vaat edilmişti. 94 kriziyle hepsi gitti. O dönemde SSK'nın başına
gelmişti Kılıçdaroğlu. Verdim dedikleri şey reel bir değere dayalı
olmadığı için herkes elindekileri de kaybetti. Kaynağı nereden
bulacaksın dediklerinde para çok diyorlar. Peki bu para nereden
geldi. Bu parayı sana yedirir mi halk? O kaynakların hepsini kısa
sürede tüketecek, aynen 90'lı yıllardaki çarkın içine gireceğiz.
Bizim biriktirdiğimiz para üzerine hesap yapıyor. Yaptığı tek şey,
böyle hayal ürünü üzerinden AK Parti'den ne kadar pay alabilirim.
AK Parti seçmeninden hiçbir şey alamaz. Bu kadar irrasyonel bir
politika uygulamasından CHP seçmeni AK Parti'ye yönelecektir.
Kartal mitingine bir bakın. Bir de gelsin Erzurum, Sivas'taki
coşkuya baksın. Bizim milletle her yerde frekansımız aynı. Emin
olun sosyal yardımlar konusunda, telif hakkı istesek telif hakkını
ödeyemez. Aynen alıp kopyalamışlar. Bizden çaldıkları fikirlerle
telif hakkını ödeyemezler" cevabını verdi.
Muhalefetin iş bölümü yaptığını belirten Davutoğlu, "AK
Parti'nin gizli gündemiyle ilgili hususları paralel yapı görevi
üstlendi. CHP'ye de ekonomi görevi verdiler. HDP'ye de marjinal
gruplar üzerinden yürüme görevi verildi. Perde gerisinde din
derslerini kaldırmaktan bahsediyorlar. Gizli gündemleri
kendilerinin var zaten. Ekonomi gösterip, kafalarındaki tek parti
zihniyetini getirmek istiyorlar.
HDP'de öyle. Türkiye'de güvenlik sorunu oluşturacak bir yola girmek
istiyorlar. Bizim gizli gündemimiz yok.
90'lı yıllarda dünya ekonomisi olağanüstü büyüdü. Bu ekonomik pasta
büyümesinden Türkiye hiç pay almadı. Çünkü istikrar yoktu, terör
vardı, parçalanma vardı, 28 Şubat vardı. Şimdi 2000'li yıllarda ise
dünya ekonomisi daralma trendine girdi. G20 zirvesinde alınan
karar, dünya ekonomisinin yüzde 2 trendini yeniden yakalamak. Avro
bölgesinde kalkınma yüzde 2 civarında. Etrafımızda kriz kuşağı var.
Bunlara rağmen Türkiye ekonomisi yüzde 3 civarında büyüdü. 2009
krizinden bu yana yüzde 5 büyüme sağlandı. Bütçe disiplini
bozulmadı. Finansal sistemimiz çok sağlam. Bütün bunlar göz önüne
alındığında, yine böyle bir dalgalanma yaşıyoruz. Dünyada bir
istikrarsızlık hali var. Bizim ekonomimiz buna bir şekilde refleks
gösteriyor, doğaldır. Rusya'da kriz olduğunda hepimiz etkileniyor.
FED'in faizlerinin artması etkiliyor" şeklinde
konuştu.
(İHA)