Torunu Mehmet Akif’in bilinmeyen yönlerini anlattı
Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde milli şair Mehmet Akif Ersoy'u anma programı düzenlendi. Programa katılan Akif'in torunu Selma Argon, dedesinin bilinmeyen yönlerini de anlattı: "İyi bir güreşçi ve yüzücüydü"
Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde milli şair Mehmet Akif Ersoy'u
anma programı düzenlendi. Programa katılan Akif'in torunu Selma
Argon, dedesinin bilinmeyen yönlerini de anlattı: "İyi bir
güreşçi ve yüzücüydü"
Kapaklı İlçe Milli Eğitim Müdürü Tahsin Nalbant'ın konuşması ile
başlayan programda Okullar Arası İstiklal Marşı Okuma Yarışması'nda
birinci olan İmam Hatip Ortaokulu birinci sınıf öğrencisi Enes
Muhammet Ezer İstiklal Marşı'nı okudu. Ezer'e Milli Eğitim Müdürü
Tahsin Nalbant plaket vererek, ödüllendirdi. Ardından program
Mehmet Akif Ersoy'un yaşamını anlatan slayt gösterisi ile devam
etti. Programın devamında Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy'un hayatta
olan üç torunundan biri olan Selma Argon, dedesini anlattı. Argon,
"Annem dedemin çok iyi bir insan olduğunu, dost ve arkadaş
canlısı olduğunu ve aynı zamanda çok hassas, duygusal ve çok
vatansever olduğunu hep söyledi. Dedemi bizlere anlata anlata
bitiremezdi. Sözünün eri olduğunu, verdiği sözden ve inandığı
davadan da kesinlikle geri dönmediğini anlatırdı. Dedem Mehmet Akif
Ersoy çok yoksulluk çektiği yıllarda bile onur ve gururundan taviz
vermemiş biridir. Dedemin doğduğu yıllarda Balkan ve Rus savaşları
varmış. O bir profesördü, o bir eğitimci, o bir şairdi, o bir
edebiyatçı, o bir vatanseverdi. O bir güreşçi idi. Çatalça'da
güreşirdi. Çok iyi bir yüzücüydü. Annem söyledi boğazı birkaç kez
yüzerek geçtiğini. İnsanları çok severdi. Gençlerin çok okumasını
ve öğrenmesini isterdi. Batı'nın ilmine hayrandı"
dedi.
ADI EBCED HESABIYLA BELİRLENDİ
Dedesi Mehmet Akif Ersoy'un milli mücadele yıllarındaki yaşamını ve
İstiklal Marşı'nın yazılışını anlatan Argon, "Dedem Mehmet
Akif Ersoy, 1873 yılının Aralık ayında, İstanbul'un Fatih ilçesinde
Sarıgüzel semtinde doğdu. Babası, Mehmet Tahir Efendi, oğluna ebced
hesabıyla doğum tarihini belirten ‘Ragif' adını verdi ve vefatına
kadar onu bu adla çağırdı. Ancak bu isim, yaygın olmadığı ve güç
söylendiği için annesi ve yakın çevresi, daha bilinen bir ad olan
‘Akif'i kullandıklarını annem söylerdi. Dedem Mehmet Akif, dört
yaşlarındayken, Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi'nde başladığı
ilköğrenimini Fatih'teki İptidai Mektepte tamamlamış. Orta
öğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi'nde devam etmiş. Dil derslerine
büyük ilgi duyan dedem Rüştiye'deki eğitimi sırasında, özel
öğretmenlerden Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri almış. Dedem,
Rüştiye'yi bitirdikten sonra dönemin gözde okullarından Mekteb-i
Mülkiye'nin ali kısmında bir müddet okudu ancak babasını kaybedince
Halkalı'daki Baytar Mekteb-i Ali'ye parasız yatılı olarak giriyor
ve bu okulu da birincilikle bitiriyor" ifadelerini
kaydetti.
"TÜBERKÜLOZA YENİK DÜŞTÜ"
Argon, dedesi Mehmet Akif'in memuriyet hayatından da bahsederek,
"Dedem, 1893 yılında Ziraat Nezareti Umur-u Baytariye
Şubesi'nde göreve başlamış ve Umur-u Baytariye Müdür Muavini olarak
sürdürdüğü görevinden 1913 yılında istifa ederek ayrılmış.
Veterinerliğe başladığı ilk yıllarda bile, mesleğinden çok,
şairliği ile tanınan dedem Mehmet Akif, öğretmenlik hayatına
1906'da Halkalı Baytar Mektebi'ne kitabet-i resmiye dersi hocalığı
ile başlamış ve 1908'den sonra ise Edebiyat Fakültesi ile
Darülhilafe Medresesi'nde ‘Osmanlı Edebiyatı' hocalığı
yapmıştır" diye konuştu.
Selma Argon, dedesi Mehmet Akif'in çok onurlu ve gururlu bir kişi
olması nedeniyle de İstiklal Marşı için konan 500 lira para ödülünü
almadığını ve hayır kurumuna verilmesini istediğini hatırlatırken,
"Dedem, 1920'de Burdur'dan milletvekili seçildi. 1921
yılında açılan milli marş yarışmasına, ‘para ödülünü almamak'
koşuluyla katılmayı kabul ediyor ve orduya ithaf ettiği şiiri, 12
Mart 1921 günü milli marş olarak kabul görüyor. Ödül olarak verilen
500 lirayı Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde, kadın ve çocuklara
iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü'l-Mesai Vakfına
bağışlıyor" açıklamalarında bulundu.
Konuşmasında dedesinin son dönemlerinden de bahseden Argon,
"Dedem Mehmet Akif, 1923 yılında Abbas Halim Paşa'nın
daveti üzerine Mısır'a gitti. 1929 - 1936 yılları arasında
Kahire'deki Camiü'l-Mısriyye Üniversitesi'nde, Türkçe öğretim
görevlisi olarak görev yaptı. 17 Haziran 1936'da İstanbul'a dönmeye
karar verdi. 27 Aralık 1936 tarihinde yakalandığı tüberküloza yenik
düşerek hayatını kaybetti. Edirnekapı Mezarlığı'na
defnedildi" dedi.
Argon, dedesinin hayatını kaybetmesinin ardından eserlerinin yedi
kitapta toplandığını sözlerine ekledi.
(İHA)