Tonlarca yakıt sızmıştı: Korkutan bilirkişi raporu açıklandı
İzmir'in Çeşme ilçesinde, 18 Aralık 2016 tarihinde Lady Tuna adlı geminin karaya oturarak denize sızdırdığı yakıtın oluşturduğu kirlilik nedeniyle açılan 'zarar tespiti' davasında bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, yakıt kirliliği nedeniyle telafi edilemeyecek zararlar meydana geldiği ve etkisinin onlarca yıl devam edeceği belirtildi.
İzmir'in Çeşme ilçesinde, 18 Aralık 2016 tarihinde Lady Tuna
adlı geminin karaya oturarak denize sızdırdığı yakıtın oluşturduğu
kirlilik nedeniyle açılan 'zarar tespiti' davasında bilirkişi
raporu açıklandı. Raporda, yakıt kirliliği nedeniyle telafi
edilemeyecek zararlar meydana geldiği ve etkisinin onlarca yıl
devam edeceği belirtildi.
Ana Yaşam Vakfı (AYVA) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Refik Soyer,
AYVA kurucuları Avukat Senih Özay ve Avukat Murat Fatih Ülkü'ye
vekalet vererek Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 'zarar
tespiti' davasında mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyetinin
raporu açıklandı. Bilirkişi heyetinin uzun ve detaylı incelemeleri
sonucunda hazırlanarak mahkemeye sunulan bilirkişi raporu,
Avukatlar Senih Özay, Murat Fatih Ülkü, Ahu Tahmilci, Esra Kutlu ve
gazeteci Feyzi Hepşenkal tarafından Ilıca Plajında düzenlenen basın
toplantısıyla açıklandı.
75 BİN 484 METRİK TON FUEL OİL DENİZE DÖKÜLMÜŞ
Basın toplantısında bilirkişi raporu ile ilgili bilgi veren Avukat
Senih Özay, bilirkişinin uzun bir çalışma sonucu oluşturduğu
bilimsel raporu mahkemeye verdiğini belirterek, "Raporda,
gemilerde kullanılan fueloilin, çevresel ortamlarda bulunması
istenmeyen tehlikeli ve zararlı bir madde olduğu, ekosistem
açısından kalıcı organik kirleticiler olarak adlandırılan en önemli
kirleticilerden birisi olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda,
Lady Tuna gemi kayıtlarında, yakıt niteliği olarak IFO 180
bildirildiği, bunun da 6 numaralı fuelo ile tekabül ettiği ve en
kirli yakıtlardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu yakıtın içeriğinde
toksik, kanserojen ağır metallerin yanı sıra yüzde 3,5 oranında
kükürt içermesi nedeniyle gerek dökülme, gerekse yakıt olarak
kullanımı sonrası ekosistemin tüm bileşenleri için zarar
vericidir" dedi.
Avukat Özay, bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemisinden 75 bin 484
metrik ton fueloilin Ildır Körfezi'ne döküldüğünün 3 Ocak 2017
tarih ve 2380/2017-İZM/MAR raporu ile yazılı olarak bildirildiğini
de açıkladı.
"ÇEVRE ZARARININ ETKİLERİ ONLARCA YIL DEVAM
EDECEK"
Avukat Senih Özay, bilirkişi raporunda böylesi muhtemel olayda
alınmış-alınmamış tedbirlerin de irdelendiğini vurgulayarak,
"Raporda, kazanın bir seri ihmal ve yetersizlik sonucu
olduğu belirtilerek, kazanın etkilerini durdurma veya azaltma
hususunda, gemi personeli ile yardıma çağırdığı şirketler ve
temizleme çalışmalarına katılan firmaların yetersiz kaldığı bunun
da etkinin olumsuz yönde artmasına neden olduğu da ifade ediliyor.
Zararın etkilerinin onlarca yıl devam edeceği de raporda
vurgulanıyor. Raporda bir önemli husus da, The Standard Club Europe
Ltd. tarafından Ulaştırma Bakanlığı-Çeşme Liman Başkanlığı nezdine
yazılan referans belgesinde 4 milyon 160 bin Amerikan Doları
teminatı garanti ettikleri belirtilmiş. 'Raporda, 'Bu meblağ
tazminatlara karşı ödenen bir tutar olmayıp, bu kazanın çevreye
verdiği zararlar, bu tutarın on binlerce katından daha fazladır'
denilerek, çevreye verilen zararın büyüklüğüne dikkat
çekilmiş" dedi.
EKONOMİSTLERDEN OLUŞAN BİLİRKİŞİ HEYETİ ÖNERDİLER
Avukat Özay, bilirkişi raporunda denizde, kıyılarda, deniz
bitkileri ve canlılarına dökülen fueloilin nasıl etki edeceği
hususlarının ayrıntılı olarak yazıldığını belirterek, ayrıca deniz
dokusundaki kalıcı zararlar, balıkçılık sektörüne olan etkilerinin
de ayrıntıları ile yazıldığını ifade etti. Özay, kazanın yöredeki
yatırımlara etkisi, işletmelerin uğrayacağı zararın kendi uzmanlık
alanlarının dışında olduğunu, ekonomistlerden oluşan bir bilirkişi
heyeti oluşturulması gerektiğinin raporda belirtildiğini de
söyledi.
"1 MİLYAR 15 MİLYONLUK FONDAN
FAYDALANABİLİRİZ"
Uluslararası petrol taşımacılığı yapan dev şirketlerin bir fon
oluşturduğunu ifade eden Özay, "'Bu fondan 1 milyar 15
milyon dolar ödeyebiliriz, yeter ki kanıtlayın' demişler. Bu fon
hükmü gereğince, Çeşme halkından, 'Benim otelim', 'Benim evim',
'Benim balığım', 'Benim çevrem zarar gördü' diyerek bir talep
olursa bir sonuç alınır diye düşünmekteyim. Şunu da belirtmek
istiyorum, Türkiye'de Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girdi.
Arabuluculuk Kanunundan faydalanıp, arabulucuların devreye girmesi
için başvuruda bulundum" diyerek sözlerini tamamladı.
"SORUN UNUTTURULMAK İSTENİYOR"
Avukat Murat Fatih Ülkü de, yaptığı açıklamada, kazadan bu yana 4
ay 8 gün geçtiğini belirterek, "Geminin karaya oturmasıyla
bu güzide tatil beldemize fueloiller tonlarca akmış. Biz
duyduğumuzda, basit bir gemi kazasına benzemediğini, Çeşme'nin de
önemli bir yer olduğunu göz önüne alarak, ne olup ne bittiğini
belirlemek için zarar tespiti isteyelim dedik. 75 bin 484 metrik
ton fueloil, bu denize aktı. 4 ay gibi kısa bir süre geçmesine
rağmen olay neredeyse unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, unutulsun
diye uğraşılmış bir gemi kazası. Bilirkişi raporu diyor ki,
'ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana
gelmiş ve etkileri önümüzdeki onlarca yıl devam edecektir.' Bu
ciddi bir konu. Parayla geri getirilmesi imkansız bir şeyden söz
ediyoruz. Çeşme'nin ismi, Çeşme'nin marka değeri, Çeşme'de
yaşayanlar, turizm işletmesi olanlar, restoranlar, balıkçılar ve
tüm duyarlı kişiler bu olaydan olumsuz etkilenecek. Ama ne yazık
ki, unutulmasından memnun olunan bir süreç yaşadık. Bilirkişi
raporunu açıklıyoruz. Bunun unutulmaması gerekir. Hem ödenecek
tazminatların Çeşme'ye katkısı anlamında, hem de ekosistemdeki
tahribatın en azından bir bölümünün giderilmesi anlamında. Kimsenin
Çeşme'nin turizm değerine zarar vermek istediği yok. Tek
istediğimiz, gerçek tam anlamıyla ortaya çıksın ve ekosistemdeki
tahribat olabildiği oranda giderilsin. Çağrımız hem Çeşme'de
yaşayanlara, hem de bu sorunun unutulmasını isteyenlere. Bu sorun,
unutulacak bir sorun değil" diye konuştu.
"VİCDANI OLAN HERKES HAREKETE GEÇMELİ"
Avukat Ahu Tahmilci de yaptığı açıklamada, zararın deniz dibindeki
yaşamı da etkilediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Deniz dibinde yaşayan canlıların yaşam alanlarını oldukça
olumsuz etkilediği, denizin üzerinde bir petrol tabakası
oluşturduğu için oksijen alış verişini etkilemesi nedeniyle, alt
dokudaki bitki örtüsü ve canlıların zarar gördüğü ortada. Raporu
incelediğinizde, insan sağlığına olan zararları da görebilirsiniz.
Bu nedenle, sorunun örtülmemesi, tam aksine açığa çıkarılması
gerekiyor. Zararın boyutları uzun vadede ortaya çıkacak. Bunun için
sorunu örtmeyip, gereken yapılmalı. Vicdanı olan herkesin harekete
geçmesi gerektiğine inanıyorum."
(İsa Atagöz/İHA)