'Teröristleri inlerinde imha ediyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Sözümüzde durduk, teröristleri inlerinde bastık ve imha ettik, imha ediyoruz." dedi.
İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı
Teşkilat Toplantısı'nda konuştu.
Dün gerçekleştirilen büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarına
başarılar dileyen Erdoğan, "Hala görevde olup da 31 Mart'ta görevi
bayrağını devredecek arkadaşlarımıza İstanbul'a ve partimize
yaptıkları katkılar için şahsım ve milletim adına şükranlarımı
sunuyorum. Görevlerine devam etmek üzere aday gösterdiğimiz veya
ilk defa bu seçimde ilçelerinde aday olarak yarışa girecek
arkadaşlarımıza başarılar diliyorum." diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu günden bu güne kadar görev
alanların birçoğuyla 1994'ten beri beraber olduklarını anımsatarak,
"Bu süre içinde her kademede çeşitli dönemlerde bayrak değişimleri
yaşandı. Kimi görev değişikliği, kimi emeklilik kimi vefat kimi yol
ayrımı sebebiyle vedalaştığımız yol arkadaşlarımız oldu. Öncelikle
ebediyete irtihal eden tüm arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet
diliyorum. AK Parti'yi AK Parti yapan değerlerimiz, inancımız,
azmimiz, heyecanımız, fedakarlığımız, hizmetlerimiz hep dimdik
ayakta kaldı. Türkiye'nin belediyelerde bakacak olursak neredeyse
son çeyrek asırlık merkezi hükümette son 16 yıllık dönemine
günahıyla sevabıyla hep birlikte imza attık." ifadelerini
kullandı.
Bugünlere kolay gelmediklerinin altını çizen Erdoğan, yeri
geldiğinde vesayetin kıskacında boğulmaya çalışıldıklarını
söyledi.
"Teröristleri inlerinde bastık ve imha ettik, imha ediyoruz
Erdoğan, hep birlikte yekvücut olarak bu cendereden çıktılarını
aktararak, şöyle devam etti:
"Yeri geldi sokaklarda kaos çıkartılarak, yeri geldi çukurlarla
ülkemizin birliği tehdit edilerek, yeri geldi emniyet-yargı
kumpasıyla, yeri geldi doğrudan darbe girişimiyle yıkılmak
istendik. Milletimizle el ele gönül gönüle vererek hepsinin de
üstesinden geldik. Yetmedi envai çeşit terör örgütünü sınırlarımız
ötesinde üzerimize saldılar. 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik.
Sözümüzde durduk, teröristleri inlerinde bastık ve imha ettik, imha
ediyoruz. En son ekonomi silahını çektiler. Kuru, faizi, enflasyonu
kurşun gibi üzerimize yağdırdılar. Ülkemizde 16 yıldır temin
ettiğimiz güçlü altyapı ve hızlı bir şekilde aldığımız tedbirler
sayesinde bunu da kontrol altına aldık. Bütün bu başarıları
sizlerle kuruluşundan beri birlikte yol yürüdüğümüz, değerli dava
ve kader arkadaşlarımla beraber başardık. Rabbim hepinizden razı
olsun."
"Sen bir siyasetçi olarak grev denilen olayları ortadan
kaldıracaksın"
Konuşmasının devamında Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'in yaptığı açıklamalara da değinen Erdoğan, şunları
kaydetti:
"Çok ilgimi çekti. İnanıyorum ki sizin de ilginizi herhalde
çekecektir. Halef selefiz ya. İstanbul'un benden önceki
biliyorsunuz CHP'li belediye başkanı. Nurettin Sözen, yapılan
eleştirilere Ümraniye çöplüğünün patlamasıyla ilgili gerçekten çok
dikkati çekici bir değerlendirme yapıyor. Hakikaten üzüldüm. Hem
profesör olacaksın, hem doktor olacaksın. Böyle bir açıklamayı
böyle bir değerlendirmeyi nasıl yaparsın? 'Grevi olmayan bir
toplumda yaşamaktansa çöp yığınlarıyla demokrasi içinde sendikası,
toplu sözleşmesi olan bir düzende yaşamayı yeğlerim.' diyor. Hale
bak. O zaman grevler varmış da çöp yığınları ondan varmış. Sayın
Sözen, sen herhalde İstanbul'da yaşamıyordun. Başka bir yerdeydin,
yoksa uzayda mıydın? Ümraniye'de vahşi bir çöp depolama alanı var.
Sen büyükşehir belediye başkanı olarak o vahşi çöp depolama alanına
nasıl müsaade ettin? Nasıl fırsat verdin? Önce bunun hesabını ver.
Ama CHP çöp, çöp yığını, hava kirliliği, CHP bütün bunlarla beraber
susuzluk demektir. Sayın Sözen yoksa İstanbul'un susuzluğunu da
yine grevlere mi yıkacaksın? Yalova'dan tankerle su getiriyorsun.
Tankerle getirdiğin su acaba Kuruçeşme'ye yeter mi? Sen nasıl hesap
adamısın, nasıl profesörsün? İşte bunların aklı, mantığı bu. Ne
oldu? Biz geldik. İstanbul'da çöp kaldı mı? Bizimle beraber grev
denilen olaylar ortadan kalktı. Sen bir siyasetçi olarak grev
denilen olayları ortadan kaldıracaksın. Hak vermediğin için grev
oldu. Şimdi grevler yok. Eğer grev olmuyorsa demek ki işçinin
hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun. Böylece de grevler
minimize oluyor. Asgari oluyor. Grevsiz bir toplum meydana geliyor.
İzmir'de İZBAN'da grev var. Hadi buyur neden çözmüyorsunuz? CHP,
mantığında grev var. Onunla övünüyor ya. Onunla yaşamak kendisi
için gurur. Tamam da... O insanlar için çile. CHP, çiledir. Ama biz
halkımıza bu çileyi çektirtmedik. Biz halkımıza bu zulmü
yaptırtmadık. Susuzluğu, hava kirliliğini, çöpü yaşatmadık."
Erdoğan, yolsuzluğun, yasakların ve yokluğun kendi dönemlerinde
olmadığına vurgu yaparak, halkı bunlardan kurtardıklarını
anlattı.
AK Parti olarak bugüne kadar 14 milletvekili, belediye başkanlığı
ve cumhurbaşkanlığı seçimine ve halk oylamasına katıldıklarını
anımsatan Erdoğan, istisnasız hepsinden birinci çıktıklarını
söyledi.
Erdoğan, seçimlerin kendileri için milletin karşısında yapılanların
hesabının verildiği, yapacaklarının teyidinin alındığı imtihan
olduğunu belirterek, şimdi yeni bir imtihan arifesinde olduklarını
dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına TBMM Başkanı Binali
Yıldırım'ı aday gösterdiklerini anımsatan Erdoğan, "Neden? İstanbul
öyle büyük bir şehir ki İstanbul'a da bu noktadan ancak böyle güçlü
bir belediye başkan adayı yakışır. Binali Yıldırım kardeşimizi aday
gösterdik." dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun randevu istemesi
Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
olarak TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ı, CHP'de ise böyle bir ufkun
olmadığını, ilçe belediye başkanını aday gösterdiğini anlattı.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem
İmamoğlu'nun kendisinden randevu istediğini belirten Erdoğan, "Ben
de arkadaşlara 'hemen randevuyu verin' dedim. Buyursun, gelsin,
kapımız açık. Kapımızı asla kapalı tutmayız. Her ne kadar genel
başkanları böyle bir şeye çok sıcak bakmıyorsa da kendilerinin bu
talebine özel kalemime talimatı verdim, 'buyursun gelsin, çayımızı,
kahvemizi içsin' dedim. Niye? Bizim karakterimizde bu var da onun
için. Biz hoşgörü sahibiyiz. Biz, gelene 'hayır' demeyiz. Açar,
konuşuruz, dertleşiriz." diye konuştu.
Erdoğan, 31 Mart 2019 seçimlerinde Türkiye'ye ve şehirlere bugüne
kadar verdikleri hizmetler konusunda millet tarafından sigaya
çekileceklerini ifade etti.
Belediye başkan adaylarını dün açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan,
sözlerine şöyle devam etti:
"Fakat burada şu anda 700'ü aşkın kardeşimiz var. Ana kademe var,
kadın kollarımız var, gençlik kollarımız var, belediye
başkanlarımız var, belediye başkan adaylarımız var. Burada yemek
masasında sohbetlerimizi yapacağız. Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü
söylemedi. 'Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir'. Kim bu Molla
Kasım? Millet. Şimdi millet 31 Mart'ta sigaya çekecek. Biz de
hazırlığımızı ona göre yaptık, yapıyoruz. Eser olarak ortaya ne
koyduk? Büyükşehir olarak, ilçeler olarak ne yapacağız? Bunları
halkımıza anlatacağız. Diyoruz ya işte karşımızda tevazu,
samimiyet, gayret, önce millet, önce memleket. Gurur bize yakışmaz,
kibir bize yakışmaz. Gurur, Allah'a aittir. Tevazu, kula aittir.
Toprak gibi olacağız. Kim ki eğer bundan uzaksa, bizden uzaktır.
Buna çok dikkat edeceğiz. Her işin, attığımız her adımın,
söylediğimiz her sözün, ortaya koyduğumuz her icraatın bir gün
gelip milletimizin irfan terazisinde tartılacağının şuuru içinde
çalışıyoruz, çalıştık."
"Hepsi siyasetten tasfiye oldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geriye dönüp baktıklarında millet ile
irtibatı ne kadar sıkı tuttularsa, o derece başarılı olduklarını
belirterek, "Bizden önceki partilerin yanlışı, kerameti
kendilerinde vehmedip, milletten uzaklaşmaları hatta millete
tepeden bakmaya başlamalarıydı. Kendilerini millete değil,
içerideki ve dışarıdaki bir takım güçlere karşı sorumlu
hissedenlerin hepsi de siyasetten tasfiye oldu, köşelerine çekildi.
Sadece millete, milli iradeye ram olan biz ayakta kaldık. Hep ifade
ettiğimiz gibi biz milletimize hakim olmaya değil, hadim olmaya
çalıştıkça kazandık. Efendi olmayacağız, hizmetkar olacağız."
değerlendirmesini yaptı.
Millete hizmetkar olmayı şereflerin en büyüğü olarak gördükçe
başarılarının arttığını vurgulayan Erdoğan, "Seçim kaybeden, oyu
düşen, halkla arasındaki iletişimi bozulan her arkadaşımız dönüp,
kendini sorgulamalı. Nerede yanlış yaptım? Suçu başkalarına atmak,
hele hele millete atmak, sadece züğürt tesellisidir. Şahsen biz
bugüne kadar seçimlerde beklediğimiz seviyede destek alamadığımızda
hep döndük, kendimizi sorguladık. Eksiklerimizi tespit edip, kendi
usulümüze göre tamamladık ve böylece hep dimdik ayakta kaldık. "
diye konuştu.
Erdoğan, geçmişte partide bir metal yorgunluğundan bahsettiğini
anımsatarak, şöyle konuştu:
"İşte bu metal yorgunluğunun işaretini, 7 Haziran seçimlerinde de
almıştık. Hemen gerekenleri yaptık ve partimizi, önce 1 Kasım'daki
ardından 16 Nisan'daki ve 24 Haziran'daki neticelere elhamdülillah
ulaştırdık, kavuşturduk. Türk siyasi hayatının en uzun süre
iktidarda kalma vasfımızı işte bu samimi yaklaşımımıza borçluyuz.
2019 seçimleri öncesinde de her ilçede, her ilde, her
teşkilatımızda, her belediyemizde aynısını yapacağız. Kendimizi
milletimizin terazisine çekecek, eksiğimizi, fazlamızı görüp ona
göre yola devam edeceğiz. AK Parti'nin siyaset anlayışı da siyaset
yolu da budur. Aksini düşünenin de aksi yönde davrananın da bu
kutlu çatı altında yeri yoktur. Siyaseti vesayetin, darbecilerin,
elitlerin elinden kurtarıp, halka hizmet vasıtası haline getirmek
için çok çalıştık, çok mücadele ettik. Bunca emeğin, bunca
fedakarlığın neticesi olan AK Parti'nin geldiği yeri tehlikeye
atmaya kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir. Madem ki biz
Türkiyeyiz, madem ki biz milletin bizatihi kendisiyiz, madem ki biz
kalbini bize yöneltmiş milyonlarca kardeşimizin umuduyuz, öyleyse
bu vasfımıza uygun şekilde davranmalı, çalışmalı, hizmet
etmeliyiz."
"Güçlü bir meclis listesini ortaya koymamız lazım"
Bugün karşısında böyle bir kadro gördüğünü dile getiren Erdoğan,
tüm ilçelere, salondaki herkesi belediye başkan adayı olarak
göndermenin mümkün olmadığını, 39 belediye başkan adayı tespiti ile
bu yola çıktıklarını, elediklerini, seçtiklerini ve kararı
verdiklerini söyledi.
Daha önce belediye başkanlığı yapan adayların olduğunu hatırlatan
Erdoğan, "Bu dönem bir nöbet değişikliği ile başka arkadaşlarımızın
şu anda adaylığa getirildiği ilçelerimiz var. Fakat, yerel seçimler
sadece belediye başkan seçimi değildir. Bir de bunun yanında
büyükşehirlerde belediye meclis üyelikleri de var. Bu belediye
meclis üyeliklerinde de sık eleyeceğiz, sık dokuyacağız, buralarda
da gerek kariyeriyle, kalifikasyonuyla, gerekse de hem ana
kademeden hem kadın kollarından hem de gençlik kollarından bu
zincirin içinde görev alması gereken arkadaşlarımız olacak. Meclis
üyeliklerinde de hassasiyetimizi tam göstermek suretiyle, güçlü bir
meclis listesini ortaya koymamız lazım. Demografik yapıya varıncaya
kadar bu tespitleri yapmamız lazım." diye konuştu.
Meclis listesi hazırlanırken ana kademe, kadın kolları ve gençlik
kollarının hepsinin temsil edilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan,
hatta engellilerin de listede yerini alması, bu şekilde güçlü bir
meclis listesinin oluşturulması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, halkın baktığın zaman "Şu listeye bak, güçlü bir liste. Bu
liste ile burada hizmet olur" demesi gerektiğine işaret ederek,
"Ayrıca, halkımızın bazı hassasiyetleri var. 'Bu benim
memleketlim'. Öyleyse o da orada kendini görmeli. Buna da dikkat
etmeliyiz. Çünkü İstanbul kozmopolit. 81 vilayetin adeta rengini
gördüğü veya gösterdiği bir ildir. Böyle bir ilde bu hassasiyetlere
de dikkat edeceğiz. Bu hassasiyetlerle meclis listemizi
hazırlayacağız. 'Burada da hanımlar fazla oldu' deme hakkımız yok.
Bu toplumun yüzde 51'i bayan. Buna bir defa dikkat edeceğiz.
Öyleyse bu hassasiyet içinde listelerimizi hazırlayacağız."
ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de gençlere en çok değer veren parti AK Parti"
Türkiye'de gençlere en çok değer veren partinin AK Parti olduğunu
vurgulayan Erdoğan, daha önce 30 yaşından küçük gençlerin seçilme
hakkının bulunmadığını hatırlattı.
Erdoğan, "Biz ne yaptık? 30'dan aldık gençlerin seçilme hakkını
18'e indirdik. Bunu yapan biz olduğumuza göre onlara şimdi biz
adeta yerel parlamentoların içinde de yerini vermemiz lazım.
Verelim ki gelecekte inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisine de bu
tecrübeyle hazırlanmış olsunlar." diye konuştu.
Seçim gecesi zaferlerini milletle paylaşarak, üstlendikleri misyonu
daha ileriye taşımak için yeni bir heyecanla, yeni bir şevkle daha
çok çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, "Şunu unutmayın,
demokrasi tabanda, yani yerelde başlar. Yerelde eğer demokrasiyi
güçlü tutarsak Ankara'yı da güçlü tutarız. Buna çok dikkat
edeceğiz. Bu hassasiyetimizi asla unutmayacağız." ifadelerini
kullandı.
"Merkel, tebrik bildirdi"
İstanbul'un sadece ekonomisiyle, ticaretiyle, kültürüyle,
sanatıyla, sporuyla değil insanıyla ve onunla mana bulan
siyasetiyle de Türkiye'nin en renkli, en zengin, en kapsayıcı ve en
büyük şehri olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam
etti:
"Bu şehrin mahalli idareler yönetimine sahip olmak demek sadece
sıradan bir belediye başkanlığına sahip olmak demek değildir.
Hepimiz de biliyoruz ki İstanbul bunun çok ötesinde bir anlama
sahiptir. Bugün Sayın Merkel ile bir görüşmem vardı. Tabii Sayın
Binali Bey'i ilan ettiğimizi o da duymuş ve 'İstanbul'a da Binali
Yıldırım Bey'i aday olarak koymuşsunuz' dedi. Tebriğini bildirdi.
Evet, yani olay, burası İstanbul. İstanbul'a seçilecek olan ismin
ne kadar önemli olduğunu anlatmak için bunu ifade ediyorum.
İstanbul, sıradan bir şehir değil. Şimdi inşallah biz bu seçimde 39
ilçemizde gümbür gümbür gelmemiz lazım."
"Bu şehirde belediyeyi devraldığımızda ilkokula başlayan çocuklar
şimdi 30 yaşında"
İstanbul'da belediye yönetimini devraldıkları dönemi hatırlatan
Erdoğan, "İstanbul'u öylesine harap, öylesine perişan, öylesine
ihmal edilmiş şekilde devralmıştık ki yaptığımız her hizmeti
gösterme, her yatırımı anlatma imkanı bulduk ama az önce söylediği
gibi Beylikdüzü adayımız o zaman 10 yaşındaydı. Nereden nereye?"
diye konuştu.
"Bu şehirde bizim belediyeyi devraldığımızda ilkokula başlayan
çocuklar şimdi 30 yaşına bastılar. Dolayısıyla eski İstanbul'u ve o
dönemin sıkıntılarını hatırlayan insanların sayısı giderek
azalıyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Sözen gibi görüyorsunuz işte nasıl hatırlıyor. Bu durum bize
siyasetimizi ve İstanbul halkıyla kurduğumuz diyaloğun
parametrelerini değiştirmemiz gerektiğini söylüyor. Dünya
değişirken, Türkiye değişirken, İstanbul değişirken bizim yerimizde
saymamız işin tabiatına aykırıdır. Özellikle 18-35 yaş arasındaki
kuşağa kendimizi daha iyi anlatabilecek yöntemler geliştirmek
birinci önceliğimiz olmalıdır."
"O çöp yığınlarını anlatmamız lazım"
Bu konuda gençlere sorumluluk düştüğünü aktaran Erdoğan, "Genç
arkadaşlara bütün bunları anlatmanız lazım. O çöp yığınlarını
anlatmanız lazım. O havayı soluyamadığımız günleri anlatmamız
lazım. Gazeteler maske dağıtıyordu, maske. Bunları anlatmanız
lazım. Susuzluğu anlatmanız lazım. Herhalde ekranlarda da bunları
zaman zaman izliyorsunuz. Eski Türkiye'yi bizzat yaşamamış olanlara
anlatmayı bunları devam edeceğiz ama biz öyle bir Türkiye'den
geldik ki yaşamadan bilinmesi mümkün değildi. Biz onu yaşadık.
Bunun için yeni nesillere eski Türkiye'yi anlatmak yanında asıl
onlara nasıl bir gelecek inşa ettiğimizi de göstermeliyiz."
değerlendirmesini yaptı.
Bilginin, birikimin, tecrübenin, ekip ruhunun önemini asla
unutmadan yeni nesillerin beklentilerine cevap verebilecek yeni bir
siyaset dili ve tarzı geliştirmeleri gerektiğini, İstanbul'un
siyasetlerinin yeni açılımı için ideal olduğunu aktaran Erdoğan,
"Burada başarırsak her yerde başarırız." dedi.
Büyükşehir ve ilçe adaylarının kampanyalarının odağında bu kesimin
olması gerektiğini aktaran Erdoğan, "31 Mart seçimleri bu bakımdan
önemli bir fırsattır. Ben sizlere güveniyorum. İnşallah ülkemizin
geçmişi gibi geleceğine de damga vuracağımıza inanıyorum."
ifadelerini kullandı.
"Şan, şöhret bekleyen yanılır"
Her AK Partili'nin aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye davasının,
hesapsız, kitapsız, kayıtsız, şartsız bir neferi olduğunu kaydeden
Erdoğan, "Bu öyle bir davalıdır ki onu anlatmak için tarih boyunca
nice fikir adamı, nice şair, nice devlet adamı kafa yormuş, çile
çekmiş, eser ortaya koymuştur. Üstad Necip Fazıl'in o güzel Sakarya
şiirini hepimiz ezbere biliriz değil mi? İnşallah gençlerimiz de
merhum Necip Fazıl'ın, Mehmet Akif'in, Arif Nihat Asya'nın,
Abdurrahim Karakoç'un, halen yaşayan büyük fikir ve sanat
insanlarımızın şiirlerini, yazılarını ezbere biliyorlardır. Şayet
onlara bu ruhu, bu heyecanı veremezsek geleceğimize güvenle
bakamayız." diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek'in, "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke
hamal./Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,/Yalnız acı
bir lokma, zehirle pişmiş aştan;/Ve ayrılık, anneden, vatandan,
arkadaştan." dizelerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Allah'a, ülkeye ve millete hizmet davası işte böyle bir davadır.
Bu davanın sonunda mal, mülk, şan, şöhret bekleyen veya bunların
peşine düşen yanılır hem de nasıl yanılır. Siyaseti millete hizmet
aracı olmaktan çıkartıp şahsi çıkarlarının vasıtası haline
dönüştüren hem bu dünyasını hem öteki dünyasını bedbaht eder. Genel
Başkanlıktan, belde başkanlığına, milletvekilliğinden belediye
başkanlığına kadar tüm makamlara bu anlayışla talip olan ve hizmet
veren her arkadaşım inanıyorum ki milletin takdirini, Rabbimizin de
rızasını kazanma şerefine nail olmuştur."
Milletin "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye tarif ettiği
tiplerin var olduğunu hatırlatan Erdoğan, her yerde olduğu gibi
siyasette de en tehlikeli kişilerin bunlar olduğunu, kendilerinin
bir görevlerinin de ülkeyi ve milleti "Allah'tan korkmaz, kuldan
utanmaz" diye tarif edilen zihniyetin mensuplarından korumak
olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu beklentiye cevap verebilmek için kendimize her alanda en ideal
ölçülerle donatmalı, sürekli geliştirmeliyiz. Bizim gözümüzde her
AK Partili işte böyledir. Seçim sürecinde milletimizi, birikimimiz,
çalışkanlığımız, müktesebatımız ve diğer vasıflarımızın yanı sıra
değerlerimizle de etkilemeliyiz. Kendi değerlerini yaşamayan insan
mutlaka bir başka değer silsilesini hayatına aktarıyor demektir.
Sadece sözle değil özde yerli ve milli olduğumuzda milletimizin
bizi daha büyük bir hüsnükabulle kucakladığını göreceğiz. İnşallah
bu tür vesileler bizlere böyle bir fayda da sağlayacaktır."
Seçimlerde AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı temsil edeceklere
başarılar dileyen Erdoğan, konuşmasını, "Hizmet yarışında bayrağı
devredecek arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Burada gönül kayması,
gönül kırıklığı diye birşeyi asla düşünmüyorum. Çünkü siz değerli
arkadaşlarım görevi ilk devraldığınız gün hangi heyecandaysanız
bugün de yine görevi devrederken aynı heyecanda ve bundan sonraki
süreç içerisinde de aynı şekilde koşmaya devam edeceğinize,
desteğinizi vermeye devam edeceğinize inanıyorum. Sizlere
sevgilerimi saygılarımı sunuyorum." diye tamamladı.
Muhabir: Sefa Mutlu, Çiğdem Alyanak, Etem Geylan