Sümeyye Erdoğan o iftiralara cevap verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, babasına fahri danışmanlık yaparken de genel başkan danışmanlığı yaparken de hiçbir zaman maaş ya da ücret almadığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan,
babasına fahri danışmanlık yaparken de genel başkan danışmanlığı
yaparken de hiçbir zaman maaş ya da ücret almadığını açıkladı.
Betül Soysal Bozdoğan'ın kalem aldığı "Yeni Türkiye'nin
Kadınları" kitapçılarda yerini aldı. Bozdoğan'ın
"Yeni Türkiye hangi değerler üzerinde yükselecek? Yeni
Türkiye nasıl inşa edilecek? Türkiye mozağini yansıtan kadınlar ne
düşünüyor? Kim bu kadınlar?" sorularına cevap aradığı
kitapta yer alan en ilgi çekici isimlerden biri de Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'dı. İşte kendi
ağzından Sümeyye Erdoğan:
İstanbul Kasımpaşa'da 1985 yılında başladı hayat hikayem. Dini ve
toplumsal hassasiyetleri yüksek, siyasette aktif, orta sınıf
diyebileceğimiz bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Bunların yanı
sıra, kendimi bildim bileli annem ve babamın yanında, kardeşlerimle
beraber siyasi çalışmalara, sosyal faaliyetlere katılırdık. Annem
ikişer yıl arayla sahip olduğu dört çocuğuna tek başına bakan bir
anne olmasına rağmen sosyal hayattan geri durmamış, bizi de
bebekliğimizden itibaren o hayata dahil etmişti.
Babamın ise her zaman olağanüstü yoğun bir çalışma temposu oldu.
Doğduğum yıl babam Refah Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığına
getirilmişti; onunla ancak geceleri saat 1'e, 2'ye kadar
bekleyebilirsek görüşebiliyorduk veya hafta sonları beraber
gittiğimiz programlarda.
Benim hayallerim belli bir meslekten ziyade bir şehirde insanlara
yardım etmekle ilgili oldu hep. Yoksul mağdur, haksızlığa uğramış
insanlar için çalışmak istedim. Ne mutlu ki, şu an gerek devlet
eliyle, gerek sivil toplum kuruluşları aracılığıyla dünyanın hemen
neresinde bir zulüm, bir haksızlık bir toplumsal sorun varsa oraya
ulaşıp karınca kararınca dahi olsa yardım edebiliyorsunuz.
Dolayısıyla, büyüdükçe hayallerimi gerçekleştirme imkanı bulurken,
bir yandan da hayallerimin sınırının genişliyor olması heyecanımı
daha da artırıyor.
HAYATA ÇOK KÜÇÜK YAŞTAN HAZIRLANDIK
Gerek aile, gerekse sosyal ortamlarımızın gündemini ağırlıkla
toplumsal ve siyasal hassasiyetler şekillendirdiği için hayata çok
küçük yaştan hazırlandık. Çocuktuk ama dinlediğimiz, okuduğumuz,
şahit olduğumuz olaylar büyüklerin dünyasına ait şeylerdi, onlarla
hep iç içeydik, bu yüzden bizim de gündemimiz çoğunlukla gerçek
dünyaya dair oldu. Yaşımız küçük, meselemiz büyüktü. Afganistan'a,
Bağdat'a, Bosna'ya, Filistin'e yazılan marşları kalbimizden
hissederek söylerdik. Devlet eliyle ötekileştirilmiş, hayat
tercihlerine müdahale edilmiş hatta kimi zaman mecralarda tehlikeli
görülmüş insanlardık. Bu duygular hem duruşumda hem de benzer
kaderi yaşayıp bununla mücadele eden coğrafyalara bakışımda etkili
oldu.
HİÇBİR ZAMAN MAAŞ ALMADIM
Aslında, yakın zamana kadar, yani babamın cumhurbaşkanı seçilmesine
kadar olan 4 yıllık süreçte babamın özel siyasi danışmanlığını
yaptım. Son 1 yıldır da resmen partimizin Genel Başkan
danışmanıydım. Hükümetin politikalarıyla ilgili kamuoyunun nabzını
da dikkate alan raporlar sunuyordum. İç ve dış basın takibi yaparak
Genel Başkanımıza gözden kaçmış olabilecek önemli gelişmeleri
aktarıyordum. Yurt gezilerinde insanları dinleyip talepleriyle
ilgili partinin ilgili birimlerini bilgilendiriyordum.
Burada söylemekten bile hicap ediyorum ama çok ahlaksızca iftiralar
atıldığı için kayıtlara geçsin istiyorum. Gerek fahri danışmanlık
gerekse Genel Başkan danışmanlığı yaparken hiçbir zaman maaş ya da
başka bir ücret almadım. Babamın cumhurbaşkanlığı görevine
gelmesiyle ben de Genel Başkan danışmanlığı görevimden istifa
ettim.
Üniversite yıllarında da hayalimde olan ve kendimi en iyi
hissettiğim alan olan sivil toplum çalışmalarına ağırlık verip
toplum için artık başka bir kulvarda çalışmaya devam edeceğim.
EYÜP SULTAN AŞIĞI
Arkadaşlarımla uzun yıllardır belli aralıklarla cemaatle sabah
namazında bir araya geliriz. Fırsat buldukça farklı farklı
camilerde ama en çok da Eyüp Sultan'da namaz kılar, duaya katılır
sonra da vaktimiz varsa çıkışta simidimizi alır Pierre Loti'de
gündoğumunu izler veya caminin çıkışındaki lokantalardan birinde
çorbamızı içer ayrılırız. Buna sonradan bir de Tefsir okumalarını
ekledik ki, bu toplanmalarımızın tadını başka bir şeyde
bulamıyorum.
(İHA)