STV dizilerinin oyuncusundan flaş itiraflar...
FETÖ'nün ‘Mavi Rüya', ‘Kollama', ‘Yeşeren Düşler' ve ‘Hıyanet Sarmalı' dizilerinde rol alan Başar Star gazetesine konuştu, STV'de yaşadıklarını anlattı. Başar, "Hıyanet Sarmalı'nda bana generali oynattılar. Sonradan anladım ki 15 Temmuz'un provasını yaptırmışlar bize" diyor. Başar, bir dizide ise daha Ergenekon ve Balyoz operasyonları gündeme gelmeden 'Erkenkondu' örgütünün işlendiğini söyledi.
"Son olarak ‘Hıyanet Sarmalı' dizilerinde rol aldım… Burada ordu
içinde ihtiraslı bir generali oynattılar bana" diyen Başar'ın
sözleri şöyle:
FETÖ'nün dizileri manipülatif kurguları yüzünden gündemden
düşmüyordu. Senaryolar size nasıl geliyordu?
‘Mavi Rüya' ve ‘Yeşeren Düşler'de anormal bir şey görmedim ama,
‘Kollama' ve ‘Hıyanet Sarmalı'nda gariplikler oluyordu. ‘Kollama'
dizisinde ‘İsimsiz Kahramanlar' diye bir teşkilat vardı. Burada bu
teşkilatın kurucusu Sabit karakterini oynattılar bana. Senaryolar
günlük yazılıyordu, oynarken farkında olmuyorduk. 60 kişi sete
çıkıyoruz parça parça A4 kâğıtlarında senaryolar geliyordu. Bir
yerden sonra tıkanıyorduk. Bir iki telefon görüşmesinin ardından
senaryonun yenisi geliyordu. Meğer bir denetim kurulu varmış. O
kurulun onayından sonra senaryo geliyordu.
DİZİDEKİ HER KARAKTERİN GERÇEK HAYATTA
KARŞILIĞI VARDI!
Bunlar meslekte sıradan olaylar değildi yani?
Normalde yapımcının senaryoyu denetlemesinden daha doğal bir şey
yok. Kurum olarak 10-12 kişi var. Ama hepsinin senaryo üzerinde söz
söyleme hakkı varsa bu sıkıntılı bir durum. Örneğin Ergenekon ve
Balyoz operasyonları daha gündeme gelmemişken dizinin senaryosunda
‘Erkenkondu' örgütü işleniyor, dahası sonradan gerçekleşen
operasyonların hepsi dizinin senaryosunda yazılı. Yani dizideki her
karakterin gerçek hayatta bir karşılığı vardı. Bir tek ben ‘İsimsiz
Kahramanlar' teşkilatının kurucusu olarak Sabit karakterinin kim
olduğunu bilmiyorum. Sordum, "Kim bu Sabit" diye? Sabit, derin
devlete çalışıyor ama MİT'ten mi, polis teşkilatından mı,
istihbarattan mı, belli değil. Senaryo geldi baktım askerin cami
bombalaması gibi birçok detay var. İlginç olanı Balyoz operasyonu
hiç gündeme gelmemişti. Ne gazetelerde böyle bir haber vardı ne de
yer altından çıkmış bir silah. Fakat bizim dizide bunlar yer almaya
başladı. Ben itiraz ettim, bu repliklerde oynamam dedim.
Neden itiraz ettiniz?
Balyoz ve cami bombalama repliklerinde askeri küçük düşürücü şeyler
vardı. Yönetmene bu sahneyi çekmeyeceğimi söyledim. Yunus
Aylıdere'ye söylediler. Aylıdere Hidayet Karaca'yı, o da
Pensilvanya'yı aradı sanırım. Sonra telefon geldi "Ali Başar o
kısmı biraz yumuşak oynasın" dediler.
Peki, çekinceniz neydi?
Oyuncu olmadan önce 15 yaşında Ankara polis kolejlerine girmek için
imtihana girdim. Sanatçı olmasaydım polis olacaktım. Aile olarak
vatana, millete, bayrağa ve askere bağlıyız.
OYUNCULARI PENSİLYANYA'YA
GÖTÜRDÜLER
Bu çıkışlarınıza nasıl tepki veriyorlardı?
"Bilmediğiniz bazı durumlar var" diyorlardı. Balyoz ile olan
kısmını ben söyledim ama cami bombalama kısmını rol arkadaşım
canlandırdı. Zaten alt kadrolarım Amerika'ya Fetullah Gülen'in
yanına da gittiler. Kısa bir süre sonra Balyoz operasyonu
patladı…
Ne hissettiniz?…
O kadar rezil bir durumda hissettim ki, yani bana oyuncu değil
kuklaymışım gibi hissettirdiler. Bizim işimiz oyunculuk ama bunlar
bizi bir şeye alet ettiler. Çok büyük bir kurumdu, aklıma öyle bir
şey gelmiyordu. İşadamları, büyük adamlar neden bir diziyle
uğraşsınlar diyordum. Ancak 15 Temmuz'dan sonra allak bullak oldum.
İlk rahatsızlığım Mavi Marmara'da başladı. "Otoriteyi dinlemek
lazım" dediklerinde çok rahatsız oldum. 17-25'te bu yapıdan
işkillenmiştim.
Setin arka tarafında ne konuşuluyordu?
O dönem STV içinde herkes sessizdi. Sanki onlara "Susun"
demişlerdi.
BİZE 15 TEMMUZ'UN PROVASINI
OYNATTILAR
Dizilerlerle yapacakları operasyonlar için algı
oluşturuyorlardı yani?
Aynen. ‘Hıyanet Sarmalı'nda bana generali oynattılar. İyi
oynadığımı zannediyordum bir baktım ki 15 Temmuz'un provasını
yaptırmışlar bize. Adam hırslı, istekleri doğrultusunda kendi
amacına hizmet etmeyen her şeyi bertaraf eden bir karakterdi. Biz
bu karakteri 15 Temmuz'daki generallerde gördük. Dizilerin o
bölümlerini izleseniz bana hak verirsiniz. Bana dizide askeriyenin
içini yaktırdılar. Kurşun sıktırdılar. Askerlerin birbiriyle
çatışması var dizinin içinde. 15 Temmuz'dan sonra ‘Eyvah! Bunlar
bizi neye alet etmişler' diye hayıflandım. Hayranlarımdan ve
halkımdan bunlara alet olduğumuz için çok özür dilerim. Biz
bunların bu niyetini o dönem bilemiyorduk. 17-25 Aralık sürecinde
Ankara'daydım. O süreçten sonra çalışmadım.
GÜLEN BENİ YANINA
ÇAĞIRDI
-Hidayet Karaca ile birkaç kere görüşmelerimiz oldu. Karaca, "Sen
gelecekte, bizim için çok önemlisin" diyordu. Ben de zannediyorum
ki çok büyük filimler çekeceğiz de Hollywood'a gideceğiz, Oscar
alacağız falan filan… Derdim buydu ama onların hesabı
başkaymış.
Pensilvanya'ya hiç gittiniz mi?
Bosna gezisine gittik. Okullarla alakalı ziyaretler yapıyorlardı.
Önce bir hoşunuza gidiyor ‘bakın dünyanın birçok yerinde okullar'
diyorsunuz. Fikir olarak çok hoş acaba bir tuğla da ben koyayım mı
diye düşünüyorsunuz. Orada insanları bu hesapların içine
sokuyorlar. İyi niyetle temiz duygularla inşa ettiğiniz duyguları
paramparça ediyorlar. Rıdvan Kızıltepe yanıma geldi, "Hoca efendi
sizi görmek için yanına çağırıyor" dedi. Ben de "Dizilerde beni
görüyor dini bilgim onunla yan yana oturmaya yetmez. Bosna'ya zaten
zor geldim ağabey yeter ben başka yere gitmek istemiyorum" dedim.
‘Mavi Rüya'nın çekimleri sırasında da çağırdılar beni… Yine
gitmeyeceğimi söyledim. Niye gelmediğimi sordular "Zamanım yok,
gerek yok" dedim. Bir kere uçak bileti aldılar gitmedim bensiz
uçtular…
İSTEMEDİĞİM HALDE HAFTALIĞIMDAN KURBAN
PARASI KESTİLER
Ne zamana kadar STV ile çalıştınız?
‘Hıyanet Sarmalı'ndan sonra bitirdim. Bir şeylerin ters gittiğini,
yanlış olduğunu düşünüyorsunuz ama adını koyamıyorsunuz. Öyle bir
durum vardı. Kendi kendime "Paranoyak mısın" diyordum. İnsanların
dinlendiğini 2007'de herkese söyledim. "Aman herkesin özel hayatı
var konuşmalarınıza dikkat edin" dedim.
Neden bu kanıya vardınız?
Öyle bir durum vardı… Kanalın belli noktalarında bazı isimler var.
Bunlar dolaylı veya dolaysız sizi manipüle etmeye çalışıyorlar.
Mesela ‘Mavi Rüya'da oynarken senede iki kez büyük baş kurban
kestirdiler bana. İstemediğim halde parasını haftalığımdan
kestiler. "Arabistan'da kesiyoruz" dediler ama ne kurban ne de
etini gördüm. Bana "Afrikalı iki öğrenci okutuyoruz" dediler. Bunun
için senelik 5'er bin TL para aldılar. Hesapta bana hiç görmediğim
iki öğrenci okutturdular. Parayı da yine haberim olmadan
haftalığımdan kestiler. Ne bir öğrenci getirdiler, ne bir
belge…
Hiç sormadınız mı?
Sormaz mıyım? Bunun için kanalın içinde birbirimize girdik.
KADİFE KESEYLE HİMMET İSTEDİLER
Peki, savcılar bilginize başvurdu mu?
Yok, çağıran olmadı gerek görmediler herhalde… Eğer çağırırlarsa da
gider seve seve ifade veririm. O yapılanmanın içinde olmadım ama
gördüklerimi yaşadıklarımı anlatırım. FETÖ'nün benim oyunculuğumu
kullandığını 2012'den sonra anladım, 15 Temmuz'da ise çiviyle
kafama çakıldı. "Senaryodaki bilgiler polis istihbarattan geliyor"
diyorlardı. Ben de "Adamlar ne kadar güçlü" diyordum. Tabii o dönem
hükümetle çatışmalar henüz kamuoyuna yansımamıştı. Ne zaman ki bu
gün yüzüne çıktı o an kendinizi çırılçıplak açıkta kalmış
hissediyorsunuz.
KENDİNDEN OLMAYANLARI YÜKSEK PARALARLA
KULLANIYORLADI
Ekiplere farklı düşüncelerden insanlar serpiştiriyorlardı. Mesela
çok ünlü bir sürü oyuncu var hepsi onların kanalından geçti. Onlara
çok iyi paralar veriyorlardı. İşi götüren kişi olarak bu sefer
kendi kendine soruyorsun ‘Başrol oynuyorum. Adama niye bölüm başı
15 bin, 20 bin lira ödüyorlar' diyordum. Bize geldi mi, iki liranın
üç liranın hesabını yapıyorlardı. Kendilerinden olmayanları
kullanmak için çok yüksek paralar ödüyorlardı. Mesela ne işi var
Ankara Devlet Tiyatrosu'nda çalışan duayen insanların ‘Şubat
Soğuğu' dizinsinde…