"Sosyal medyadaki gazeteciliğin tarif edilmesi lazım"
AK Parti Genel Başkan Yarımcısı Cevdet Yılmaz, "Sosyal medyadaki gazeteciliğin bir şekilde tarif edilmesi lazım. Elektronik kart mı olur onu bilemiyorum ama bir kartın verilmesi lazım" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yarımcısı Cevdet Yılmaz, "Sosyal
medyadaki gazeteciliğin bir şekilde tarif edilmesi lazım.
Elektronik kart mı olur onu bilemiyorum ama bir kartın verilmesi
lazım" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, basın mensuplarına gündeme
ilişkin açıklamalarda bulundu. Anayasa çalışmaları ile ilgili
önemli açıklamalarda bulunan Yılmaz, CHP'nin "Bizden hiçbir
zaman cumhurbaşkanı seçilmez, biz hiçbir zaman Mecliste çoğunluk
olamayız" psikolojisi içerisinde olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile siyasi istikrarın kalıcı hale
getirileceğini aktaran Yılmaz, "Şuanda 14 senedir siyasi
istikrarımız var ama bu kırılgan bir siyasi istikrardır. Kişilere
ve partilere bağlı bir istikrardır. Bu kurumsal anlamda garanti
altına alınmış kalıcı bir sistem değil. Bu yapılan reformlar daha
hızlı bir yürütme anlamına geliyor. Sadece cumhurbaşkanının seçimi,
kabinesini oluşturması değil, bunu takip eden ikincil düzenlemeler
ile birlikte bakanlıkların yeniden organize edilmesi, ekonomi
yönetimi başta olmak üzere yapılacak yeni düzenlemeler ile çok daha
hızlı ve etkin işleyen bürokratik sistem oluşmuş olacak. Vesayet
yapıları kalıcı bir şekilde ortadan kalkmış olacak. Yasama, yürütme
doğrudan halk tarafından seçileceği için özellikle geçmişte bu
darbe anayasaları ile vesayet sistemi olarak kurgulanmış
cumhurbaşkanlığı makamı, vesayet makamı olmaktan çıkacak,
demokratik, halktan meşruiyetini alan yapılara dönüşmüş olacak.
Yasamada, yürütmede bu anlamda güçlenmiş olacak ve vesayet sistemi
tamamen tasfiye edilmiş olacak. Parlamentomuz, asli işlemlerine
yoğunlaşmış olacak ve bunları daha nitelikli bir şekilde yapma
şansı olacak. Yürütmenin dışına çıkmış bir yasama, hem yasama
işlemini daha etkili yapacak hem de denetim işlemini daha etkili
yerine getirmiş olacak. İdari ile ilgili hususlar cumhurbaşkanlığı
kararnameleri ile düzenlendiği için bugün ki Bakanlar Kurulu
kararları olmayacak. Onun yerine cumhurbaşkanlığı kararnameleri
olacak. Türkiye'de merkez siyaset güç kazanacak. Cumhurbaşkanlığı
sistemi ile birlikte seçilecek cumhurbaşkanı en az yüzde 50'nin
oyunu almak durumunda. Marjinal siyaset güç kaybedecek, merkez
siyaset güç kazanacak. Değişik toplumsal kesimlere hitap etmek
durumunda olacak bütün siyasi partiler ve adaylar. Bu siyasetteki
kutuplaşmayı azaltacak. Bu milli birliğimiz açısından da önemlidir.
Merkez siyasetin güç kazandığı, milli birliğin daha pekiştiği bir
ortamda terörle mücadele de daha etkili yapılabilecek"
ifadelerini kullandı.
"CHP DEĞİŞMEK ZORUNDA KALACAK"
CHP'nin bu sistemde en fazla değişen parti olacağına inandığını
kaydeden Yılmaz, "Değişmek zorunda kalacaklar. Yüzde 50'yi
hedeflemek durumunda olacaklar. CHP'nin, akılcı olmayan, duygusal
bir tepki ortaya koyduklarını görüyorsunuz. Akılcı bir analiz yapıp
ortaya yeni şartları sergilemek yerine CHP'de şöyle bir psikoloji
var; bizden hiçbir zaman cumhurbaşkanı seçilmez, biz hiçbir zaman
Mecliste çoğunluk olamayız. Bunu peşinen kabullenmiş, bu psikoloji
içinde aslında metinlerde hiç olmayan birtakım şeyleri okuyan,
kendi okumalarıyla savaşan bir görüntüsü var. Kendi kurguladığı bir
hayaletle savaşan bir görüntüsü var. Bu halkın tercihi, partilerin
çabalarıyla gelecekte kimin seçileceğini, parlamentoda nasıl bir
çoğunluk olacağını bugünden hiçbirimizin söylemesi mümkün değil.
Siyaset çok dinamik bir süreçtir" açıklamasında
bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin rasyonel bir değerlendirme yapmadığını,
duygusal tepkiler verdiğini vurgulayan Yılmaz, konuşmasına şöyle
devam etti:
"Komisyona da gittim ve oradaki tartışmaları da izledim.
Kamuoyuna yansıyan bir takım argümanlar var. 30 maddede CHP'nin
yaptığı bir çalışma var ve onu da inceledim. CHP'nin bu
argümanlarını rasyonel olarak değerlendirmekten ziyade, genel
siyaset tarzı ve psikolojisi ile ilgili değerlendirme yapmak
gerekir. Şuanda psikolojik bir değerlendirmenin, rasyonel bir
değerlendirmeden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Alışılageldik
bir düzenleri var. Belli bir oranda oy alıp mecliste, belli yerel
yönetimlerde hayatlarını devam ettiriyorlar. Buda çok fazla çaba
sarf etmelerini gerektirmiyor. Hazır bir siyasi kitleyle birlikte
bu siyaseti devam ettiriyorlar. Bu yeni düzen rahatlarını bozacak.
Daha farklı politikalar geliştirmek zorunda kalacaklar, yüzde 50'yi
hedeflemek durumunda kalacaklar, daha farklı toplumsal kesimlere
açılmak durumunda kalacaklar. Bunu göze alamıyorlar diye
düşünüyorum. CHP, bugün ki siyasetleri ile devam ederse hiçbir
zaman iktidar olma şansı bulamaz. CHP'nin biraz konformist
yaklaşımı var. Kullanılan dili ise tasvip etmemiz mümkün değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi halktan korkuyor. Halkın doğru karar
veremeyeceğine dair geleneksel tutumu var. Bu tercih halka
gittiğinde ben kendimi anlatamam diye bir hava içinde. CHP, halkın
tercih yapmasından çekiniyor, halka korku ile yaklaşıyor. Bu
psikoloji ile gittiği için yüzde 50'yi kendisi için bir hayal
olarak görüyor."
"BİTİMSİZ İKTİDARLAR DÖNEMİ BİTİYOR"
Güçlü yürütmenin sadece ekonomide değil, terörle mücadelede de çok
önemli olduğunu bildiren Yılmaz, "Güçlü bir yürütme aynı
zamanda Türkiye'nin güvenlik risklerinin bertaraf edilmesi içinde
önemli olacaktır. Diktatörlük gelmiyor, tam aksine milli irade ve
sivil irade güçlenmiş oluyor. Diktatörlüğün asıl kaynağı vesayetçi
yapılanmalardır. Bunlar tasfiye edilmiş oluyor. Bu iki dönem kuralı
da son derece önemlidir. En iyi liderler bile en fazla iki dönem
iktidarda kalacak. Bitimsiz iktidarlar dönemi bitiyor. Sınırlı bir
değişim yapılıyor. Bütün bir Anayasa'yı değiştirmiyoruz. Ana
muhalefet partisi sürekli uzlaşmadan bahsediyor ama bu sürece
maalesef bir katkıda bulunmadığını komisyon aşamasında gördük.
İnşallah Genel Kurul aşamasında farklı bir üslup
benimserler" dedi.
"SOSYAL MEDYADA DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR"
Sosyal medyada bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken
Yılmaz, "Sosyal medya, hukuktan ve ahlaktan bağımsız bir
alan gibi görülüyor. Karşı karşıya gelindiği zaman söylenemeyecek
sözler, yapılamayacak eylemler sosyal medyada normalmiş gibi
yaklaşım sergileniyor. Bunun böyle olmadığının altını çizmek
istiyorum. Hakkında yazdığımız, konuştuğumuz insanlar gerçek
insanlardır. Sosyal medya, ahlaktan ve hukuktan bağımsız bir alan
olarak düşünülemez. Gerçek alandaki sınırlarımız neyse, sosyal
medya alanındaki sınırlarımızda aynı olmak durumundadır. Farklı
görünümler altında yapılan operasyonlar var. Bunları görmemiz
lazım. Sadece düzenleme ile bu işi engellemek mümkün değildir.
Diğer taraftan farkındalık oluşturmak lazımdır. Esas olanın
kullanıcının daha bilinçli hale gelmesi ve bunlara prim
vermemesidir. Sosyal medyadaki bireysel gazetecilerin bilgiyi teyit
etmesi lazım. Bunu yapmazlarsa farklı kitleleri karşı karşıya
getirmiş olurlar. Düzenleme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sosyal
medyadaki gazeteciliğin bir şekilde tarif edilmesi lazım. Bir kart
verilecekse o kartın elektronik kart mı olur onu bilemiyorum ama o
kartın verilmesi lazım. Aksi takdirde bu alan çok kontrolsüz,
kaotik bir alan olarak zarar vermeye devam edecektir" diye
konuştu.
(İlker Turak / İHA)