Soma faciası davasında kan donduran ifadeler
Soma maden faciasına ilişkin davada ifade beren mağdur işçiler, gaz maskelerinin çalışmadığını, maskeden ağızlarının yandığını, ocağa denetime gelen müfettişlerin geleceği bilgisini önceden aldıklarını ve denetim yapılacakları yerlerde düzenleme yapıldığını öne sürdü.
Soma maden faciasına ilişkin davada ifade beren mağdur işçiler,
gaz maskelerinin çalışmadığını, maskeden ağızlarının yandığını,
ocağa denetime gelen müfettişlerin geleceği bilgisini önceden
aldıklarını ve denetim yapılacakları yerlerde düzenleme yapıldığını
öne sürdü.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği
faciayla ilgili görülen davada yaralı kurtulan mağdur işçilerin
tanık olarak ifadeleri alındı. Mahkeme heyetinin 28 Ağustos Cuma
günü vereceği ara karar öncesinde davet edilen 13 işçiden 11'inin
dinleneceği davada, ilk olarak Bilal Altıntaş ile Ceyhan Bağdatlı
dinlendi.
Yoğun duman altında saatlerce yerin yüzlerce metre altında ölümle
yaşam arasında gidip gelen ve faciadan yaralı olarak kurtulan 13
maden işçisi o günü ve faciadan önceki madendeki çalışma şartlarını
anlatacaklar.
"GAZ MASKELERİMİZDEN KÜF GELDİ"
Maden ocağında hazırlık biriminde yedek işçi olarak görev alan ve
4,5 yıldır madende çalışan Bilal Altıntaş'ın anlattıkları ise adeta
kan dondurdu. Olayın meydana geldiği sırada elektriklerin
kesildiğini, kendilerinin hiçbir şeyden haberleri olmadığını ve
yoğun dumandan dolayı gaz maskelerini taktıklarını ancak
maskelerden 40 dakika sonra küf gelmeye başladığını söyledi.
Amirlerin talimatıyla yaşam odasına sığınan ve ancak temiz havanın
pis havaya çevrilmesiyle bayıldığını belirten Altıntaş,
"Olay öncesinde çalışıyorduk, baca sürüyorduk. Kasa
attıktan sonra yeryüzüne çıkmak istedik ama yol duman içindeydi,
145 kişiydik. Elektrikler kesildi o anda ama ne olduğunu
bilmiyorduk. Pis hava gelince bayıldık. Uyandığımda kurtarma
ekipleri gelmişlerdi. Üzerimde iki kişi yatıyordu, birisi
çırpınıyor diğeri hiç kıpırdamıyordu. Muhtemelen kıpırdamayan
ölmüştü. Maskem 40 dakika ya çalıştı ya çalışmadı. Maskelerin çoğu
küflü çıktı. Ağzıma küf geliyordu. Yaklaşık yarım saat soğuk hava
verdi sonra kesildi. 4,5 yıl aynı maskeyi kullandım ve sadece bir
sefer maskelerimiz kontrole alındı " dedi.
"HABERLEŞME CİHAZLARI ANA YOLLARDA BULUNUYOR"
Maden ocağında iş güvenliği eğitimleri almadıklarını sadece kağıt
üzerinde 3 gün eğitim verildiğini belirten Altıntaş, pratik eğitim
verilmediğini ve böyle bir olayda ne yapacaklarının kendilerine
anlatılmadığını iddia etti.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın "Haberleşme konusunda
sıkıntı yaşadınız mı, nasıl haberleşiyordunuz" sorusu
üzerine Altıntaş, "Haberleşme yok, bir cihaz var onunla 10
sefer işaret verdiğinizde alarm veriyor ancak o cihaz anayolda
bulunuyor. Bizim bulunduğumuz yerde telefonda yoktu, telefonlarda
anayollarda ve yaklaşık 60 metre uzağımızdaydı" dedi.
"MADENDE ISINMADAN DOLAYI SICAK SUYUN ALTINDA BANYO BİLE
YAPTIK"
Maden ocağında facia öncesinde bir göçme yaşandığını paylaşan
Altıntaş, ocakta sıcaklık artışının ve ısınmaların olduğunu dile
getirdi. Kazadan önce açılan kılçık bacada yoğun bir ısı artışı
olduğunu aktaran Altıntaş, "İşçiler bu konuda çok
şikayetçiydi. Çalışanlar aşırı ısınmadan dolayı oturup
dinleniyorlardı. O bölgedeki kömürün yanmasından dolayı ısınma
oluşuyordu. Oralara küllü su verilmesi gerekiyordu, ancak yapılmadı
herhalde. Isıtılan alanı soğutma sırasında sıcak suyun altında
banyo bile yaptık" şeklinde konuştu.
"DİNAMİT ATIMLARINDAN SONRA ÖLÇÜM YAPILMAZDI"
Mahkeme Başkanı'nın amirlerine konuyla ilgili bilgi verip
vermediklerini sorması üzerine Altıntaş, "Amirlere
söylemenize gerek yok, onlar zaten sürekli o alanlarda geziyor.
Söylesen ‘Biz her şeyin farkındayız, sen işine bak'
diyorlardı" diye konuştu.
Dinamit atımlarından sonra ölçüm yapılmadan üretime geçildiğini
söyleyen Altıntaş, ocakta da yangın söndürme cihazları olmadığını
sadece gaz ölçüm cihazlarının olduğunu iddia etti.
"MÜFETTİŞLER GELMEDEN ÖNCE HABERİMİZ OLUR, DÜZENLEME
YAPARDIK"
Maden ocağını denetleyen müfettişlerin geleceklerinden her zaman
bilgileri olduğunu ve ocakta onlar gelmeden düzenlemeler
yaptıklarını belirten Altıntaş, şöyle devam etti:
"Müfettişler gelmeden 7-10 gün öncesinde haberimiz olurdu.
Nereye gireceklerse o alanda düzenleme yapıyorduk. Çalıştığımız yer
bir keresinde bantla kapattık müfettişler gelecek diye. Bazı
bölgelere sensör koyardık. Olan bir şeyi daha güzel göstermeye
çalışıyorduk. Müfettişin habersiz geldiği olmadı. Müfettişler
güvenli ve yavaş ilerlememizi söyledi biz ise hızlı ilerlerdik.
Devletin bize söylediği ‘1 metre ilerlemeyken biz günde 5 metre
ilerliyorduk. Müfettiş geldiği zaman ilerlemeyi durduruyorduk,
gerekirse yaptığımız alanları kapatıyorduk."
"TAŞERON SİSTEMİ İLE ÇALIŞIYORDUK"
Altıntaş üretim baskısı yönündeki iddialara yönelik de ısrar
olduğunu, üretim baskısı yapıldığını, ürün karşılığında prim
verileceğini ancak primlerin hiçbir zaman yatmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanının taşeron sistemi ile ilgili sorusu üzerine Bilal
Altıntaş, "İlk işe girdiğimde bir taşeron firma üzerinden
girdim. Şirkete başvurdum, şirket zaten seni gereken taşeronlara
aktarıyor" diye konuştu.
SANIK AVUKATLARINDAN TANIKLARA UYARI
Bilal Altıntaş'ın yaşadıklarını anlattığı sırada İşletme Müdürü
Akın Çelik'in Avukatı Yusuf Koçyiğit, müdahale ederek, tanıkları
yanlış beyanın suç olduğuna dair uyarmak istedi. Ailelerin ve
müşteki avukatların tepkisiyle Mahkeme Başkanı da duruma el
koyarak, "Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre gerekli uyarıyı
ben zaten yaptım. Sizin tekrar etmenize gerek yok. Lütfen
oturun" dedi.
Bilal Altıntaş'ın anlattıklarının ardından sanıklardan Soma Kömür
İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, İşletme Müdürü Akın
Çelik de tanığa hakim aracılığıyla soru sordu. İş güvenliği
eğitimleri verilmediği yönündeki iddiaların gerçek olmadığını
belirten işletme yöneticileri, atılan imzaların 6 ayda bir atılan
hatırlatma eğitimleri kapsamında atıldıklarını ifade etti.
"MASKEM AĞZIMDA ALEV TOPU OLDU"
Faciadan 5 gün önce işe başlayan daha önce askere gitmeden de 2,5
yıl ayı madende çalışan Ceyhan Bağdatlı ise madende askerden
geldiği zamana göre sıcaklığın değiştiğini ısının fazlalaştığına
dikkat çekti. Olay anında taban temizlediklerini ve işlerini
bitince yeryüzüne çıkmak için hareket ettiğini anlatan Bağdatlı,
yukarı doğru çıkarken arkasında yoğun siyah bir duman geldiğini,
halsizleştiğini, ayaklarının uyuşmaya başladığını belirtti.
Dumandan dolayı taktığı gaz maskesinin ağzını yakmaya başladığını
söyleyen Bağdatlı, "Maskem ağzımda alev topu ısındı,
tişörtüm terden ıslaktı onu emerek yukarı çıkmaya çalıştım. Maskeyi
kullanamayınca attım" dedi.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın tehlikeli durumlarda ne yöne
gidecekleri ve sığınacakları konusunda bilgi sahibi olup olmadığını
sorusu üzerine şöyle yanıt verdi:
"Tehlikeli durumlara karşı eğitim verildi ancak ocakta
riske karşı bir eğitim yoktu. Tam yerleri bilmesem de bir revir
vardı orayı biliyorum, başka yer öğretilmedi."
"GAZ MASKELERİ BİR KERE KONTROL EDİLDİ"
Bağdatlı, askerden önce çalıştığı dönemde 2,5 yıl boyunca aynı gaz
maskesini kullandığını ve maskesinin bir kere kontrole
götürüldüğünü belirtti.
Müfettişlerin geleceğinden daha önce haberleri olduğunu söyleyen
Bağdatlı, "Müfettiş geleceği zaman orta yerlerdeki
malzemeleri kaldırıyorduk. Çamur alanlara talaş
döküyorduk" dedi. Ceyhan Bağdatlı da taşeron sistemi ile
işe girdiğini izin kullanacağı zaman bile hem taşerondan hem de
vardiya amirinden izin aldığını aktardı.
Olaydan sonra bir yıl boyunca kolunu kullanamadığını belirten Bilal
Altıntaş ile halsizlik sıkıntıları yaşayan Ceyhan Bağdatlı
sanıklardan şikayetçi olmadığını belirtti. Mahkeme diğer tanıkların
dinlenmesi ile devam ediyor.
(İHA)