Soçi'de Suriye zirvesi sona erdi
Suriye'nin geleceği için büyük önem taşıyan Rusya'nın Soçi şehrindeki görüşme sonrası üç lider ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörist unsurların süreçten dışlanması önceliğimiz" diye konuştu. Rusya Devlet Başkanı Putin de, " Suriyeliler kaderlerine kendileri karar vermeli" dedi.
Rusya'nın Soçi kentinde Suriye'nin geleceği için yapılan üçlü
zirve sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ortak
basın toplantısı düzenledi. Soçi Sanatoryum'daki görüşme 18.40'ta
sona erdi.
ERDOĞAN: KRİTİK VE SAMİMİ GÖRÜŞMELER YAPTIK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Değerli dostum" diye hitap
ettiği Rusya Devlet Başkanı Putin'e teşekkür ederek başladığı
konuşmasında, Rusya ile yoğun diyaloglarının hem ikili konularda
hem de bölgesel konularda devam ettiğini ve bunun meyvelerinin her
alanda toplandığını söyledi.
Yakalanan ivmenin artarak sürdürülmesi konusunda Putin ile hemfikir
olduklarını dile getiren Erdoğan, Ruhani ile gerçekleştirdikleri
ikili görüşmede de iki ülke arasındaki ilişkileri her alanda daha
da geliştirme hususunda mutabık kaldıklarını bildirdi.
Putin ve Ruhani ile kritik görüşmeler yaptıklarını ve
gündemlerindeki meseleleri samimiyetle ele aldıklarını ifade eden
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'de ateşkes tesis edilmesi amacıyla attığımız adımları
tekrar gözden geçirdik. Gerginliği azaltma bölgelerinin sahada
şiddetin azaltılmasında temel rol oynadığını memnuniyetle tespit
ettik. Görüşmelerimizde Astana'da kaydettiğimiz ilerlemeler
temelinde ihtilafa kalıcı çözüm noktasında Cenevre sürecine
sağlayabileceğimiz katkıları istişare ettik. Bu bağlamda 2254
Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı'nda tanımlandığı
üzere Suriye halkının öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek
kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir siyasi sürecin hayata
geçirilmesine yardımcı olmak hususunda görüş birliğine varmış
bulunuyoruz. Rusya Federasyonu'nun insiyatifiyle Soçi'de
düzenlenmesi öngörülen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin bu
ilkeler temelinde siyasi sürece anlamlı katma değer sağlaması için
eşgüdüm içinde çalışmaya karar verdik.
"TERÖRİST UNSURLARIN SÜREÇTEN DIŞLANMASI
ÖNCELİĞİMİZ"
Bugünkü ortak açıklamamız iş birliğimizin esaslarını yansıtan ilk
adımdır ancak bu çabanın başarısı başta rejim ve muhalefet olmak
üzere tarafların tutumuna bağlıdır. Bu süreçte ayrıca üç garantör
ülkenin bugüne kadar ortaya koydukları karşılıklı hassasiyetlere
saygı ve uzlaşı anlayışını sürdürmeleri kritik oynayacaktır. Bu
bağlamda Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüyle,
ülkemizin milli güvenliğine kasteden terörist unsurların süreçten
dışlanması, Türkiye olarak önceliklerimiz arasında yer almaya devam
edecektir. Milli güvenliğimize kasteden bir terör örgütüyle aynı
çatı altında olmamızı, aynı platformda yer almamızı bizden kimse
beklememelidir. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine
bağlılığımızı ifade ediyorsak, bu ülkeyi bölmeye çalışan eli kanlı
bir çeteyi meşru bir aktör olarak göremeyiz."
"İDLİB VE AFRİN'DE ÇÖZÜM SURİYE'DE ÇÖZÜM İÇİN
ÖNEMLİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani ile gerçekleştirdikleri
istişarede ayrıca Suriye'de güven artırıcı önlemlerin hayata
geçirilmesinin önemini vurguladıklarına dikkati çekerek, şunları
kaydetti:
"Bu önlemlerin kademeli olarak devreye sokulması amacıyla insani
yardımların ihtiyaç sahiplerine engelsiz ve kesintisiz
ulaştırılması, ayrıca tutukluların karşılıklı salıverilmesi dahil
atılabilecek her türlü adımı gözden geçirdik. Tabii bugün
vardığımız noktanın özellikle Suriye'nin barış ve istikrara yeniden
kavuşması ve halkın acılarının dindirilmesi için bir umut ışığı
teşkil edeceğine inanıyorum. Tabii İdlib sorununun çözülmesi,
Afrin'deki olumsuzlukların giderilmesi inanıyorum ki Suriye
sürecindeki bu olumlu gelişmelerin önemli atlama taşları olacaktır.
Ülkelerimiz arasındaki bu verimli iş birliğinin tüm bölgeye olumlu
etki yapmasını, bölgedeki gerginlikleri ve mezhebi ayrışma riskini
azaltmasını ümit ediyorum. Uluslararası toplumun tüm sorumlu
üyelerini çabalarımızı desteklemeye davet ediyorum."
PUTİN: SURİYELİLER KADERLERİNE KENDİLERİ KARAR
VERMELİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, konuşmasında, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye,
gerçekleştirilen yapıcı istişareler için teşekkür etti.
Türkiye, Rusya ve İran arasında Suriye krizinin çözümüne yönelik
ortak bir metnin imzalandığını aktaran Putin, "Söz konusu metinle,
üç garantör ülke arasında Suriye'de atılacak adımlar belirleniyor.
Suriyeliler kaderlerine kendileri karar vermeli" diye konuştu.
Üçlü zirvede, Suriye'nin sosyal ve ekonomik açıdan yeniden
inşasının da ele alındığına işaret eden Putin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Türk ve İranlı liderlerin, Suriye krizinin çözümüne ilişkin Suriye
Ulusal Diyalog Kongresi fikrini olumlu karşılamış olmalarını
memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Türkiye, İran ve Rusya, Suriye
Ulusal Diyalog Kongresi'nin yapılması konusunda mutabık kalmıştır.
Ülkelerimizin dışişleri, savunma bakanlıkları ve diğer gerekli
kurumlarına, Soçi'de yapılacak bu kongrenin tarihinin ve yapısının
şekillendirilmesi için talimat verildi."
RUHANİ: SURİYE'DEKİ BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN ZEMİN
HAZIRLANDI
Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması ve evsizlerin tekrar
ülkelerine dönmesi için yapılan üçlü zirveye öncülük eden Putin ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür eden İran Cumhurbaşkanı Hasan
Ruhani, "Bu zirvede, üç ülkenin sergilediği ortak çalışma,
Astana'da gerginliği azaltma bölgeleri konusunda elde edilen
başarıda olduğu gibi, Suriye'deki barış ve istikrarın oluşması için
zemin hazırlayan önemli bir toplantı oldu" dedi.
Ruhani, zirvenin DAEŞ'in Suriye ve Irak'ta yok olduğu bir döneme
denk geldiğini belirterek, "Bütün dünyanın şunu bilmesi gerekiyor
ki terör hiçbir ülke için iyi bir araç olamaz ve bütün ülkeler için
tehlike yaratıyor. DAEŞ konusunda bunu gördük. DAEŞ'e yardım eden
bütün ülkeler de bunu gördü. DAEŞ onların hepsine bir tehlike
oluşturdu" ifadelerini kullandı.
Soçi Zirvesi'nin çok açık ve samimi bir ortamda yapıldığını ve üç
ülkenin fikirlerini açıkça beyan ettiğini kaydeden Ruhani, "Amaç,
burada oluşacak Ulusal Diyalog Kongresi'nde, bütün aktif
tarafların, Suriye'ye karşı ve hatta rejim taraftarı olanların bir
araya gelerek ülkenin geleceği için müzakere etmeleri" diye
konuştu.
Ruhani, şunları kaydetti:
"Bu kongrede yeni anayasa için zemin oluşacak ve yeni anayasa için
özgür ve adil bir seçim yapılacak. Bu, bütün bölge için barış ve
istikrar getirebilir. Bu üç ülke, özellikle Suriye'de olmak üzere,
hassas Ortadoğu bölgesindeki barış ve istikrarın sağlanması,
mültecilerin evlerine ve vatanlarına, kendi ülkelerine dönmeleri ve
Suriye'nin yeniden imarı için tüm dünya ülkelerini destek vermeye
çalışıyor."
Türkiye, Rusya ve İran'ın, bu insanların ileride rahat bir yaşam
sürmesi için fikir alışverişinde bulunduğunu ve kongrenin
düzenlenmesi için mutabık kaldıklarını ifade eden Ruhani, "Üç
ülkenin dışişleri bakanları, genelkurmay başkanları ve üç ülkedeki
organlar bu kongrenin daha kolay yapılması için anlaştılar"
dedi.
Ruhani, "Barış ve istikrar için yeni bir adımın atılmasından dolayı
çok mutluyum ve umuyorum ki gelecekte güvenli ve özgür bir seçimin
yapılmasına şahit olalım. Suriye'de bunları görmek için umutluyum"
ifadesini kullandı.
Putin ve Erdoğan'a öncü oldukları için teşekkür eden Ruhani,
"Umarım üç ülkenin izlediği ortak çaba, bölgedeki barış ve istikrar
için devam etsin" diye konuştu.
BASIN TOPLANTISI SONRASI ORTAK BİLDİRİ
Soçi'de Sanatoryum Rus'ta gerçekleştirilen Suriye konulu Türkiye,
Rusya ve İran arasında düzenlenen üçlü zirvenin ardından "Türkiye,
İran ve Rusya Devlet Başkanlarının Ortak Açıklaması"
yayımlandı.
Açıklamaya göre, İran Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani, Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan Soçi'de bir araya gelerek, Suriye'de BM
Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla öngörülen çerçevede
barış ve istikrarın tesis edilmesi amacıyla İran, Rusya ve Türkiye
arasındaki aktif iş birliğinin sürdürülmesi hususundaki
kararlılıklarını teyit etti.
Devlet başkanları, İran, Rusya ve Türkiye'nin garantörleri olduğu
Suriye'deki ateşkes rejiminin muhafaza ve tahkim edilmesi
hususundaki üçlü eş güdümün mevcut seviyesinden duydukları
memnuniyeti ifade etti.
Devlet başkanları, Suriye'de BM Güvenlik Konseyi tarafından
tanımlanmış terörist gruplarla mücadelede yıllar süren uluslararası
çabalar sonrasında ateşkes rejiminin tesis edildiği 29 Aralık 2016
tarihinden bu yana geçen 11 aylık sürede DAEŞ, Nusra Cephesi ve BM
Güvenlik Konseyi tarafından tanımlanan diğer tüm terör örgütlerinin
ortadan kaldırılması hedefine yaklaşılmasında önemli ilerleme
sağlandığını ve İran, Türkiye ve Rusya'nın bu örgütlerin tam
anlamıyla yenilgiye uğratılmasına yönelik iş birliğini
sürdüreceklerini not etti.
Devlet başkanları, Astana süreci sonucunda Suriye'de tesis edilen
gerginliği azaltma bölgelerinin oldukça etkili olduğunu ve şiddetin
azaltılmasına, insani mağduriyetlerin giderilmesine, mülteci
akımının engellenmesine ve mülteciler ile yerlerinden edilmiş
kişilerin güvenli şekilde geri dönüşleri için koşulların
hazırlanmasına yönelik çalışmaların başlatılmasına önemli ölçüde
yardımcı olduğunu vurguladı.
"Astana formatının" ve getirdiği kazanımların Suriye'de barış ve
istikrara katkı sağlanmasında etkili bir araç haline geldiğini
tespit eden devlet başkanları, İran, Rusya ve Türkiye'nin şiddetin
azaltılmasında sağlanan ilerlemenin kaybedilmemesinin teminine
yönelik eşgüdümlü çabalarını sürdürmeyi kararlaştırdı.
Suriyelilere, ülkelerinin birliğini yeniden tesis etmelerinde,
Suriye halkının desteğini alacak bir anayasayla sonuçlanmak üzere,
Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı,
özgür, adil ve şeffaf bir süreç ve katılmaya ehil tüm Suriyelilerin
BM'nin uygun şekilde gözetimi altında oy kullanacağı serbest ve
adil seçimler vasıtasıyla ihtilafa siyasi çözüm bulmalarında
yardımcı olmak hususunda mutabık kalındı.
Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine,
bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli
taahhütlerini teyit etmiş, bahsi geçen gerginliği azaltma
bölgelerinin tesis edilmesinin ve Suriye ihtilafının çözümüne
yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye Arap Cumhuriyeti'nin
egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne
hiçbir suretle halel getiremeyeceğini vurguladı.
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti temsilcilerini ve Suriye'nin
egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve
parçalanamaz karakterine bağlı olan muhalefeti yakın gelecekte
Soçi'de düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne yapıcı
şekilde katılım sağlamaya çağıran devlet başkanları, Kongrenin
başarısı için aktif katkıda bulunmak hususunda mutabık kaldı.
İran, Rusya ve Türkiye, Kongre'nin katılımcılarını aralarında
istişare ederek kararlaştıracak.
Devlet başkanları, hızlı, güvenli ve kesintisiz insani yardım
erişimine olan ihtiyacın altını çizmiş; siyasi süreç ve kalıcı
ateşkes için daha iyi koşulların tesis edilmesi amacıyla,
tutukluların/alıkonulmuş kimselerin serbest bırakılması,
cenazelerin iadesi ve kayıp kişilerin kimliklerinin tespiti de
dahil olmak üzere, Suriye'deki tarafların güven arttırıcı önlemler
alması gerektiğini vurguladı.
Uluslararası toplumun ilgili üyelerine, Suriye halkına ilave
yardımlar göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini
kolaylaştırmak, tarihi mirası korumak ve sosyal ve ekonomik
tesisler de dahil olmak üzere temel altyapıyı yeniden tesis etmek
vb. suretiyle Suriye'deki gerginliğin azaltılması ve istikrarın
sağlanması sürecine destek vermeleri çağrısında bulunan devlet
başkanları, Suriye'deki ihtilafın çözümünde İran, Rusya ve Türkiye
arasındaki işbirliği sayesinde sağlanan ilerlemenin bölgedeki genel
duruma olumlu bir etki yapacağını ve etnik ve mezhepsel ayrışma
riskini azaltacağını umduklarını ifade etti.
Devlet başkanları, gerektiğinde yeniden bir araya gelmeyi
kararlaştırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan
Ruhani, üçlü toplantıya Soçi'de ev sahipliği yapmasından ötürü
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin'e içten
teşekkürlerini sundu.