"Rusya Mihraç Ural konusunda gerekeni yapacak"
Dışişleri kaynaklarından yapılan açıklamada, "Soçi'den çıkan en net sonuç anayasa komitesi kurulması ve görevin BM Özel Temsilcisi Mistura'ya verilmesi oldu. Mihraç Ural konusunda Rusya, gerekeni yapacağını söyledi" denildi.
Dışişleri kaynaklarından yapılan açıklamada, "Soçi'den
çıkan en net sonuç anayasa komitesi kurulması ve görevin BM Özel
Temsilcisi Mistura'ya verilmesi oldu. Mihraç Ural konusunda Rusya,
gerekeni yapacağını söyledi" denildi.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog
Kongresi hakkında değerlendirmede bulundu. Açıklamada, Soçi
Kongresi sonrası Dışişleri yetkililerinin BM Suriye Özel Temsilcisi
De Mistura ile bir görüşme gerçekleştirdiği, anayasa komisyonundaki
kişileri seçecek olan De Mistura'ya PYD konusunda uyarılarda
bulunulduğu ve De Mistura'nın bu konuya olumlu yanıt verdiği
belirtildi. Soçi Kongresi'nde alınan karara göre, De Mistura'nın
garantör ülkelerden gelen 50'şer kişilik listeleri (toplam 150
kişi) değerlendirerek 40 kişilik bir anayasa komisyonu oluşturacağı
bildirildi. BM temsilcisinin, listelerde yer alan isimlerin dışında
komisyona dışarıdan isimler de alabileceği belirtilerek,
"Soçi'den çıkan en net sonuç anayasa komitesi kurulması ve
görevin BM Özel Temsilcisi Mistura'ya verilmesi oldu" diye
belirtildi. Ayrıca Soçi'nin tamamen bağımsız bir şekilde değil, BM
parametreleri üzerinden yürütüldüğünün altı çizildi. Diğer bir
konuda ise, "Soçi'de rejimle muhalefet görüşmesi yapılmadı,
Soçi'de rejim temsil edilmedi. Muhalifler bireysel olarak davet
edilmişti" diye kaydedildi.
SOÇİ'DE BAYRAK KRİZİ KONUSU
Soçi'de yapılan kongre başlamadan bayrak krizi patlak vermişti.
Ankara'dan Soçi'ye giden 10 kişilik Türkmen grup, havalimanında
asılı olan zirvenin logosunda Esed rejiminin bayrağı olmasını
protesto ederek bayrağın logodan çıkarılmasını talep etti. Talebi
kabul edilmeyen Türkmenler, zirveye katılmama kararı aldı.
Dışişleri yetkilileri, bu durumdan Viyana'dayken haberdar olup
Ruslarla iletişime geçtiklerini belirterek, "Muhalefetin
buna çok sert bir tepkisi oldu. Kendi içlerinde olan kaygıları
teyit eden bir simge olarak gördüler. Rus tarafı bunu 'biz rejimin
bayrağı diye koymadık' şeklinde açıkladı. Bunların kaldırılması
konusunda anlaşmaya vardık ama ortada el sıkışan iki kolun olduğu
ikinci bir bayrak daha varmış. Rus taraf bayrak olarak onu
algılayıp kaldırmış. Logo kongrenin olduğu her yerde vardı ve bunun
ortaya çıkaracağı hassasiyet dikkate alınmamış"
açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE HANGİ MUHALİFLERİ TEMSİL EDİYOR ?
"Türkiye muhalefeti temsil etti" ifadesinin geniş
kapsamlı bir ifade olduğunu, bu muhalefetin içinde ÖSO'nun da yer
alıp almadığının sorulması üzerine, "Temsil etme noktasında
hukuki bir bağ yok, bu bir anlayış. Anayasa komitesinin içinde
olması gerektiğini düşündüğümüz bir takım isimleri belirledik,
kendileri olsa ne yapardı diye maksimum yaklaşmaya çalıştık. Eğer
biz orada bu işlevi görmeseydik, bu liste tamamen bizim
telkinlerimiz dışında kişilerden oluşacaktı. Mistura'ya yetki
veriliyor ama bu sınırsız değil, istişarelerle, tarafla
yapılacak" denildi.
MİHRAÇ URAL TÜRKİYE'YE İADE EDİLECEK Mİ?
THKP-C Acilciler lideri Mihraç Ural, 2013 yılında Hatay'ın Reyhanlı
ilçesinde düzenlenen bombalı saldırının sanığı olarak aran bir
isim. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terörist Mihraç Ural'ın
sahte belgelerle Soçi Kongresi'ne katıldığını açıkladı. Dışişleri
kaynaklarından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Listede
Mihraç Ural ismini görmedik, kongreye başka bir isimle katılmış.
Sahte isimle katıldığını tespit eder etmez güvenlik birimleri ve
büyükelçilikle görüştük. Tutuklanıp iade edilmesini istedik. İlk
reaksiyonları bilmedikleri yönündeydi. Talebimizi ciddiye aldılar
ve gerekeni yapacaklarını söylediler. Bundan sonraki süreci takip
edeceğiz" denildi. Ural'ın şuanda Rusya'da mı Suriye'de mi
olduğu konusundaysa bir bilgi yok.
TÜRKİYE-İRAN HATTINDA NELER OLUYOR?
İki ülke arasındaki ilişkilerin ne durumda olduğuna dair ise şu
şekilde kısa bir değerlendirme yapıldı:
"İran'la ilişkimizde istikrar, rekabet ve işbirliği
etkilidir. Zaman zaman bölgesel konularda görüş farklılığı olabilir
ama İran'la birlikte yaşamak durumundayız. İran satrancı bulmuş bir
ülkedir. Bölgesel sahiplenme anlayışını gözardı etmememiz lazım.
İlişkimiz bu parametreler içinde tanımlanmıştır."
(Yağmur Yıldız/İHA)