Prof Ersoy açıkladı: Depremden en çok etkilenecek 5 ilçe
İstanbul'da 14 Eylül 1509'da yaşanan ve 'Küçük Kıyamet' olarak bilinen büyük depremin yıl dönümünde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "İstanbul'da 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz. Arkası tsunami" dedi. Ersoy, depremden özellikle 5 ilçenin etkileneceğini söyledi.
CNN Türk'te yer alan habere göre, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1509
depremini "İstanbul'un en sağlam merkezi kesiminde meydana gelen,
şimdiki büyüklüğüyle yaklaşık 7.7 diyebileceğimiz, enerji olarak
yaklaşık 3 tane Kocaeli depremi büyüklüğünde, çok büyük bir
depremdi" şeklinde tarif etti.
Olası bir İstanbul depreminde tsunami dalgaları oluşacağını
kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "1509 depreminde tsunami de var. Surları
aştığı söylenir. Marmara'nın tsunami tarihi de sabıkalı. 4 bin yıl
içerisinde kayıtlarda 100'e yakın tsunami var. Yaptığımız kazılarda
bunların izlerini bulduk. Kim, 'Marmara kıyılarında tsunami
dalgaları olmaz' diyorsa, doğruyu söylemiyor. Bilimsel olarak
yanlıştır. Marmara kıyılarında mutlaka tsunami dalgaları
oluşabilir. Marmara'nın içerisinde bin metreyi aşkın 3 tane çukur
var. Bu çukurların yamaçlarındaki çamurlar, depremlerde
sallandıkları takdirde denizaltı heyelanlarıyla tsunamiler
oluşabilir" diye konuştu.
ÇİFTE DEPREM TEHLİKESİ
Bölgede 'çifte deprem' potansiyeli olduğunun da altını çizen Prof.
Dr. Ersoy, "Marmara'da bir depremi konuşuyorsak tsunamiyi de
birlikte anmamız gerekiyor. Çünkü tarihsel olarak bunlar hep
birlikte gerçekleşmiş. Marmara'nın çifte deprem oluşturma özelliği
de var. 1999 depreminde merkezleri Kocaeli ve Düzce olmak üzere 2
ayrı yerde 3 tane şiddeti 7'den büyük deprem meydana geldi. Bunun
benzeri 1912 ve 1766 yıllarında da yaşandı" dedi.
'TSUNAMİ DALGALARI BEŞ DAKİKADA GELEBİLİR'
Prof. Dr. Ersoy, tsunaminin sinsi bir şekilde geliştiğine dikkat
çekerek şunları kaydetti:
"Tsunami dalgası o kadar sinsi ki bazen cepheden değil, 'kıyı boyu
akıntıları' ile kıyıları süpürerek gelebilir. Hatta iç denizlerde
dalgalar karşı kıyıya çarpıp 1 saat sonra dönebilir. Bu dalgalar 5
dakika içerisinde gelebilir. Uzak bölgelerde 20 dakikaya kadar
çıkabilir ama her halükarda tsunamiden kaçış planları yapabiliriz.
Deprem gibi değil. Kıyılarda, karaların içlerine doğru kaçmamız,
yüksek yerlere çıkmamız gerekiyor. Sahildeysek, bir tekne
içerisindeysek açık denize gitmemiz gerekiyor. Açık deniz, tsunami
ve depremde en güvenilir yerdir. Çünkü deprem dalgaları suyun
içerisinden geçmez. Tsunami dalgaları da açık denizde olmaz. Sadece
kıyılarda olur. Açık denizler daha güvenlidir."
'7.7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÖNGÖREBİLİRİZ'
Olası depremin büyüklüğü hakkında ise Prof. Dr. Ersoy, "Bir grup
araştırmacıya göre 30 yıl içinde yüzde 65 olasılıkla şiddeti 7'den
büyük bir deprem olacak. Bunun 19 yılı geçti. Tehlikenin riski
artıyor. Yarın da olabilir, 11 yıl sonra da. Tekrarlanma aralıkları
genellikle tutar. Sürenin yaklaştığını buradan öngörebiliriz.
Marmara için en kötü senaryo 1509 depreminin tekrarlanmasıdır.
Yaklaşık 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz" yorumunu
yaptı.
'SAĞLAM KAYALAR ÜZERİNDE BİLE İNŞAAT YAPMASINI
BİLMİYORUZ'
Özellikle Avrupa Yakası'nın sahil kesiminin zemin olarak daha
tehlikeli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "Aksaray'dan
Zeytinburnu'na, Bakırköy'e, Küçükçekmece'ye, Avcılar'a,
Büyükçekmece'ye doğru giden sahil kesiminin zemini daha hassas.
Dolayısıyla buradaki yapılar depremden daha çok etkilenecek. Bu
bölgelerdeki kentsel dönüşümün hızına biraz daha ağırlık vermemiz
gerekiyor. İnşaatlar ilçenin zeminine özel yapılmalı. Maalesef
sağlam kayalar üzerinde bile inşaat yapmasını bilmiyoruz.
Kadıköy'de yaptığınız bir binayı Avcılar'da yapamazsınız.
Avcılar'da yaptığınız bir binayı Şişli'de yapamazsınız. Zemin
özellikleri birbirinden farklı" dedi.
'TABLO VAHİM'
İstanbul'da 4 milyon konut olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy
şunları kaydetti: "Marmara Bölgesi'ndeki 11 ilde 25 milyon insan
yaşıyor. 6 milyon konut var. Dolayısıyla tablo vahim. Geçmişte
olduysa gelecekte de böyle bir deprem bizi karşılayabilir.
Günümüzde de küçük depremler, gelecek depremlerin habercisi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş depremleri sağlam zeminler üzerinde
yaşadık. Gelecek depremleri çürük zeminler üzerinde karşılayacağız.
150 bin ile 300 bin arasında insanın ölmesi demek" diye
konuştu.