Paris'te öldürülen PKK'lı Sakine Cansız için Tunceli'de anıt mezar yaptırıldı
PARİS'te 2 yıl önce uğradığı suaikast sonucu Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez ile birlikte hayatını kaybeden PKK'nın kurucularından Sakine Cansız için Tunceli Asri Mezarlığında anıt mezar yaptırıldı.
PARİS'te 2 yıl önce uğradığı suaikast sonucu Fidan Doğan ve
Leyla Şaylemez ile birlikte hayatını kaybeden PKK'nın
kurucularından Sakine Cansız için Tunceli Asri Mezarlığında anıt
mezar yaptırıldı.
Fransa'nın başkenti Paris'te 2 yıl önce uğradığı suikast sonucu
hayatını kaybeden ve memleketi Tunceli'ye gömülen PKK'nın
kurucularından Sakine Cansız için ailesi tarafından anıt mezar
yapıldı. Tunceli'ye 2 kilometre uzakta bulunan Asri Mezarlık içinde
yaptırılan anıt mezarın açılış törenine Sakine Cansız'ın annesi
Zeynep Cansız, kardeşleri Feride, Metin Cansız ile çok sayıda
akrabasıyla birlikte HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ,
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan kışanak, HDP
Tunceli Milletvekilleri Edibe Şahin, Ali Can Önlü, İmralı
komisiyonu Üyesi Ceylan Bağrıyanık, Tunceli Belediyesi Başkanı
Mehmet Ali Bul, eş başkan Nurhayat Altun, çoğunluğunu kadınların
oluşturduğu yaklaşık 700 kişi katıldı. Figen Yüksekdağ ve anıt
mezarın açılışına katılanlar Sakine Cansız'ın mezarının başına
gelerek saygı duruşunda bulunduktan sonra mezarlık içinde bulunan
ve çeşitli tarihlerde yaşanan çatışmalarda öldürülen PKK'lıların
mezarlarına karanfil koyarak mum yaktılar.
Anıt mezar açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ,
Cansız'ın, özgür, direnen ve direnerek yaşayan kadının sembolü
olduğunu ifade etti. Yüksekdağ, "Bizim mayamız, Sakine'nin
kişiliğinde bütün değerlerimizin kişiliğindedir. O maya o kadar
sağlamdır ki dağda, düzde yaşamın her bir yanında canımızı birer
birer alırlar biz, biner biner doğarız" dedi.
KORKUNÇ BİR TELAŞ VE YENİLGİNİN GETİRDİĞİ PANİK İÇİNDELER
Türkiye'nin yeniden bir savaşa sürüklendiğini de ifade eden Figen
Yüksekdağ, "3 fidanımızın katledilmesinin sorumlularına bakın, nice
memleket toprağını mezarlığa çevirenlerin güçlerine bakın. Bütün
olanaklarına rağmen korkunç bir telaş yenilmenin ve yenilginin
getirdiği panik içerisindeler. Türkiye'ye barış ve özgürlük,
kardeşlik ve eşitlik getirilmişken, Türkiye'yi yeniden savaşa
sürüklemeye çalışıyorlar. Yarattığınız karanlık içerisinde
boğulacaksınız. Bu savaşın karşısında ki halklarımızın
haklılığımızın karşısında ezilip yenileceksiniz" ifadelerini
kullandı.
NASIL BAŞKAN YAPTIRMADIKSA, SAVAŞ DA YAPTIRMAYACAĞIZ
Hükümetin gözünü kırpmadan savaş kararı verdiğini belirten
Yüksekdağ şunları söyledi: "Türkiye'de siyasette 7 Haziran'da nasıl
yenildilerse, biz nasıl halklarımız adına, şehitlerimizin anısına
ve onlara verdiğimiz söz adına nasıl kazandıysak yine kazanacağız.
Savaşın, kıyımın ve ölümün üzerinden erken seçim yapıp
erteledikleri imparatorluk heveslerini, sultanlık heveslerini
yakına almaya çalışıyorlar. Başkan olmaya, tek başına iktidar
olmaya çalışıyorlar. Başkanlık hevesleri, diktatörlük hevesleri,
saraylarının, saltanatlarının çıkarı için bu memleketi yeniden
Kürdüyle Türküyle, askeriyle gerillasıyla bir savaşın içerisine
sokmak için gözlerini bile kırpmadılar. Ama biz onlara nasıl 'seni
başkan yaptırmayacağız' deyip sözümüzü tuttuysak bu günde onlara
ikinci sözümüzü söylüyoruz. Sana, size savaş yaptırmayacağız.
Barışı katlettirmeyeceğiz ve bu sözümüzü de tuttacağız. Buna emin
olun."
SAVAŞ KARARI VERENLER KENDİ SONLARINI HAZIRLADI
Savaş kararı verenlerin kendi sonlarını hazırladığını ve kendi
mezarlarını kazdıklarını belirten Figen Yüksekdağ konuşmasını şöyle
tamamladı: "Son günlerini yaşıyorlar, sanmayın ki bu ölümler, bu
savaş, bu kıyım, bu yıkım onların gücünü kudretini gösteriyor. O
kadar acizler ki değerli halkımız. O kadar bitişe yakınlar ki kendi
mezarlarını kazdılar. Emin olun onların işte bir ayakları mezarda.
Onların iktidarının bir ayağı mezarda. Gerekirse kendi
evlatlarımızı feda ederiz diyen başbakan, geçiçi başbakan çok şükür
ki geçicisiniz, geçeceksiniz, siz kalamayacaksınız. Kendi
evlatlarımızı feda ederiz dediniz yıllar boyunca, kefenimizle
gezdik, geziyoruz dediniz yıllar boyunca ama kendi evlatlarınız
feda etmediniz. Sizin evlatlarınız lüks askerlik yaptı. Sizin
evlatlarını paralı askerlik yaptı. Sizin evlatlarınız sahte, çürük
raporları aldı. Bu halkın, yoksulun, emekçinin evladını öldürdünüz,
feda ettiniz yıllar boyunca ve şimdi yine aynı şeyi yapıyorsunuz.
Biz cebimizde, yanımızda kefenimizle geziyoruz dediniz bu halkın
evlatlarına yıllar boyunca kefen giydirdiniz. Artık gençlerimize
kefen giydiremeyeceksiniz. Artık bu ölüm ve savaş siyasetinin
karşısında büyüyen, gelişen kendi gücüne inanan bir barış ve
demokrasi alanı var, safı var ve bütün büyük insanlık savunucuları
işte bu safta."