(Özel Haber) Taş Ocakları Yerleşim Alanlarını Tehdit Ediyor
Kastamonu'da, yıllar önce kurulan ve zamanla yerleşim alanlarına yaklaşan taş ocakları, artık yerleşim alanlarını tehdit ediyor. Kurucaören köyü sakinleri, taş ocaklarından dolayı tarlalarını 4-5 yıldan beri ekemediklerini belirterek, yetkililere sorunlarının çözümü noktasında çağrıda bulundu.
Kastamonu'da, yıllar önce kurulan ve zamanla yerleşim alanlarına
yaklaşan taş ocakları, artık yerleşim alanlarını tehdit ediyor.
Kurucaören köyü sakinleri, taş ocaklarından dolayı tarlalarını 4-5
yıldan beri ekemediklerini belirterek, yetkililere sorunlarının
çözümü noktasında çağrıda bulundu.
Kastamonu'nun Kurucaören köyünde 1980'li yıllarda mermer ocağı
olarak kurulan ve ardından kalker ocağı ile kırma eleme tesisine
çevrilen taş ocakları, yerleşim alanlarına zarar vermeye başladı.
İlk kurulduğunda köy yerleşim alanına iki kilometre uzaklıkta olan
taş ocakları, zamanla bulunduğu alanda kırılacak taşın bitmesi
sonucu çevreye yayıldı ve köylülerin yaşadığı yerleşim alanına 500
metre kadar yaklaştı.
Kurucaören Köyü Muhtarı Ahmet Zoralioğlu, köylerinin sınırları
içerisine yapılacak barajın bir firma tarafından taş ocağı alanı
genişletilmesi nedeniyle zarar göreceğini belirterek, Devlet Su
İşleri 23. Bölge Müdürlüğü'ndeki yetkililerin konuya müdahale
etmeleri gerektiğini söyledi. Zoralioğlu, "İlgililerin
sesimizi duymasını istiyoruz" dedi.
KÖYLÜLER TARLALARINI EKEMİYOR
1980'li yıllarda mermer ocağı şeklinde açılan ve ardından taş
ocaklarına çevrilen tesisin köylerine zarar vermeye başladığını
ifade eden Zoralioğlu, şunları söyledi: "Kalker ocağı ve
kırma-elem tesisi kurulduğunda köyümüze 2 kilometre uzaklıktaydı.
Fakat zamanla bulunduğu alanda taşların bitmesiyle birlikte
köyümüzün sınırlarına dayandı. Taş ocağında patlama yapıldığında
tarlalarımıza taş düşüyor. Köylülerimiz, taş ocağı nedeniyle
yaklaşık 4-5 yıldan beri sadece benim 50 dönümlük arazim var,
tarlalarımızı ekemiyoruz."
EVLERE ZARAR VERİYOR
Daha önce iki kilometre uzaklıkta iken işlettiği işyerinin taş
ocağındaki patlama nedeniyle camlarının kırıldığını ve müşterisinin
üzerine düştüğüne dikkat çeken Zoralioğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bu tutanaklar jandarmada bulunuyor. Şimdi taş
ocağı, köyümüze 500 metre kadar yaklaştı. İki kilometre uzaklıkta
patlatılınca olan bu tür bir etki, 500 metre yakınlıkta bizim
evlerimize büyük zarar verecek. Evlerimiz ahşap, camimizin sıvaları
gevşedi, evlerimizde çatlak oluştu, sağlık ocağımızda ve okulumuzda
büyük zarar gördü. Okulumuzun bu yıl tadilatını yaptık. Eğer taş
ocağına daha fazla müsaade edeceklerse o zaman köyümüzü taşısınlar
bir yerlere. Köylünün bir kıymeti yok anlaşılan."
17 YILDIR BARAJ YAPILMASINI BEKLİYORLAR
Köylerinin yakınında 17 yıl önce başlatılan fakat taş ocaklarının
gelmesiyle askıya alınan baraj projesi bulunduğunu belirten
Kurucaören Köyü Muhtarı Ahmet Zoralioğlu, sözlerine şöyle devam
etti: "Barajın projesi 1996 yılında hazırlandı ve programa
alındı. Burası ilk etapta 41 metre derinlikte gölet olarak
planlanmıştı. Fakat Kastamonu Devlet Su İşleri 23. Bölge Müdürlüğü
ekipleri, gölet alanında incelemelerde bulundu. Burasının yerini
çok beğendiler. Ardından proje genişletildi. Bağlantı yerlerini
biraz daha alt kısma alarak sağlamlaştırdılar. Yeni hazırlanan
projeye göre, 105 metre derinliğinde büyük bir baraj projesi
hazırlandı. Etüt çalışmaları yapıldı, programa alındı. Bu barajdan
23 köy yararlanacak. Bu baraj, Kastamonu'dan 43 metre daha aşağıda
bulunuyor. Yani kotu yüksek olduğundan dolayı Kastamonu'nun il
merkezine bu barajdan da içme suyu veya başka amaçla kullanılması
için su bile verilebiliniyor. Fakat taş ocakları geldikten sonra bu
baraj, 17 yıldır bekletiliyor. Burada su çok, akıntı fazla. Devlet
başka yerlerde su arıyor biz de var diyoruz ama 17 yıldır ilgilenen
daha olmadı."
TARİHİ KÜLTÜR VARLIKLARI TELEF EDİLİYOR
Taş ocaklarının bulunduğu alanda çok sayıda tarihi ve kültürel
varlıkların bulunduğunu anlatan Zoralioğlu, şunları kaydetti:
"Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne bilgi verdik. Müze
Müdürlüğü'nden gelip burada inceleme yapıldı. Hazırlanan rapora
burada tarihi varlık tespit edilemediğini yazdılar. Bunları biz
yapmadık, bunlar çok eskiden beri gelen kültür varlıklarıdır. Kız
Kulesi, manastır, kız hamamı, gavur köprüsü gibi kültür
varlıklarımız var. Burada ayrıca tarihi varlıkları ve doğayı yok
ediyorlar. Bu yüzden aklımızdan farklı düşünebiliyoruz. Kaya her
yerde var, alsınlar kimse onlara engel olmuyor. Özellikle tarihi
eserler için yapıyorlar. Biz bu yüzden tarihi varlıklarımıza sahip
çıkıp bozdurmamaya çalışıyoruz. Bu taş ocağı, bizim buraları
mahvedecek. 1996 yılından beri barajın yapılabilmesi için mücadele
veriyoruz."
EKİLİ ALANLAR ZARAR GÖRÜYOR
Köylerine kadar gelen taş ocakları nedeniyle ekili arazilerin büyük
zarar gördüğünü ve toprakların verimsizleştiğini aktaran
Zoralioğlu, şöyle konuştu: "Taş ocakları, bizim
tarlalarımıza 15-20 metre mesafeye kadar yaklaştı. Köyümüze 500
metre bile yok. Tarlalarımızı bu taş ocaklarının verdiği zarardan
dolayı 4-5 yıldan beri ekemiyoruz."
Kurucaören köyü sakinleri ise, köylerine ve tarlalarına kadar gelen
taş ocaklarına tepki göstererek yetkililerden yardım istedi.
Hayvanlarını tarlalarında bulunan oluklarda suladıklarını anlatan
bir köylü, şunları söyledi: "Bu oluk yetmediği zaman dereye
götürüyorduk. Artık taş ocakları patlama yaptığı için dereye
inemiyoruz. Patlama sonucunda oluşan çatlaklar nedeniyle su çekildi
ve çok az akıyor. Hayvanlarımız bizim kalabalık, bu akıntı ile kaç
hayvanımızı sulayacağız veya nerede hayvanları sulayacağız. Ben,
tarlamın yanına kuyu açtım ve buradan sulama yapıyordum. Bu
tarladan aldığım otu hayvanlarıma yediriyordum. Bağımı bahçemi,
fasulyemi bu kuyu ile suluyordum. Patlamalar nedeniyle kuyuda
suyumuz kalmadı, oluşan çatlaklar nedeniyle aktı gitti. Ben su
olmayınca tarlamı, bağımı, bahçemi ne ile
sulayacağım."
Öte yandan köylüler, arazilerine ve köylerine taş ocaklarının
verdikleri zararlardan dolayı adli makamlara şikayette bulundu.