'Öteki kadın' tazminatını Yargıtay bozdu
İZMİR'de yaşayan bir çocuk annesi ev hanımı Saide Gözen, eşi Ali T.'den, kendisini başka bir kadınla aldattığı gerekçesiyle 5 yıl önce boşandı. Saide Gözen, evliliğinin bitmesine neden olan Nazan T.'ye karşı 30 bin lira maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı davada mahkeme yasal faizi hariç 5 bin lira tazminata hükmetti. Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu....
İZMİR'de yaşayan bir çocuk annesi ev hanımı Saide Gözen, eşi Ali
T.'den, kendisini başka bir kadınla aldattığı gerekçesiyle 5 yıl
önce boşandı. Saide Gözen, evliliğinin bitmesine neden olan Nazan
T.'ye karşı 30 bin lira maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı
davada mahkeme yasal faizi hariç 5 bin lira tazminata hükmetti.
Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı
bozdu. Dava önümüzdeki günlerde tekrar görülecek.
İnşaat mühendisi 55 yaşındaki Ali T. 23 yıl önce 49 yaşındaki Saide
Gözen ile evlendi ve bu evliliklerinden bir çocukları oldui.
İddiaya göre Saide Gözen, kendisini başka kadınla aldattığı
iddiasıyla eşi Ali T.'den boşanmak için 2010 yılında Karşıyaka
3'üncü Aile Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme Ali T.'yi ağır kusurlu
bulup tarafların boşanmasına karar verdi.
Boşanma kararı Yargıtay tarafından da onanıp kesinleşti. Ali T.,
boşanma kararı kesinleşince bir belediyede çalışan 40 yaşındaki
Nazan T. ile evlenip bir çocuk sahibi oldu.
ÖTEKİ KADINA TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Saide Gözen, evliyken eşiyle birlikte olup yuvasının yıkılmasına
neden olduğu iddisıyla Nazan T.'ye, karşı avukatı Bediha Işıl
Değerli aracılığıyla 'kişilik haklarına zarar verdiği' gerekçesiyle
20 bini maddi, 10 bini manevi toplam 30 bin lira tazminat istemiyle
Karşıyaka 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Gözen dava
dilekçesinde, Nazan T.'nin evli olduğunu bildiği halde eşi Ali T.
ile birlikte olduğunu, sosyal paylaşım sitesinde fotoğraf ve
mesajlar yayınladığını, bu durumun boşanmaya neden olduğunu
belirtip tazminat istedi.
Nazan T.'in avukatı Birsen Özkan ise mahkemeye verdiği cevap
dilekçesinde, "Davacının iddiaları asılsızdır. Boşanma davası
kesinleştikten sonra müvekkilim evlendi. Davacı bu durumu
hazmedemediği için davayı açtı. Ali T. ile evliyken aralarında
geçimsizlik vardı. Boşanma ile birlikte davalıya 30 bin lira
tazminat ödendi. Bu davanın reddine karar verilsin" dedi.
'MANEN YARALANMA'
Davanın görüldüğü Karşıyaka 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi
Emine Halman Çetin, 2013 yılında verdiği kararda, Saime Gözen'in
'manen yaralanmasına' neden olduğu gerekçesiyle Nazan T.'nin Ali T.
ile ilişkisinin başladığı belirlenen tarih olan 2008 yılından
itibaren yasal faizi hariç 5 bin lira manevi tazminat ödemesine
karar verdi. Karar temyize gitti.
YARGITAY OY ÇOKLUĞUYLA BOZDU
Temyiz istemini değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, daha önce
benzer konuda verdiği kararın aksine, 'Resmi nikahlı eşi olduğunu
bildiği halde evlilik dışı ilişki yaşayan kadının, resmi nikahlı
eşe manevi tazminat ödememesi' yönünde karar verip, yerel
mahkemenin kararını bozdu. Yerel mahkemenin kararını bozan daire,
oy çokluğuyla "Nazan T.'nin evlilik birliğinin tarafı olmadığından,
fiilinin haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceğine ve tazminatı
gerektirir bir durum olmadığına" hükmetti.
Bozma kararının ardından dava, Karşıyaka 1'inci Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde tekrar görülecek. Saime Gözen'in avukatı Bediha Işıl
Değerli, yerel mahkemenin bozma kararına uyması durumunda, davayı
Yargıtay Genel Kurulu'na taşıyacaklarını belirtti.
YARGITAY'IN BOZMA KARARI GEREKÇESİ
Geçmişte evli erkekle ilişkiye giren bazı kadınların tazminat
ödemesi yönünde kararlar verilirken, 4'üncü Hukuk Dairesi'nun bu
davadaki gerekçeli kararı özetle şöyle:
"Davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne
yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Türk
Medeni Kanunu'nda yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte
gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme
getirilmemiştir. Davalı zararın meydana gelmesinde asli olarak
sorumlu tutulamaz. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve
belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak
çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale
getirecektir. Bu nedenlerle, davalının eylemi, davacının kişilik
değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul
edilemez."
FOTOĞRAFLI