Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda resepsiyon verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğretmen denildiğinde akla ilk önce aşk, sevda ve fedakarlığın geldiğini söyledi. Erdoğan, "Bu ülkede eğer birileri çıkıp da bayrak indirmeye, bayrak yakmaya çalışıyorsa o demek ki bu okullarımızdan hiçbirşey alamamış. Eğer bu ülkede birileri çıkıp da yani şu vatan topraklarından bir ameliyat yapmayı aklından geçiriyorsa demek ki oda bir şey alamamış....
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğretmen denildiğinde akla
ilk önce aşk, sevda ve fedakarlığın geldiğini söyledi. Erdoğan,
"Bu ülkede eğer birileri çıkıp da bayrak indirmeye, bayrak
yakmaya çalışıyorsa o demek ki bu okullarımızdan hiçbirşey
alamamış. Eğer bu ülkede birileri çıkıp da yani şu vatan
topraklarından bir ameliyat yapmayı aklından geçiriyorsa demek ki
oda bir şey alamamış. Yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin inşasında
rol olacak gençlerimiz, çocuklarımız sizlerin ellerinde
şekillenecek. Önce millet, önce demokrasi, önce Türkiye diyen bu
memleketi, milleti, milli iradeyi sahiplenecek gençlerle
geleceğimiz her zamankinden çok daha aydınlık, çok daha parlak
olacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte,
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda
resepsiyon verdi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ilk kez verilen
resepsiyona bölgelerinde başarılı olan 204 öğretmenin yanı sıra
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öğretmenleri de katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, resepsiyonda yaptığı konuşmada, resepsiyonda
konser veren Mardin Diller ve Dinler Korosu'na seslendirdikleri
parçalardan dolayı teşekkürlerini iletti. Müzik öğretmenlerinin bir
araya gelmek suretiyle güzel bir koro oluşturduklarını ve bunu daha
güçlü hale getirmenin gayreti içerisinde olacaklarını ifade eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile mutabakat
halinde olduklarını ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile konuşarak bazı
adımlar atacaklarını söyledi.
Öğretmenliğin tarihin her döneminde zorlukla, mücadeleyle,
tahammülle ve sabırla anılan bir meslek olduğunu kaydeden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öğretmen dediğimiz de aklımıza ilk
önce aşk gelir, sevda gelir, fedakarlık gelir. Öğretmenlerimiz
doğudan batıya, güneyden kuzeye ülkemizin her coğrafyasında, her
iklimde cansiperane gayret sarfediyorlar. Bu memleketin çocuklarını
ilimle, bilgiyle buluşturuyorlar. İnanın bu çaba sadece para için
yapılmaz, yapılamaz. Onun için bir aşktır. Onun için bir sevdadır.
Sadece maddi gerekçelerle bu açıklanamaz. İçlerinde merhamet,
vicdan, adalet duygusu olmayan milletinden, devletinden, insanından
aldıklarını kat kat yine bu ülkenin çocuklarına aktırma kaygısı
taşımayanlar öğretmen olamaz. Bu yüzden bu necip milletin, bu köklü
medeniyete sahip milletin yükselmesi hakkı olan mümtaz yerlere
gelebilmesi ancak okul sıralarından, öğretmenleri o şevkatli
yüreklerinden geçer. Biz şevkatin, merhametin medeniyetiyiz.
Tarihin her döneminde bu toprakların üzerinde yaşayan insanlar
dini, dili, kültür farklı olsa da bir ve beraber olmayı
başarabilmiş aynı hedefe, aynı geleceğe yürümüştür" diye
konuştu.
"HİÇBİR ZAMAN EĞİTİMİN TEKNİK BİR UNSURU, BİR ARACI
GÖRMEDİLER"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu'nun mayasındaki büyük kaynaşmanın,
eşine ender rastlanan buluşmanın, kardeşlik ikliminin doğmasından
öğretmenlerin takdir edilecek payı bulunduğunu vurguladı.
Öğretmenin sadece öğretmediğini, kendisine verilen ders kitaplarını
Milli Eğitim müfredatını öğrencilerine aktarmadığını, öğretmenin
aynı zamanda öğrenciye değer aktardığının altını çizen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Son zamanlarda dikkat edersiniz bu değerler sistemi
üzerinde özellikle çalışmalar yapılıyor. Öğretmen yeri geldiğinde
çocuklar için anne ve babadan daha fazla örnek alınan, taklit
edilen, rehber kabul edilen rol modeldir. O küçük çocuklarımız
dimaları yeni yeni gelişen, hayata yeni yeni hazırlanan gençlerimiz
en çok öğretmenlerini örnek alır. Şimdi ana sınıflarda okuyan
çocuklarımız, torunlarımız bize gelirler evde hemen, ‘oğlum
hangisini daha çok seviyorsun' bakarsın söyler, ‘işte ben Çiğdem
öğretmenimi seviyorum', öbürü, ‘Lale öğretmeni daha çok seviyorum.'
Bu tür aralarında o elektriklenmeyi o 4 yaşındaki çocuk size
aktarmaya başlar. ‘Bana şunu anlattı. Bunu öğretti' hemen onları
anlatmaya başlar. İşte orada başlıyor iletişim. Öğretmenin ağzından
çıkacak bir söz öğrencilerin beyinlerinden önce kalplerine geçer.
Öğretmen aslına bakarsanız önce kalpleri imar eder. Kalpleri inşa
eder. Sonra beyne, akla hitap eder. Sizlerde çok iyi biliyorsunuz
ki bizim medeniyetimiz öğretmenleri, hocalarını hiçbir zaman
eğitimin teknik bir unsuru, bir aracı görmediler. Öğretmen bizim
medeniyetimizde eğitimin asli unsuru olmuştur. Hatta eğitimin
bizatihi kendisi olmuştur. Bizlerde öğretmenlerimize hep bu nazarla
baktık. Öğretmenlerimize memur nazarıyla, eğitim aracı nazarıyla,
not veren, sınıf geçerin nazarıyla değil, insan yetiştiren,
malzemesi insan olan bir usta, bir gönül mimarı nazarıyla baktık.
İnşallah bu bakış açımızı, bu nazarımızı hiçbir zaman
kaybetmeyeceğiz."
"ÜÇ KİŞİNİN ELİNİ ÖPECEKSİN"
Öğretmenleri hak ettikleri o manevi makamda görmeye, orada muhafaza
etmeye, millet inşa eden gönül mimarları olarak her zaman başları
üzerinde tutmaya devam edeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Her zaman el öpmeye geldikleri zaman el öptürmem.
Hep tavsiyem şudur; ‘üç kişinin elini öpeceksiniz. Babanın,
annenin, birde öğretmenin.' İşin aslı budur. Eğitim neticeleri orta
ve uzun vadede ortaya çıkan bir süreçtir. Yollar inşa edersiniz,
köprüler, hastaneler inşa edersiniz. İnşaat bittiği anda oradan
verim almaya başlarsınız. Ancak inşa ettiğiniz okulların,
kurduğunuz üniversitelerin neticelerini hemen o anda değil orta
vadede, uzun vadede, almaya başlarsınız. Onun için dünyanın hemen
her yerinde popülist idarecilerin eğitimi geren önemi vermediğini
görürsünüz. Sonuçları orta ve uzun vadede alınacak yatırımlara kimi
siyasetçilerin yanaşmadığına, sıcak bakmadığına şahit olursunuz.
Oysa hepimiz biliyorsunuz ki eğitimin ihmali istikbalin ihmalidir.
Türkiye ne yazık ki on yıllar boyunca bu ihmali yaşamış, bunun da
ağır bedellerini ödemiştir. 12 yıl boyunca milletimizin takdiriyle
başbakanlık görevini ifa etmeye başladığımız da bütün
politikalarımız arasında ilk sıraya eğitimi koyduk. Neticelerini
uzun vadede alacağımızı bildiğimiz halde milletimizin istikbali
adına en büyük yatırımları eğitime yaptık. Bütçede en büyük payı
birinci sırada milli bütçemizde eğitime ayırdık. Osmanlı döneminden
kalanlarda dahil Türkiye'de 79 senede 346 bin derslik inşa
edilmişken bize buna sadece 12 yılda 234 bin 473 yeni derslik inşa
etmeyi başardık, bu nasip oldu. 81 vilayetimize anaokuldan
ilkokula, ortaokuldan liseye, üniversiteye kadar çok sayıda eğitim
kurumu kazandırdık. Yurtlarıyla, pansiyonlarıyla, spor salonları,
araştırma merkezleri, kütüphaneleriyle asırları etkileyecek altyapı
yatırımları yaptık. Hiçbir öğrencinin, hiçbir velinin eğitimle
arasında engel olmasın diye ne yaptık, kitapları ücretsiz dağıtmak
gibi burs ve kredi imkanlarını artırmak gibi şartlı nakit
transferleri gibi destekler sağladık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojik imkanları tüm okullara, tüm
öğrencilere ulaştırmaya başladıklarını ve bu noktada adeta sessiz
bir devrim gerçekleştirdiklerine dikkat çekti.
"İBN-İ SİNA'YI, FARABİ'Yİ, MEVLANA'YI ANLATMAK BİZE ZOR
GELİYOR"
Devletin her türlü imkanı öğrencilere sarf ettiklerini kaydeden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bu yatırımları eğer öğretmen
yoksa hiç ama hiçbir anlam ifade etmez. İşte bu sene biliyorsunuz
Ağustos'ta ciddi bir öğretmen ataması yaptık. Şimdi de Ocak başı
bugün Başbakanımız açıkladı 15 bin öğretmen ataması daha yapılıyor.
Niye? Bu açıkları kapatmak için. Sizler ne kadar iyi olursanız,
sizler ne kadar başarılı olursanız inanıyorum ki öğrencilerimizde o
kadar güçlü, o kadar iyi, o kadar başarılı olacaktır. Sizlerin
özlük haklarınıza, maaşlarınıza, çalışma şartlarınıza ilişkin çok
sayıda reform yapıldı. İnanıyorum ki daha da fazlası yapılacak.
Öğretmen ihtiyacının karşılanması için çok önemli adımlar atıldı.
İnanıyorum ki yeni öğretmen alımlarıyla bu alanda daha fazla adım
atılacak. Ancak benim burada sizlerden özel bir ricam var, sizler
kendinizi ne kadar iyi yetiştirirseniz öğrencilerimiz de o kadar
iyi yetişecek. Geleceğimiz de o kadar iyi olacaktır. Eğitimin hayat
boyu devam eden süreç olduğunu sizlerde, benden çok daha iyi
biliyorsunuz. Yeni şartlara, yeni gelişmelere vakıf olmanız
öğrencilerimiz de bu yenilikleri takip etmesine imkan
sağlayacaktır. Yine sizlerden Türkiye'nin tüm öğrencilerine özgüven
aşılamanızı özellikle rica ediyorum. Bugün bir hocamız ziyaretime
geldi. Ekranlardan aslında kendisini çok iyi tanıyorsunuz ve bu
hocamız şunu söyledi; ‘Şöyle bir ay içerisinde bir akademisyenimiz
bir kitap yayınlayacak.' Hayırdır dedim. Dediki, ‘Sizin şu
yaptığınız açıklama artık dünyada tartışılıyor.' Nedir hocam dedim…
Malum bu Kristof Kolomb meselesi… Yani bunun Müslümanlar tarafından
oraya ulaşıldı meselesini birçok kitaplar var ki biz aslında bunu
kaynak olarak Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamızın kaynağından alarak
söylemiştik, aslında bu alanda daha nice kitaplar yazılmış var.
Şimdi bu akademisyen arkadaşımızda daha derli, toplu, farklı bir
eseri ortaya koyacak. Yani bunların içerisinde Çinli olup Müslüman
olan akademisyenlerde var. Aynı şekilde daha farklı olanlarda var.
Fakat biz nedense kendimize bu şeyleri yakıştıramıyoruz. Yani bir
İbn-i Sina'yı anlatmak bize zor geliyor, bir Farabi'yi anlatmak
bize zor geliyor, bir Mevlana'yı bize zor geliyor, bize Yunus'u
konuşmak zor geliyor. İşte bunlar yani bizimde fizikte,
matematikte, tıpta olduğumuzun gerçekleri değil mi? Bunları biz
anlatmaktan niye çekiniyoruz. Bunları yavrularımıza anlatacağız ki
onlarda geleceğe ‘bizde yaparız' anlayışıyla yürüyecek. Bizde
yaparız… Bunların mimarı kim olacak değerli hocalarımız olacak.
Sizler yetiştireceksiniz onları. Ben bunlara inanıyorum. Artık her
şey bu konuda seferber edilmiş durumda. Anaokulundan itibaren her
bir öğrencimizin tarihiyle, medeniyetiyle, ecdadıyla, vatanı ve
bayrağıyla ne büyük bir mirasa sahip olduğunu anlatmanızı bu miras
üzerine bir gelecek tasavvuru kurmalarını sağlamanızı sizlerden
özellikle rica ediyorum. Öğrencilerimize demokrasiyi en iyi
anlatacak olan sevgili hocalarım sizlersiniz. Bayrak sevgisini
anlatacak olan sizlersiniz. Vatan sevgisini anlatacak olan
sizlersiniz" ifadelerini kullandı.
"BİRİLERİ BAYRAK YAKMAYA ÇALIŞIYORSA OKULLARIMIZDAN
HİÇBİRŞEY ALAMAMIŞ"
"Bu ülkede eğer birileri çıkıpta bayrak indirmeye, bayrak
yakmaya çalışıyorsa o demek ki bu okullarımızdan hiçbirşey
alamamış" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Onda bir ruh fakirliği var. Onu gidermemiz lazım. Eğer bu
ülkede birileri çıkıpta yani şu vatan topraklarından bir ameliyat
yapmayı aklından geçiriyorsa demek ki oda bir şey alamamış. Bu
ülkede birileri çıkıpta eğer bizim okullarımızın cam, çerçeve
indiriyorsa, bir ilimize gitmiştim orada açılışlar yaptık, hastane
açılışları filan yanıma hamile bir bayan geldi. Başbakanım size bir
şey söylemek istiyorum, Nedir dedim? Çokta utangaç, ‘Ben
öğretmenin. Bizi bu gece evimizde taciz ettiler.' Meğerse beyi de
görevli ama o görevde olduğu için evde yok maalesef o malum gruplar
evi basıyorlar öğretmenimizi orada sıkıntıya düşürüyorlar. ‘Ne olur
bize konut yapın' dediler. Biz o ana kadar öğretmenlerimize henüz
lojman yapmaya başlamamıştık. Güneydoğu bölgesinde ondan sonra
kararımızı aldık ve yoğun bir şekilde Milli Eğitim'de de lojman
yapımına başladık, Sağlıkta da lojman yapımına başladık, aynı
şekilde emniyette de lojman yapımına başladık. Zaten Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde yapılıyordu. Bu şekilde oradaki görevlilerle ilgili
lojman yapımını başlattık ki oraları güvence altına alalım, koruma
altına alalım. Rahatlıkla öğretmenlerimiz görevine gidip
gelebilsin, sağlık görevlileri aynı şekilde gidebilsin vs. Tabi biz
görevimizin idrakinde olacağız ve inanıyorum ki siz değerli
öğretmenlerimizle oradaki görev esnasında o yavrularımızı en ideal
şekilde yetiştirmiş olacağız. Ülkemizin farklılıkların nasıl büyük
bir zenginlik olduğunu en iyi şekilde öğrencilerimize anlatacak
olan sizlersiniz. Hiç mübalağa etmeden söylüyorum, geleceğin
huzurlu, güvenli büyük Türkiye'si sizlerin ellerinde. Yeni
Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin inşasında rol olacak gençlerimiz,
çocuklarımız sizlerin ellerinde şekillenecek. Önce millet, önce
demokrasi, önce Türkiye diyen bu memleketi, milleti, milli iradeyi
sahiplenecek gençlerle geleceğimiz her zamankinden çok daha
aydınlık, çok daha parlak olacak. Büyük Türkiye eğitimle,
öğretimle, topyekun kalkınmayla büyük Türkiye ideali ve aşkıyla
inşa edilecek. Bu mesuliyet bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada
hakkıyla taşıyacağınıza yürekten inanıyorum. Geleceğin mimarlarını
yetiştirecek öğretmenlerimize milletim adına ben bir kez
şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"SARAY'DA İLK RESEPSİYON"
Yapımına Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde başlanan
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ilk resepsiyon öğretmenlere oldu. 24
Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla verilen resepsiyonda
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ilk kez kapılarını açtı.
Daha önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla verilecek olan
resepsiyon Ermenek'teki maden kazası dolayısıyla Cumhurbaşkanı
Erdoğan tarafından iptal edilmişti.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ÖĞRETMENLERİDE
KATILDI"
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ilkkez verilen resepsiyona
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öğretmenleri de katıldı.
Resepsiyona, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öğretmenlerinden Hasan
Çelikkaya, Yaşar Fersahoğlu, M. Celalettin Dayınlarlı, Ahmet
Kahraman, Hasan Küçük, Selehattin Kaya, Yusuf Karaca ve Semra Ünal
Acar da katıldı.
"MARDİN DİLLER VE DİNLER KOROSU'NDAN KONSER"
Tamam öğretmenlerden oluşan Mardin Diller ve Dinler Korosu, Türk
Halk ve Türk Sanat Müziği parçalarını seslendirdi. Öğretmenlerin
konseri resepsiyona katılanlar tarafından büyük beğeni kazandı.
(İHA)