O Filistinli genç Türk vatandaşı olmak istiyor
İsrail askerleri tarafından darp edilip gözaltına alınan ve dünyadan gelen tepkiler üzerine serbest bırakılan down sendromlu Muhammed et-Tavil, "Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutluyum. Türk vatandaşı olmak istiyorum" dedi.
İsrail askerleri tarafından darp edilip gözaltına alınan ve
dünyadan gelen tepkiler üzerine serbest bırakılan down sendromlu
Muhammed et-Tavil, "Türkiye'de olmaktan dolayı çok
mutluyum. Türk vatandaşı olmak istiyorum" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, İsrail askerleri tarafından
gözaltına alınan ve Uluslararası Down Sendromu Federasyonunun
girişimleriyle Türkiye'ye getirilen Muhammed et-Tavil ve ailesini
kabul etti. Bakan Kurtulmuş, "Muhammed et-Tavil, İsrail'in
Filistinlilere karşı yapmış olduğu son saldırganlığın, baskının ve
zulmün sembol ismi oldu. Son intifada da İsrail askerleri
acımasızca down sendromlu Muhammed evladımızı gözaltına aldılar ve
kötü bir şekilde davrandılar. İsrail'in özellikle 1967'den bu yana
sürdürmüş olduğu işgal, zulüm, baskı, sindirme politikaları sürekli
devam ediyor. En sonda ABD yönetiminin almış olduğu kararı bahane
bilerek, aslında bunun sadece bir başkent değiştirme olmadığını çok
iyi kavramış olan İsrail, Kudüs'ü tamamen ilhak etmek için harekete
geçti. Muhammed et-Tavil kardeşimiz de bu mücadelenin sembol
kahramanlarındandır. Filistinlilerin direnişçi ruhunu sembolize
ediyordu ama hiç haline, tavrına aldırmadan onu da yaka paça
derdest edip götürdüler. Türkiye olarak sahip çıkıyoruz. Filistin
davasına sahip çıktığımızın göstergesi olarak kendilerine burada ev
sahipliği yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN DÜNYA FİLİSTİN MESELESİNE KARŞI SESSİZ KALSA
DA..."
"Bütün dünya Filistin meselesine karşı sessiz kalsa, bütün
dünya bu olayları, gelişen zulümleri görmese de biz Türkiye olarak
Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz" diyen
Kurtulmuş, "Trump'ın almış olduğu bu kararın ABD'yi
yalnızlaştıran bir sürece döndürdüğünden dolayı memnunuz. Haksız
bir karardı. Tamamen siyonist lobilerin etkisi altında alınmış bir
karardı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 14'e bir ile
oylanması, Güvenlik Konseyinde sadece ABD'nin daimi üyelikten gelen
gücünü kullanarak veto etmesi dolayısıyla bu yasa uygulama imkanı
bulamadı. Ümit ediyoruz ki, genel kurulda çok büyük bir oyla bütün
dünya Kudüs'ün İsrail devletinin başkenti olması kararını
değiştirecektir. Karar bu şekilde tecelli edecektir. Son haksız
karar ile birlikte Filistin uluslararası camiada çok daha tanınır
bir devlet haline geldi. Filistin davasına sahip çıkan çok sayıda
halkların olduğunu görüyoruz. Başkent'i Kudüs olan Filistin devleti
tam manasıyla özgür bir Filistin devleti kurulana dek bu mücadele
devam edecektir. Uluslararası platformda da her gün Filistin'in
dostları sayı ve güç olarak artacaktır. Türkiye olarak bu
mücadelede her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Kudüs
şehrinin de tarihten gelen kimliğinin korunması, Müslümanların,
Hristiyanların ve Yahudilerin asırlardır hep beraber yaşadığı çok
dinli, çok kültürlü yapısının korunmasının uluslararası camianın
üzerinde de ayrı bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Hiç kimse
Kudüs şehrini Yahudileştiremez, hiç kimse Filistin'in esas
sahipleri olan Filistin halkının varlığını yok sayamaz, onları
Filistin topraklarından uzaklaştıramaz. Bu son karar sonuçları
itibariyle de hayırlı olacaktır. Filistin davası bakımından yeni
bir merhaleye girilmiştir. Uzunca bir süredir kendi iç çatışmaları
ve çelişkileriyle boğuşan İslam dünyası başta olmak üzere bütün
ülkeler Filistin davasında ortak bir mesele olarak görmeye
başlayacaktır" açıklamasında bulundu.
BAE'Lİ BAKANIN KÜSTAHLIĞI
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in
Medine'deki kutsal emanetleri kurtarıp İstanbul'a getiren Fahreddin
Paşa'yı "hırsızlıkla" suçlayan tweet'i
paylaşmasına da tepki gösteren Kurtulmuş, konuya ilişkin şunları
söyledi:
"Bazılarının biz bu mücadeleyi verirken, Türkiye'nin önünü
kesmek için bazı sözler sarf etmesini esefle karşılıyoruz. Bu
çerçevede Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı'nın,
'Fahrettin Paşa oradaki Arap halkların mallarını çalmışlardır,
kutsal emanetleri çalmışlardır' gibi sözleri asla tasvip etmiyoruz.
Bizim için kutsal emanetler sadece Hz. Peygamber Efendimizin
Topkapı Sarayı'nda sergilenen hırkası, sancak-ı şerifi,
kılıçlarından ibaret maddi bir takım emanetler değildir. Bizim için
kutsal emanetler Mekke'dir, Medine'dir, Kudüs'tür. Biz Kudüs'ü
kutsal emanetlerin en önemlisi olarak görüyoruz. Bu kutsal emanete
kıyamete kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz."
TÜRKİYE'DE KALMAK İSTİYOR
Sosyal ve psikolojik tedavi görecek olan Muhammed et-Tavil,
Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve Türkiye'de kalmak
istediğini söyledi. Türk vatandaşı olmak istediğini kaydeden
et-Tavil, "İsrailliler beni darp ettiler. Yaklaşık 4 saat
hapsettiler. Sırtımdan darp ettiler ve kelepçelediler. Gece saat
23.00 civarında serbest bıraktılar. Burada olmaktan dolayı çok
mutluyum, Allah'a şükürler olsun" dedi.
(İlker Turak - Fatih Erdoğan /İHA)