"Mümbiç’te oyalanmak yerine..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Amerika, Mümbiç konusunda vardığımız mutabakatı bizi oyalama aracı haline dönüştürmüştür. Artık Mümbiç'te oyalanmak yerine dikkatimizi ve enerjimizi Fırat'ın doğusuna çevirmekte kararlıyız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Amerika, Mümbiç
konusunda vardığımız mutabakatı bizi oyalama aracı haline
dönüştürmüştür. Artık Mümbiç'te oyalanmak yerine dikkatimizi ve
enerjimizi Fırat'ın doğusuna çevirmekte kararlıyız"
dedi.
AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları
Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'nın Mümbiç
konusunda varılan mutabakatı Türkiye'yi oyalama aracı haline
dönüştürdüğünü belirterek, kimsenin sınırları dibinde tehdit
oluşturacak işler yapılmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin üzerinden 4 ay
geçtiğini ve bu sürede cereyan eden olayları anlatan Erdoğan, bu
dönemde yaşananların başka ülkelerin ve toplumların 14 yılda
yaşadıklarından daha fazlasına tekabül ettiğini kaydetti. Erdoğan,
"Ana muhalefet partisi önce seçim sonuçlarının üzerine
gölge düşürmeye çalıştı, başarılı olamadı. Milletimizin ortaya
koyduğu irade kimsenin inkar edemeyeceği kadar açık ve net olduğu
için sonuçları kabullenmek zorunda kaldı" diye
konuştu.
Ekonomide 2013 yılında Gezi olayları ile fitili ateşlenen, 15
Temmuz'da iyice aleniyet kazanan sıkıntıların farkında olduklarını,
bunların çözümü için çok önemli kararlar aldıklarını ve uygulamaya
başladıklarını hatırlatan Erdoğan, daha sonra yaşanan kur
saldırısına dikkat çekti. Erdoğan, "Maalesef ülkemiz
içindeki kimi kesimler de bu ateşi söndürme gayretlerimize destek
vermek yerine adeta ateşe odun taşıdılar. Yine de tüm imkanlarımızı
seferber ettik, bu saldırı dalgasını belli bir yerde kontrol altına
aldık" şeklinde konuştu.
Halen çözüm bekleyen sıkıntıların olduğunu kaydeden Erdoğan,
piyasalarda nakit sıkışıklığı yaşandığını, kredi kanallarının
daraldığını, üretim ve istihdamda dikkatle üzerinde durulması
gereken gelişmelerin yaşandığını bildiklerini kaydederek,
"Bunların hepsi ile ilgili hazırlıklarımız, planlarımız
var. Sanayicimizden esnafımıza, çiftçimizden inşaatçılarımıza kadar
herkesten sabır istiyoruz. Bu dönemde tüm kesimlerin kendi
kaynaklarını daha etkin şekilde kullanarak çarkların dönmesini
sağlaması çok önemlidir. Darbe girişiminin ertesi günü bile işinin
başında olan, ticaretine, üretimine ara vermeyen milletimizden
bugün de aynı dirayetli ve milli tavrı göstermesini
bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bu mesele sadece bir seçim meselesi değildir"
diyen Erdoğan, devlet ve millet olarak bekanın çocukların geleceği,
2023 hedefleri, 2053, 2071 vizyonları meselesi olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Biz AK Parti'nin kaderi ile ülkemizin kaderini
aynı görüyoruz. Bu ülke varsa, ayaktaysa, güçlüyse, hedeflerine
ilerliyorsa AK Parti işini doğru yapıyor demektir. Türkiye'nin
başına bir hal gelse AK Parti olsa ne olur, olmasa ne
olur" dedi.
"BİZİM TEK ANDIMIZ İSTİKLAL MARŞI'MIZDIR"
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burada bir kez daha tekrar ediyorum ki, bizim tek andımız
İstiklal Marşı'mızdır. Günümüz şartlarında hiçbir manası olmayan
fuzuli tartışmalarla milletimizi yormak yerine asıl işimize
bakacak, ülkemizi büyütmenin, güçlendirmenin, ileriye taşımanın
mücadelesini vereceğiz."
"BURAYA DURUP DURURKEN GELMEDİK, İŞTE BU DİPLOMASİDİR,
DİPLOMASİ ZAFERİDİR"
Türkiye ekonomi, kur, faiz ve enflasyonu mermi gibi kullanan
çevreler tarafından hedeflerinden uzaklaştırılmaya çalışılırken
tarihi başarılara imza atmayı sürdürdüklerini belirten Erdoğan,
İdlib'te milyonlarca insanın hayatını etkileyecek büyük bir
felaketin önüne tüm dünyanın taktirini kazanan bir gayret ile
geçmeyi başardıklarının altını çizdi. "Bazıları soruyor,
‘dış politika' işte buyur diş politika. Bu dış politikada AK Parti
yönetiminin en büyük başarısıdır" ifadelerini kullanan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve İran ile yürütülen görüşmeler
neticesinde bölgedeki tüm tarafların hassasiyetlerini karşılayan
formüller geliştirildiğini belirtti. Erdoğan, "Cenevre
çözemedi, alternatif olarak bir şeyler yapmamız lazım dedik, Astana
ile ortaya bir çözüm koyduk. Astana süreci ile bu adımı attık, önce
Soçi, Ankara, Tahran zirveleri ile belli bir yere geldik. İdlib
konusunda da Soçi zirvesi ile bu işi gayet iyi bir yere getirdik,
imzalar atıldığından bu yana İdlib'te sıkıntı yaşamıyoruz.
Suriye'de Türkiye'nin güvenlik altına aldığı her yerde aynı
sekineti ve ümidi görmek mümkündür. Hem bölgedeki güçler hem de
dünyadaki kamuoyu ülkemizin Suriye'de ne toprak işgali ne de doğal
kaynakları sömürme gayreti ile bulunmadığını artık tamamen görmüş
ve kabul etmiştir. Buraya durup dururken gelmedik. İşte bu
diplomasidir, diplomasi zaferidir. Bizim tek bir amacımız var, o da
bölgedeki krize Suriye'nin toprak bütünlüğü temelinde her mezhepten
ve kökenden kesimi kucaklayacak adil, sürdürülebilir, demokratik
siyasi bir çözümün bulunmasıdır" dedi.
"ONLARIN SIRTINDA YUMURTA KÜFESİ YOK, BOŞ KÜFEYLE
DOLAŞIYOR"
Türkiye'de yaşayan 3,5 milyon Suriyeli, 500 bin Iraklı'nın ancak bu
şekilde geleceklerini yeniden kendi vatanlarında görmeye
başlamalarının temin edilebileceğini söyleyen Erdoğan,
"Kimseyi zorla hala çok ciddi tehditlerin bulunduğu
coğrafyaya göndermeyi aklımızdan geçirmedik, geçirmeyeceğiz. Böyle
bir tavır bizim ne tarihimize ne kültürümüze ne medeniyetimize ne
de ahlakımıza sığar. Ana muhalefet partisinin başındaki zatın ve
çevresindekilerin vicdanına, ahlaki anlayışına sığabilir, o bizi
ilgilendirmiyor, biz kendimizden sorumluyuz. Onların sırtında
yumurta küfesi yok, boş küfeyle dolaşıyor. Ama bizde var ve biz
burada o sorumluluğumuzun bilinci ile adımlarımızı
atacağız" diye konuştu.
"TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BİRLİKTE YÜRÜNEN BİR YOLUN SONU KİMSE
İÇİN HAYIRLI BİR YERE ÇIKMAZ"
Suriye sorununu tendi mecrasında çözme çabalarına hız vermek
mecburiyetinde olduklarını belirten Erdoğan, Fırat Kalkanı
Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve İdlib harekatı ile önemli
kazanımlar elde edildiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Şimdi sırada Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarının
ortadan kaldırılması ve bu bölgenin yeniden gerçek sahibi olan
Suriyeli kardeşlerimizin hayat alanı haline getirilmesi vardır.
Amerika, Mümbiç konusunda vardığımız mutabakatı bizi oyalama aracı
haline dönüştürmüştür. Mümbiç meselesinin er veya geç arzu
ettiğimiz doğrultuda çözüleceğine inanıyoruz. Şuanda devriye
güçlerinin Gaziantep ile bizim askerimizle Amerikalı askerlerin
birlikte çalışma yaptığını biliyorsunuz. Bunları biz Mümbiç'in bir
an önce boşaltılmasına yönelik adımlar olarak görüyoruz. Artık
Mümbiç'te oyalanmak yerine dikkatimizi ve enerjimizi Fırat'ın
doğusuna çevirmekte kararlıyız. Fırat'ın doğusunda terör örgütü eli
ile Türkiye tehdit ediliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, kimsenin
de sınırlarımızın dibinde bize tehdit oluşturacak işler yapmasına
izin vermeyiz. Zaten terör koridorunu dağıtmış durumdayız. Ama
yeniden oluşumlar kesinlikle bizim açımızdan kabul edilemezdir.
Oralar bizim kırmızı çizgimizdir, oralarda buna fırsat vermemiz
mümkün değildir. DEAŞ'ın bölgede yapılan operasyonlar için bir
bahane olarak kullanıldığı tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.
Bugün hala güya DEAŞ'ı canlandırarak ülkemizi tehdit eden terör
örgütüne verilen desteği meşrulaştırma gayretlerine dikkat
ederseniz devam ediliyor. Biz DEAŞ adına sahaya sürülen
çapulcuların kim tarafından nerede nasıl korunduğunu,
silahlandırıldığını, desteklendiğini de çok iyi biliyoruz. Bölgeye
getirilen 19 bin tır ve 3 bin kargo uçağı dolusu silah, mühimmatın
DEAŞ ile alakası bulunmadığını da biliyoruz. Rejim ile terör örgütü
arasında Deylizor'da yaşanan kavganın petrol sahalarını kontrol
etme kavgası olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Daha bildiğimiz çok
şey var. Bizim kimse ile kavga etmek, fiili çatışmaya girmek gibi
bir amacımız yoktur. Bizim tek gayemiz ülkemize yönelen tehdidi
kaynağında ve kalıcı olarak ortadan kaldırmaktır. Deşifre olmuş bir
oyunu sürdürmeye çalışanlar sadece kendilerini komik duruma
düşürürler. Müttefiklerimize, dostlarımıza, iş ortaklarımıza
diyoruz ki, gelin, sırtınızdaki bu yükten kurtulun. Terör örgütü
ile birlikte yürünen bir yolun sonu kimse için hayırlı bir yere
çıkmaz. Türkiye gibi bir ülkeyi eli kanlı, mazisi karanlık,
mensupları şaibeli bir örgütte feda etmek akıl karı değildir. Bu
çağrımızın yavaş yavaş muhataplarımızda makes bulmaya başladığını
biliyoruz. Bununla birlikte biz kendi harekat planlarımıza göre
çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Çok yakında bu çalışmaların
sahadaki yansımaları görülmeye başlayacak. Bu sözlerimiz son
ikazımız olarak değerlendirilmelidir. Ülkemize ve milletimize
yöneltilen son silah da yok edilene kadar mücadelemizi sürdürmekte
kararlıyız" şeklinde konuştu.
(Derya Yetim/İHA)