Mültecilere yönelik tepkileri eleştirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mültecilere kem gözlerle bakanları eleştirerek, "Bu kişilerin birkaç kuşak gerisine gidersek onlarda da bir muhacirlik bulacağımızdan eminim" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mültecilere kem gözlerle bakanları
eleştirerek, "Bu kişilerin birkaç kuşak gerisine gidersek
onlarda da bir muhacirlik bulacağımızdan eminim" dedi.
AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen Dünya İnsan
Hakları Günü programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin
mültecilere sahip çıkma konusunda ödül verilmesi gereken bir ülke
olduğunu belirtti. Erdoğan, konuşmasında gençlere de sigara
konusunda şu sözlerle seslendi:
"Sigara içmek suretiyle sen oradan duman altı olurken,
yanındaki pasif içiciyi rahatsız etme hakkına sahip değilsin. Bunu
adı kul hakkıdır."
"BİZİM TEK SORUNUMUZ KENDİ ÖLÇÜLERİMİZE KENDİMİZİN RİAYET
ETMİYOR OLMASIDIR"
"Bana göre insan haklarının zirvesi bizim medeniyetimizin
‘insan yaradılmışların en şereflisidir' hükmüdür. Rabbimiz insanı
dünyadaki gördüğümüz ve göremediğimiz tüm varlıklardan üstün
kıldığına göre bunun daha üstünde hak tanımı yapmaya uğraşmak
beyhudedir" açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
konuşmasında özeleştiri yaptı. Erdoğan, "Bizim tek
sorunumuz kendi ölçülerimize kendimizin riayet etmiyor olmasıdır.
Kur'an ve sünnet terbiyesi almamış kendini bilmezler asla İslam'ı
temsil edemezler. Tam tersine bu konuda bizim çok sağlam
referanslarımız var. Ecdadımız geçmişte insana dair her konuda
öylesine hassasiyetler ortaya koşmuştur ki, bu gün dahi örneklerine
rastlamak mümkün değildir. Ülkemizde insan haklarının her alanı
gibi sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi konusunda reformlar
gerçekleştirmek bize nasip oldu. Bizim bu çıkışımızı batı sessiz
devrim diye niteledi. İnşallah önümüzdeki dönemde tüm bu
çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz" diye
konuştu.
"BUGÜN TÜRKİYE DÜNYADA SINIRLARI İÇİNDE EN ÇOK MÜLTECİ
BARINDIRAN ÜLKE DURUMUNDADIR"
Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta yaşanan insani dramlar karşısındaki
duruşunun başlı başına bir insan hakları efsanesi olduğunun altını
çizen Erdoğan, "Daha önce birinci ve ikinci Körfez
Savaşları döneminde Irak'tan gelen yüzbinlerce kişiye sorgusuz
sualsiz kapılarımızı açmış, durum normale dönene kadar onlara sahip
çıkmıştık. Suriye'de son 7 yıldır süren kriz döneminde
sınırlarımıza gelen herkese kapılarımızı açtık. Milyonlarca
kardeşimizin bir kısmını kurduğumuz kamplarda, diğer kısmını da
şehirlerimizde misafir ediyoruz. Yaklaşık 3,5 milyon kişi. Halen
Suriyeli ve Iraklı bu 3,5 milyona yakın sığınmacı ülkemizde
hayatını sürdürüyor. Var mı dünyada örneği? Türkiye bunu yaptı.
Diğer ülkeler ve bölgelerden gelenlerle bu rakam 4 milyonu geçiyor.
Bugün Türkiye dünyada sınırları içinde en çok mülteci barındıran
ülke durumundadır. Canını, namusunu, geleceğini kurtarmak için
kapımıza gelen herkesin başımızın üzerinde yeri vardır"
şeklinde konuştu.
"BUNLAR YPG-PYD'YE ÖDÜL VERECEK KADAR ÖDÜLSÜZLÜKTEN
NASİBİNİ ALMIŞLAR"
Anadolu'nun bir göçmenler diyarı olduğunu, asırlar boyunca her
istikametten bu coğrafyaya akın akın insanların geldiğini belirten
Erdoğan, "Bugün her kim Suriye'den, Irak'tan, Kuzey
Afrika'dan veya başka bir bölgeden gelenlere kem gözlerle bakıyorsa
geçmişinden, tarihinden bihaber demektir. Bu kişilerin birkaç kuşak
gerisine gidersek onlarda da bir muhacirlik bulacağımızdan eminim.
Bu ülkeye, bu millete ihanet içerisine girmemiş olması şartıyla
bizim herkese kapımız da, kalbimiz de açıktır, açık olmaya devam
edecek. Asıl üzülmemiz gereken, asıl yüreğimizi parçalamamız
gereken buraya gelenler değil, bu yolculuk sırasında hayatlarını
kaybedenler olmalıdır. Aylan bebeğin kıyılarımıza vuran minik
bedenini asla unutmayacağız, aile fertlerinin tamamını
kaybettikleri için el ele tutuşarak askerlerimize sığınan
kardeşleri asla unutmayacağız. Eğer dünyada mültecilere sahip
çıkması konusunda ödül verilecekse bunu en fazla hak eden ülke
Türkiye'dir. Bize böyle bir ödülün asla verilmeyeceğini gayet iyi
biliyoruz. Çünkü dünyada her konu gibi insan hakları meselesi de
tamamen politik konumla ilgili. Hatta her gün Filistinlileri
katleden İsrail'e veya halkına zulmeden bir başka terör devletine
böyle bir ödülün verilmesi bizi asla şaşırtmaz. Bunlar YPG-PYD'ye
ödül verecek kadar ödülsüzlükten nasibini almışlar. Bunlar bir
terör örgütünü bir başka terör örgütü ile yok etme gayretine
girecek kadar barıştan uzak tiplerdir. Bu durum sadece onların
insan haklarına hizmet edecek işler yaptıklarına değil, politik
olarak doğru ittifakların içinde ne denli yer aldıklarının da
işaretidir. Haksız da olsa güçlünün üstün olduğu, güçsüzün ise
haklı da olsa çaresizlik içende kıvrandığı bir dönemden geçiyoruz.
Bazısı ne kadar güçlü olursa olsun, istediği kadar silahları olsun,
istediği kadar nükleer başlıkları olsun, güçlü olan onlar değil,
güçlü olan haklı olandır. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz, bunun için
de dünya 5'ten büyüktür diyerek itirazımızı tüm dünyada dile
getiriyoruz. Yaşanan her hadise bizim bu isyanımızın haklılığını
teyit ediyor. İnsanlığın vicdanında her gün biraz daha gür bir
şekilde yankı bulduğunu gördüğümüz bu gayretimiz, inşallah çok
uzakta olmayan bir tarihte BM'nin ve özellikle Güvenlik Konseyi'nin
reformu ile neticelenecektir" ifadelerini kullandı.
"BUNU ADI KUL HAKKIDIR, BUNU BÖYLE BİLESİNİZ"
Müslüman'ın Müslüman üzerindeki haklarından bahseden ve bunun en
geniş insan hakları tanımı olduğunu kaydeden Erdoğan,
"Sigara içmek suretiyle pasif vatandaşı darda bırakmamak.
Daha nice ilkeleri var ki, hepsi de insan ve insan hakları ile
ilişkilidir. Gençler size de sesleniyorum. Sigara içmek suretiyle
sen oradan duman altı olurken, yanındaki pasif içiciyi rahatsız
etme hakkına sahip değilsin. Bunu adı kul hakkıdır, bunu böyle
bilesiniz" dedi.
İNSAN HAKLARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
İnsan hakları alanındaki çalışmaların ifşasının çok fazla görünür
olmasının pek doğru olmadığını kaydeden Erdoğan,
"Uluslararası platformlarda Suriyeliler için 30 milyar
dolar harcama yaptığımızı inanın bana adeta utanarak ifade ediyoruz
ama bu ülkenin ana muhalefetinin başındaki kişi sadece hükümete,
iktidara bir şeyler söyleyebilmek için bize ‘bunu ispat edin'
diyor. Anlayışa bak. Sen daha hayatında mültecilerle ilgili ne
yaptın? Bunu söylememizin tek sebebi de insanlık ve muzlumlar için
doğru dürüst hiçbir şey yapmadıkları halde büyük bütçeli
propagandalarla dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışanlara derslerini
vermektir"
Erdoğan, programın sonunda, Ağrı'nın Diyadin İlçesi'ne bağlı
Günbuldu Köyü'nde, 9 Ekim günü elektrik teline kanadı takılan kuşu
kurtarmak isterken, akıma kapılan ve ellerini kaybeden 17 yaşındaki
çoban Ramazan Taşdemir merhamet ödülüne layık görülürken, tedavisi
devam ettiği için ödülünü babası Mehmet Taşdemir aldı.
1995 yılında Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen yarışmada
birinci olan ancak başı örtülü olduğu için o gün ödülünü alamayan
Tevhide Kütük Güneri sabır ödülüne layık görüldü.
İnsani yardım ödülüne AFAD layık görülürken, ödülü AFAD Başkanı
Mehmet Güllüoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.
(İHA)