Mübadele ile gelen Zehra nine: Atatürk bana okula gidip gitmediğimi sordu
TÜRKİYE ile Yunanistan arasında 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak yapılan Nüfus Mübadelesi (Değişimi) anlaşması kapsamında İstanbul'a gelerek Avcılar'a yerleşen ilk kafilede bulunan 97 yaşında olan Zehra Bilgi, Florya'da Atatürk ile karşılaşıp konuştuğunu anlattı.
TÜRKİYE ile Yunanistan arasında 1923 yılında Lozan Barış
Antlaşması'na ek olarak yapılan Nüfus Mübadelesi (Değişimi)
anlaşması kapsamında İstanbul'a gelerek Avcılar'a yerleşen ilk
kafilede bulunan 97 yaşında olan Zehra Bilgi, Florya'da Atatürk ile
karşılaşıp konuştuğunu anlattı.
Osmanlı Devleti'nde 'Rumeli'nin Başkenti' olan Manastır'ın en
önemli ilçesi Kayalar'da dünyaya gelen resmi kayıtlara göre 1918
doğumlu olan, yakınlarının 99 yaşında olduğunu söylediği Zehra
Bilgi, Avcılar'da, oğlu Faruk Bilgi, gelini Şaziye Bilgi ve torunu
Figen Umar ile ile yaşamını sürdürüyor. Avcılar Belediye Başkanı
CHP'li Handan Toprak Benli, ilçenin en yaşlı insanı Zehra Bilgi'yi
evinde ziyaret ederek anılarını dinledi. Başkan Benli, "Zehra anne"
diye hitap ettiği ve elini öptüğü Bilgi'ye, "Geldiğiniz topraklar,
Cumhuriyet kurulmadan önce bizim topraklarımızdı. Cumhuriyet'in
kurulduğu yılda mübadele ile gelen ilk gruptasınız.
Anlatacaklarınız ile bizi geçmişle buluşturacaksınız" dedi.
Bir asra yaklaşan ömrüne rağmen sağlığı yerinde görünen ve kendi
deyimi ile 'Zeki' olduğunu geçmişi 'bugün gibi' hatırladığını
belirten Zehra Bilgi, annesi Zülale'nin kendisini dünyaya getirdiği
gün babasının hayvanlarını çalmaya gelen hırsız Rumlar tarafından
öldürüldüğünü, dolayısı ile baba olduğunu göremediğini söyledi.
Babası öldürülünce annesinin perişan olduğunu ve 3 çocukla çok zor
günler geçirdiğini belirten Zehra Bilgi, Kurtuluş Savaşı'nın
ardından yakındaki Selanik'e gittiklerini annesi ile Atatürk'ün
doğduğu evi de gördüğünü söyledi. Zehra Bilgi, gemi ile günler
süren zorlu Türkiye'ye yolculuklarını ve Mustafa Kemal Atatürk ile
karşılaşmasını şöyle anlattı:
"SEN OKULA GİTMİYOR MUSUN DİYE SORDU"
"Çocuktum ama güzel bir evimizin olduğunu iyi hatırlıyorum. Annem
ağlayarak, Rumlar'a 'Bizi neden evimizden atıyorsunuz?' diyordu.
Bizi bir gemiye koydular. Her yere uğraya, uğraya günler süren
yolculuk sırasında ölen iki kişiyi kefenleyip denize attıklarını
gördüm. Sonunda gemi İstanbul Tuzla'ya geldi. Bizi Florya'da o
tarihte adı 'Kaliterya' olan Şenlikköy'e götüreceklerdi. Orası
doldu diye bizi buraya Amindos Çiftliği'nin bulunduğu Ambarlı
Köyü'ne (Bugün Avcılar'ın Mahallesi) getirdiler. Ben Ambarlı'daki
bugünkü evimizin hemen yanında bugün harabe haline dönen o tarihte
okul olarak kullanılan kilisede okudum. Ortaokul daha sonra açıldı.
Bize arazi verdiler. Teyzem Şenlikköy'deki 'Grapus' adlı Rum'un
çiftliğinde çalışırdı. Annem de burada Firüzköy'deki (Avcılar'ın
mahallesi) haşhaş ekim döneminden artan zamanlarda teyzemin yanına
giderdi. Çocuktum, beni evde yalnız bırakmamak için yanında
götürürdü. Bu çiftliğin yanındaki çeşmeye gider onlara kova ile su
getirirdim. Üniformalı 4-5 kişi geldi. O zaman o gelenin Atatürk
olduğunu bilmiyordum. Fotoğraflar, gazeteler, televizyonlar yoktu.
O'nu o an tanıyamadım. Yanıma geldi, bana, 'Sen okula gitmiyor
musun?' diye sordu. Kendisine 'Bugün tatil, teyzemin yanına geldim'
dedim. Başımı okşayıp gitti. Daha sonra onun Atatürk olduğunu
öğrendim. Atatürk'üm bir tane. Daha sonra Ankara'ya gittim. Israr
ettim, elbiselerini aldım, öptüm, kokladım. Allah'ı da var: bizi
oradan alıp kurtardı. Atatürk'ün milletimize çok büyük hizmeti
var."
Zehra nine, Avcılar'da o yıllarda Firuzköy yakınlarında 'Amindos
Çiftliği'nde afyon toplaması ve kurutmasında çalıştıklarını, 20
yıla yakın süreyle eşi ile işlettiği bakkal dükkanında hükümetin
kendilerine satılması için basma ve patiska kumaşı verdiğini
ayrıca, karne ile ekmek, şeker ve hane başına 5 litre gazyağı
sattığı günleri bugün gibi hatırladığını anlattı.
KÖY MEKTEBİ TASDİKNAMESİ 'İYİ' NOTU İLE DOLU