Milli Eğitim şube müdürleri hakim karşısında
İzmir'de, 3 yaşındaki Alperen Sakin'in unutulduğu anaokulu servisinde yaşamını yitirmesine ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu ile şube müdürleri Hüseyin Buldu ve Şener Şan hakkında görevi ihmalden açılan davanın görülmesine başlandı. Duruşmaya katılan Buldu ve Şan, denetleme görevinin kendilerinde olmadığını öne sürerek suçlamaları kabul etmedi.
İzmir'de, 3 yaşındaki Alperen Sakin'in unutulduğu anaokulu
servisinde yaşamını yitirmesine ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim
Müdürü Mesut Uğurlu ile şube müdürleri Hüseyin Buldu ve Şener Şan
hakkında görevi ihmalden açılan davanın görülmesine başlandı.
Duruşmaya katılan Buldu ve Şan, denetleme görevinin kendilerinde
olmadığını öne sürerek suçlamaları kabul etmedi.
Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü
Mesut Uğurlu ile şube müdürleri Hüseyin Buldu ve Şener Şan hakkında
"görevi ihmal" suçundan açılan davanın ilk
duruşması görüldü. Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen
duruşmaya şube müdürleri Hüseyin Buldu, Şener Şan, Buket-Serkan
Sakin ve tarafların avukatları ile Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Politikalar Bakanlığı vekili avukat Müjgan Bilgen Özen
katıldı. Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu ise duruşmaya
mazeret belirterek katılmadı.
Duruşmada savunma yapan sanıklardan şube müdürü Hüseyin Buldu,
yönetmeliğe göre denetim görevinin kendisinde olmadığını öne
sürerek, "Ben bu göreve 2014 yılında atandım. Hepimizin
üzüldüğü acı bir olay yaşadık. Özel eğitim kurumları yönetmeliğinin
67. maddesinde belirtildiği üzere, denetleme benim uhdemde olan bir
durum değil. O maddeye göre özel eğitim kurumları Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı mali müfettişler, müfettiş yardımcıları, il milli
eğitim müdürlerinin görevlendirdiği şube müdürleri tarafından
denetlenir. Yani bu yönetmeliğe göre görevlendirilen şube müdürü
denetleme yapar. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bana
denetleme görevi verilmedi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından
2016 yılında Sevgi Yumağı Anaokulu denetlenmiş ve belirlenen
eksiklikler bize rapor halinde sunulmuştur. Bu eksiklikler okuldaki
su deposunun çalışmadığı ve öğrenci ücretlerinin okul adına açılan
bir hesaba değil elden yatırıldığı şeklindedir. Biz bu
eksikliklerin takibi konusunda görevliyiz. Biz de oluşturduğumuz
komisyonla birlikte yaptığımız incelemede bu eksikliklerin
giderildiğini belirleyip, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gerekli
raporu sunduk. Biz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak özel okullara
yönelik bir şikayet gelmesi durumunda komisyon oluşturuyoruz. O
komisyona zaman zaman şikayetler geldi, ancak Sevgi Yumağı Anaokulu
ile ilgili hiç şikayet almadık. Görevim olmayan bir denetleme ile
suçlanıyorum. Daha önce de belirttiğim üzere yönetmeliğin ilgili
maddesi gereğince denetleme yapacak kişiler bellidir. Şube müdürü
olarak bana denetleme görevi verilmedi. Suçlamaları kabul etmiyor
ve beraatimi talep ediyorum" dedi.
"HİÇBİR ŞİKAYET YOKTU"
Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapan diğer şube müdürü
Şener Şan da olayın gerçekleştiği tarihte özel okullardan sorumlu
şube müdürünün kendisi olmadığını söyleyip, olayla ilgisinin
bulunmadığını öne sürdü. 2 çocuk babası ve 24 yıllık eğitimci
olarak yaşanan olay karşısında üzüntü duyduğunu dile getiren Şan,
şöyle konuştu:
"Özel eğitim kurumlarından sorumlu olarak 2014 yılından
2016'a kadar bu görevi yaptım. Daha sonra Hüseyin Buldu'ya
devrettim. Yani olaydan 1 yıl önce görevi devrettim. Benim bu
olaydan sorumlu tutulmam mümkün değildir. Ben görevde bulunduğum
süre içinde üzerime düşen görevi yerine getirdim. Zaten
yönetmeliğin 67. maddesine göre denetleme yetkisi şube müdüründe
değildir. Ancak görevlendirme olursa denetleme yapabilir. Benim
görev yaptığım dönemde Sevgi Yumağı Anaokulunda müfettişler 3-4
Şubat 2016 tarihinde denetleme yapılmıştır. O denetlemede oyun
alanında kum havuzunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Biz de
eksikliğin giderilmesi için okula gerekli yazıyı gönderdik. Okulda
bir süre sonra eksikliğin giderildiğini bize bildirmiştir. Bana
düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğim açıktır. İddianamedeki
üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bahse konu olan okulla
ilgili benim görev yaptığım dönemde hiçbir yere şikayette
bulunulmamıştır. Alperen Sakin'in ölümüyle ilgili suç işlemem
hukuken ve mantıken mümkün değildir. Olayla ilgili benimle bir bağ
kurulması da mümkün değildir."
"ALPEREN'İN ELİNDE AYAĞINDA MORLUKLAR
GÖRÜYORDUK"
Minik Alperen'in babası Serkan Sakin, Almanya'dan geldikleri için
okullardaki yönetmeliği bilmediklerini ve kreş sahibinin okulu
eksiksiz olarak tanıttığını belirterek, "Ben Almanya'dan
kesin dönüş yapınca İzmir'e yerleştik. Alperen'i kreşe vermeden
önce araştırma yapmıştık. Ancak okulun tabelasında MEB yazısını
görünce kuşkumuz kalmadı. Biz olaydan sonra okulda eksikliklerin
olduğunu öğrendik. Zaten öncesinde bizim bunları bilmemiz mümkün
değildir. Denetleyici biz değiliz. Alperen'in elinde ayağında
morluklar görüyorduk. Ancak çocuktur oyun oynarken düşüyordur diye
düşünüyorduk. Okula gittiğimizde bizi hemen içeri almıyorlardı.
Kameralar açılmadan önce müzik veriliyor, bir süre sonra kameralar
açılıyordu. Bunun nedenini sorduğumuzda 'içeride müstehcen bir
durum olabilir' diyorlardı" dedi.
ŞUBE MÜDÜRÜNÜN YEĞENİ DE ŞİDDET GÖRMÜŞ
Baba Sakin, davanın sanıklarından şube müdürü Şener Şan'ın kardeşi
Esra Şan'ın kızının da Sevgi Yumağı Anaokuluna gittiğini hatta
şiddet gördüğünü kaydederek, "Alperen'in ölümünden sonra
okuldaki diğer velilerle görüştük. Hatta Şener Şan'ın kardeşiyle de
görüştük. Kendisi de Sevgi Yumağı Anaokuluna çocuğunu gönderdiğini
ve çocuğunun şiddet görmüş olabileceğini söyledi. Bunu televizyon
programlarına çıkıp söyledi. Şener Şan'ın, akrabasının
açıklamalarından hiç mi haberi olmadı. Hiç mi duymadı kardeşinden
bunu. Ben bu olayda okulu denetleyen kim anlamış değilim"
diye konuştu.
"OKUL DENETLENSEYDİ OĞLUM HAYATTA OLABİLİRDİ"
Anne Buket Sakin de Sevgi Yumağı Anaokuluna kayıt yaptırmak için
gittiklerinde çocuklarının 33 aylık olmasının sorun olmadığını
kendisine söylediklerini belirtti. Okulda daha küçük çocukların
bulunduğunun, Alperen'in ölümünden sonra ortaya çıktığını söyleyen
anne Sakin, "Bu okullar neden denetlenmedi. Bize Alperen'in
33 aylık olmasının sorun olmadığını söylediler. Okul denetlenseydi,
oğlum hayatta olabilirdi" dedi.
Hakim, diğer sanık Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu'nun
dinlenmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı
erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İzmir'in Çiğli ilçesinde 15 Ağustos 2017 tarihinde, Buket- Serkan
Sakin çiftinin oğulları Alperen Sakin, Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokuluna götürülmek üzere servis
minibüsü şoförü Taner İ. (47) ile rehber personel D.K.'ye (17)
teslim edildiği serviste unutularak sıcak havada yaşamını
yitirmişti.
(Ali Gözeten /İHA)