MHP’li Büyükataman’dan anayasa değişikliğine ilişkin açıklama
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, anayasa değişikliğine ilişkin, "İlgili metne bakınca, yürütmede çift başlılıktan kurtarıldığı, güçlü bir parlamento oluşturulduğu, cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluklarında bir denge kurulduğu anlaşılacaktır" dedi.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, anayasa değişikliğine
ilişkin, "İlgili metne bakınca, yürütmede çift başlılıktan
kurtarıldığı, güçlü bir parlamento oluşturulduğu, cumhurbaşkanının
yetki ve sorumluluklarında bir denge kurulduğu
anlaşılacaktır" dedi.
TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri devam ediyor. MHP adına MHP
Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve MHP
Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal
konuştu.
Büyükataman, İstanbul'da hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan
rahmet dileyerek, Türk milletinin bir ve beraber olduğunu ifade
etti.
Türkiye'nin ağır ve olumsuz şartların hüküm sürdüğü kritik bir
dönemden geçtiğini söyleyen Büyükataman, "Milli güvenlik
sorunu ağırlaşmakta, iç ve dış güvenliğimiz çok ciddi tehlike ve
tehditlere maruz kalmaktadır. Türkiye çok ciddi beka sorunu ile
karşı karşıyadır. Ülkemiz uzun süredir karmaşık olayların, kaotik
gelişmelerin baskı ve kuşatması altındadır, adeta Sırat
Köprüsü'nden geçmektedir" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimine değinen Büyükataman, "Gayemiz bu
tür düşmanlıkların tekrarına mani olmaktır. İstiklalimiz, iktidar
ve imtiyaz kaybetme korkusuyla değil, kucaklaşma, dayanışma, ortak
değer ve milli gerçeklerde buluşmayla teminat altına alınmaktadır.
Bu nedenle Türk siyaseti ucuz hesap yapmadan, çatışma ve çekişmeye
kapılmadan Türkiye'nin ana meselelerine çözüm getirmeye mecburdur.
Milliyetçi Hareket Partisi her vesileyle açıkladığı hassasiyetleri,
ilke ve esaslarına bağlı bulunmak şartıyla, milleti ve ülkesi için
her olumlu, anlamlı teşebbüse vardır ve gereğini yapmaktadır. 15
Temmuz darbe girişimi, uzun yıllar boyunca, sistemli çabalarla bir
çetenin devlete nasıl sızdığını korkutucu biçimde ortayla
koymuştur. Karşımızdaki büyük resim vahimdir. FETÖ ile mücadelede
bu yapının siyasi ayakları hala açıklığa kavuşmamış, 15 Temmuz
sonrası FETÖ bağlantılı soruşturmalar ayıklama ve tasfiye süreci
sadece bir kuruma doğru dürüst uğramamıştır, bu kurumda siyaset
kurkumudur. Bu açığa çıkarılmadan, ne FETÖ anlaşılabilecek ne de 15
Temmuz darbe girişimi tüm yönleriyle aydınlanabilecektir. Siyasi
ayaklar ortaya çıkarılmadan, FETÖ ile mücadele topal kalacak, bu
habis terör örgütünün kökünün kazınması mümkün
olmayacaktır" şeklinde konuştu.
Kıbrıs'taki çözüme ilişkin olarak Büyükataman, "Kıbrıs
müzakerelerinin bam teli şüphesi topraktır, toprak ise vatandır,
namustur, pazarlık konusu yapılamayacaktır. Bu millî ilkenin Kıbrıs
Türklüğünün vazgeçilmezi olduğunu bilmek, görmek ve teyit etmek
şarttır. Kıbrıs müzakerelerinde adil ve kalıcı bir çözüme
ulaşılması son derece acil ve önemlidir ancak sırf çözüm olsun diye
de tavizlerle Türk vatanını terk etmek, tarihî hak ve
çıkarlarımızdan bir çırpıda ayrılmak yanlıştır ve bunu tasvip
etmemiz de imkânsızdır. Kıbrıs'taki Türk toplumunun aleyhine,
kazanımlarını sekteye uğratacak, egemenlik haklarını hiçe sayacak
herhangi bir anlaşma veya uzlaşmanın milletimiz nezdinde itibar
veya inandırıcılığı olmayacaktır" diye konuştu.
Büyükataman 15 Temmuz'dan sonra yeni anayasa ihtiyacının arttığına
dikkat çekerek, "Türkiye'de hiçbir şey 14 Temmuz'daki gibi
olmayacak. Milletimizin yeni bir soluğa, yeni bir hukuki mutabakata
yönelik talebi hissedilir ölçüde fazladır. Milliyetçi Hareket
Partisi Anayasa'nın tadilatına veya yeniden yazılımına dair
toplumda oluşan beklentiye sıcak ve olumlu bakmaktadır. Anayasa
değişikliği konusunda inisiyatif almamız, fiili dağınıklığı ve
çarpıklığı çözme irademiz, yalnızca Türkiye ve Türk milletinin
geleceğine dair duyduğumuz sorumluluk anlayışımızdan
kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin adım adım felakete doğru
ilerlemesini istemiyorsak, siyaset kurumu olarak devreye girmeli ve
mutlaka tedbir almalıyız. Anayasamızın hiçbir yerinden ‘Türk'
ibaresinin çıkarılması önerilmemekte, bu bir tartışma alanı
değildir. Anayasamızın ilk dört maddesi tartışma konusu değildir.
İlgili metne bakınca, yürütmede çift başlılıktan kurtarıldığı,
güçlü bir Parlamento oluşturulduğu, Cumhurbaşkanı'nın yetki ve
sorumluluklarında bir denge kurulduğu anlaşılacaktır. Bu çalışma,
Başkanlık sistemine geçiş değil, Cumhurbaşkanı'nın sınırsız şekilde
kullandığı yetkileri sınırlandırmak ve Cumhurbaşkanı'na sorumluluk
yüklemektir. Parlamento yasama ve denetleme faaliyetlerinde daha
güçlü hale getirmiş, buna paralel olarak yargı denetimine imkan
sağlanmıştır. Sistem rejim tartışmaları gerektiren bir durum söz
konusu değildir."
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, Türkiye'nin sıcak para
akışına dayalı, üretmekten çok tüketmeye, bilgi ve teknoloji yoğun
yerine hizmet sektörüne yatırımların sürdürülebilir olmadığını
söyleyerek, "Türkiye'nin böylesine ekonomik yapıya
kavuşması, önümüzdeki yılların şekillendirmesini etkileyecek önemli
hususlardan birisi olacaktır. Kısacası başta terör olmak üzere,
işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitim
sistemindeki çarpıklıklar, sosyal güvenlik sistemindeki
yetersizlikler ile her alanda yaşanan yozlaşma ve yolsuzluk,
türkiye7nin önünde duran köklü temelleri bulunan başlıca
sosyo-ekonomik sorunlardır. Bu nedenle 2023'e kadar olan dönemde;
ülkemizin kaybettiği zamanın her almanda oluşan tahribatın,
açıkların telafi edilmesi gerekmektedir. Bu açıkların kapatılması,
bu amaca ulaşılması yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi
halinde Türkiye 2023 yılında bölgesel güç ve küresel aktör
olabilecek, 20 ekonomik, sosyal, siyasi, teknolojik ve stratejik
alanlarda küresel ölçekte etkili bir güç ve lider ülke haline
gelecek, bunu sürdürebilir hale getirecektir" şeklinde
konuştu.
Günal, şöyle konuştu:
"Terörle ve teröristle etkin bir şekilde mücadele edilirken
vatandaşların can ve mal güvenliğini öncelikle temin etmek ve zarar
görmelerine fırsat vermemek gerekmektedir. Terörle mücadele
sırasında haksız ile haklı, suçsuz ile suçlu ayırt edilmeli ve
mücadele hukuk devletinin yöntemleriyle kararlı bir şekilde
sürdürülmelidir. Güvenlik birimlerinin yaptığı mücadelenin yanı
sıra, istismar edilen ve bu nedenle terörü besleyen unsurların da
ortadan kaldırılmasına dönük olarak ekonomik, sosyal, psikolojik,
idari, demografik ve kültürel etkenlerin ortadan kaldırılması
temelinde bir mücadele yürütülmelidir. Bu kapsamda, ekonomik ve
sosyal konularda da çözümü önerilerimizi içeren, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesini Kalkındırma Programı Sayın Genel Başkanımız
Devlet Bahçeli Bey tarafından eylül ayı sonunda kamuoyunun
dikkatine bir basın toplantısıyla sunulmuş bulunmaktadır. Buradaki
programın temel amacı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki 23
ilde ekonomik büyümeyi, sosyal gelişmeyi ve toplumsal uzlaşmayı
artırarak millî birlik ve bütünleşmeyi sağlamaktır. Çağdaş dünya
nimetlerinden bütün vatandaşlarımızın hakça yararlandığı bir
kalkınma modelinin gerçekleştirilmesi bu programın
esasıdır."
(İHA)