Marmara Üniversitesinden Yıldırım’a fahri doktora
Marmara Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı Açılış törenine katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım'a Üniversite Senatosu tarafından fahri doktora unvanı verildi.
Marmara Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı Açılış törenine
katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım'a Üniversite Senatosu
tarafından fahri doktora unvanı verildi.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Marmara Üniversitesinin
Sultanahmet'te bulunan rektörlük binasında düzenlenen 2018-2019
akademik yılı açılış törenine katıldı. Törende Yıldırım'ın yanı
sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, Marmara Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Erol Özvar ve öğretim görevlileri de yer aldı. Marmara
Üniversitesi Senatosu tarafından TBMM Başkanı Yıldırım'a fahri
doktora unvanı verildi.
Törende konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, "Marmara
Üniversite'si Türkiye tarihi birikiminin bir özetidir. Sultan
Abdülhamid Osmanlının en zor zamanlarında Osmanlının son
dönemlerinde tarihe mührünü vuran bir sultandır. En zor zamanlarda
en zor işleri başaran bir hükümdardır. Bugün etrafımızda eğitim
adına, bayındırlık adına, sağlık adına, kamu binaları adına bir
baktığımızda sadece Türkiye'de değil; Türkiye'yi kuşatan 25 ülkede
Sultan Abdülhamid'in eserlerini görmemiz mümkün. Değişen dünyada
Osmanlı'nın değişimi ıskalamaması için başlattığı o büyük değişim
programı için Avrupa'ya gönderdiği Türk gençleri orada değişimi
okusun, değişimi anlasın ve Osmanlı 600 yıllık tarihinden sonra
yarıştan geri kalmasın istedi. Ancak o gençlerimiz ne yazık ki
Sultan Abdülhamid'in sağladığı bu imkanlarla hedefleri
gerçekleştirmek yerine o büyük sultanın tahttan indirmek için
müstevlilerle iş birliği yapmaktan geri kalmadı" diye
konuştu.
"İSTANBUL'DA FAAL OLAN 63 TOPLAMDA 69 ÜNİVERSİTEMİZ
VAR"
Marmara Üniversitesi'nin bugüne kadar on binlerce gencin ufkuna
ışık tutmuş önemli bir üniversite olduğunu belirten TBMM Başkanı
Binali Yıldırım, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten
Cumhurbaşkanımızda bu üniversiteden mezundur. Gelecek yıllarda da
gençlerimizi en iyi şekilde hayata hazırlamaya üniversite devam
edecektir. Şüphesiz üniversitelerimiz bizim geleceğimizi inşa
edecek, yüz yıllara mührünü vuracak eğitim kuruluşlarımızdır. İşte
Marmara Üniversitesi 3 bin kişiden oluşan öğretim kadrosu 70 bin
hatta şimdi 85 bin dedi. 85 bin öğrencisiyle birlikte muazzam bir
şehir. Üniversite deyince biz iktidara geldiğimizde Türkiye çapında
76 tane üniversite vardı. Bugün 206 tane üniversitemiz var.
Üniversite olmayan şehrimiz yok. Hatta bir çok şehrimizde birden
çok üniversite var. İstanbul'da faal olan 63 toplamda 69
üniversitemiz var" ifadelerini kullandı.
"ÜNİVERSİTELER İNSANA VE HAYATA DAİR HER ŞEYLE İLGİLENMEK
MECBURİYETİNDEDİR"
Teknolojinin önemine vurgu yapan TBMM Başkanı Yıldırım,
"Akademik eğitim kalitesini her geçen yıl yükselterek,
bugün 16 fakülte 5 yüksek okul 11 enstitü ile faaliyetlerini
yürüten bu üniversitemiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli beyin
gücünü yetiştiren önemli üniversitelerimiz arasındadır.
Üniversiteler insana ve hayata dair her şeyle ilgilenmek
mecburiyetindedir. Aklı ve nakli kullanarak bilgiyi üretmek yaymak
gibi bir görevi vardır. Bilginin kuşaktan kuşağa nakli yetişen
nitelikli insanlarımızın hem görevi hemde sorumluluğudur. Eğer
Türkiye bugün dünyanın ilk 20 ekonomi arasına girdiyse bu
üniversitelerimizin yetiştirdiği nitelikli insanlarımız
sayesindedir. Bizim petrolümüz yok, doğal gazımız yok ama hiç
tükenmeyen kaynağımız var, insanımız var. Genç insanlarımız var.
Bugünlere nasıl geldiysek yarınlara da genç ve dinamik insan
kaynağımızla erişeceğiz.
Tarihin akışına ve gelişimine paralel toplumlar arasındaki rekabet
gittikçe kızışıyor. Üretim ve tüketim biçimi giderek değişiyor.
Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle beraber çok değil 15 yıl
içerisinde mevcut mesleklerin bir kısmı tedavülden kalkacak,
çalışan nüfusun yüzde 50'si işsiz kalacak. Çünkü bilgi iletişim
teknolojilerindeki gelişme artık bizim hayatımızı da yönetir hale
geliyor. Robotlar sanal gerçeklik, nanoteknoloji ve akıllı
sistemler; bir kaç sene sonra insansız araçları cadde sokaklarında
dolaşırken görürseniz şaşmayın. Bunlar artık ticarileşme sürecine
girmiş halde. Geleceği ıskalamayacağız. Önüne geçeceğiz. Daha
şimdiden biz yok olan mesleklerin yok olan istihdam alanlarının
yerine ikame edecek işsiz kalacak bu insanlarımıza yönelik projeler
üzerinde kafa yormamız lazım. Üniversiteler bunu yapması lazım.
Aksi halde teknoloji bize mutluluk getirmez bizim hayatımızı
çekilmez hale getiren bir unsura dönüşebilir. Eskiden toprağa sahip
olanlar hayata hükmediyordu. Sonra toprağın yerini sanayi aldı.
Artık bilgiye sahip olan bilgiyi üreten bilgiyi kullananların
dünyaya hükmettiğini görüyoruz" diye konuştu.
"ŞİRKETLERDE ALIN TERİNDEN ZİYADE AKIL TERİ
VARDIR"
Akıl gücünün önemine değinen TBMM Başkanı Binali Yıldırım,
"Günümüzün en yüksek ciro yapan en minimum istihdamla
dünyanın en yüksek cirosunu yapan şirketlere bir bakın bunların
geçmişi yüzyıl değil. Yüz elli yıl değil. Elli yıl bile değil. Topu
topu 20 yıllık şirketler. Facebook, Google, Apple, Instagram,
Youtube vs. Bütün bunların bugün anlı şanlı 1800'lerden beri
iftiharla var olduğunu söyleyen şirketlerin 10 katı 20 katı ciroya
ulaştı. Bu şirketlerde alın terinden ziyade akıl teri vardır. Akıl
teri ile büyüyen şirketlerdir. Türkiye'de yetişmiş nitelikte insan
gücüne daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü emek yoğun üretim yerini
yavaş yavaş bilgi üretmeye bırakıyor. İş kolları nitelik
değiştiriyor. Her işi yaparım ağabey tipinden bir işi en iyi
şekilde yapan insan profiline geçiş sürecini yaşıyoruz.
Üniversitelerimizde gençleri yetiştirirken, eğitirken lütfen bu
hususlara özen gösterelim.
Nesnelerin internetini geliştirmek için büyük veri havuzunda yer
almak için, üç boyutlu yazıcıları geliştirmek için mobil uygulama,
geliştirme bulut teknolojisi gibi bilgiyi işleyip endüstriyel ürün
haline getirecek insanlar ihtiyacımız var" ifadelerini
kullandı.
"YAŞADIĞIMIZ DEĞİŞİM İNANÇ YAPIMIZDAN DÜŞÜNCE BİÇİMİMİZE
KADAR HER ŞEYİ ETKİLİYOR"
"Yaşadığımız değişim inanç yapımızdan düşünce biçimimize
kadar her şeyi etkiliyor" diyen TBMM Başkanı Yıldırım,
"Geleneksel aygıtlarla klasik yöntemlerle yaptığımız
öğretim artık yeterli değil. Her alanda bir dijitalleşme ve
sayısallaşma mevcut. Gençlerin ilgisi de zaten bu alana kaymış
durumda. Dolayısıyla iletişim ve etkileşimin dijitalleştiği
günümüzde artık teknolojik aygıtların içinde olmadığı bir üretimin
rekabet şansı tamamen ortadan kalkmıştır. Sadece üretim şeklini
değil, lojistiği, pazarlamayı ve satış süreçlerini de değiştiriyor.
Bir şirket internete bir web sayfası açıyor ve 5 senede 100
milyarlarca dolar ciroya ulaşıyor. Mal başka yerde alıcı başka
yerde götüren taşıyan lojistikçi başka yerde hiç bir birbirini
tanımıyorlar farklı yerde konuşlandırmışlar ama bunların hepsini
bilen birisi var. Masanın başında organizasyonu yapıyor ve oradan
milyarlarca dolar kazanıyor. Tabii tüketim alışkanlıklarımızda
değişiyor. Bu durum market sistemini getiriyor. Yaşadığımız değişim
inanç yapımızdan düşünce biçimimize kadar her şeyi etkiliyor. Artık
eskiyi bilmek kadar yarını da ön görmek mecburiyetindeyiz. Dünün
meselleri ile oyalanmak yerine yarının meselelerini ön görüp çözüm
arayışı içerisine girmek mecburiyetindeyiz" diye
konuştu.
"DÜNYADA ZİHNİYETLER DEĞİL ARTIK BİLGİ
YARIŞIYOR"
Üniversitelerinin gençlerin kabiliyetini geliştirmek için fırsatlar
sunulan merkezler haline gelmesi gerektiğini söyleyen, TBMM Başkanı
Binali Yıldırım, "Üniversitelerimizi farklı ilgi ve
algılara sahip gençlerimizin kabiliyetlerini geliştirmek için
fırsat sunulan merkezler haline getirmemiz lazım. Üniversitelerde
o, bu, şu fikir ya da zihniyet değil bilgi hakim olmalıdır. Çünkü
dünyada zihniyetler değil artık bilgi yarışıyor. Düşünce ve ifade
hürriyetinin olmadığı bir yerin adı üniversite olamaz. Çünkü
üniversite düşünceye ket vurulan yer değil. Düşüncenin evrensel
hudutlara taşındığı merkezlerdir. Üniversitelerimize yönetilen en
temel eleştiri işe dönük oldukları yönündedir. Bu eleştiriye
benimde katıldığım yanlar var. Öğretim üyelerimizi düşünce
hayatımızın, kültür dünyamızın her kademesinde daha aktif bir
şekilde görmeyi arzu ediyoruz. Eskiden İstanbul adeta eskiden bir
kültür ocağı gibiydi. Öğretim üyelerimiz akademisyenler, iş
dünyamız sivil toplum kuruluşlarımız kamu kurumlarımız irfan
ocaklarını canlandırmak için adete bir seferberlik içine girmemiz
gerekiyor. Başlatılacak bu seferberlik her alanda 21 yüzyılın
bölgesel ve küresel liderleri arasına ülkemizi sokacaktır"
dedi.
"SİZ KENDİNİZİ YENİLEYEMEZSENİZ KENDİNİ YENİLEYENLERE
YENİLİRSİNİZ"
Öğrencilere seslenen TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Değerli
öğrenciler, insan hayatı dinamiktir. Zamanı gelince yenilemeyi
mutlaka gerçekleştirmelidir. Siz kendinizi yenileyemezseniz kendini
yenileyenlere yenilirsiniz. 95 yıl önce Cumhuriyeti ilan
ettiğimizde nüfusumuz 13 milyona inmişti. 1 üniversitemiz 307 tane
hocamız, 2 bin 914 tane öğrencimiz vardı. Bugün 81 milyonuz 129
devlet olmak üzere 206 tane üniversitemiz var. Öğretim üye sayımız
150 bini aşmış öğrenci sayımız 7.5 milyona ulaşmış Bulgaristan
kadar üniversitede okuyan öğrencimiz var. Bu tabloyu uluslararası
rekabette çok daha etkin hale getirebiliriz. Daha güçlü hale
getirebiliriz. Bugün dünyada ilk üniversite kuranların Müslümanlar
olduğunu belkide bir çoğu bilmiyor. 1800'lü yıllarda Fas Kahrevan
Üniversitesi dünyanın ilk üniversitesidir. Tıp, felsefe astronomi
matematik bilimlerine sayısız hizmetlerde bulunan bilim adamları
bizim ecdadımızdır. Bunlarla övünüyoruz. Azimde çözüm vardır.
Azmederseniz mutlaka başarırsınız. Kafaya koydunuz bir şey yapmaya.
Allah takdir ettiyse başka bir engel yoksa mutlaka sonuç alırsınız.
Çevre küresel ısınma iklim değişikliği işsizlik, yoksulluk, savaş,
terör gibi sorunlarla uğraşmamız da ancak bilgiyle güçlenmekle
mümkün" diye konuştu.
"BU YIL SONUNA KADAR DEVLETTE ARTIK ISLAK KAĞIT KALKIYOR
E-İMZA İLE ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILACAK"
Yıl sonuna kadar devlette ıslak kağıdın kalkıp e-imza ile
elektronik ortamda yapılacağını belirten TBMM Başkanı Yıldırım,
"Millet olarak 2023, 2053, 73, 75 hedef ve vizyonlarımız
var. Bunlara başka türlü ulaşma şansımız yok. Genç nüfusumuzu
meraklı, araştırmacı hale getirip beyin gücümüzü mutlaka harekete
geçirmeliyiz. Küresel terör baronlarının hedefi gençlerimizdir bunu
bilelim. Gençlerimiz bizim geleceğimiz. Türkiye'nin düşmanları bunu
bildikleri için genç nüfusumuz için terör örgütleri büyük oyun
oynamaya çalışıyorlar. Ancak son 2 yılda terörle yaptığımız
mücadelede umutları kırıldı. Bir yılda 600 civarında dağa genç
çıkara bilirken, bir iki tane bile çıkaramıyorlar. Bu güzel bir
gelişme. Bu burada kalmamaları bunun sosyal politikaları,
bayındırlık politikaları, eğitim politikaları geleceğe hazırlama
projeleri ile de desteklenmeleri lazım. Bir ömür boyu güvenlik
esaslı terör mücadelesi olmaz. Esas olan özgürlükler güvenliğe heba
edilmemelidir. Şimdi güvenlik yüzde yüz Türkiye'nin her köşesinde
devletindir. Bunda hiç tereddüt yok. Bundan sonra yapılması
gereken, insanların gelecek umudunun yeşertilmesi için saha
çalışmasını, alt yapı çalışmasını, üst yapı çalışmasını geliştirmek
mecburiyetindeyiz. Gidin Şırnak'a, Hakkari'ye, Mardin'e
İstanbul'dan farkı yok. Havaalanıyla yollarıyla her şeyi var.
İletişimi ile belki internet orada daha hızlı çünkü trafik daha az.
Bu yıl sonuna kadar devlette bütün işler artık ıslak kağıt kalkıyor
e-imza ile elektronik ortamda yapılacak" dedi.
"BİZE SALDIRILMADIKÇA SALDIRMAMAYI YÜZLERCE YILDIR MİLLİ
BİR İLKE OLARAK BENİMSEMİŞ MİLLETİZ"
TBMM Başkanı Yıldırım, "Rusya ile İran'la yaptığımız
İdlib'deki çatışmazlık bölgeleri bir çok masum insanın hayatının
yok olmasına engel olmuştur. Bizim inancımızda insanı yaşat ki
devlet yaşasın. Bize saldırılmadıkça kimseye saldırmamayı yüzlerce
yıldır milli bir ilke olarak benimsemiş milletiz. Dünyanın 10'uncu
büyük ekonomisine ulaştığımızda iktisadi, sosyal dinamikleri daha
iyi işleyen daha müreffeh bir Türkiye'yi elbette
göreceğiz" ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"2 yıl Başbakanlık yaptım başıma gelen pişmiş tavuğun
başına gelmedi. Darbeler, anayasa değişikliği, referandum, Fırat
Kalkanı, Zeytin Dalı, ekonomik krizler, sıkıntılar... Elhamdülillah
milletimizin desteğiyle duasıyla hepsinin üstesinden geldik. Sağ
salim yolumuza devam ediyoruz. Şu anda da birtakım sıkıntılarımız
var. Sakın ola yeise kapılmayın. Bunun daha zorlarından, bu
sınavlardan başarıyla geçtik. Bunun da üstesinde geleceğiz. Biraz
sıkıntı çekeceğiz ama mutlaka feraha çıkacağız. Bundan endişeniz
olmasın. Çünkü Türkiye'nin bu sıkıntıları aşacak imkanı da var
kabiliyetleri de var. Türkiye'nin varlıkları, yükümlülüklerinin iki
katını karşılayacak kadar hazır. Burada yaşanan sıkıntı
konjonktüreldir. Bunları hepsini hükümetimiz aldığı tedbirlerle
aşacak ve inşallah 'Durmak yok yola devam.' diyerek işimize
bakacağız."
(Caner Sönmez - Serdar Ünal/İHA)