’’Laik olmayan bir ülkeymiş’’
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Yunanistan'daki seçimlerle ilgili, "Bu vesileyle Türkiye'deki laiklere de bir şey söyleyeyim, ben de yeni farkına varıyorum ki Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiş" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç,
Yunanistan'daki seçimlerle ilgili, "Bu vesileyle
Türkiye'deki laiklere de bir şey söyleyeyim, ben de yeni farkına
varıyorum ki Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiş"
dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu
toplantısı sürerken Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent
Arınç, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Bedelli askerlik konusunda 1 Ocak'tan sonra doğanların taleplerine
ilişkin soru üzerine Arınç, "Bu bir kanun meselesiydi, 28
yaşından gün almış olan insanlar bundan istifade edecekti ve
karşılığı 18 bin lirayı yatırmak suretiyle de askerliğini yapmış
sayılacaktı. Şu ana kadar 125 bin civarında gencimiz bu imkanlardan
istifade ediyor. 3 yıl önce çıkarılan kanunda da 30 yaş esas
alınmış ve 30 bin lira bedel takdir edilmişti. Bunlara karşı da
Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) gidilmedi, eleştirilmedi kanun da
uygulamaya geçti. Kanun uygulamaya geçti neredeyse 15 gün sonra da
bitecek. Yani her kanun çıkarken uygulamaya girdiği tarih bir tarih
olarak belirlenir. 31 Aralık yerine 1 Ocak diye belirlenmiştir.
'Bundan bütün aylar istifade eder' mantığını ilk defa duyuyor ve
karşılıyorum. O arkadaşlarımıza söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
Kanun yürürlükte ve süresi de bitmek üzeredir. 1 Ocak'tan sonra
doğum günü olan kardeşlerimize sabır tavsiye ediyorum veya
imkanları ne zaman el verirse askere koşa koşa gitmelerini tavsiye
ediyorum. AYM'ye bireysel başvuru falan diye kulağıma geldi de onu
da ihmal etmesinler, nasıl yapacaklarsa yapsınlar. Türkiye bir
hukuk devleti, AYM her konuda bir karar vermeye çalışıyor. Nasıl
bir karar vereceğini az çok tahmin ediyorum ama ümitleri
kırılmasın. O imkanlara sahip olurlarsa ona da gitsinler"
karşılığını verdi.
IŞİD'İN KOBANİ'DEN ÇIKARILMASI
"Kobani'nin IŞİD'den temizlendiğine yönelik iddialar var.
Bu konuda size bir bilgi geldi mi?" sorusuna cevap veren
Arınç, "Evet, haberler geliyor ancak henüz tam noktasıyla
veya anlamıyla teyit edilmiş değil. Son gelişmeler de IŞİD'in
direncinin kırıldığı ve Kobani'yi terk ettiği yolundaydı.
Türkiye'nin bu konuda olumlu bir rolü olduğunu umarım unutmazlar.
'Biji Serok Obama' diye bağıracaklarına Türkiye'nin de her konuda
bu işgale karşı orada yaşayan insanlara nasıl destek ve yardımcı
olduğunu umarım hatırlayanlar çıkar. Biz terör örgütlerinin elbette
yenilmesini, mağlup edilmesini, bir yerlerden çekilmesini, masum
halk üzerindeki etkisinin zayıflamasını, azalmasını, yok olmasını
her zaman sevinçle karşılarız" şeklinde konuştu.
YUNANİSTAN'DAKİ SEÇİMLER
Yunanistan'daki seçimler hatırlatılarak, "Radikal sol
olarak tabir edilen bir parti başa geçti. Sonucu nasıl
yorumlarsınız, Türkiye-Yunanistan ilişkilerine nasıl etkisi
olur?" sorusu üzerine Arınç, "Yunanistan'da,
komşumuzda bir seçim oldu ve son günlerin tahmini gerçekleşti.
Syriza isimli partinin lideri veya parti birinci çıktı, 149 oy
aldı. Diğerlerinden de bağımsızlardan temin ettiği
milletvekilleriyle bir koalisyonla hükümetini kurdu. Bugün de bir
merasim yapıldı, dini olmayan bir merasimle görevi devralmış oldu.
Bu vesileyle Türkiye'deki laiklere de bir şey söyleyeyim, ben de
yeni farkına varıyorum ki Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiş.
Türkiye'de laiklik adına her zaman her yerde 'hava bugün puslu bile
deseniz, çok şükür laiklik var' diyenlerin komşumuz Yunanistan'da
laikliğin olmadığından veya laikliği reddeden bir ülke
olduklarından haberleri var mıydı bilmiyorum. Yani bir papazın
önünde yapılması gereken merasime ateist olduğunu söyleyen bir
başbakan 'ben böyle bir merasim istemiyorum' dediği için sadece
basit bir toplantı ile görevine başlamış oldu. Dünya yıkılmadı yani
demokrasi açısında ben bunu olumlu görüyorum. Ama laikliği reddeden
bir ülkede ilk defa bir başpiskopos olmadan göreve başlamak veya
yemin etmenin sorun olacağı söyleniyordu. Görüyorsunuz ki demokrasi
bu işleri sorun yapmadan yoluna devam ediyor. Bizim tek isteğimiz
var. Yunanistan'da güçlü ve istikrarlı bir hükümet bir an önce
kurulsun, yeni kurulacak hükümetle de Türkiye'nin ilişkilerinin
mutlaka işbirliğinin en güçlü olduğu noktada devam ettirmeye gayret
edelim. Biz iç politika konusunda Yunanistan'la ilhgili bir şeyi
paylaşacak değiliz. O ülkede yurttaşları seçimlere gittiler,
sandıklarda oylarını kullandılar ve geçmişte başbakanlık yapmış
olanların partisi baraj altında kalırken böyle bir aşırı sol,
radikal bir parti, Avrupa Birliği'nin de çok çekindiği söyleniyor,
yüzde 37'ye yakın bir oyla hükümet kuracak noktaya geldi..
Demokrasinin bir sonucudur. Herkesin saygı duyması gerekir. Türkiye
olarak bizi ilgilendiren şey yeni hükümetle elbette en iyi
ilişkileri kuracak noktada olmamız" ifadelerini
kullandı.
DİYARBAKIR'DAKİ ELEKTRİK SAVAŞI
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, Diyarbakır'da yaşanan
elektrik krizini hatırlatarak, "Borçların ödenmemesi
durumunda yasal yollara gidilecek mi? Bununla ilgili bir takvim
belirlendi mi?" sorusuna, "Borçlarla ilgili yeni
yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Yasal düzenlemelerin hepsi yapıldı
sadece vatandaşın mağdur olmaması ve bu kurumlarla olan ilişkilerin
de uzlaşmayla sonuçlanabilmesi tek amacımız" karşılığını
verdi.
YURT DIŞINDAKİ TÜRK OKULLARI
"Yurtdışındaki çalışmayla ilgili bir oran var mı? Ne kadarı
kapatılacak?" sorusu üzerine ise Arınç, şunları
kaydetti:
"Oradaki okulları kapatmak gibi bir görevimiz de yetkimiz
de yok. Bunu her hukuk bilgisi olan insan bilir. O ülkelerle
yönetimlerle görüşmeler yapılabilir. Bunlar zararlı ise o konularda
dikkatleri çekilebilir. Mesela Gambiya veya Azerbaycan'daki
okulların bu şekilde faaliyetten men edildiğini biliyoruz. Ama her
ülkenin buna uyacağını düşünmemek lazım. İkincisi de bir ticari
şirket olarak bu işler yönetiliyorsa bunu bizim ancak devir, satın
alma veya bir başka ortakla ilişkilendirmek şeklinde tavsiyeler
olabilir. 160 ülkede bulunan bu okullar için 'bunları kapatın,
açın, şöyle yapın' diyecek bir noktada değiliz, bunu düşünmüyoruz.
Hukuk neyi gerektiriyorsa bu okulların faaliyetlerinin Türkiye
tarafından veya başka işverenler tarafından devralınması halinde
yeni bir eğitim sistemi yoluna girebilir diye düşünüyoruz.
Önümüzdeki Bakanlar Kurulu'nda bunu konuşacağız. Ondan sonra da
olgunlaştığında -bugün ben kısa bir sunumunu izledim ki- yola
çıkabileyim diye. Bakanlar Kurulu devam ederken bu konu tekrar
gündeme gelmiş midir, bilmiyorum. Her şeyi de en ince teferruatına
kadar konuşacak değiliz".
(İHA)